• Sonuç bulunamadı

YOKSULLUK VE KADIN YOKSULLUĞU: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.8. Kalkınma Ekonomisinde Kadının Önem

Kadının ekonomik kalkınmadaki önemi iki açıdan ele alınabilir. Bunlardan ilki, kadının işgücü olarak üretime yapacağı katkı, ikincisi ise gelecek neslin yetiştirilmesin- deki rolü ile beşeri sermaye birikimine sağlayacağı katkıdır. Dolayısıyla, kadınların eği- tim ve sağlık gibi temel ihtiyaç niteliğindeki olgulara erişiminin kolaylaşması, kadının işgücü olarak niteliğini güçlendirici bir etki yaratabilir. Söz konusu etki hem kadınların ekonomideki rolünü artırabilir; hem de kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendi- rici bir etki yaratabilir. Diğer yandan, kadınların ekonomik rolünün yanı sıra anne olma özelliği nedeniyle, çocuk yetiştirmede üstleneceği rol ile gelecek nesillerin oluşumuna katkı sağlayarak, beşeri sermaye birikiminde etkili olabilir. Ancak, kadınların söz konu- su rolünü güçlendiren en önemli olgu kadınların eğitim ve sağlık seviyesidir. Dolayısıy- la, kadınların sağlıklı ve eğitimli birer birey olması bir yandan ekonomideki rolünü artı- rırken, diğer yandan gelecek kuşakların yetiştirilmesinde rol alarak beşeri sermaye biri- kime katkı sağlayabilir.

Kadınların dünya ölçeğinde ekonomideki rolünü üç ayrı başlık altında incelemek gerekirse, bunlar; ilkel toplum düzeninde kadın, sanayi toplumu düzeninde kadın, bilgi çağında kadındır.

1.8.1. İlkel Toplum Düzeninde Kadın

İlkel toplumlarda, insanlar göçebe yaşam tarzı ile hayatlarını sürdürmüşlerdir. İlk insanların geçim kaynağı avcılık ve toplayıcılık olmuştur. İlkel toplum düzeninde cinsiyetler arasında iş bölümü olmuştur. Erkekler daha çok dışarıda toplayıcılık ile uğ- raşırken, kadınlar çocuk bakımı, beslenme gibi ev işleri ile uğraşmışlardır.

Yeni gelişmeler ile iş bölümü meydana gelmiştir. Silahların gelişimi ile erkek kara ve deniz avcılığında uğraşırken; kadının görevi ise yeni gelişmelerle azalmıştır. Tarımın keşfiyle, insanlığın faaliyet alanları genişlemiştir. Kadınlar, tohumları kullan- mayı keşfedip, tarımla uğraşmaya ve çanak çömlek yapmaya başlamışlardır. Kadınlar, çapayı hayvanlar vasıtası ile kullanarak, yük taşıma işlerini hafifletmiştir. Buradan ha- reketle, kol gücü ile olan kadın emeği ikinci plana düşmüştür. Kadın emeğine duyulan ihtiyaç yemek ve el sanatlarında devam etmiştir (Karataş, 1989:28).

İlkel toplumlarda ihtiyaçlar, günlük olarak karşılandığı için temel ihtiyaçlar gru- bunda yer alan barınma ve beslenme ihtiyacı kadın emeğine bağımlılığı devam ettirmiş-

49

tir. Her ne kadar icatların oluşumu ile kadın emeği azalsa da temel ihtiyaçlarda kadının rolü ön planda yer almıştır.

1.8.2. Sanayi Toplumu Düzeninde Kadın

Kadınlar emek piyasaları dışında vazgeçilmez bir üretim unsuru olmalarına rağmen, kadınların emek piyasalarındaki durumu "ikincil iş gücü" olarak adlandırılmak- tadır. Kadınların ikincil iş gücü rolleri, geleneksel iş gücü rollerine yakın olması gerek- lidir.

