• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: ARAġTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESĠ VE ĠLGĠLĠ

2.1 KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1.2 KarĢılaĢtırmalı Eğitim

Tarih boyunca her ülke, bir diğerinin ortaya koyduğu ileriye dönük bir adımda, o ülkenin geliĢimsel sürecini takip etme ve özellikle de eğitimine dair incelemelerde

10

bulunma gereğini hep kendinde hissetmiĢtir. Bu doğrultuda ilkçağdan itibaren baĢka ülke ve toplumların eğitim sistemlerini incelemeye yönelik pek çok çalıĢma yürütülmüĢtür. Ülkelerin yaĢadığı herhangi bir bunalım durumunda ya da gerilemede sorunun çözümü eğitim sisteminde aranmıĢ ve karĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmalarıyla eksiklikler giderilmeye çalıĢılmıĢtır. Örneğin Sovyetler Birliği‟nin uzaya araç göndermesiyle birlikte Amerika BirleĢik Devletleri‟nin baĢta Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmak üzere, birçok ülkenin eğitim sistemini araĢtırmaya yönelmesi bu çabaya bir örnek olarak gösterilebilir.

Günümüzde ise karĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmaları küreselleĢmenin etkisiyle birlikte rakip devletleri tanıma amacının dıĢına çıkarak ulusal bir boyut kazanmıĢtır. Çünkü bu dönemde, belirli bir toplumda meydana gelen bir geliĢme, değiĢim veya bir olay sadece o toplumla sınırlı kalmayıp tüm dünyayı etkilemektedir. Bu dönemde ihtiyaç duyulan insan tipi farklıdır. Kendi dıĢındaki toplumları tanıyan, geliĢim ve değiĢimlere ayak uyduran ve kendine yeni değerler üreten bireylere ihtiyaç vardır. Dolayısıyla da karĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmaları yenidünya düzenine uyum sağlayacak donanıma sahip bireyler yetiĢtirme amacına yönelik olarak yapılmaya baĢlanmıĢtır.

Bu noktada karĢılaĢtırmalı eğitimin ne olduğu, nasıl yapıldığı ve araĢtırma sürecinde nelere dikkat edilmesi gerektiği hususuna değinmek gerekmektedir.

VarıĢ (1997)‟a göre; karĢılaĢtırmalı eğitim, toplumlarda mevcut eğitim problemlerini ve problemi doğuran nedenleri, diğer toplumlarda benzer faktörlere değinerek saptayan, yorumlayan bir inceleme ve araĢtırma alanıdır (Demirel, 2000: 1). Kohl (1986)‟a göre ise; karĢılaĢtırmalı eğitim, farklı kültürlerde ve ülkelerde, iki ya da daha fazla eğitim sisteminin kuramsal ve uygulamalı olarak benzerliklerini ve farklılıklarını tanımlamaya yardım eden, benzer görünen fenomenlerin (olguların) anlamını belirten ve insanların toplumsallaĢtırma ve eğitme yollarına iliĢkin yararlı genel önerilere ulaĢtıran bir disiplindir. Çok genel anlamda karĢılaĢtırmalı eğitim, eğitim sorunlarının çözümlenmesi için farklı ülkelerdeki eğitim sistemlerini inceleyen bir alandır (Demirel, 2000: 1).

KarĢılaĢtırmalı eğitime iliĢkin tanımlara bakıldığında ortak oldukları noktanın, her ülkenin eğitim sisteminin benzer ve farklı yönlerini inceleyerek eğitim sorunlarına iliĢkin öneriler sunmaya yönelik olduğu söylenebilir.

11

KarĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmalarında neyin karĢılaĢtırılacağı, araĢtırmacının karĢılaĢtırma sürecinde nelere dikkat etmesi gerektiği ve araĢtırmayı hangi yol ve yöntemlerle gerçekleĢtireceği gibi hususlar, çalıĢmanın istenen hedefe ulaĢılmasında ayrı bir önem arz etmektedir.

