• Sonuç bulunamadı

Kaymakam Hamdi Bey’in Azli Meselesi:

Belgede Milli Mücadele'de Edremit (sayfa 86-89)

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.3. Đşgaller Üzerine Balıkesir ve Edremit’teki Faaliyetler

4.3.2. Edremit’te Milli Mücadele’nin Başlaması:

4.3.2.4. Kaymakam Hamdi Bey’in Azli Meselesi:

Hürriyet ve Đtilaf Partisi35 yanlıları Edremit’te olup bitenleri sürekli takip ediyor ve işgal karşıtı tutumları iyi gözle görmüyorlardı. Onlara göre, yapılanlar kendi düşüncelerine ve isteklerine olduğu kadar hükümetin iç politikasına da aykırıydı. Bu tür hareketlerde bulunanlara, hele bütün bunların öncülüğünü yapan kasabanın genç kaymakamı Hamdi Bey’e diş biliyorlardı. Bu yüzden Hamdi Bey’i kaymakamlıktan uzaklaştırmak için her yere ve her çareye başvurmuşlardır. Kıskançlık, karalama, yalan meyvesini vermiş, kısa

35

Hürriyet ve Đtilaf Fırkası, 21 Kasım 1911 tarihinde kurulmuş ve bir sene sekiz ay sonra kapatılıştır. 10 Ocak 1919’da siyasi hayatına yeniden başlayan Parti, 22 Ocak 1919’da bir beyanname yayınlayarak Müdafaa-i Hukuk Derneklerine karşı çıkmıştır. Đngiliz taraftarı olarak bilinen dernek ulusçuluk fikrini reddetmektedir. Hürriyet Ve Đtilaf Fırkası mensupları, Đttihat ve Terakki Fırkasına düşmandılar. Đttihat ve Terakki Fırkası resmen dağılınca bu fırka üyelerinin yok edilmesi için çalışmalar yapmışlardır. Aynı zamanda Kuvâ-yı Millîye’ye de karşıdır. Fırka bünyesinde Damat Ferit, Gümülcineli Đsmail, Miralay Sadık Bey, Konyalı Şeyh Zeynel Abidin, Hoca Mustafa Sabri Efendi, Seyit Abdülkadir ve Said Molla gibi tanınmış kişiler vardı. Bunlardan Zeynel Abidin, Bozkır ve Konya isyanlarını yürüten kişiydi. Đttihat ve Terakki ile Müdafaa-i Hukuk düşmanı olan ve Đstanbul dışında da örgütlenen Hürriyet ve Đtilaf Fırkası, Đngilizler ile ortak çalışmış, müdafaa-i hukuk aleyhinde propagandalar yapmıştır. Bkz. (Özkaya, 2005:125–126; Selek, 1976: 97–98; Akşin, 2004: 182–183)

bir süre sonra Đstanbul Hükümeti’nce Edremit Kaymakamı’nın görevden uzaklaştırılmasına karar verilerek durum Balıkesir Mutasarrıflığı’na bildirilmiştir. Hamdi Bey, mutasarrıflık tarafından sevilen ve değeri bilinen bir kaymakamdı. Ancak Hükümetin kararı karşısında yapılacak bir şey kalmamıştı. Hamdi Bey 5 Nisan 1919’da görevden alınarak yerine kaymakam vekili olarak Kadı Mansur Efendi getirilmiştir (Su, 1984: 33).

Hamdi Bey’in görevden alınması üzerine Kaymakam vekili olarak atanan Kadı Mansur Efendi aslında partili değildi. Ancak Hürriyet ve Đtilaf Fırkası ileri gelenlerinin etkisi altındaydı. Kaymakamlık koltuğuna onların sayesinde oturmuştu. Hamdi Bey’in muhalifleri onun kaymakamlıktan uzaklaştırılmasını yeterli bulmuyorlardı. Onlara göre, tehlikeli girişimlerde bulunmuş olan bu Đttihatçı kaymakamın Edremit’ten sürülmesi gerekmekteydi. Sonunda bu girişimlerinde de başarı sağlayarak, genç kaymakamın tutuklanıp Đstanbul’a Divan-ı Harb-i Örfi’ye gönderilmesi hakkında Dâhiliye Nezareti’nden emir çıkarttılar. Kadı Mansur Efendi yakalanma emrini alınca, Burhaniye’de bulunan Hamdi Bey’i tutuklamak için Burhaniye Jandarma Komutanlığı’na yazı göndermiştir.

