• Sonuç bulunamadı

Edremit’in Đşgal Edilmesi

Belgede Milli Mücadele'de Edremit (sayfa 143-147)

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.4. Edremit’in Đşgali ve Đşgal Yıllarında Edremit

4.4.1. Edremit’in Đşgal Edilmesi

Sevr Antlaşması’nın esaslarının belirlendiği San Remo Konferansı kararlarının Türklere zorla kabul ettirilmesi ve Đtilaf Devletleri’nin emperyalist emellerinin yerine getirilmesi için Yunan ordusu, yaklaşık kırkbin kişilik bir kuvvetle 22 Haziran 1920’de Đzmir Kuzey Cephesi’nden taarruza başladı. Bu bölge yaklaşık beş bin kişilik Kuvâ-yı Millîye güçleri ile savunulmaya çalışılıyordu (Özdemir, 2001a: 254).

Sayıca üstün olan Yunan kuvvetlerine karşı, 22–28 Haziran tarihleri arasında Soma ve Ayvalık cephelerinde milli kuvvetler tarafından önemli mücadeleler ortaya konmuştur. Düşman silah gücü açısından da Türk kuvvetlerinden üstündür.

29 Haziran günü başlayan Yunan taarruzu ile Kınık cephesi dağılmış, silah ve cephanenin yetersizliğinden dolayı Yunan Kuvvetleri Madra dağından Edremit ovasına girmiş, kuvvetlerin direnişine rağmen Burhaniye’yi ele geçirmiştir. Aynı anda Nikki adındaki Yunan muhribi Karatepe istikametinden çıkarak bölgedeki kuvvetlerimizi topa tutmuştur (Yetkin, 1939: 187).

30 Haziran’da halkın Çete Konağı diye adlandırdığı Edremit Kuvâ-yı Millîye karargâhında Kuvâ-yı Millîye’ye ait bütün evraklar ateşe verilmiş, tam

o sırada Ergama’dan bir telefon haberi gelmiştir. Habere göre Balıkesir Yunan Kuvvetlerince işgal edilmiş, buradan hareket eden işgal kuvvetleri Bursa, Bandırma ve Edremit istikametine doğru hareket halinde oldukları bildirilmiştir. Aynı gün saat 16.00 sularında Ayvalık cephesinden Türk kuvvetleri geri çekilmeye başlamış, cephe komutanı Kaymakam Sadullah Bey Edremit Müdafaa-i Hukuk Reisi Muammer Bey’e bir emir göndermiştir. Bu emre göre Sadullah Bey, Muammer bey’in maiyetindeki birlikler ile beraber şehri terk ederek, Temaşlık sırtlarında, çekilmekte olan milli müfrezelerle birleşmesini istemektedir. Düşman Bandırma’yı işgal etmeden Agonya yolu ile birliklerin Anadolu içlerine çekilmesi gerekmekteydi (Yetkin, 1939: 188).

Cepheden gelen emir üzerine Muammer Bey, şehrin asayişini jandarma kumandanı Süheyl Bey’e devrettikten sonra Temaşlık Đstikametine doğru hareket etmiştir. Temaşlık köyüne vardıkları zaman, buluşmaları gereken askerlerin köyden ayrıldığını öğrenince derhal harekete geçmiştir. Agonya mıntıkasında ilk ulaştıkları yer olan Arabacı köyünde köylüler tarafından karşılanmışlardır. Bu köyde birliklerin yemekleri verilip karınları doyurulmuş, atlarının yemleri ve samanları temin edilmiş, köylüler bunların hiçi birisi için para talep etmemiştir (Özdemir, 2001a: 255).

Arabacı köyünden ayrılan kafile Fındıklı köyü civarında verilen bir molada, Bandırma yönünden gelen yolculardan düşmanın Bandırmaya girmek üzere oldukları haberini almışlardır. Bu haber üzerine Anadolu içlerine çekilme planlarına dair ümitleri azalmış, kafile ikiye ayrılarak bir kısmı devam etme kararı alırken bir kısmı geri dönmüştür. Anadolu’ya çekilme kararı alan kafile kısa bir süre sonra eşkıyalar64 tarafından pusuya düşürülmüştür. Silah sesleri üzerine Edremit’e geri dönen kafile olay yerine hareket etmiş, vardıklarından Kuvâ-yı Millîye yöneticilerinden Haznedar-zade Halim Efendi, Helvacı Hacı Hasan oğlu Nuri Bey, Narlılı Hacı Remzi Bey şehit olmuş ve Edremit Kaymakamı Azmi Bey ise yaralanmıştır (Sağdıç, 1983: 123). Sağ kalanlar daha sonra Muammer Bey ve Azmi Bey ile birlikte geri dönmüşler,

64

Gıyas Yetkin “Yurdun Güzel Bir Köşesi Edremit” adlı eserinde pusu kuran eşkıyalar için “Anzavur Döküntüleri” ifadesini kullanmaktadır (Yetkin, 1939: 188)

Dereli köyüne gelerek buradan gizlice Edremit’e girmişlerdir65 (Sağdıç, 1939: 124). 29 Haziran 1921 tarihli Balya kaymakamlığından Dâhiliye Nezaretine gönderilen raporda Edremit Kaymakamı Azmi Bey’in yaralı bir şekilde Balya’nın Mancılık köyüne geldiği bildirilmiştir. Edremit Komiser Muavini Mustafa Efendi Balya’ya gelerek Azmi Bey’i şirket hastanesine yatırdığı bildirilmiştir (BOA. DH. EUM. AYŞ., D:45, nr:51).