Bu doğrultuda eğitim bilimlerinde, diğer bilimlerde olduğu gibi, karĢılaĢtırmalı çalıĢmalar, birbiriyle karĢılaĢtırma yapılır cinsten olguları karĢılaĢtırarak belirli görüĢ açılarına ya da ölçütlere göre değerlendirmek ve bunlar arasında ortak, benzer ve farklı özellikleri saptamak esasına dayanmaktadır. GörünüĢünde daha çok bir ülkede beliren eğitim sorunlarına çözüm getirmede karĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmalarına yer verilmekte ve değiĢik ülkelerde benzer sorunların nasıl çözüldüğüne bakılmaktadır. Ancak sorunları çözerken belli bir ülkenin yaptıklarının aynısını yaparak değil, o ülkenin kendi gerçeklerine göre en uygun çözüm yolunu bularak hareket etmek gerekmektedir (Demirel, 2000: 1-2). Dolayısıyla karĢılaĢtırmalı eğitim, bir ülkenin eğitim sisteminin diğer ülkelerin eğitim sistemine benzemesine yönelik bir çaba değildir. Ültanır (2000)‟a göre de, bir baĢka ulusun sistemini veya programını getirmek, baĢkasının ayakkabısını, elbisesini bir baĢka kimseye giydirmek gibidir. Yani uyumsuz, garip bir durum oluĢmuĢ olur. KarĢılaĢtırmalı eğitim araĢtırmasında da önemli olan ise sosyal bir sorunun, bu sosyal sorunu çözen baĢka bir ulusta değiĢkenler üzerindeki etkilerinin takip edilmesidir.

KarĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmalarında araĢtırmacı açısından göz önünde bulundurulması gereken bir diğer husus da bir ülkenin eğitim sistemini araĢtırırken o ülkeyi sosyolojik, politik, kültürel vb. tüm boyutlarıyla ele almak gerektiğidir. Her toplumun kendine özgü değerleri vardır ve bu değerler onun eğitim sistemini etkilemektedir. Dolayısıyla bir ülkenin eğitim sistemini ve politikasını daha net çözümleyebilmek için öncelikle o ülkenin dilini, inancını, değerlerini, ekonomik ve sosyal yapısını incelemek gerekmektedir. Bu doğrultuda Browne ve Cramer(1965) ‟a göre; karĢılaĢtırmalı eğitimde, herhangi bir eğitim sistemi incelenirken yalnızca eğitim kurumlarının irdelenmesi yeterli değildir, eğitimi etkileyen temel ve yan faktörler de göz önünde tutulmalıdır. Bu yüzden karĢılaĢtırmalı eğitim, eğitim uygulamaları konusunda görünenlerin gerisinde neler bulunduğunu araĢtırıp eğitimi etkileyen sosyal ve siyasal etkenleri incelemelidir (Erdoğan, 1997: 8). Eğitim sisteminin, doğal ve sosyal faktörler çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. AĢağıda bu doğal ve sosyal faktörlerin ne olduğuna iliĢkin açıklamalara yer

12 verilmektedir.

a.Doğal Faktörler

Doğal faktörler; ülkelerin doğal yapısının, ikliminin ve coğrafi koĢulların yerleĢime etkisi, ulaĢım ve haberleĢme olanakları gibi faktörler olup ülkede yaĢayan bireylere verilecek olan eğitimin onlara sunulup sunulamayacağına etki etmektedir.

b. Sosyal Faktörler

Sosyal faktörler; demografik faktörler, din faktörü, dil faktörü, ırk faktörü, politik faktörler ve ekonomik faktörler olarak sıralanabilir.

Demografik faktörler: Nüfusun yaĢ dağılımları, cinsiyet, doğum ve ölüm oranları

açısından sahip olduğu yapı eğitim hizmetlerinin sunulmasıyla doğrudan yakından iliĢkilidir. Nüfusun değiĢik açılardan sahip olduğu çehre, sunulan eğitimin özellikle niceliksel açıdan özelliğini tayin etmede önemli rol oynar. Örneğin, belirli bir dönemde doğurganlık oranının yükselmesi, yeni okulların açılmasına, yeni öğretmenlerin tayinine ve yeni kaynakların ayrılmasına doğrudan etki eder (Erdoğan, 1997: 48).

Din faktörü: 18. yüzyıla değin genellikle tüm okullar, din adamları tarafından açılır

idare edilirdi. Modern devlet ve sanayileĢme sonunda dini okullardan ayrı, laik okul ve eğitim sistemleri kurulmaya baĢlanmıĢtır (Türkoğlu, 1999: 94). Ancak kimi dini kurumların eğitimle ilgilenmesi, okulların kontrolünün birçok Batı ülkesinde kilise tarafından sağlanmasına yol açmaktadır. Örneğin, Ġrlanda‟da ilk ve ortaöğretim kilise tarafından idare edilmektedir (Erdoğan, 1997: 50).