Ancak Burhaniye Jandarma Komutanı Hüsnü Bey’in Hamdi Bey ile arasının çok iyi olduğunu bilen partililer Hüsnü Bey’i komutanlıktan almaya kalkmışlardır. Görevden alınma sebebini çok iyi bilen Hüsnü Bey Hamdi Bey ile konuşmuş ardından Balıkesir Mutasarrıfı Hilmi Bey’i arayıp durumu belirtmiştir. Hilmi Bey’in emri ile Hüsnü Bey görevde kalmış böylece Hamdi Bey de tutuklanma tehlikesini atlatmıştır (Su, 1984: 35).

Hamdi Bey Kaymakam olduğu sırada Đzmir kongresinde alınan kararları Edremit bölgesine uygulamak üzere seçilen heyette teşkilat kurmakla görevlendirilmişti. Bu sebeple çalışmalarını ve milis kuvvetleri meydana getirme işini bu heyet adına sürdürüyordu. Kaymakamlıktan ayrıldıktan sonra bu çalışmalara hız vermiş, güvendiği kimselerle ilişkilerini sıklaştırmıştır. Köyleri basan, halka eziyet eden çete reisleri ile bağlantıya geçmiştir. Mektup yazarak veya yüz yüze gelerek durumun ciddiliğine ve muhtemel bir düşman işgaline dikkat çekip onlardan eşkıyalığı bırakmalarını, adalardan gizlice gelip

kıyılara saldırıda bulunan Rum çetelerine ve meydana gelebilecek düşman işgaline karşı örgütlenmelerini istiyordu (Su, 1984: 37).

Hamdi Bey’in bu çalışmaları kendisini sevenler tarafından ilgi ve takdirle karşılandığı halde muhaliflerini kaygılandırmıştır. Özellikle Hürriyet ve Đtilaf partililerinin etkisi altında bulunan Kaymakam Vekili Kadı Mansur Efendi’yi fazlasıyla huzursuz etmiştir. Hamdi Bey’in teşkilat kurmasını, milis kuvvetleri derlemesini devletin kanunlarına ve siyasetine aykırı olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle Hamdi Bey’i tutuklama düşüncesinden vazgeçmemiştir.

Kadı Mansur Efendi Hamdi Bey’in tutuklanması için en uygun zamanı Edremit’te Darüleytam yararına düzenlenen at yarışları olduğuna karar vermiştir. Ancak olaylar Kadı Mansur Efendi’nin istediği şekilde gelişmemiş, koşu alanına bir at sırtında gelen Hamdi Bey sevenleri tarafından büyük sevgi gösterileri ve alkışlarla karşılanmış, Darüleytam çocukları etrafını sarmıştır. Bu durum karşısında Hamdi Bey’in tutuklanmasının istenmeyen birtakım olayların oluşmasına neden olacağı gerekçesi ile tutuklamadan vazgeçmiştir36.

Ancak Hamdi Bey’in Ayvalık cephesindeki ve Edremit’teki tutumu, faaliyetleri daha fazla göze batmasına neden olmuştur. Bu çalışmalarının Đstanbul Hükümeti tarafından takip edilmesi ile birlikte, 9 Kasım 1919 tarihinde Memurin ve Sicil-i Ahval Müdüriyeti’nden Karesi Mutasarrıflığı’na bir yazı gelmiştir. Daha önceki tutuklama emrinin livalara gönderildiği, ancak cevap gelmediğini, Burhaniye ve Edremit civarında bulunduğundan haber alınan Hamdi Bey’in derhal yakalanması ve idamı isteniyordu (BOA. DH. ŞFR., D:104, nr:183).

36

Hamdi Bey olayların etkisi ile yavaş yavaş değişmeye, iç dünyası ve dış görünüşü ile hırçın ve mücadeleci bir insan görünümüne bürünmeye başlamıştı. Kaymakamlıktan ayrılmasına, resmi sıfat ve otoritesinden yoksun kalmasına karşın sağlam kişiliği ile çevresinde olumlu etkisini ve üstünlüğünü sürdürüyor, büyük bir çoğunluk tarafından sevilip sayılıyordu. Bunu kendiside görüyor ve hissediyordu. Bununla birlikte memurluktan ayrıldıktan sonra, düşman grupların hareketlerini dikkate alarak tedbirli olma, uyanık bulunmak gereğini duymuştur. Bir takım olaylarda onun böyle düşünmekte ve hareket etmekte haklı olduğunu ortaya koymuştu. Bu nedenle Burhaniye’ye yerleştikten bir süre sonra kılık ve kıyafetinde değişiklik yapmış, sakal bırakmış, silahlı gezmeyi alışkanlık haline getirmiştir. Bkz. (Su, 1984: 39)

Belgede Milli Mücadele'de Edremit (sayfa 86-89)