• Sonuç bulunamadı

İki gün boyunca sürdürülen oturumlarda bir ta- raftan yakın dönemde eserleriyle öne çıkmış öykücüler dinleyicilerle buluşurken diğer yan- dan akademisyen ve eleştirmenler tarafından söz konusu dönem öyküleri üzerinde çok yönlü analizlerde bulunuldu. Yazar, yayıncı, akademis-

yen, eleştirmen vb. konunun ilgilisi her kesimden temsilcilerin programda söz alması sempozyu- mu ayrıca günümüz öykü dünyasının nabzını solumak açısından önemli bir fırsat haline de getirdi.

31

SAY I: 0 5 / O CA K - M A R T 2 0 13

öyküleri üzerinde çok yönlü analizlerde bulunul- du. Yazar, yayıncı, akademisyen, eleştirmen vb. konunun ilgilisi her kesimden temsilcilerin prog- ramda söz alması sempozyumu ayrıca günü- müz öykü dünyasının nabzını solumak açısından önemli bir fırsat haline de getirdi.

Küçükçekmece Belediyesi, Fatih Sultan Meh- met Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Yıldız

bildirisini sundu. Lekesiz, ilk hikâyeden; Adem’le Havva’nın hikâyesinden bugüne kadar hikâyeler anlatagelen kadının, doğrudan tanığı olduğu bir yaşamın aktarılmasında bu dünyayı sonradan keşfetmeye çalışan erkekten bir adım önde ol- duğunun altını çizdi.

“Günümüz Türk Öyküsünde Kadının Sesine Dair Bir Çerçeve” temalı açılış oturumunda ise Doğan Hızlan (Oturum Başkanı), Cihan Aktaş, Nalan Barbarosoğlu, Yrd. Doç. Dr. Zeynep Kevser Şe- refoğlu söz aldılar. Cihan Aktaş, insanın kendi- ne yazmayı yasaklamasının, nefsine bir zulüm ve yaratıcıya saygısızlık olacağını düşündüğünü belirtti ve bastırılan sesin yazıya dönüşmezse acıya dönüşeceğini vurgulayarak, yazmanın ka- dınlar için adeta bir ‘şifa’ olduğunun altını çizdi. Yrd. Doç. Dr. Zeynep Kevser Şerefoğlu da kadın

öykücülerin topluma ait fotoğrafın uzun zaman yarım kalan tarafını tamamlamaya çalışmaları- nın ve sayılarındaki artışın çok önemli olduğu- nu, ancak bu artışın nitelikli öykünün neresine düştüğünün de irdelenmesi gerektiğini belirtti. Nalan Barbarosoğlu ise öyküdeki kadın sesinin “özne mi nesne mi olduğu” hakkında düşünce- lerini dile getirdiği konuşmasında, erkek öykücü- lerin kadın kahramanları nasıl ele aldıklarının da üzerinde ayrıca durulmasını önemli bulduğunu söyledi.

32

Küçükçekmece Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapılan açılışın ardından II. ve III. oturumlar Fatih Sultan Mehmet Va- kıf Üniversitesi Topkapı Yerleşkesi (Yenikapı Mevlevihanesi)’nde gerçekleştirildi. Başkanlı- ğı Prof. Dr. M. Fatih Andı tarafından yapılan II. oturum, Fatma Barbarasoğlu’nun “Kadın Yazar Ne Yazar?” başlıklı konuşmasıyla başladı. Tebliğ

sunan ikinci isim, Ali Ural ise “Kadın Gözünden Dünya Resimleri” başlığıyla değerlendirmelerde bulundu. Oturum, Yrd. Doç. Dr. Bahtiyar Aslan’ın “Kusursuz Piknik’in Bilinci” ve Yrd. Doç. Dr. Gül- semin Hazer’in “Günümüz Kadın Öykücülerin Eserlerinde Postmodern Eğilimler” başlıklı teb- liğleriyle sona erdi.

Yenikapı Mevlevihanesi’nde Ali Çolak başkan- lığında gerçekleştirilen III. oturumun ilk ko- nuşmacısı H. Hümeyra Şahin, “Değişimin Öy- küsü/Öykünün Değişimi: Kadın Öykücülerin Beslenme Kaynakları ve Konu Seçimleri” adlı tebliğini sundu. Doç. Dr. Ahmet Ağır, “Fatma Barbarosoğlu’nun Öykülerinde Kahramanlar ve Moderniteye Bakış” üzerine değerlendirmelerde bulunurken Hatice Meryem, “Mutfak Dediko- duları ile Kocakarı Hikâyeleri Arasında Bir Ses Gezintisi” başlıklı konuşmasını yaptı. Oturumda söz alan son isim Doç. Dr. Özlem Fedai’nin tebliğ başlığı ise “Nazan Bekiroğlu’nun Nun Masalları ve Cam Irmağı Taş Gemi Adlı Eserlerinde Dil ve Gelenek” şeklindeydi.