Dil faktörü: Bir ülkede tek bir dil konuĢuluyorsa ulusal bir eğitim sistemi kurmak

kolaylaĢır. Ġki ya da daha fazla dil konuĢuluyorsa eğitim dilinde bazı sorunlarla karĢılaĢılır. Farklı dillerin konuĢulması okur-yazarlığın ve demokratizasyonun geliĢmesinde engeller yaratır (Türkoğlu, 1999: 95). Birden çok dilin konuĢulması eğitim öğretim sürecinde öğrencileri ülkede konuĢulan dilleri öğrenmeye zorlar. Bu durum eğitim sisteminin de geliĢimini olumsuz etkiler.

Irk faktörü: Günümüzde toplumlar tek bir etnik gruptan oluĢmamakta, farklı kültür

ve geleneklere sahip bireyler bir arada yaĢamaktadır. Bu durum eğitim sisteminin düzenlenmesinde çeĢitli sorunlarla karĢılaĢılmasına neden olmaktadır. Bu sorunların

13

aĢılması konusunda da ülkeler, farklı etnik gruptan gelen bireyleri eğitim yoluyla tek bir değer altında birleĢtirme çabası içerisine girmektedir.

Politik faktör: Her toplum, ister demokrasi isterse de diktatörlükle yönetiliyor olsun,

siyasi rejimine uygun ve politik amaçlarına ters düĢmeyen bir eğitim sistemi aracığıyla bireylerinin yetiĢmesini ister. Her ülke eğitim sistemini bu amaç doğrultusunda yapılandırır.

Demokratik ülkelerde, özgür bir toplumda insanoğlunun temel gereksinimlerinin karĢılanması esas olduğu için vatandaĢların politik, kültürel, toplumsal, ekonomik yönlerini geliĢtiren bir eğitim sistemi uygulanmaktadır. Diktatörlükle yönetilen ülkelerde ise eğitim çok daha farklı amaçlara hizmet etmektedir. Diktatörler, eğitimi kendi varlıklarını devam ettirmek ve amaçlarına ulaĢmak için bir araç olarak kullanmıĢlardır. Almanya‟da Hitler eğitimden halkı “nazileĢtirmek” için yararlanarak eğitim sistemini amaçlarına uygun olarak kalıplaĢtırmıĢtır (Türkoğlu, 1999: 96). Dolayısıyla her ülke kendi ideolojisini eğitim sistemine yansıtmaktadır.

Ekonomik faktör: Bir ülkenin ekonomik yapısında meydana gelen değiĢim, o ülkenin

eğitim politikasını da etkilemektedir. Tarıma veya sanayiye dayalı bir ülkede eğitimden beklenen talepler farklılaĢmaktadır. Bu durum ekonomik yapının eğitim üzerindeki etkisini göstermektedir. Bunun dıĢında, bir toplumun ekonomisinin güçlü ya da zayıf olması eğitime yapılacak olan yatırımları da etkilemektedir. Ekonomisi güçlü olan ülkeler eğitim harcamalarına daha fazla ödenek ayırmaktadırlar (Erdoğan, 1997: 53-54).

KarĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmalarında bu faktörlerin göz önünde bulundurulması, ülkelerin yapısı ve eğitim sistemleri konusunda gerekli ve önemli verilerin elde edilmesinde dolayısıyla da araĢtırmanın istenilen hedefe ulaĢmasında etkili olmaktadır.

Bir ülkenin yukarıda ifade edilen ekonomik, sosyolojik, politik vb. boyutlarıyla ele alınması karĢılaĢtırmalı eğitimin diğer disiplinlerle olan iliĢkisini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Altbach ve Kelly (1986)‟e göre; karĢılaĢtırmalı eğitim yalın bir alan olmaktan ziyade eğitimi anlamaya yardım eden psikoloji, dilbilimi, ekonomi, sosyoloji, tarih ve antropoloji gibi disiplinlerle yakından iliĢkili olan karmaĢık bir çalıĢma sahasıdır (Erdoğan, 1997: 9).

