• Sonuç bulunamadı

Kautsky'nin "Siyasal Modeli"

Demokrasinin Zorunluluğu ve Koşulları

2. Kautsky'nin "Siyasal Modeli"

Kautsky'nin bu bölümde nakletmeye çalıştığımız düşünceleri, tutarlı ve kendi iç mantığına sahip bir siyasal modeli ortaya koymaktadır. Sosyal demokrasinin kavranmasında bu model çok önemlidir: Model, felsefi tartışmaların ötesindeki somut tercihleri ve teorik farklılaşmayı pratiğe aktaran yaklaşımları içermektedir. Kautsky'nin siyaset anlayışı, tarihsel işçi hareketinin Leninist model ile sosyal demokrat model olarak temelden bölünmesinin dönemeç noktasını meydana getirmektedir. Nihayet, 20.

yüzyılın tüm sosyalist, işçi, sosyal demokrat ve benzerleri olan tüm sosyal demokrat nitelikli partileri, Kautsky'nin oluşturduğu bu siyasal modele – küçük farklılaşmalarla– bağlı kalmışlardır. Birçok militanın hattâ yöneticinin Kautsky'nin katkısını bilmemesine rağmen...

a) Kautsky'nin siyasal modeli "klasik, çoğulcu demokrasi" tercihinden yola çıkmaktadır. Bunun anlamı, sermaye sınıfının varlığının kabulüdür.

Sınıfsal varlığın şiddet yoluyla sona erdirilmesi düşüncesini Kautsky kesinlikle reddetmektedir.

b) Demokrasi tercihi, işçi hareketini hem şiddete başvurarak soysuzlaşmaktan hem de çeşitli tehlikelerden koruyacaktır: İşçi sınıfı, demokrasi sayesinde kendini geliştirip iktidara hazırlayacaktır. Toplumdaki nicel ve nitel gücünü demokrasinin mekanizmaları sayesinde tartarak, kendi

gücünü aşan yanlış hesaplardan sakınacak; iddiasını, gücüyle orantılı tutabilecektir.

c) Demokrasinin bu katkıları, şiddeti yaratan temel etkenleri saf dışında bırakmaktadır: Kautsky'ye göre, işçi hareketini şiddete muhtaç kılan başlıca faktör, işçinin, kendini yeterince hazırlamadan, nicel ve nitel büyümesini gerçekleştirmeden iktidara gelmek istemesi ya da gelmesidir (Ekim İhtilâli);

toplumsal güç olarak azınlıkta ve yetersizken, iktidar kavgasına girmesi ya da iktidar olmasıdır.

Demokrasi, hem işçilerdeki gelişmeyi ve tecrübe kazanmayı mümkün kılmakta, hem de taleplerin ve iddiaların geçerliğini seçim mekanizmalarıyla ortaya koymaktadır. Böylece, hareketi "ölçülü" olmaya yöneltmekte ve ölçüsüz davranışın getireceği şiddetin önkoşullarını yok etmektedir. Demokrasi, böylece, işçi hareketi ancak yeterince güçlüyse onu iktidara getirmek gibi bir güvenceyi, bir tür "emniyet sübabını" da beraberinde taşımaktadır.

d) Kautsky'nin bütün düşüncesi, şiddeti, işçi hareketinin teori ve pratiğinin dışına çıkarmaktadır. Kurduğu modelin "iktidar sonrası" da, bu kaygıyla yakından bağlantılıdır: İktidara gelen işçi sınıfı, demokrasinin kuralları gereği, zaten önceden güçlenmiş, çoğunluk olmuş, şiddete ihtiyaç duymaksızın iktidar olabilmiştir. Şimdi, iktidardaki bu hareket, kendi gücünden ve gelişmişliğinden, çoğunluğundan ötürü, karşıtlarına şiddet uygulamaya zaten muhtaç değildir. Kaldı ki, karşıtlarını ortadan kaldırmaya yönelmesi şiddete başvurmasını gerektirecektir. Ayrıca, karşıtlarını yok eden bir hareket olarak, bu kez "kendi içinden karşıtlar" yaratıp onları yok etmeye, şiddeti sürekli ve sonsuz kılmaya mecbur olacaktır.

