• Sonuç bulunamadı

KABİR AZABI

Belgede KUR AN DA AZAP KAVRAMI (sayfa 134-137)

B. KABİR AZABI

İnsan yaptığı hal ve davranışlarından sorumlu olacağı, sorguya çekileceği ilk safha kabir safhasıdır. Kabir, ölen kimsenin toprağa gömüldüğü yerdir. Çoğulu "kubûr" dur.

117 Bkz. Şuarâ, 26 / 29.

118 Bkz. Şuarâ, 26 / 18.

119 Bkz. Tâha, 20 / 49.

120 Bkz. Tâha, 20 / 51.

121 Bkz. Şuarâ, 26 / 27.

122 Bkz. Şuarâ, 26 / 31.

123 Bkz. Şuarâ, 26 / 52.

124 Bkz. Şuarâ, 26 / 53.

125 Bkz. Şuarâ, 26 / 60 - 66.

126 Bkz. Şuarâ, 26 / 57 - 59.

127 Yunus, 10 / 90 - 92.

133 İnsan, ruh ve bedenden meydana gelen bir canlı olup, ruhun yaratılışı bedenin yaratılışından öncedir. Buna göre insan hayatının devreleri dörde ayrılabilir. Birincisi yaratıldığı zamandan bedene ruh üfleninceye kadar geçen ruh devresidir. Kur'ân-ı Kerîm'de ruhların topluca yaratılmasından sonra Cenâb-ı Hakk'ın ilk uyarı ve tebliği şöyle ifade edilir:" Hani Rabbin, Âdemoğullarından, onların sulblerinden zürriyetlerini çıkarıp kendilerini nefislerine şahit tutmuş; ben sizin Rabbiniz değil miyim? demişti. Onlar da; evet rabbimizsin, şahit olduk, demişlerdi. İşte bu şahitlendirme, kıyamet günü; bizim bundan haberimiz yoktu dememeniz içindi " 128 İkinci safha, dünya hayatıdır. Doğumla başlar, ölümle sona erer. Dünya hayatının amacı, kimin nasıl fiil ve hareketlerde bulunacağını denemek, sonuçları tesbit etmektir.129 Üçüncü safha, kabir hayatı olup, ölümle başlar, kıyamet gününe kadar devam eder. Dördüncü safha ise, kıyametin kopmasıyla sonsuza kadar sürecek olan Âhiret hayatıdır. Âhiret azabı kabir azabıyla başlar. Kabir hayatı hemen dünya hayatının bitimiyle başladığına göre, insanoğluna azap uzak değildir.“İnsan öldükten sonra kabre konulunca, Münker ve Nekir adında iki melek, kendisine gelerek; "Rabbin kimdir? Peygamberin kimdir? Dinin nedir?" diye sorarlar. İman ve güzel amel sahipleri bu gibi sorulara doğru cevap verirler. Bu gibi ölülere cennet kapıları açılır ve Cennet kendilerine gösterilir. Kâfir veya münafık olanlar ise bu sorulara doğru cevap veremezler. Onlara da Cehennem kapıları açılır, oradaki azap kendilerine gösterilir. Müminler nimet içerisinde, sıkıntısız ve huzurlu yaşarken, kâfir ve münâfıklar ise kabirde azap göreceklerdir. “ 130 Çünkü ayet ve hadislerde azabın kabirde başlayacağı belirtilmiştir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: " Firavun ve adamları sabah-akşam ateşe atılırlar. Kıyametin kopacağı gün de denilir ki; Firavun hanedanını ateşin en şiddetlisine sokun " 131 buyurulur. Bu âyet Firavun ve adamlarının kıyamete kadar kabirlerinde azap göreceklerini belirten bir âyettir.

Kur'ân'da şehitlerin kabir hayatıyla ilgili olarak şöyle buyurulur: " Allah yolunda öldürülenleri, sakın ölüler sanmayın. Bilâkis onlar diridirler. Rableri katından rızıklandırılmaktadırlar " 132

"Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Bilâkis onlar dirildirler. Fakat siz farkında değilsiniz." 133

Peygamber efendimiz; " Allah, iman edenlere bu dünya hayatında ve âhirette, o sabit sözlerinde daima sebat ihsan eder " 134 âyetinin kabir nimeti hakkında indiğini açıklamıştır.135 Kabir azabı ile ilgili hadis kitaplarında pek çok hadis-i şerif zikredilmektedir. Bunlardan bir kaçı

128 Â'raf, 7 / 172.

