• Sonuç bulunamadı

Geleneksel bankalar gibi katılım bankalarında, fon kaynaklarının büyük bir kısmı, mevduat sahiplerinin paralarına bağlıdır, ancak geleneksel bankaların aksine katılım bankaları faiz üzerinden hiçbir getiriye izin vermez. Ayrıca katılım bankaları mevduatların nominal değerini bile garanti etmez. Çünkü katılım bankalarının faaliyeti kâr veya zarar paylaşımı düzenine bağlıdır. Bu özellik ağırlıklı olarak yatırım hesapları ve vadeli hesaplarda da geçerlidir (Schéele, 2002: 22).

Katılım bankalarının fon kaynakları Özel Cari Hesaplar ve Katılma Hesapları olarak incelenebilmektedir. Bu iki grup aşağıda açıklanmaktadır.

2.2.1. Özel Cari Hesaplar

Katılım bankalarında geleneksel bankaların yaptığı gibi müşterilerinden cari hesaplar üzerinden mevduat kabul ederler. Bu hesap vadesiz hesap olarak bilinmektedir. Yatırılan miktar herhangi bir bildirimde bulunmaksızın talep üzerine müşterilere ödenir. Cari hesaplardaki mevduatlar İslami bankaların kendi riskleri

91

olduğundan dolayı cari hesap sahipleri katılım bankası tarafından kazanılan kârdan herhangi bir pay alma hakkına sahip değildir (Alam, 2000: 4).

Vadesiz mevduat olarak bilinen bu araç bütün geleneksel bankacılık alanında da hemen hemen aynıdır. Vadesiz hesap, mevduatların güvenli bir şekilde korunmasını sağlar. Örneğin hesabın üzerinden çek yazmak gibi işlem amaçlı fonlara kolay erişilebilirlik hizmeti de sunar. Normal olarak cari hesaplardaki mevduatlar hiçbir getiri sağlamaz. Aslında katılım bankalarının, hizmetleri için çok küçük bir ücret uygulama olasılığı daha yüksektir. Bununla birlikte, Malezya’da çoğu katılım bankası cari hesaplar için ödül vermektedir. Bu hesapta sermaye getirilerinin aksine, her zaman sermayenin değeri katılım bankası tarafından güvence altına alınmıştır (Schéele, 2002: 25).

Kendine özgü olarak iki şer’i ilke Cari hesabın temelini oluşturmaktadır. Biri Karz-ı Hasen (Karşılıksız Borç) dir ve tam anlamıyla faizsiz kredi ya da iyi niyetle verilen kredi anlamına gelir. Karz-ı Hasen ilkesi altında bir cari hesabın olmasının anlamı müşterinin hesabına yatırılan para katılım bankasına verilen bir kredi olarak kabul edilecek olmasıdır. İslami banka bu fonları serbestçe kullanmasının yanında kendi riski içinde kullanabilir. Parayı yatıran kimseye herhangi bir ödül vermek gerekmez (Schéele, 2002: 25). Katılım bankaları, müşterilerinden ayrıca Karz-ı Hasen olarak tasarruflarını kabul etmektedir. Bu tür tasarruf mevduatlarının sahipleri katılım bankarından mali ya da mali olmayan faydalar almaktadır (Alam, 2000: 5). İkinci ilke wadiah olarak adlandırılır ve yaygın olarak Bangladeş, Ürdün ve Malezya'da katılım bankaları tarafından kullanılır. Wadiah ilkesinde kullanılan para güvenli bir emanet şeklinde yatırılır ve bir kredi olarak adlandırılmaz. Karz-ı Hasenin aksine, Wadiah da, katılım bankaları parayı kendi riskinde kullanacaksa müşteriden izin alması gerekir. Bu iki ilkenin ortak özelliği, mevduların istediğiniz herhangi bir zamanda geri verilmesi, bunun yanında sahibine bir kısım haklar da vermesidir (Schéele, 2002: 25).

