• Sonuç bulunamadı

Kastamonu Milletvekilleri’nin TBMM’deki Çalışmaları

2. BÖLÜM

3.1. KASTAMONU MİLLETVEKİLLERİNİN FAALİYETLERİ

3.1.5. Kastamonu Milletvekilleri’nin TBMM’deki Çalışmaları

İncelenen tarihsel dönemle ilgili kısımda Milletvekilleri, TBMM içerisinde Kastamonu adına birçok çalışma gerçekleştirmişlerse de bu çalışmalar Kastamonu basınında yeterli düzeyde ve ayrıntılı bir şekilde yer almamaktadır.

8 Haziran 1931 Pazartesi günü Kastamonu Milletvekili Dr. Suat Bey, 1/78 numaralı Evkaf Umum Müdürlüğünün(Vakıflar Genel Müdürlüğü) 1931 senesi Bütçe Kanunu Lâyihası ve Bütçe Encümeni Mazbatası görüşmelerinde Dâhiliye, Maliye ve Bütçe Encümenlerine “eytam (yetim) ve eramiline (dul kadınlar) emlâk ve arazi verilmesi” hakkında kanun teklifinde bulunmuştur. Başkanlığını Refet B.’in yaptığı celse saat 14.10 da başlayıp 15.45 te son bulmuştur. Evkaf Umum Müdürlüğü’nün 1931 Malî Senesi Bütçe Kanununa 317 üye katılmıştır. Bu üyelerden 183’ü oy kullanmıştır. 182 üyenin onay oyu ile kanun kabul edilmiştir. Kastamonu Milletvekilleri Dr. Suat B., Halil B., Hasan Fehmi B., Refik B., Tahsin B. ve Velet B. onay oyu vermişlerdir291. 9 Kasım 1948 Pazartesi günü yapılan görüşmede Mehmet Fethi Mağara, tek sulh yargıcı bulunan ilçelerle ve bu mahkemelerde tek kâtip bulunması hakkında Adalet Bakanlığı’na sözlü önergesinde bulunmuştur:

1- 100 ilçede tek sulh yargıcı olup asliye yargıcı, sorgu yargıcı ve savcı yoktur. 2- İlçede tek sulh yargıcı olmasından dolayı halkın davaları için uzaklarda bulunan ilçelere gitmek zorunda kaldıkları anlaşılmaktadır. Budurumun ne zaman önleneceğinin açıklanması?

290Dikkat, 17 Nisan 1948, Sayı: 105.

3- Tek sulh yargıcı olan ilçelerin çoğunda tek bir kâtip vardır. Bu tek kâtip, başkâtip ve icra memuru vazifesini de görmektedir. 800 ile 1000 dava gelen sulh mahkemesinin bir kâtip ile idare edilebileceğine ve halk işlerinin görülebileceğine Adalet Bakanlığı kâmil midir? Değilse bile bile bu halin devam etmesine sebep nedir? Açıklanması”292.

Adalet BakanıŞinasi Devrin (Zonguldak) Kastamonu Milletvekili Fethi Mağara’nın önergesine şu şekilde cevap vermiştir293:

Birinci kısımda: 100 ilçede tek sulh yargıcı olmasından halkın kalan davaları için uzaklarda bulunan diğer ilçelere gitmek zorunda kaldığı beyan edildikten sonra bu halin ne vakit önlenebileceği sorulmaktadır. Bütçe müzakereleri sırasında birçok arkadaşımızın temas etmiş olduğu bu mevzu hakkındaki beyanlarımı bu soru münasebetiyle de aynen tekrarlıyorum.

Bakanlıkça hazırlanmış olan yeni mahkemeler teşkilâtı tasarısının bariz vasıflarından biri de halen ilçelerde mevcut tek yargıçlık sistemini yerine getiren asliye mahkemelerini, adalet teşkilâtının ilk kademesi olarak kabul etmiş olmasıdır. 102 ilçemizde sulh yargıçlığı adı altında kurulmuş olup hukukta ve cezada muayyen bazen savcılık, bazen sorgu yargıçlığı yetkilerini de kullanan tek bir yargıcın bir ilce merkezinde adalet sisteminin bütün evrelerini temsil etmiş olmasından dolayı çıkan güçlükler artık herkesçe bilinmektedir. Tasarının kanun olması halinde herhangi bir ilçede mahkeme kurulmasına karar verildiği takdirde bir asliye yargıcı ile bir savcı, bir de muavin sıfatını haiz sorgu yargıcı görevlendirilmiş olacaktır.

