• Sonuç bulunamadı

3. KONYA’DA HAMAM KÜLTÜRÜ VARLIKLARI

3.2. Konya Hamamlarının Manevi Kültür Varlıkları

3.2.1. Gelenekler ve Sosyal Yaşam Açısından Konya Hamam Kültürü

3.2.1.1. Kadın Hamamları

Kadınlar hamamı folklor yönünden her zaman erkekler hamamından daha fazla önem taşımıştır. Hanımların hamama geliş gidişleri, hamamda uygulanan bir takım kurallar ve hamam eğlenceleri gelin hamamları, kırk hamamları vs. kendilerine özgü bir

13Mahkeme Hamamı işletmecisi Yüksel Yavuz ile 12 Mayıs 2009 tarihinde görüşme yapılmıştır. Tarihi

özellik taşırlar. “Hamama giden bir hanımın, mutlaka bir hamam bohçası ve içinde hamamda kullanacağı lifi, kilini koyacağı killiği ve hamam tasını yanında götürmesi gerekmektedir. “Hanımların hamama götürecekleri erkek çocuklarından biraz büyükçe olanları götürmeleri hoş karşılanmaz diğer kadınlar “Babasını da getirseydin” diye takılırlar”(Odabaşı, 1998: 107).

“Bazı hanımlar hamamda saatlerce kalacakları için, beraberlerinde elverişli yiyecek , mevsimine göre meyve ve yemişlerin götürülmesi adettendi. Her ailenin hamamda kendisine hizmet edeceği kadınlar önceden belirlenmiş olduğundan, hamam ustası adını alan bu kadınlar hizmette tercih edilirdi. Hatta bu kadınlar o ailenin hamam dışı hizmetlerinde de bulunurlardı. Örneğin düğünlerde de bu hamam ustalarına büyük işler düşerdi”(Odabaşı, 1998: 107).

“Eskiden hamam için özel gül kokulu sabunlar hazırlanırdı. Gül kokulu sabunların en makbulü Edirne'de yapılırmış. Pembe renkli, gül şeklinde, gül kokulu olan bu sabunlardan her kadının bohçasında veya sandığında bulunurmuş. Saç yıkamada kullanılan killer de gül kokulu olurmuş. Çünkü güller açtığında gül yaprakları arasına killer konurmuş, kokuyu emermiş böylece bu kille yıkanan saçlar da gül kokarmış. Hatta bununla ilgili şöyle bir şey anlatılır: Kil'e sormuşlar sen bir kil parçasısın nasıl olur da böyle gül kokarsın? Kil de demiş ki ben güllerle yattım, kalktım, onlarla dostluk ettim. Onların kokusunu aldım, elbette gül kokarım”(Tansuğ, 1984: 7).

Kız Beğenme Hamamı

Evlenecek yaşa gelmiş erkek çocuklarına kız arayacak annelere en güzel mekan hamamlardı. Alacağı kızın bütün özelliklerini en ince ayrıntılarına kadar burada gözlemlerdi(Odabaşı, 1998: 107). Hamamda kız beğenme Hamamın önemli işlevlerinden biridir diyebiliriz çünkü hamam, bir genç kızın hal ve hareketlerini, fiziğini sergilediği yegane mekanlardandır.

Hamamda kız beğenme bize hiç yabancı gelmeyen bir tabirdir. Genellikle geleneksel ve kapalı toplumlarda bir genç kızın fiziksel özelliklerini ayrıntılarıyla görebilmek için tek uygun yer hamamlardı. Bu birkaç şekilde gerçekleşebilirdi.

Dışarıda görülüp, beğenilen bir kız, bir kez de hamamda görülmek istenirse, kıza haber gönderilir ve kararlaştırılan bir günde iki tarafta hamama giderdi. Hangi niyetle orada bulunulduğunu bilen kız da konuşmalarında, yürüyüşünde ve davranışlarında daha da dikkatli davranarak, kendini beğendirmeye çalışırdı(Aktaran: Türkyılmaz, 2001: 1).

Özellikle hamamların sürekli müşterileri ile hamam çalışanları arasında bir bağ söz konusudur ve beğenilen bir kız hakkındaki en sağlam bilgi kaynağı kızın mahalle komşularından sonra hamam çalışanlarıdır.