1750 yılında İngiltere de Sanayi Devrimi ile çıkrık makinesi icadı, 1782 yılında James Watt’ın buharlı makine icadı ile demir-çelik sanayi sektörü oluşmuştur. Sanayi Devrimiyle kitlesel üretimin önem kazanması, teknolojik gelişmeler ile tarımda kol gü- cünün önemini kaybetmesi gibi durumlar kadın emeğinin değer kaybetmesine neden olmuştur (Özer ve Biçerli, 2003:57). Kadınlar, ilk olarak emeklerinin karşılığı olan üc- reti, Sanayi Devrimi ile hak etmiştir. Kadın işçilerin çalışma yaşamına dair yasalar ilk defa İngiltere’de çıkarılmış ve buradan diğer toplumlara yayılmaya başlamıştır (Kocacık ve Gökkaya, 2005:196).

Sanayi Devrimi ile dokuma sanayinde kadın emeğinin önemi artmıştır. Kadın iş gücü, erkek iş gücüne göre düşük ücret ve ağır çalışma koşullarına adapte oluşu, kadın- ların dokuma sanayinde daha fazla yer almasını sağlamıştır (Humphries, 2001:1). Pa- muk ve keten fabrikalarında çalışan kadın ve genç kızların, çalışma koşulları nedeniyle bir takım hastalıklara neden olmuştur. Bu fabrikalarda, havalanma ve tarama odalarında lifli toz uçuşması çalışanların göğüs hastalıklarına yakalanmasına neden olmuştur. So- lunan hava sonucunda bir süre sonra çalışanlarda kan tükürme, göğüs ağrıları, öksürük gibi bir takım belirtiler bulunmuştur (Marks, Engels ve Lenin, 2006:32).

Sanayi Devrimi, seri üretim unsurunu getirerek kadınların el tezgâhındaki do- kumacılık ücretlerinin düşmesine neden olmuştur. Kadınlar, el tezgâhının önemini kay- betmesi ile fabrikada seri üretimde çalışma durumunda kalmıştır. İşlerini kaybetmek istemeyen kadınlar, doğumdan 3 hafta sonra fabrikadaki işlerine geri dönme durumunda kalmışlardır. Fabrikada, çocukları ile çalışmak durumunda kalan kadınlar, mola süresin- ce çocukları ile ilgilenmişlerdir. Çocukları biraz daha büyük olan anneler ise, evde rahat durmaları için afyon içirme zorunda kalmışlardır. Uzun çalışma saatleri, sağlıksız ça- lışma koşulları, düşük ücret devamında sendikal hakları da getirecektir. 1847 yılında

50

kadınların çalışma koşullarında iyileştirilmelere gidilmiş, çalışma saatleri 10 saatle sı- nırlandırılmıştır (Humphries, 2001:1).

Sanayi devrimi, kadını çalışma hayatına çekmekte ve o dönemde katı şekilde uygulanmakta olan liberal ekonomi anlayışıyla gerek ücret gerekse de uzun çalışma koşulları kadınların aleyhine eşitsizliği ifade etmekteydi (Şimşek, 2008:13). Kadınların iş gücü piyasasında düşük ücrete razı olma nedenleri üzerine şunlar ifade edilmektedir. Bunlar (Karataş, 1989: 43);

• Kalifiye olmayan kadın iş gücü düşük ücrete razı olmaktadır. Genel nitelik ge- rektiren iş sahasında yer alan kadınların, sendikal faaliyetleri oldukça düşüktür.

• Kadınlar ve erkekler eşit biçimde çalışmamaktadır.

• Kadınlar erkeklere göre işten ayrılma oranı daha da yüksektir. • Kadınların deneyimleri bulunmamaktadır.

• Kadınlara yüklenen annelik misyonu bulunmaktadır.

• Part-Time çalışan kadınlar sosyal haklardan mahrum kalmaktadır.

