• Sonuç bulunamadı

B- Karaman Şer’iye Sicilleri ve 296 (296-20-B12) Numaralı Şer’iye Sicili

1. Karaman Şer’iye Sicilleri

Karaman Şer’iye Sicilleri, 1991 yılında alınan karara kadar Konya Mevlana Müzesi’nde bulunmaktadır. Alınan karar gereği diğer illerdeki şer’iye sicilleri gibi 36 Akgündüz, Şer’iye Sicilleri, s.48.

37 Yaman, “Şer’iye Sicilleri”, s. 153. 38 İnalcık, “Osmanlı Tarihi Hakkında”, s. 89.

39 Said Öztürk, Askeri Kassama Ait 17. asır İstanbul Tereke Defterleri, OSAV yay., İstanbul 1995 s.23 40 Gedikli, “Şer’iye Sicilleri”, s. 188.

buradakiler de birer nüshaları fotokopi ile çoğaltılarak Ankara Millî Kütüphaneye gönderilmiştir.

Mevlâna Müzesi’nde bulunan siciller içerisinde Karaman Sicillerinin yanında Konya, Isparta, Burdur, Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Bozkır, Hadim, Ilgın, Uluborlu, Yalvaç gibi merkezlerin sicilleri de bulunmaktadır42.

Karaman’a ait en eski tarihli sicil 324 (48-M48) numaralı şer’iye sicilidir. Genel sıralamada ilk defter olmamasına rağmen en eski tarihli defter olup, 11 x 31 cm ebadında, 442 sayfa ve 939 – 941/1532-1535 tarihlidir. Karaman’ın en geç tarihli sicili ise 321 (45-M16) numaralı sicil olup 22 x 33 cm ebadında, 159 sayfa ve 1329 – 30/1911 – 12 tarihine aittir43. A. Akgündüz, Karaman’a ait toplam sicil sayısını 52 olarak göstermektedir44.

2-296 (296-B12) Numaralı Şer’iye Sicili

Bizim inceleme konumuz olan 296 genel, 20-B12 özel numara ile kayıtlı olan Karaman Şer’iye Sicili 170 sayfadan ibarettir. Orijinal metinde sayfa numaraları bulunmamaktadır. Sayfa numaraları bazı sayfaların altına, bazılarında ise üstüne yazılmıştır.

Çalışmamızı Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’ndeki CD’den yaptık. Defter 19x40.5 ebadındadır. Defterin orijinal sayfa numarası olan 7.sayfası 8.sayfada yeniden verilmiş olduğu tespit edilmiştir. Hem Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nden alınan CD’de hem de Selçuk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nin ilgili bölümündeki fotokopisinde de aynı durum tespit edilmiştir.

Belgeler arasındaki geçişlerde araya sonradan ilaveler yapılmaması için “sahh” işaretleri konularak boşluklar kapatılmıştır. Defter Hicrî 1245-1246-1247 Miladî 1829-1830-1831 yıllarını belirtmiştir.

Defter, muhtemelen iki kâtib tarafından kaleme alınmıştır. Yazı sitili olarak tâlik kırması kullanılmıştır. Tertibi ve düzeni açısından sicil oldukça sade ve yalındır. Her sicilde olduğu gibi tarihler ve şahitlerin isimleri yer almıştır. Her belgenin başına konusu kısaca not alınmıştır.

42 Sak, 10 Numaralı Şer’iye Sicili, s. XXX.

43 Sak, 10 Numaralı Konya Şer’iye Sicili, s.XXX; Akgündüz, Şer’iye Sicilleri, s.196. 44 Akgündüz, Şer’iye Sicilleri, s.196.

Defterin bazı bölümleri üzerinde mürekkep lekeleri mevcut olup bu kısımlar okunmaya çalışılmış okunabilenler okunurken, okunamayan kısımlar ise okunamıyor diye belirtilmiştir. Dil neredeyse tamamen Türkçe, bunun yanında bazı ibareler – tarihlerin verilişi, vakfiyelerin bazı bölümleri – Arapça olarak yazılmıştır.

Defterin içerdiği belgelerin tarihleri hakkında bilgi veren A. Akgündüz, Hicri 1245 – 1247 Miladi 1829 – 1831 yıllarını belirtmiştir45. İnceleme sonucunda bu bilginin doğruluğu tespit edilmiştir. Zira yaptığımız çalışma sırasında belgelerden en eski tarihli olanının, 19 Muharrem 1245 (21 Temmuz 1829) tarihli bir belge olduğu tespit edilmiştir46. Bu belge, Zeytuni Çavuş’un Karaman Kalesine sürgüne gönderildiğini gösterir bir belgedir. En geç tarihli belge ise, 23 Cemaziyülevvel 1247 (30 Ekim 1831) tarihli lağımcı ve humbaracılara ait zeamet ve tımar gelirlerinin toplanması ile ilgili belgedir47.