Bir insanın temizlikle ilgili kurallara riayet edip etmediğinin kontrolü için de en uygun yer yine hamamlardır ve geçmişte bir kızın gelin olarak tercih edilmesindeki en büyük etkenlerin güzellik, iyi ahlak ve temizlik olduğunu düşünürsek, bunları test edebilmek için de en uygun yerin hamamlar olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde evliliklerde tercihlerin, annelerden evlenecek olan çiftlere geçmesi, tercihlerle ilgili kıstasların değişmiş olması ve aranan bazı özelliklerle ilgili kontrolün başka yollardan sağlanması gibi sebeplerden dolayı, hamamlar bu konuyla ilgili işlevini yitirmeye başlamıştır.

Gelin Hamamı

Hamamlar; toplumların sosyal yapısındaki en önemli olaylardan biri olan evlenme adetlerinin de ayrılmaz bir parçası olmuştur(Akan vd., 2005: 1001). Özellikle kadınlar arasında düzenlenen gelin hamamı evlenme adetlerinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Gelin hamamında kullanılan malzemeler çeyizdeki yegane parçalardır. “Köklü bir gelenek olan gelin hamamı geleneğinde kullanılan fonksyonel kullanım eşyaları çeşitli el sanatları ürünlerinden oluşmaktadır. Bu ürünlerin her biri hammaddesi, tekniği ve süsleme özellikleri ile sanat değeri taşımaktadır”( Akan vd., 2005: 1004) Gelin Hamamları genellikle en çok bilinen ve en canlı gösterimlerin yer aldığı hamam adetidir.

Kaynak kişilerimiz Ayhan Alp, Ulviye Gün, Kurtuluş Cimcim, Mualla Odabaşı gibi isimlerin bize aktardıklarından yola çıkarak Konya’da gelin hamamı şu şekilde yapılmaktaymış;

Konya’da gelin hamamı genellikle düğünden birkaç gün önce tercihende kına gecesinin yapılacağı gün gündüzden düzenlenirdi. Davetliler gelin kızın arkadaşları yakın eş dost ve akrabaları, damadın ailesinden bayanlardan oluşmaktaydı. Davetlilere birkaç gün öncesinden şu tarihte hamamımız var buyurun gelin diye haber verilirdi ve davetli olmayanlar iştirak etmezdi. Gelin hamamının masraflarını erkek tarafı karşılardı. Kız tarafı ise hamamda yenilip içilecek ikramları hazırlamakla yükümlülerdi. Bazen de bu durum değişiklik gösterebiliyordu erkek tarafı muhteşem ziyafetler hazırlatıp hamama gönderiyordu. Nevin Halıcı 21 Mart 2010 tarihli Zaman gazetesinde yer alan “Hamam yemekleri ve Delek Tiridi” isimli makalesinde Konya gelin hamamı hakkında şunları aktarmıştır “Konya'da varlıklı aileler hamamda ünlü fırın kebabı, normal gelirli aileler etli ekmek, dar gelirli aileler ise tirit ikram ederlerdi. Yemeğin yanında baklava, kadayıf gibi bir tatlı da yer alırdı. Aralarda ise her türlü çörek, börek gazozlar ikram edilirdi. O zamanlar renkli gazozlar yoktu, sadece beyaz gazoz ikram edilirdi. Serinletici mevsim meyveleri, turşu suları ve turşular da ikramlar arasında yer alırdı”

Gelin kızın annesi genellikle hamamda ikram edilmek üzere soğuk serinletici şerbetler ve tandır böreği hazırlardı damat tarafı ise çerezler meyveler gibi hazır ikramlıklardan sorumluydu(Kurtuluş Cimcim ile kişisel iletişim, 23 Ocak 2010).

Gelin hamamı ikramlarıyla, birbirinden özenli hazırlanmış havlu, nalın hamam tası gibi malzemeleriyle ve eğlenceleriyle çok zengin bir kültürdür. Gelin kızın bohçasında yer alan malzemelerden söz etmek gerekirse bu malzemeler gelin kızın kendi çeyizinde bulunabildiği gibi kayınvalidesi tarafından da hediye edilmiş olabilirdi. Bu hediyeleşme Konya geleneklerinde dürü veya sandık götürme adetinde yer almaktadır ki Konya çeyiz adetleri de başlı başına incelenmesi ve araştırma yapılması gereken kapsamlı bir konudur. 23 Ocak 2010 tarihinde ziyaret ettiğimiz ve 1960’ lı yıllarda kayınvalidesi tarafından kendisine bohçalar içerisinde hediye edilen hamam takımlarını fotoğrafladığımız Ayla Uluışık hanımefendi aslen İstanbullu ve Konya’ya gelin gelmiştir. Gelin hamamı yapılmamasına rağmen bohçasında kayınvalidesi tarafından hediye edilmiş ince işçilikli peşkirler, havlu takımları yer almaktadır(Şekil 58-59-60-61)