Niteliksiz olan kadın iş gücü, fabrikada daha fazla emek sarf etme durumunda yer alan mavi yakalı işçi olarak nitelendirilirken; kalifiye olan erkek iş gücü ise, işi ko- ordine eden beyaz yakalı işçi durumunda yer almıştır. Kadınların iş gücü piyasasında; düşük ücrete tabi olmaları, part-time çalışmaları, deneyimsiz oluşları onları sosyal hak- lardan mahrum bırakacaktır. Sosyal haklardan mahrum kalan kadınların, iş gücü piyasa- sında dışlanmışlık hissi ile karşılaşacaklardır. Kadınların, hem annelik misyonu hem de fabrikada ağır iş koşulları onların yaşamlarını daha da ağırlaştırmıştır.

Tekstil sanayinde iyi örgütlü olan kadınlar, 1885 yılında sendikal haklarını kul- lanarak eşit ücret hakkını talep etmişlerdir. 1930’larda eşit ücret erkek işçiler için bir nevi koruma olarak görülüyordu. Nedeni ise, düşük ücret alan kadınlar erkeklerin ça- lışma alanını daraltıyordu. 1936 yılında ise, kadınların gece çalışması yasaklandı. II. Dünya Savaşı ile kadınların iş sahası artmış, devlet tarafından kadınların çalışması için kreşler açılmıştır (Humphries, 2001:1). II. Dünya Savaşından sonra erkeklerin savaşta ölmesiyle hanehalkının geçimini kadınların kazancına bağlı olmuştur. Erkek nüfusunun azalması kadınlara iş sahası açmıştır.

51

1.8.3. Bilgi Çağında Kadın

Kadınların iş gücü piyasasında yer alması Sanayi Devrimi, II. Dünya Savaşı ve son dönemde küreselleşme ile birlikte artış göstermiştir. Kadın iş gücünün önemi bilgi çağında artış göstermiştir. Kadınlar her türlü enformasyonu derlemede erkeklere göre daha hızlı olmaktadır (Dura, 1990:82). Kadınlar erkeklere göre daha fazla işi bir arada yürüttükleri için daha pratik düşünce yapısına sahip olmaktadır. Enformasyonun önem kazandığı bilgi çağında, pratik ve hızlı düşünmek gerekli olmaktadır. Bu nedenle kadın iş gücü bilgi çağıyla artış göstermektedir.

Aklın ön planda olduğu dönemde, kol gücü önemini yitirip yerini bilgi çağı al- mıştır. Bilgi çağı; üretim alanında, teknolojinin gelişmesi ile verimlilik artışını sağla- mıştır. Kol gücünün önemini yitirip bilgi çağının önem kazanması ile iş gücünde kadın işi ve erkek işi ayrımı azalmıştır. Teknolojik gelişmeler kadınların, iş gücü piyasasında daha fazla yer almasını sağlamıştır. Teknolojik gelişmelerin sağladığı olumlu etkiler şunlardır: (Yorgun, 2010:172)

• Üretim ve hizmetlerde kullanılan ileri teknolojiler kadınların çalışma hayatında yer almasını kolaylaştırır.

• Teknolojik gelişmelerle, kadınlar ev işlerine harcadıkları zamanları azaltmıştır. Teknolojik yenilikler, kadınların ev işlerinde harcadıkları zamanı azaltmıştır. Zamanlarını etkin kullanmaya başlayan kadınlar, iş gücünde etkin rol almaya başlamış- tır. Tüm bu gelişmelerle birlikte, günümüz literatürüne mavi ve beyaz yakalı iş gücü kavramına ilaveten "pembe yakalı iş gücü" kavramı eklenmiştir. Pembe yakalı iş gücü kavramı, kadın iş gücünü temsil etmektedir. Bilgi çağı ile birlikte kadın, kamu ve özel sektörde daha fazla yer almaya başlamıştır (Kocacık ve Gökkaya, 2005:199).