• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

2.3. Başlıca Aklama Yöntem ve Alanları

2.2.5. Vergi Cennetleri ve Kıyı Bankacılığı

2.2.5.2. Kıyı Bankacılığı

101 vergi cenneti merkezleri olarak hareket eden Londra gibi başka offshore finans merkezlerinin de olduğu bir gerçektir. Vergi cennetleri, gerçek hesap sahibinin neredeyse anonim olduğu ve böylece para aklamayı ve varlıkların daha kolay gizlenmesini sağlayan ürün ve hizmetleri sağlamaya devam etmektedir. Nitekim büyük terör gruplarının, yozlaşmış politikacıların ve suç örgütlerinin bu merkezlerdeki servetlerinin dondurulmasına ilişkin halen bir girişim mevcut değildir360.

102 oluşmuştur365. Tüm yaşanan bu süreç sonunda Londra ilk offshore bankacılık merkezi haline gelmiştir.

Kıyı bankaları farklı bir banka çeşidi değildir. Tıpkı diğer bankalara benzer şekilde talep edenlere kredi açmakta, parasını yatırmak isteyenlerden mevduat toplamaktadır. Bu tür bankaların diğer bankalardan farkı, bankaların yapmakla ya da uymakla zorunlu oldukları bazı kuralları ve kriterleri yerine getirme yükümlülüklerinin bulunmamasıdır. Kıyı bankalarının yaptıkları işlemler karşılığında; harç, vergi vb.

ödemeler, kanuni karşılık ve döviz bulundurma zorunluluğu, kredilendirme ve faiz yürütme yöntemlerindeki bir takım evrensel bankacılık kurallarına uyma yükümlükleri gibi birçok yükümlülükler bu tür bankalarda ya çok gevşek bırakılmış veya tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Kıyı bankalarını; şart olmamakla birlikte esasen yerleşik olmayan kişi ve kurumlarla çalışmaları, bulundukları ülkede geçerli olan para birimi dışındaki bir para birimini kullanmaları, yurt içi finans piyasasının tabi olduğu yasa ve sınırlamaların çoğundan muaf olmaları, sır saklama ilkesini çok sıkı bir şekilde uygulamaları, faiz oranlarının belirlenmesinde serbesti olması, doğrudan alınan gelir ve kurumlar vergisi türü vergilerin çok düşük tutulması veya hiç alınmaması, ayrıca bankaların müşterilerine ödeyecekleri faizden veya uluslararası bankacılık işlemlerinden doğacak faizlerden stopaj kesilmemesi366, yurt içi bankaların tabi olduğu kambiyo sınırlamalarına tabi olmaması, kredi faizleri ve kredi verme şekillerinde hükümetin koyduğu kurallara uyma zorunluluğu bulunmaması ve döviz bulundurma konusundaki sınırlamaların olmaması367 gibi özellikleriyle diğer bankalardan ayıran başlıca özellikleri olarak sayabiliriz.

Offshore banka kurmanın nedenlerinden en önemlisi, bu bankacılık türüyle ilgili hizmetleri kullanan gerçek veya tüzel kişilere belirli mali avantajlar sağlamaktır. Fakat birçok para aklama uzmanı, vergi kaçakçılığı metotları ve kara para aklama operasyonlarının genellikle benzer teknikler kullanılarak yapıldığını ve en uygun “mali

365 A.g.e., s. 225.

366 Çelik vd, 2000, s. 87.

367 Güner, 2003, s. 236.

103 avantajlar” arayışının, gerçekte suçtan elde edilen paraların bu tür yerlere taşınması için bir kılıf olarak sıklıkla kullanıldığına inanmaktadır368.

Diğer yandan vergi cenneti olarak adlandırılan serbest bölgelerdeki off-shore banka ve diğer finansal kuruluşlar aracılığıyla yapılan kara para aklama faaliyetlerinin çoğu ortaya çıkartılamamaktadır. Bunun nedeni, kıyı bankalarının müşterilerin sırlarını saklama konusunda özenli ve ketum davranmalarından kaynaklanmaktadır. Buralarda bilgi değişim ve paylaşım anlaşmaları bulunmamaktadır ve bu bölgeler yasa dışı yollardan elde edilen kara paraların cenneti olarak adlandırılmaktadır. Buralardaki bankalar ve bu bankaların bulunduğu ülkeler, bilgi değişimi ve paylaşımı konusunda yapılacak anlaşmaları yapmaktan kaçınmaktadırlar. Bu ülkelerin bilgi değişimi konusunda anlaşma yapmamalarındaki önemli bir etken de buralardaki bankalar, dünya bankacılık sistemine tam manasıyla dahil olarak müşterilerinin çift taraflı vergilendirme sorunuyla karşı karşıya kalmalarını istememektedirler369.