Al-Wadiah ilkesi kullanıldığı zaman katılım bankası fonları toplar aynı zamanda bu fonları kendi yararına ve riskinde kullanmaya yetkilidir. Katılım bankası, mevduat sahibinin istemesi halinde istenilen tutarı geri öder. Cari hesaplar genellikle bu ilke kullanılarak yönetilir. Bu tür bir hesap açarak mevduat sahipleri banka üzerinde herhangi bir yönetim hakkı ya da fonlar üzerinde biriken bir gelir elde edemez. Katılım bankaları, bu mevduatlara kâr ödemez fakat mevduat sahiplerine fonların güvenliği ve neredeyse sınırsız işlem olanakları garanti eder. Al-Wadiah kısa

92

vadeli bir mevduat olmakla birlikte bu prensipte belirsiz dalgalanmalar söz konusudur (Sarker, 1999: 7).

Özel cari hesaplar, istenildiği zaman kısmen veya tamamen paranın geri çekilebildiği vadesiz hesaplardır. Bu vadesiz hesaplara, katılım bankaları hiç bir şekilde kâr payı, faiz, vb. herhangi bir ödemede bulunmaz (Kalaycı, 2013: 12).

Cari hesap, bankacılık sistemindeki vadesiz hesap ile aynı şeydir. Bankacılık Kanunu’nda bu durum şöyle tanımlanır: “Katılım bankalarında açılabilen ve istenildiğinde kısmen veya tamamen her an geri çekilebilme özelliği taşıyan ve karşılığında hesap sahibine herhangi bir getiri ödenmeyen fonların oluşturduğu hesaplara özel cari hesap denir.” Bu hesaplarda bulunan paraların banka tarafından kullanılması esnasında yanlış ticari tercihler nedeniyle yok olması durumunda, hesap sahiplerine olan borcunu ödemekle katılım bakası münferit olarak sorumludur. Müşterilerin cari hesaplardaki fon kaynağının işletilmesinden kaynaklanan kâr da zarar da sadece bankaya aittir (Aktepe, 2010: 72).

2.2.2. Katılma Hesapları

Bankacılık kanununda belirtilen katılma hesabı şu şekilde tarif edilir: “Katılım bankalarına sağlanan fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kâr veya zarara katılma sonucunu veren, karşılığında hesap sahibine önceden belirlenmiş herhangi bir getiri ödenmeyen ve anaparanın aynen geri ödenmesi garanti edilmeyen fonların oluşturduğu hesaplara katılma hesabı denir” (Aktepe, 2010: 72).

Katılım bankasına yatırılan tasarruflar karşılığında elde edilen kâr-zarar hesabı vadeli hesaplardır. Katılım bankaları, katılım hesapları aracılığı ile yatırımcılarını kâra veya zarara ortak eder. Buradan sağlanan gelir faizi değil, kâr payını ifade etmektedir. Buradan elde edilen kârın % 80'i hesap sahiplerine katılma oranları dikkate alınarak dağıtılır, kalan % 20'si ise kurum payı olarak katılım bankası için ayrılır (Kalaycı, 2013: 12).

Katılma hesapları, tasarruf mevduatları ve yatırım hesapları şeklinde genel olarak ikiye ayrılmaktadır.

2.2.2.1. Tasarruf Mevduatları

Faize dayalı bankalar kredi olarak kabul edilen ve günlük sonuçları hesaplanan tasarruf mevduatlarının üzerinden sabit bir faiz öder. Faize dayalı bu sistem altında,

93

dolayısıyla banka ve mevduat sahipleri arasındaki ilişki borçlu ve alacaklı temeline dayanır. Mevduat sahiplerine çek defteri sağlanır ve haftalık paranın belirli bir miktarının geri çekilmesine izin verilir (Sarker, 1998: 7).