Bütün bunlardan dolayı, Kautsky'nin siyasal modeli "çoğulcu" bir modeldir. Bu özellikleriyle klasik Marksist yaklaşımdan tümüyle ayrılmaktadır. "Tüm üretim araçlarının topluma mal edilmesi," açık olmakla beraber bir uzak amaç gibi Kautsky'de de vardır. Ancak bu durumun Marksist teorideki anlamıyla maddi (ekonomik) temelinden yoksun kalmış

"sınıfların ortadan kalkması" –yani, çoğulcu yapının kendiliğinden son bulması– noktasına varıp varmayacağına, Kautsky açıklık getirmemektedir.

e) Siyasal modelinin bu nitelikleriyle, Kautsky'nin sosyalizmi, son tahlilde, "devrimci" değil, "evrimci" bir sosyalizmdir: İşçi hareketi bir evrim sürecinde ve zaman içinde gelişecek, partisini geliştirecek ve iktidar olacaktır. Sosyal demokrat partinin iddialarını ekonominin genel düzeyiyle ve özellikleriyle uyumlu tutması anlayışı, bir diğer evrimci özelliktir.

İşçilerin maddi durumunun düzelmekte olduğu ve bu düzelişin giderek işçi hareketini güçlendirdiği; işçi sınıfının kurtuluşunun klasik teorideki

"yoksullaşma sürecinden" değil, bilâkis, maddi durumun düzelmesi ve bunun eşliğindeki bilinç bilgi artışından (psikolojik yoksullaşma) kaynaklanacağı, evrimci bir modelin unsurlarıdır. Çağımızdaki sosyal demokrasinin belirleyici özelliği olan "evrimcilik," Kautsky'nin kurduğu – ve günümüzün birçok ilkesini paylaştığı– siyasal modelin doğal sonucudur.

Kautsky'nin günümüze etkileri konusunda, Bergounioux ve Manin şu yorumu getirmektedir: "... İşçi sınıfından kaynaklanmak, Leninizmi reddetmek ve demokrasi tercihini yapmış olmak, bütün sosyal demokrat partilerin ortak özelliğidir.

Kautsky, söz konusu partilerin neden birbirini karşılıklı olarak koşullandırdığının, birbirine atıfta bulunduğunun anlaşılmasını mümkün kılar; kendi tanımı gereği işçi sınıfı ile özdeşleşmiş bir partinin varlığıyla, demokrasi ve parlamentarizmin (işçi sınıfı açısından) meşruiyet kazanabildiğini ortaya koyar. Bu partinin şiddet çıkmazına düşmeksizin gelişmesini ve iktidar olmasını ancak demokrasinin sağlayabileceğini belirtir. Böylece, militan sosyal demokrat kadrolarca bilinçli olarak algılanmamış bulunsa da, Kautsky'nin tahlilleri, bütün sosyal demokrat partilerin pratiğini ve stratejisini en güçlü şekilde açıklar. Ve tabii her şey, Marks'ta da olduğu gibi, parti ile işçi sınıfının özdeşliğine dayanır..."

V

Kautsky, Bernstein'a Karşı...

Marksizm ve Kritiği Bernstein, Kautsky'nin revizyonizme yönelttiği acımasız eleştirileri içerir. Bu iki isim, Alman Sosyal Demokrat Partisi'ndeki ve II. Enternasyonal çevresindeki iki karşıt yaklaşımın teorisyenleri olarak birbiriyle mücadele etmiştir. Bu iki düşünür, uzun bir mücadele döneminde zaman zaman yaklaşmış, birlikte Alman sosyal demokrasisinin Liebknecht-Luxemburg kanadının dışında durmuş, sonuçta

"demokrasi tercihinde" birleşmiş, gençlik yıllarının dostluğunu, ömürlerinin son döneminde tazelemiştir. Bütün bunlar, işçi hareketinin demokrasi tercihiyle oluşan ve çağımızda sosyal demokrat diye nitelenen bölümünde, Bernstein ve Kautsky'nin iki karşıtı oluşturmasını engellemez. Daha önce belirttiğimiz gibi, 20. yüzyılın sosyal demokrat pratiği, kutupları Bernstein ve Kautsky'nin oluşturduğu bir ideolojik çerçevede gelişmiştir.