Kıyı bankacılığı konusunda 1993 yılında Amerika’da gerçekleştirilen ve Dinero Operasyonu olarak adlandırılan olayda, ABD’deki üç kolluk ve istihbarat birimi DEA, IRS ve FBI vergi cenneti olan bir bölgede off-shore banka kurmuşlardır. Bankaya hem bankacılık hem de söz konusu operasyonu bilen, İngilizce, Arapça, Fransızca, İspanyolca ve Almanca dillerine hâkim personel alınmıştır. Uluslararası işlemlere (ayrıştırma aşamasını sağlamak amacıyla) imkân vermek üzere 10 ülkede 12 şirket kurulmuş, 51 banka hesabı açılmıştır. Suçluları şüphelendirmemek için yüksek komisyon oranları uygulayan bankada teknolojinin son olanakları kullanılmıştır.

Önceden uyuşturucu kaçakçılarıyla çalışıp sonradan devletle işbirliği yapan bir kişi suç örgütleri ile bağlantı kurmuş, ön görüşmelerden sonra nakit halindeki paralar banka elemanlarına buluşma yerinde hesap numarası ve transfer edileceği ülke belirtilerek teslim edilmiştir. Alınan paralar komisyon düşüldükten sonra transfer edilmiş, hatta alınan komisyonlarla bankanın günlük giderleri bile karşılanmıştır. Operasyonun daha ilk haftalarında milyonlarca dolarlık mevduat birikmiştir. Banka bu şekilde yaklaşık 1 yıl çalıştıktan sonra tasfiye edilmiş ve sonuçta Picasso, Trunbens ve Reynoldas’a ait

368 Annual Report, 1998-1999, Financial Action Task Force (FATF), France, 1999, s. 12.

369 Dursun, 2008, s. 115.

104 paha biçilmez değerde 5 tablo, 100 milyon dolar, 9 tonu kokain olmak üzere 40 ton uyuşturucu ele geçirilmiştir370.

Offshore bankacılığın, yukarıda belirtilen vergi kaçakçılığı ve kara para aklama faaliyetlerine olanak tanımasından ayrı olarak bir takım olumlu yönlerine işaret edenlerde mevcuttur. Buna göre, offshore merkezlerin vergi ve kambiyo muafiyeti imkânı sunması sonucu düşük maliyetle mevduat toplandığından, dolayısıyla ucuz kredi fırsatı da doğmaktadır. Bu elverişli ortam ekonomik olarak bir hareketlilik meydana getirmekte ve uluslararası ticarete de katkı sağlamaktadır371. Ayrıca offshore bankalar için birtakım sınırlama, denetim ve yükümlülüklerin hiç olmaması ya da az olması kıyı bankasının bu fonu etkin bir şekilde kullanmasına olanak sağlamaktadır. Yine kıyı bankasının bulunduğu ülke için de bazı yararları da mevcuttur. Çünkü offshore banka kurulurken alınan lisans ücretleri, personel çalıştırılması nedeniyle istihdama katkısı, kira ve benzeri birtakım gelirler ile bankanın ülkenin tanıtımına yaptığı katkı bunlardan bazılarıdır372.

Kıyı bankacılığı konusunda bu yöndeki bir bakış açısına göre, bu olgu küresel kapitalist sistemin bir gereği olarak kabul edilmektedir. Dünya üzerinde dolaşım halindeki yaklaşık 1-2 trilyon dolar kara para, sahipleri tarafından her ne şekilde olursa olsun dünya piyasasına sokulmak ve suç geçmişinden arındırılmak istenmektedir.

Küresel Ekonomi, bu parayı Off-shore şirketler ve bankalar kanalıyla kabul etmek veya bu paranın Amerika ve Avrupa bankalarına sokulması gibi iki seçenekle karşı karşıya kalmaktadır. Bu çaptaki bir kaynağın getirisini almak isteyen ülkeler ise iki tehditle yüzleşmek zorundadır. Ülkedeki bankacılık sisteminin çökmesi ve ekonomik sistemin çürümesi. Bu nedenle hükümetler hem kara paraya engel olmaya çalışırken, hem de bu paranın sistemlerine en az zararı verecek tarzda girmesine ses çıkarmamaktadır. Bu bakımdan Off-shore bankaların dünya mali sisteminin arıtma cihazı olarak kabul edilebilir. Zaten 1981 yılında Amerikan Merkez Bankası (FED) da ABD yasal yükümlülüklerinden kurtulmak için vergi cenneti sayılan ülkelerde şube açan Amerikan bankalarını kabul etmiş ve International Banking Facilities kapsamında yasallaştırmaya

370 Akar, 1997, s. 101.

371 Dursun, Selman, Kıyı (Off-Shore) Bankacılığı ve Ceza Hukuku Sorunları, Prof. Dr. Çetin Özek Armağanı, İstanbul, Galatasaray Üniversitesi Yayını, 2004, s. 247-282.

372 A.g.e, s. 251.

105 onay vererek bu sistemi resmen onaylamıştır373 Dolayısıyla kıyı bankacılığı, her halükarda globalleşmeye paralel olarak büyüyen ve işleyen dünya ekonomik sistemine ket vuracak bir argümanı amaca hizmet edecek bir noktaya taşımıştır. 374.