• Sonuç bulunamadı

Markalar, esas ve tamamlayıcı unsurların birleşmesinden oluşan bir bütün olarak ele alınır ve bir bütün olarak korunur306. Bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimali

bulunup bulunmadığı değerlendirilirken, markada yer alan esas ve tali unsurların, birbirlerinden bağımsız olarak tek tek değil, bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir307.

İltibas incelemesinde her ne kadar bütünsel bir değerlendirme söz konusu olsa da, markanın esas unsurunun tamamlayıcı unsurlara göre daha fazla önem arz ettiği sabittir. Nitekim markaların esas unsurlarının benzer olması durumunda, tek başına ayırt ediciliğe sahip olmayan tamamlayıcı unsurlar bakımından herhangi bir inceleme yapılmasına gerek olmayacaktır. İltibasın oluşup oluşmadığı incelenirken esas unsurlar kural olarak öncelikle dikkate alınacak husustur, tamamlayıcı unsurlar ise tek başlarına herhangi bir ayırt ediciliği bulunmadığı için ancak markanın genel görünümüne etkileri ölçüsünde dikkate alınacaktır308.

benzerliğin markanın bütünü itibariyle bıraktığı etki, alıcıların satın almayı düşündükleri yerine bir başka mal alacak durumda kalmaları halinde söz konusu olabileceği, markalar farklı unsurlardan oluşsalar dahi bütünü bakımından bıraktıkları etkinin diğer bir markayı çağrıştırmaması gerektiği, markalar esas unsurlarının benzer olması halinde, markanın geneline etkisi az olan diğer hususlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabileceği, taraflara ait markalar arasında da açık farklılık bulunmadığı...” şeklinde hüküm kurmuştur. (Kazancı İçtihat Bankası, Son Erişim Tarihi 19.11.2018).

305 Çolak, s.23-24; Arkan, Marka I, s.42.

306 Çolak bu konuda “global değerlendirme” kavramını kullanmaktadır. Çolak, s.208; Arkan, Marka I, s.99. 307 Epçeli, s.121; Çolak, s.208; Arkan, Marka I, s.99; Bilge, Karıştırılma Tehlikesi, s.77.

Almanya’da 1 106 066 numarası ile tescilli Puma AG, Rudolf Dassler Sport (Puma olarak anılacaktır) şirketine ait marka

540 894 uluslararası tescil numaralı Sabel BV’ye (Sabel olarak anılacaktır) ait marka

ABAD tarafından SABEL ve PUMA (C-251/95)309 arasındaki uyuşmazlıkta yapılan

değerlendirmede; markaların görsel, işitsel veya kavramsal benzerliğine ilişkin incelemenin, markaların ayırt edici ve baskın unsurlarının dikkate alınarak yapılması ve markaların bıraktığı bütünsel izlenime dayanması gerektiğine hükmedilmiş ve ortalama tüketicilerin işaretleri bütün olarak algıladıkları ve işaretlerin sahip olduğu ayrıntıları analiz etmeye yönelmediklerini belirtmiştir.

Yargıtay ise bilgisayar anlamındaki "Computer" ve resim anlamındaki "Bild" sözcüklerinin yanında renk ve şekil kompozisyonunun ikinci bir unsur olarak yer aldığı Computer Bild + Şekil’den oluşan bir markayı incelerken; markanın birden fazla unsur içermesi durumunda, ayırt ediciliğin, markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenim, tümüne hakim olan görünüş ve ayırıcılığını vurgulayan imajda aramak gerektiğine, kısaca markaların bütün olarak değerlendirilmesin doğru olacağına hükmetmiştir310.

Yargıtay’ın benzer şekilde, karıştırılma ihtimali incelemesinde markanın tüm unsurlarıyla birlikte bütünsel olarak değerlendirilmesi gerektiğine dair birçok farklı

309 http://csuria.europa.eu/juris/liste.jsf?num=C-251/95.