Defterde toplam dört yüz yetmiş dört belge vardır. Bu belgelerin altmış dokuz tanesi tereke kayıtlarına ait, önemli bir kısmı askere gideceklerin isimleri, askerin ihtiyaçları, askerin izinleri, emeklilik işlemleri, kırk dokuz adet miras paylaşımı ve iki adet de anlaşmazlık davası, yirmi dört adet mülk satışı belgesi, beş adet mülk paylaşım belgesi, sekiz adet nikâh belgesi ile bir adet nişanlanma belgesi ile muhtelif konularla ilgili belgeler mevcuttur. Bazen bir sayfada üç ya da dört belge, bazen de üç sayfada bir belge yer almaktadır.

En baştaki belge, “merkezden gönderilen Kamışzâde Abdülkadir Ağanın

voyvoda olarak görevlendirildiğine dair buyruldu belgesidir. Fi 15 Re. 1245/(14 Eylül 1829).”48 Defterdeki son belgede ise, Medîne-i Lârende mahallâtından Say Mahallesinde Çalkayıcı Hâcı Muhammedin mecmu’-ı eşyâsının komşuları ma’rifetleriyle tahrîri ile ilgili belgedir 49.

45 Akgündüz, Şer’iye Sicilleri, s.196. 46 L.Ş.S/296, 16.1.

47 L.Ş.S/296, 104.3. 48 L.Ş.S/296-I/1. 49 L.Ş.S/296-170.7.

BİRİNCİ BÖLÜM

A. 1789–1839 YILLARI ARASINDAKİ SİYASİ GELİŞMELER 1- Avrupa’daki Siyasi Gelişmeler

Fransız İhtilali 1789 yılında Fransa’da gerçekleşmesine rağmen tüm dünya devletlerini etkisi altına almış ve haritaların yenilenmesine yol açmıştır50. Avrupalı devletler önceleri Fransız Devrimine pek önem vermediler ancak Fransa da önce Meşrutiyet sonra da Cumhuriyetin ilan edilmesiyle rahatsız olmaya başlamışlardır. Fransa da yeniden Monarşi rejimini kurmak için ittifaklar içerisine girmişlerdir. Fransa’nın başında bu dönemde Napolyon bulunmaktadır. Napolyon Mısır’ı ele geçirerek İngilizlere ait sömürge olan Hindistan’ı almak istemiştir. Mısır Fransızlar tarafından işgal edilince İngilizler yerel halk ile iş birliğine girerek Osmanlı Devletini tehdit etmiştir. Bu dönemde Mehmet Ali Paşa başarılı bir politika izlemiş ve İngilizleri geri çekilmeye mecbur etmiştir51. Fransa yine siyasi istekleri doğrultusunda uzun yıllar Osmanlı Devletinin dostu olmuş ancak çıkarları için Rusya’ya taviz vermiş hatta Osmanlı Devletinin Avrupa’daki topraklarını kendi aralarında paylaşmışlardır52.

Fransız İhtilali neticesi olarak ulusların hakları, kendi geleceklerine kendilerinin karar vermesi, eşitlik, seçme ve seçilme hakkı gibi kavramları kazandırmıştır. 1815 yılına gelindiğinde ise Viyana Kongresi ile Avrupa haritası yeniden şekillenmiştir.

19. yüzyılda ise milliyetçilik akımları sayesinde mutlakıyet yönetimlerinin yıkılması aşamasına gelinmiştir53. Bu yüzyılda tarih sahnesine çıkan yeni devletler güçler dengesinin değişmesine sebep olmuştur.

54

. Bir diğer etkili olan bir olay ise Sanayi Devriminin gerçekleşmiş olmasıdır XVIII. Yüzyılın sonunda serbest güçlerin ilk kentsel sanayi toplumunu yarattığı İngiltere’de XIX. yüzyılın ilk 70 yılında eşine rastlanmamış bir ekonomik

50 Ahmet Eyicil, Siyasi Tarih, Ankara 1994, s. 40.

51 Edward Said, Oryantalizm, (ter.Nezih Uzel), Pınar Yay., İstanbul 1982, s.145-150.

52 Stanford J. Shaw, Ezel Kural Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye,(Ter. Mehmet Harmancı), C.2, İstanbul 1983, S.38,39.