Sempozyumun ikinci günü Yıldız Teknik Üni-

versitesi Oditoryumu’nda gerçekleştiri- len oturumlarla başladı. Başkanlığını Belkıs İbrahimhakkıoğlu’nun yaptığı IV. Oturumun ilk konuşmacısı İsa Kocakaplan “Sevinç Çokum’un Al Çiçeğin Moru Kitabı Üzerine Çoğulcu Bir İn- celeme” adlı tebliğini sundu. Kocakaplan’ın ar- dından söz alan Yrd. Doç. Dr. Beyhan Kanter ise “Mihriban İnan Karatepe’nin Öykülerinde Kadın Tipi” üzerine değerlendirmelerde bulundu. Öykü yazarı Naime Erkovan’ın tebliği, “Kadın Öykücü- lerin Eserlerinde Fantastik Unsurlar” başlığını taşıyordu. Oturumun son konuşmacısı Prof. Dr. Emel Kefeli “Günlüklerde/Mektuplarda Yaşa- nan Hayatlar: Suzan Defter Örneği” adlı tebliği- ni sundu.

33

SAY I: 0 5 / O CA K - M A R T 2 0 13

Sempozyumun 8 Mart oturumlarında ikinci ayak, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde ger- çekleştirilen VI. ve VII. oturumlarla devam etti. Prof. Dr. Yakup Çelik’in başkanlığında gerçekleş- tirilen VI. oturum, yazar Yıldız Ramazanoğlu’nun “Kadın Öykücülerin Kadını Edebîleştirme Biçi- mi” başlıklı tebliğiyle başladı. Ramazanoğlu’nun ardından söz alan öykücü Müge İplikçi’nin konu- su ise “Yazarın Serüveni: Yaşam ve Yazma Ara-

sındaki Köprü”ydü. Dr. Âlim Kahraman “Nursel Duruel’in Öykülerine Dair Dikkatler” üzerine konuşurken Doç. Dr. Mehmet Narlı ise “Delili- ğin Öyküsü Öykünün Deliliği” başlıklı tebliği- ni sundu. Oturumda söz alan son isim, “Kadın Birey Toplum Bağlamında Selma Fındıklı’nın Hikâyeleri” konusuyla Doç. Dr. Meral Demiryü- rek oldu.

34

“Günümüz Türk Öyküsünde Kadının Sesi” Sempozyumu’nun son oturumu Hüseyin Su yö- netimindeydi. Öykücü Karin Karakaşlı’nın “Ses ve Nefes Olarak Kadın” tebliğinin ardından ya- zar Sibel Eraslan “Kadınlar Niçin Yazarlar?” so- rusunu tartıştı. Cemal Şakar’ın “Günümüz kadın Öykücülerinin Dili” hakkındaki değerlendirmele- rinin ardından Doç. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu “Naime Erkovan’ın Soğuk Taht Adlı Eserinde Söylem- İçerik İlişkisi”ni, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gürlek ve Ar. Gör. Ahmet Çiçekler ise “Sevinç Çokum’un Hikâyelerinde Kalıplaşmış İfadeler ve Ağızlar”ı

inceledi.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ndeki oturumların ardından sempozyumun kapanışı Küçükçekmece Cennet Kültür Merkezi’nde ya- pıldı. İki güne yayılan toplantılar, değerlendirme konuşmalarının ardından Âvâze Türk Müziği Ka- dınlar Topluluğu’nun konseriyle sona erdi. Ede- biyat çevrelerince yakından takip edilen sem- pozyum, günümüz öykü dünyasına sunduğu katkıyla hafızalara kazındı.

35

SAY I: 0 5 / O CA K - M A R T 2 0 13

Doç. Dr. Ferhat Kentel yaptığı konuşmada mo- dernizmi “sivilleştirme, medenîleştirme süreci” olarak değerlendirdiğini ifade etti. “Modernizm başka bir akıl yaratmaktır. Modernizimin en bü- yük etkisi değişimdir, eskiden yeniye geçiştir. Eh- lileştirme sürecinde geleneksel ve dindar yaşayan insanların modern hayata geçişleri söz konusu- dur. Gündelik hayat çok karmaşık, sürekli inşala- ra bir şeyler katmaktadır. Hepimiz bir stratejinin içine doğuyoruz. Hayat bize bir şeyler sunuyor

ama kendi sınırlarımızı yaşantılarımızla çiziyoruz. “ diyerek modernizm üzerinden doyurucu bir ko- nuşma gerçekleştirdi.

Modernleşmenin insanlar tarafından yanlış algı- landığını vurgulayan Kentel, modern insan olma- nın kibirli insan olmayı değil, tevazu sahibi insan olmayı gerektirdiğini belirtti. Seminer soruların cevaplanmasının ardından son buldu.

Mekke Umm Al-Qura Üniversitesi (Ümmü’l Kura) ve

Benzer Belgeler