Mudaraba tasarruf hesapları tamamen farklı prensip üzerinde çalışmaktadır. Mudaraba ilkesine göre katılım bankasının, fonları yönetmek için özel hakka sahip olarak mevduat toplar ve önceden ayarlanmış bir oranda olan kâr veya zarar mudiler ile katılım bankaları arasında paylaşılır. Bankanın ihmalinden ya da temsilcisinden kaynaklanan herhangi bir kayıp mudiler tarafından karşılanır. Kâr veya zarar paylaşımı olan tasarruf hesaplarında ve çeşitli vadeli hesaplarda bu prensipler kullanılır (Sarker, 1998: 7).

Genellikle, mudaraba tasarruf hesaplarında önceden belirlenmiş bir süre söz konusu değildir. Katılım bankaları meşru bir İslami finans yöntemi uygulayarak, herhangi şer’i onaylı girişime para yatırılması için mevduat kabul eder. Mudiler veya mevduat sahipleri, mal sahibi (sāhib al-māl) olarak katılım bankası ise mudarib olarak kabul edilir. Kâr oranı sözleşme sırasında belirlenir yatırımdan elde edilen kârın % 60 - % 80 lik kısmı mudilere yani mevduat sahiplerine dağıtılır geri kalan kısmı ise katılım bankasına gider. Bu orana ek olarak sözleşme sırasında kararlaştırılan herhangi bir oran olabilir. Bu oranlar önceden ayarlanmış olduğundan katılım bankası bunu tek başına değiştiremez. Böylece katılım bankası ile mudiler arasındaki ilişki borçlu-alacaklı ilişkisi değil sadece ortaklık ilişkidir. Mudaraba mudileri, kâr veya zararda ortak olmasına rağmen katılım bankasının pay sahibi olduğu toplam kâr veya zarara ortak değildir. Diğer mali kaynaklardan elde edilen gelirlerden bir pay elde etme hakkına sahip değildir. Şer’i ilkelere göre mudaraba mudileri katılım bankasının faaliyetlerine müdahale edemez. Ayrıca katılım bankasının yönetime katılma ve oy kullanma hakkı da mudiler için söz konusu değildir (Sarker, 1998: 7).

Tasarruf mevduatı: Cari hesapların aksine, katılma (tasarruf) hesaplarındaki mevduatların özelliği sadece güvenli bir şekilde korunması ya da kolay erişilebilirliği değildir. Anlaşıldığı üzere katılım amaçlı olmasıdır. Fon sahipleri sermayelerini artırmak için ve belli bir getiri elde etmek için paralarını yatırırlar. Fon sahipleri mevduatlarında bir artış beklerler. Faiz haram olduğundan bu artışı kâr veya zarar paylaşımı prensibi ile gerçekleştirmeyi isterler. Bu da mudaraba kâr veya zarar ortaklığı ile yapılabilir. Ancak hasılatın kâr veya zarar ortaklığına uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğinden sermaye bu tür bir mevduat için garanti edilemez (Schéele, 2002: 25).

94

Katılım bankaları mudaraba ve Al-Wadia şer’i ilkeleri altında müşterilerinden tasarruf mevduatı kabul eder. Al-Wadia kelimesin sözcük anlamı vesayet/vekillik demektir. Bu durumda bankalar müşterilerin vekili olarak hareket eder. Katılım bankalarının vekillik altındaki tasarruf mevduatlarının katılım bankasının kendi risk fonunda kullanılması için mevduat sahipleri tarafından bir salahiyet verilmiştir. Bu tür bir mevduat, herhangi bir kâr isteği ile biriken fonun tam dönüşünün katılım bankaları tarafından müşterilerine garanti verilmemesi dışında “Cari Hesap” veya “Vadesiz Hesap” ile hemen hemen benzerdir (Alam, 2000: 4).