14

yöntemleri bulunmaktadır: Yatay ve Dikey yaklaşım, Problem çözme ve Örnek olay

yaklaşımı. “Yatay yaklaşım”da sistemin hem benzer hem de farklı yönleri bir

bütünlük içinde ele alınırken, “Dikey yaklaşım”da sistemin tarihsel geliĢim süreci ele alınmaktadır. “Örnek olay yaklaşımı”nda karĢılaĢtırma yapılmayıp yorum ve karĢılaĢtırma okuyucuya bırakılmaktadır. “Problem çözme yaklaşımı”nda ise eğitim sisteminde var olan herhangi bir problem (örneğin, öğretmen ihtiyacı gibi) ele alınıp bu probleme çözüm önerisi getirilmeye çalıĢılmaktadır (Ültanır, 2000: 24-25).

KarĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmaları ülkelerin birbirini eğitim, kültür vb. yönleriyle tanımasını sağlar ve hatta birinin diğerini tanımasını sağlamakla kalmaz aynı zamanda her iki yönlü olarak eksikliklerinden ve iyi olan yönlerinden ders çıkararak kendi sistemine yönelik doğru kararlar almalarını ve geleceğe dair fikirler üreterek eğitimsel anlamda geliĢimlerini de sağlar. Dolayısıyla karĢılaĢtırmalı eğitim, sistemler arasındaki yolculuğun en yüksek Ģeklini, ötekiyle karıĢmaksızın diğerini tanıma, yeniden bir araya gelme birbirinden farklı olma aracını oluĢturur. Bu nedenle, eğitimin bu özel alanı, bir kazanç olarak kabul edilmektedir (Türkoğlu, 1999: 17). Bu alanın ayrıca, kültür ufkunu geniĢletmek, uluslararası gerginliği azaltmak, eğitimi bilim ve kültür süreci olarak zenginleĢtirmek, uluslararası anlayıĢa katkıda bulunmak ile diğer ülkelerle dostça ve açık bir iletiĢim kurmak gibi amaçları da bulunmaktadır (Demirel, 2000: 3-4).

KarĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmalarının bize sağladığı birçok olumlu yönünün olmasının yanında bu çalıĢmayı yürüten araĢtırmacıların karĢılaĢtığı yanlılık, dil, ülkenin doğal ve sosyal faktörlerinin göz önünde bulundurulması gibi çeĢitli olumsuzlukları doğurabilecek etkenleri de göz ardı etmemek gerekir ki bu da bize karĢılaĢtırmalı eğitimin göründüğünden daha zor bir alan olduğu sinyalini verir. Bu bağlamda karĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmalarında karĢılaĢılan sorunlar Ģu Ģekilde sıralanabilir (Demirel, 2000: 8-9):

1. KarĢılaĢtırmalı çalıĢma yapan kiĢilerin ya da bilim adamlarının kimi ülkelere karĢı duydukları yakınlık ya da karĢı görüĢler sakıncalı olmaktadır. Bu eğilimler saplantıya dönüĢtüğünde bilimsel çalıĢma yapmak zorlaĢmaktadır.

2. KarĢılaĢtırmalı eğitim çalıĢmalarında o ülkenin eğitim sistemiyle beraber sosyal yapısını, tarihsel geliĢim gibi diğer koĢullarını da iyice incelemek ve irdelemek gerekir. Çok değiĢik yapıya sahip ülkelerle karĢılaĢtırma yapmak oldukça güç olmaktadır. Bunun için çalıĢmanın sınırını çok iyi belirlemek gerekir.

3. Eğitim terimleri ve kavramları üzerinde görüĢ birliği sağlamak güç olabilir. Sözgelimi, temel eğitim, ilköğretim ve ilkokul kavramları ve süreleri farklı farklı kullanılmaktadır. Ortaokul ya da lise düzeyinde alınan diplomaları denkliklerinin

15

kabul edilmesi gibi.

4. Güvenilir ve inanılır istatistik bilgilerin toplanmasında karĢılaĢılan güçlüklere, özellikle son üç yıla ait bilgilerin elde edilememesi gibi güçlükler ortaya çıkmaktadır.

5. KarĢılaĢtırma yapılan ülkenin dilini iyi bilmek ya da o ülkeye ait ulaĢılan dilde yazılmıĢ kaynakları iyi anlayacak düzeyde yabancı dil bilgisinin olması gerekir. 6. Çok sınırlı bir alanda yapılan bir karĢılaĢtırma konusunun genelleme yapılamaması gibi güçlükler ortaya çıkmaktadır.