129 Bkz. Mülk, 67/ 2; Bakara, 2 /155.

130 Bkz. ez - Zebîdî, Tecrîdi Sarih, terc. Kamil Miras, Ankara, 1985, IV / 496 vd .

131 Mü’min, 40 / 46.

132 Âli - İmrân, 3 / 16 9 .

133 Bakara, 2 / 154

134 İbrâhim, 14 / 17.

135 Buhâri, Tefsir, Sûre, 14

134 şöyledir: “Hz. Peygamber (s.a.s) bir mezarlıktan geçerken, iki mezardaki ölünün bazı küçük şeylerden dolayı azap çekmekte olduklarını gördü. Bu iki mezardaki ölülerden biri hayatında koğuculuk yapıyor, diğeri ise idrardan sakınmıyordu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s) yaş bir dal almış, ortadan ikiye bölmüş ve her bir parçayı iki kabre de birer birer dikmiştir. Bunu gören ashap, niye böyle yaptığını sorduklarında: " Bu iki dal kurumadığı sürece, o ikisinin çekmekte olduğu azabın hafifletilmesi umulur " 136 buyurmuşlardır. Hz. Peygamber diğer bir hadislerinde şöyle buyururlar: " Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçedir veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur." 137 Başka bir hadiste de şöyle buyurur: "Ölü mezara konulunca, birine Münker, diğerine Nekir adı verilen siyah mavi iki melek gelir; ölüye derler ki: "Şu Muhammed (s.a.s) denilen zat hakkında ne dersin? " O da şöyle cevap verir. "O, Allah'ın kulu ve Resuludur. Ben şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, Muhammed de O'nun kulu ve elçisidir. Bunun üzerine melekler; Biz senin böyle diyeceğini zaten bilmekte idik", derler. Sonra onun mezarını yetmiş arşın genişletirler. Daha sonra bu ölünün mezarı ışıklandırılır ve aydınlatılır. Daha sonra melekler ölüye: " Yat ve uyu " derler. O da; "Aileme gidin de durumu haber verin" der.

Melekler ona; "Zifafa giren ve sadece en çok sevdiği kişi tarafından uyandırılan şahıs gibi mahşer gününe kadar sen uyumana devam et" derler. Eğer ölü münâfık olursa, melekler şöyle der: "Şu Muhammed (s.a.s) denilen zat hakkında ne dersin?" Münâfık da şöyle cevap verir:

"Halkın Muhammed hakkında bir şeyler söylediklerini işitmiş, ben de onlar gibi konuşmuştum.

Başka bir şey bilmiyorum. Melekler ona; "Böyle diyeceğini zaten biliyorduk" derler. Daha sonra yere "Bu adamı alabildiğine sıkıştır" diye seslenilir. Yerde sıkıştırmaya başlar. Öyle ki o kimse kemiklerini birbirine geçmiş gibi hisseder.

Mahşer gününe kadar bu sıkıntı devam eder." 138 ‘ Hâricilerin tamamı, bir kısım mutezile ve şia bilginleri istisna edilirse kelamcıların büyük çoğunluğu kabir hayatında azabın vuku bulacağı hususunda birleşirler.

Her ne kadar Ebu’l Hasen el- Eşari ve Ebu Ya’lâ Mu‘tezilenin kabir azabını inkâr ettiğini naklederlersede Mutezile kaynakları bu iddayı İbnü’r Râvendi’nin kendilerine yönelttiği bir itham olarak değerlendirip reddeder. İnkârcılar, gıybet etmek, koğuculuk yapmak, ibadetlerin gerektirdiği maddi temizliğe uymamak, mazlumlara yardımdan kaçınmak gibi günahlar işleyen mü’minlere uygulanacak olan kabir azabının kâfirler ve âsi mü’minler için devamlı, küçük günah işleyen müminler için ise geçici olduğu görüşünü benimseyenler olduğu gibi kıyametin kopmasından itibaren dirilişe kadar geçecek süre içinde bunun bütün insanlardan kaldırılacağını

136 Buhârî Cenâiz, 82; Müslim, İmân, 34; Ebû Dâvud, Tahâret, 26.

137 Tirmizî, Kıyâmet, 26.

138 Tirmizi, Cenâiz, 70

135 söyleyenler de vardır. Bazı Mu‘tezile alimlerinin bu azabın sadece ruhi olacağını ileri sürmelerine karşılık kelamcıların çoğuna göre hem ruhi hem bedeni olacaktır.‘ 139

Belgede KUR AN DA AZAP KAVRAMI (sayfa 134-137)