2.2.2.2. Yatırım Hesapları

Yatırım hesaplarına, katılma (tasarruf) mevduatına benzer olarak da bakılabilir. Ancak yatırım hesaplarının amaçları tasarruf değildir. Katılım bankaları yatırım yapmak isteyen yatırımcılara yani yatırım hesaplarına odaklanır. Katılım bankaları mevcut yatırım mevduatlarının tamamını mudarabanın ilkesi olan kâr veya zarar ortaklığına göre değerlendirir. Genellikle, müşteriler belirli bir süre için paralarıyla yatırım yapar ve herhangi bir kâr ya da zarar katılım bankası ile paylaşılır. Mevduat sahipleri ile katılım bankası arasındaki tek sözleşme dağıtılacak olan kâr veya zararların nasıl belirleneceği ile ilgili kâr oranıdır. Bir katılım bankası diğer katılım bankasından farklı bir kâr oranı kullanabilir. Kârın paylaşımında geçerli hiçbir yöntemin olmadığı söylenebilir (Schéele, 2002: 27).

Mudaraba şer’i ilkesi kapsamında 2 farklı türde, tasarruf hesabı örneği mevcuttur (Alam, 2000: 4):

 Kâr veya zarar ortaklığı anlaşması kapsamında tasarruf,  Yatırım hesabı altında tasarruf,

Mudaraba kelimesi ‘Mudarib’ kelimesinden ortaya çıkmıştır ki Fon Yöneticisi (The Manager) anlamına gelmektedir. Bu durumda katılım bankası müşterilerin fon yöneticisi olarak faaliyette bulunur. Diğer taraftan mevduat sahibi ‘Sahib-Al-Mal’ olarak bilinir ki fonun sahibi anlamına gelmektedir. Kâr veya zarar paylaşımı anlaşması çerçevesinde tasarruf kabul edilen mevduatlar, fon sahibinin riski ile birlikte katılım bankası tarafından değerlendirilmektedir. Müşteriler yatırım fonları için katılım bankasına yetki verir ve anlaşılan oranlarda kâr ya da zarar paylaşılır. Bu tür bir hesapta hesap sahiplerinin asgari bir bakiyeyi sağlaması gerekmektedir (Alam, 2000: 5).

95

Yatırım hesapları aşağıdaki gibi çeşitli kategorilere ayrılmıştır (Alam, 2000: 5):  Karma veya Genel Yatırım Hesabı

 Sınırlı Dönem Yatırım Mevduatı  Sınırsız Dönem Yatırım Mevduatı  Belirtilmiş Yatırım Mevduatı

Karma veya Genel Yatırım Hesabı altında katılım bankası havuzlarında ki farklı vadelerdeki yatırım mevduatları, beli bir projede kullanılarak yatırım yapılmaz ancak katılım bankasının farklı finansman işlemlerinde kullanılır. Bu tip hesabın sahipleri muhasebeleştirilen ve orantılı olarak dağıtılan kârları dönem sonunda alırlar. Sınırlı Dönem Yatırım Mevduatın temel göstergesi, katılım bankasının belirli bir süre için müşterilerinden mevduat kabul etmesidir. Süresi dolduktan sonra katılım bankası mevduat sahiplerine parasını geri öder. Bu tür fonlardan elde edilen kârlar mali yılın sonunda dağıtılır. Katılım bankası aynı zamanda Sınırsız Dönem Yatırım Mevduatı altında müşterilerinden mevduat kabul eder. Yatırım mevduatları dönem belirtmeksizin otomatik olarak yenilenebilir niteliktedir. Bu tip hesabın sahipleri, üç ay içinde katılım bankasına bildirerek paralarını çekebilir. Kârlar mali yılın sonunda mevduat sahiplerine dağıtılır. Bazı katılım bankaları birde Belirtilmiş Yatırım Mevduatı kabul eder. Katılım bankası ve müşteri belirli bir proje veya ticarette yatırım yapmak için anlaşır. Bu tip yatırımdan tahakkuk eden kârlar katılım bankası ve müşterileri tarafından paylaşılır. Bu bağlamda katılım bankası müşterileri için aracı olarak iş yapar ve yatırımın işlevi için kararlaştırılmış bir ücret talep eder ya da üzerinde anlaşılmış bir oranda kâr payı alır (Alam, 2000: 5).

2.3. KATILIM BANKALARININ FON KULLANDIRMA YÖNTEMLERİ