310 Yargıtay 11. H.D. T: 01.12.2000, E: 2000/7590, K: 2000/9528 sayılı kararı https://www.hukuki.net/ictihat/Yargitay_11_Hukuk_Dairesi_2000-7590.php.

kararı bulunmaktadır311.

311 Yargıtay 11. H.D., T. 12.12.2018, E. 2017/2175, K. 2018/7736 sayılı kararında, “At üzerinde polo oynayan insan figürü” ile “iki farklı at üzerinde oynanan polo” figürünün karşılaştırılması yapılırken bütünsel bir değerlendirme yapılması gerektiği zira ortalama tüketicilerin bu görselleri bir bütün olarak değerlendireceği hükme bağlanmıştır; Yargıtay 11. H.D., T. 10.12.2018, E. 2017/2171, K. 2018/7896 sayılı kararında "...Bilgi İşlem Hizmetleri A.Ş." ibareli marka ile davacıya ait "...." esas unsurlu markalar bütünsel olarak karşılaştırıldığında, markaların görsel ve anlamsal olarak farklı olduğu, birbirlerinin farklı versiyonları, alternatifleri veya bir serinin devamı olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan işaretler oldukları…” hükmünü içerir değerlendirme Yargıtay’ca onanmıştır (Kazancı İçtihat Bankası, Son Erişim Tarihi : 08.03.2019).

Yargıtay 11. H.D., T. 10.12.2018, E. 2017/2171, K. 2018/7736 sayılı kararında "...Bilgi İşlem Hizmetleri A.Ş." ibareli marka ile davacıya ait "...." esas unsurlu markalar bütünsel olarak karşılaştırıldığında, markaların görsel ve anlamsal olarak farklı olduğu, birbirlerinin farklı versiyonları, alternatifleri veya bir serinin devamı olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan işaretler oldukları…” hükmünü içerir değerlendirme Yargıtay’ca onanmıştır (Kazancı İçtihat Bankası, Son Erişim Tarihi : 08.03.2019).

Yargıtay 11. H.D., T. 12.12.2018, E. 2017/2799, 2018/7899 sayılı kararında “…davalının "...+şekil" ibareli başvurusuyla davacının "...+şekil" ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun bulunmadığı, gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markasını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı, belli bir bilinirlik seviyesine ulaşmış da olsa bir markanın kendisinin aynısı veya benzerine karşı korunabileceği, oysa davacı markası ile davalı başvurusu arasında bu yönde bir benzerlik bulunmadığı… gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir…” hükmünü içerir değerlendirme Yargıtay’ca onanmıştır (Kazancı İçtihat Bankası, Son Erişim Tarihi : 08.03.2019). Benzer şekilde, Yargıtay 11. H.D., T. 17.12.2018, E. 2017/2582, 2018/7993 sayılı kararında; “…Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, redde mesnet alınan markanın asıl ve ayırt edici unsurunun "bayfarma" ibaresinden oluştuğu ve yazıldığı gibi okunduğu, 44.sınıf hizmetler bakımından somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının olduğu, davacının başvurusunun da "..." ibareli olduğu ve "by ..." ibaresinin de asıl ve ayırt edici unsur olduğu, redde mesnet marka ile başvuru konusu işaretin aynı veya benzer sescil ve görsel etkiyi bıraktıkları, bütünsel olarak bıraktıkları izlenimin bu marka ve işaretlerin birbirleriyle ilintili oldukları yönünde kanaat oluşturduğu, bir kısım ekler itibariyle küçük bir fark varsa bile bu farklılığın ürün ve hizmetlerin ortalama tüketicilerinin önemli bir kısmı tarafından fark edilmesinin veya bilinmesinin mümkün olmadığı… gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir…” hükmünü içerir değerlendirme Yargıtay’ca onanmıştır (Kazancı İçtihat Bankası, Son Erişim Tarihi : 08.03.2019)