Sorunun ikinci kısmında; tek sulh yargıcı olan ilçelerde bir tek kâtibin mevcut olduğundan bahsedilerek bu halin devamı edip edilmeyeceği soruldu.

Sorunun bu kısmının yanlış bir bilgiye dayandığı anlaşılmaktadır. Tek yargıçlı 102 ilçeden 93 ilçede tek kâtip değil biri başkâtip olmak üzere en az iki kâtip bulunmaktadır. Tek kâtip olan ilçenin adedi 9 dur. Bunların da iş adedi fazlalaştıkça kâtip kadrosunun arttırılmaktadır. Arkadaşımızın söz ettiği Azdavay İlçesi de bu bakımdan incelenmektedir. Alınacak neticeye göre bir yol izlenecektir”.

Bu açıklama üzerine Fethi Mağara, Adalet Bakanı Şinasi Devrin'e verdiği cevaptandolayı teşekkür etmiştir294.

VIII. Dönem Milletvekillerinden Muzaffer Akalın, Karaçomak, Karadere ve Bozkurt deresinin meydana getirdiği taşkınların önlenmesi hakkında TBMM’ye aşağıdaki önergesini vermiştir:

“1- Kastamonu şehri ve bu şehirden geçen Kastamonu-İnebolu şosesi, Ilgaz’dan çıkan ve

şehrin içinden akmakta olan Karaçomak deresinin tehdidi altındadır. Son yıllarda bilhassa bu derenin havzasındaki ormanların muhtelif sebeplerle tehdit edilmesi yüzünden taşkınlar artmıştır. Temizlenmesine rağmen dere yatağı sık sık dolmakta ve

292T.B.M.M. Zabıt Ceridesi, 8. Dönem, C. 10, 40. Birleşim, s. 70. 293T.B.M.M. Zabıt Ceridesi, 8. Dönem, C. 10, 40. Birleşim, s. 70-71. 294T.B.M.M. Zabıt Ceridesi, 8. Dönem, C. 10, 40. Birleşim, s. 71.

taşkınlar şehirde ve yolda zararlara sebep olmaktadır. Gerek şehri gerekse şoseyi taşkınlardan korumak Karaçomak menbalarındaki ormanların tahripten korunması ve tahrip edilen kısımların ağaçlandırılması ile mümkündür. Bu işin derenin temizlenmesi hususunda Bayındırlık Bakanlığı’nca alınmakta olan tedbirlerle ahenkli olarak yürütülmesi lazım geldiği kanaatindeyim.

2- Kargı ilçesi merkezi ile kasabanın kıymetli verimli ziraat arazisi, Ilgaz’dan çıkıp Kargı yanından Devrez’e karışan Karadere’nin taşkınlar ve getirdiği rüsübat yüzünden kötü bir duruma girmiş bulunuyor. İlçenin bu kötü durumdan kurtartılması Kastamonu’daki Karaçomak dersinde olduğu gibi Bayındırlık Bakanlığı’nca girişilmek üzere olan tedbirlere muvazi olarak koruma ve ağaçlandırma tedbirlerinin ittihazına bağlıdır. 3- Abana ilçesinde Bozkurt Köyü il Abana arasındaki Bozkurt deresinin durumu da aynıdır. Tarım Bakanlığı’nca bu üç derenin zararlarını önleyecek ve Bayındırlık Bakanlığı’nca alınmasına girişilen tedbirlerin devamlı bir şekilde faydalı olmasını temine yarayacak koruma ve ağaçlandırma işleri için şimdiye kadar ne düşünülmüş olduğunu ve bu hususta bir program yapılmışsa takibine ne zaman girişileceği açıklanması rica olunur.295

Gazetenin ileri sayılarında, önergeye verilen cevapla ilgili bir yazıya rastlanılmamıştır.