Gelin kızın bohçası diğer davetlilerden ayırt edilebilecek derecede şık ve göz alıcıdır. İçerisinde havlu takımı, ipek peştamalı, sedef kakmalı nalınları, fil dişi tarağı, kildan veya sabunluk dediğimiz süslü bakır kabı, yıkandıktan sonra başına saracağı oyalı yemenisi yer almaktaydı(Ayhan Alp ile kişisel iletişim, 21 Mart 2010). Hamama girilir girilmez hamam görevlisi tarafından karşılanılırdı ardından hamam hizmetlisi gelinin bohçasını alır ve oturacağı yeri eşyalarını hazırlar bahşişi hak etmek için kusursuz hizmet vermeye özen gösterirdi. Ardından soyunup ipek peştamalına sarılan gelin sıcaklık bölümünde güzelce yıkanırdı bu yıkanma işlemi esnasında gelin kızın bütün arkadaşlarının gelinin başından birer tas su dökmesi adettendi(Ayhan Alp ile kişisel iletişim, 21 Mart 2010). Ardından kurulanıp camekana getirilen gelin ve davetliler damat evi tarafından tutulan çalgıcılar eşliğinde eğlenceye başlarlardı. 1958 yılında tarihi Mahkeme hamamında gelin hamamı yapılan Mualla Odabaşı hanımefendi camekan bölümünde yer alan havuz etrafında çalgılar eşliğinde arkadaşlarının elinden tutarak onu birkaç tur gezdirdiklerini anlatmaktadır.

Kırk Hamamı

Konya’da geçmişte genç kızlar evlendikten kırk gün sonra mutlaka kırk hamamı yapılırdı. Kayınvalide tarafından komşulara , kayınvalidenin ve gelinin akraba ve yakınlarına davetçi gönderilirdi. Giden davetçi ; Kayınvalidesinin selamı var , “perşembe günü hamama buyuracağız” diye tembihatte bulunurdu. Perşembe günü sabahtan daha evvel kına merasiminde bulunan gençler ve onların anneleri ile diğer yaşlı başlı hanımlar ile kayınvalide hamam takımlarını alarak gelin evine gelirler.

Oğlan evinin hamam ustası da gelir. Hepsi toplanırlar. Kayınvalide davetlilerin her biri için birer kalıp sabun ile yaşlıların başlarına yakacakları kınaları hazırlar ve kırk hamamına özgü olmak üzere; gelin için kenarları sarı kabaralar ile süslenmiş bir oturak yaptırmış ise onu da yanlarına alırlardı. Hamam ustası gelinin bohçasını, oturacağını alır veya evlatlık kızlarına verirler. Evden toplu halde çıkarak hamama varırlar. Hamamda evvelce hazırlanmış yerlere soyunurlar, kayınvalide sabunları ve kınaları dağıtırdı.

Gençler, gelin soyunduktan sonra peştamallarını kuşanır. Üzerine ipekli futasını(Peştamal) tutunur, omuzlarına üzeri sırma ile işlenmiş havlusunu atar başına duvağını takar ve gelin hamamında olduğu gibi fıskiyeli havuzun etrafında toplu olarak üç defa dolaşırlar.

Gelin kızın armağanı olmak üzere, hamamcıya, hamam ustasına, natıra birer çember örtülür. Böylece süslü yedek hamamı (Kırk hamamı) yapmak isteyenlerin mutlaka iki defçi tutmaları gelenekten sayılır.

Bazı aileler böyle kalabalık kırk hamamı yapmak istemezlerse, gelin ve akrabaların bir kaçını alıp hamama götürürler sade bir şekilde merasimlik gelini yıkatıp dönerler. Süslü kırk hamamında hamamdan çıkanlara birer yağlı külçe14 ile mevsimine göre portakal, taze elma veya hıyar dağıtmak yine gelenekten sayılırdı.