30 Haziran Çarşamba gecesi saat 21.00’da istasyonun bulunduğu taraftan ilerleyen bir manga düşman askeri Edremit şosesini geçerek “Soğuk Tulumba” mevkiinde bulunan köprüyü tutmuşlar ve iletişimi kesmek için burada bulunan telgraf direğini yıkmışlardır. 1 Temmuz 1920 tarihinde sabah saat 10.00 sularında Yunan Yüzbaşısı Mavra Matris kumandasında ki bir düşman birliği Bostancı mevkiindeki karargâhlarından ayrılarak Edremit’e girmiş ve şehri işgal etmiştir. Diğer taraftan Edremit’e giren Nazlı adında yerli bir Rum kumandasındaki birlikler Akçay’a hareket ederek bölgeyi işgal etmişlerdir. Aynı zamanda Niki muhribi de Ilıca’yı işgal edip, Akçay’da ki birliklere yardım etmek için Akçay’a asker çıkarmıştır (Yetkin, 1939: 190; 1957: 39).

Edremit’i işgal eden Yunan kuvvetleri, Edremit Şafak caddesi üzerinde bulunan Ziya Bey’in evini karargâh haline getirmiştir. Đşgal kuvvetleri ilk iş olarak “halkın işi ve gücüyle meşgul olmasını” tavsiye eden bir beyanname yayınlamıştır (Özdemir, 2001a: 256).

Đşgalden kısa bir süre sonra, Kuvâ-yı Millîye düşmanları, Hürriyet ve Đtilaf Partisi üyelerinin birlikte yürüttükleri çabalar sonucunda Yunan işgal kuvvetleri önce Edremit Đdman Yurdu üyelerini daha sonrada Kuvâ-yı Millîye mensuplarını birer birer yakalayarak işgal dairesinin bodrumuna ve umumi tevkifhaneye hapsetmişdir. 20 Temmuz 1920 tarihinde gerçekleşen bu tutuklama hadisesinde Edremit münevverlerinden 23 kişi tevkif edilmiştir. Tutuklananların bir kısmı daha sonra serbest bırakılmış, ancak Kuvâ-yı

65

Ruhi Naci Sağdıç’ın Milli Mücadele’de Edremit Körfezi adlı eserinde, Muammer Bey’in bir tanıdığı tarafından beş on gün saklandığı daha sonra Edremit’e geldiği ancak Hamamcıların Süleyman Efendi ve Çakır Hüseyin oğlu Mehmet Efendi ile birlikte yakalanıp Đzmir’e götürüldüğünü bildirmektedir. (Yetkin, 1939: 123–134)

Millîye’nin son reisi Muammer Bey ile katibi Hamza Beyzâde Süleyman Efendi ve veznedarı Çakır Hüseyin’in Mehmet Efendi’yi, yanlarında Havranlı iki Kuvâ-yı Millîyeci olduğu halde Đzmir’e götürmüşlerdir. Bu kafile daha sonra Đstanbul’a götürülmüş ve Damat Ferit kabinesinin isteği üzerine Nemrut Mustafa Divan-ı Harbi’nde yargılanıp, vatanlarını düşmana karşı savundukları için idama mahkum edilmişlerdir. Ancak Damat Ferit Paşa kabinesinin Ankara Hükümeti’nin baskı ve direnişi karşısında istifa etmesi üzerine Edremit Kuvâ-yı Millîyecileri idamdan kurtularak tahliye edilmişlerdir66 (Yetkin, 1939: 190).

Đşgalin ilk günlerinde, Yunanlılar Edremit’ten kağnı arabalarını toplayarak angarya için Bursa’ya götürmüştür. Aynı zamanda Edremit’in işgal edildiği günlerde yerli Rumlar küstahça tavırlar sergilerken, yanına iki Yunan askeri alan bir Rum istediği evi basıyor, içerisini arayıp tarıyor, koltuk, kanepe, ayna, dolap gibi lüks eşyaları kendisinin olduğunu iddia edip götürüyordu (Özdemir, 2001a: 257).

2 Ağustos 1920’de Edremit Posta ve Telgrafhanesi Yunanlılar tarafından işgal edilerek burada bulunan Osmanlı memurları vazifelerinden uzaklaştırılmıştır.67 (Yetkin, 1949). 21 Ağustosta 1920 tarihinde Yunan Đşgal Kumanlığı bir beyanname yayınlayarak, Edremit şehrindeki dükkanların tabelalarının Yunanca olarak değiştirilmesini istemiştir. Ayrıca 20 Şubat 1921 tarihinde Edremit halkına dördüncü defa silahlarını bırakma çağrısı yapılmıştır (Özdemir, 2001a: 257).

66

Đlk günlerde tevkif edilen isimler arasında Kadı Fazlı Efendi, Fevzi Bey, Müftü Hakkı Efendi, Kısaoğlu Hasan Bey ve Damat-zade Hakkı Bey’de vardı (Yetkin, 1939: 189–190).

67

12 Ekim 1920 tarihinde Edremit kaymakamlığınca Posta ve Telgrafhanede çalışan memurların maaşlarını Yunan işgal kuvvetlerinin ödeyeceğine dair muamelenin imzalanmasının ardından Yunanlılar Osmanlı Devleti dâhilinde kalan devlet işlerine el koymaya çalıştıkları bildirilmiştir. Bkz. (BOA.DH.ĐUM., 20/25: 14/25)

4.4.2. Đşgal Döneminde Edremit Çevresinde Faaliyet Gösteren

Belgede Milli Mücadele'de Edremit (sayfa 143-147)