53 Eyicil, Siyasi, s. 44.

gelişme görülmüştür. Geniş ticari yayılmaya, Fabrika üretim sisteminin büyük ölçüde uygulanmasına ve buharlı makinelerin gittikçe artan üretim süreçlerine kullanılmasına dayanan sanayileşmedeki gelişmenin ardından nüfus büyümesi kentsel kalkınma baş göstermiştir. Demir yollarının ve buharlı gemilerin kullanımı ile birlikte buharın gücü ulaşıma da uygulanmaya başlanmıştır. Sanayi devrimi Avrupa’ya ve Birleşik devletlere sıçradıktan sonra kurumlar başka ülkelerde de standartlaştı.

Sanayi İnkılabı, sonucunda büyük fabrikalar kurulmuş bu durum da üretim de büyük artışlar sağlanmıştır. Böylece mallar ucuz ve seri üretilmiştir. Ülkeler, iç piyasada tüketemedikleri malların satışını sağlamak için, yeni pazarlar bulma çabasına girmişlerdir. Böylece, hammadde sağlamak ve ürettikleri malları pazarlamak için henüz sanayileşmemiş ülkelere yönelmişlerdir.Bu durumda sömürgecilik anlayışını doğurmuştur. Sömürgecilik anlayışı uyarınca, sanayileşen devletler, Güney Amerika, Afrika ve Asya’nın belirli bölgelerin de sömürgeler elde etmişler, bu konu da ise başı İngiltere çekerek büyük bir sömürge imparatorluğu kurmuştur. İngiltere sömürgelerini elde tutabilmek için daha çok denizciliğe önem vermiş. Hindistan’a ve diğer sömürgelerine giden yollarına giden yolları kontrol altında tutmaya çalışmıştır. İngiltere’yi, Hollanda, Belçika ve Fransa takip etmiştir.

Sanayi inkılâbının sonunda ise sömürgecilik faaliyetleri gelişme gösterir iken, Batı Avrupalı devletler aynı zamanda iktisadî ve askerî alanlarda büyük ve teknik alanlardaki ilerlemeleri kayda değer olmuştur.

2. Osmanlı Devletindeki Siyasî Gelişmeler

19.Yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti kapladığı alan ve nüfusu açısından dünyanın en büyük devleti olmasına rağmen bu büyüklükteki bir devletin sahip olması gereken güçlü kurum ve kuruluşlara sahip değildir. Osmanlı Devletinin Avrupa’daki komşuları ekonomik, siyasi ve savaş teknikleri açısından gelişmeler kaydetmektedirler. Özellikle Avusturya ve Rusya’nın yayılmacı politikaları Osmanlı Devleti aleyhine olmuştur55.

1789 Fransız İhtilali tüm dünya devletlerini etkilediği gibi Osmanlı Devletini de etkilemiştir. Milliyetçilik ilk olarak Napolyon’un Akdeniz’i bir Fransız gölü haline getirmek amacıyla Mısırı almaya karar vermesi, bunun için de Rumları Osmanlı Devletine karşı kışkırtması ile başlamıştır. Bunun yanında Avrupalı Devletler siyasi maksatları çerçevesinde Osmanlı Devletinin Balkan Devletleri ile ticarî ilişkilerini sürekli geliştirmişler ve bu gelişmeler gayrimüslim tüccarların gelişmesine sebep olmuştur56. Gayrimüslim halk kendisi üzerine oynanan bu oyuna yenik düşerek devletten ayrılma yollarında ilk temayülleri göstermeye başlamıştır57. Osmanlı Devleti içerisinde yer alan Sırbistan ve Yunanistan ilk bağımsızlık mücadelesini başlatan halk olmuştur.

19. yüzyılda Osmanlı Devletinin uğraştığı bir diğer mesele ise Sanayi Devrimi olmuştur. Sanayi Devrimi ilk sömürgecilik faaliyetlerindeki artış Osmanlı Devletini de bir pazar haline getirmiştir. Osmanlı Devletinin iktisadî ve askerî alanda ilerlemesi yeterli seviyede gerçekleşmemiştir. Ayrıca Rusya’nın güneye yayılma siyaseti sonucu olarak savaş meydanlarında Osmanlı Devleti ile sık sık karşı karşıya gelmesi sonucunu doğurmuştur58.

B. II. MAHMUD DÖNEMİ GELİŞMELERİ