Hamamda gelinin kırkını çıkarmak için: Bir yumurta hamam tasının içine kırılır, el ile iyice çırpılarak, gelinin başına kırk tas dökülür. Keza kırk veya daha fazla altın, bulunmadığı takdirde kurnanın içine kırk altın atılır, üzerine su akıtılarak bu sudan gelinin başına 40 tas dökülür.

Gelin hamamında kırk içinde bulunan diğer gelinle bir lohusaya tesadüf edilirse onunla kucaklaşır ve öpüşürler ve birbirlerine birer iğne verirler. Evvelce hamamda kırkı içinde biri bulunduğunu hamamcı sorulmadan haber vermesi gerekmektedir. Bu usule uyulmadığı takdirde hastalık, geçimsizlik, uğursuzluk gibi şeylerin meydana geleceğine inanılırdı. Tesadüfen hastalanan gelinlere eyvah kırk bastı diye üzülünürdü(Odabaşı, 1998: 108).

Loğusa Hamamı

Geçmişte Konya’da doğum yapan kadın ve bebeğin kırk gün sonra hamama götürüldüğünü kaynak kişilerimizden öğreniyoruz. Hamama götürülen bebek ve annesi her ilde her kültürde farklı bir merasimle yıkanıyordu örneğin Eskişehirde bebek ve annesi "Çıngıl" ile kırklanıyordu. Çıngıl bir ip üzerine dizilmiş leylek gagası, kemiği, kuş kanadı, üzerlik, nazarlık, mavi taş, eski kilit, madeni para, midye kabuğundan

oluşan bir materyaldir Çıngıl adı verilen bu materyal son suyunda tasın içine konur ve üçer kez bebek ve loğusanın başından aşağı dökülürdü(Aktaran: Türkyılmaz, 2001: 16). Her ilde farklı merasimlerle yaşanan ve Konya hamam kültürünün de bir parçası olan loğusa hamamı loğusa ve bebeği nazardan korumak ve kısmetinin bol olmasını sağlamak inancıyla yapılan bir hamam etkinliğidir. Bugün ise böyle adetlerin batıl ve gereksiz olduğu ile ilgili görüşler hakim durumda olduğu için, kırk yada loğusa hamamıyla ilgili herhangi bir gelenek bulunmamaktadır.

3.2.1.2. Erkek Hamamları

Kadınların hamama bir gezmeye önemli bir davete, eğlenceye gider gibi gitmesine karşın, erkek hamamları kadınlarınki kadar canlı ve eğlenceli olmazdı. Erkekler için bu durum gayet sade yıkanma gereksinimini giderip evine dönme amaçlı gösterişsiz bir etkinliktir. Bu durumu özellikle geçmişteki Konya’da kadınların sosyal aktivitelerinin oldukça sınırlı olmasına bağlayabiliriz. Tabi ki erkek hamamlarında da hamamda yıkanmanın bir zevk olarak algılandığını, nargile ve kahve içilerek dinlenildiğini söylemek mümkündür.

Kadın hamamlarına nazaran sessiz sakin bir hava içinde geçen erkek hamamları da hayatın muayyen safhalarıyla alakalıdır. Bunlar güvey hamamı, asker hamamı, sünnet hamamı gibi hayatın geçiş dönemleriyle ilgili olabileceği gibi, kadınların hamam geleneklerinde de görülen arkadaş hamamı, ramazan hamamı vs. de olabilir(Türkyılmaz, 2001: 52).

Sünnet Hamamı

Erkeklerin hayatında önemli bir geçiş dönemi olan sünnet merasiminde, sünnet hamamına başta sünnet olacak çocuk, babası, arkadaşları, akrabaları ve tabi ki kirveliğin bilindiği yörelerde kirvesi giderlerdi. Kirvelik adetinin bilindiği yerlerde hamamın bütün masrafları kirveye ait olurdu(Ayhan Alp ile kişisel görüşme, 21 Mart 2010).

Güvey (Damat) Hamamı

tarafından düğüne bir yada birkaç gün kala hamama götürülür. Bazen damadın erkek arkadaşları ve yakın akrabaları giderdi. Damat hamamına gidiş, orada geçirilen süre ve eve dönüş gelin hamamında olduğu gibi canlı gösterilere sahne olmazdı(Türkyılmaz, 2001: 53).

Benzer Belgeler