• Sonuç bulunamadı

Kırıkkale’de Eğitim Üzerine Yapılan Araştırmalar

II. BÖLÜM

3.1. KENTİN GENEL ÖZELLİKLERİ

3.1.5. Kırıkkale’de Eğitim ve Kültürel Yaşantı

3.1.5.1. Kırıkkale’de Eğitim Üzerine Yapılan Araştırmalar

Eğitim sürecinde önemli noktada bulunan öğretmenlerin yaptıkları işe yabancılaşmaması, öğrencilerin görüşlerine açık olup önem vererek onları kabul

etmeleri, girişimciliği ve yeni şeyler keşfetmeyi sağlayan okuma alışkanlığını ve hayal kurmayı özendirmeleri eğitim sürecinin verimini etkilemektedir. Öncelikle bu konular üzerine Kırıkkale için yapılan tespitler ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Belirtilmelidir ki, eğitim sürecinin sağlıklı olmasında, eğitimcilerin eğitilenlerle etkili bir iletişim içinde olmasının önemi büyüktür.

İyi bir eğitimciden beklenilen, onun iletişim sürecini çok iyi bilerek şekillendirebilmesidir. Nitekim bir konunun en iyi şekilde öğretilebilmesinde sağlıklı bir iletişim ortamının önemi yadsınamaz. Kırıkkale’de yapılan bir araştırma (Hoşgörür ve Dündar, 2003) sınıf öğretmenlerinin öğrencilere karşı nasıl bir tutum içinde olduğuna dair tespitlerde bulunmuştur. Bu araştırmanın bulguları şu şekildedir: Bayan ve bay sınıf öğretmenleri öğrencilerini her zaman ödüllendirip, cesaretlendirdiklerine inanmaktadırlar. Bu inancın oranı bayanlarda daha yüksektir.

“Öğrencilerin görüşlerini kabul ediyor musunuz?”, ifadesine verilen evet cevabının oranı bayanlarda daha yüksektir. Dolayısıyla bayan sınıf öğretmenlerinin erkek sınıf öğretmenlerine göre, öğrencilerinin görüşlerini daha fazla kabul ettiklerine inandıkları söylenebilir (Hoşgörür ve Dündar, 2003: 313–315). Öğretmenlerin öğrencileri ödüllendirmesi öğrencileri motive eden bir tutum olduğundan, Kırıkkale’de söz konusu öğretmenlerin bu tutuma yüksek bir oranda sahip olduklarını söylemesi bu konuya verilen önemi de göstermektedir. Dolayısıyla orta tabakada yer aldığı söylenebilecek öğretmenlerin böylesi bir eğitim anlayışını taşıması hem öğretmenlik mesleği hem de Kırıkkale’deki eğitim kalitesi bakımından sevindiricidir. Ayrıca söz konusu araştırmanın, sınıf öğretmenlerinin öğrencilerinin kendilerini anlamada bir zorluk çekmediklerine ve öğrencilerinin konularını anlayıp anlamadıklarını kontrol ettiklerine inandıklarını ortaya koyduğu ifade edilebilir. Bu nedenle de Kırıkkale’de eğitim sürecinin sağlıklı işlemesinde bu unsurların da yoğun etkisi olduğu düşünülebilir.

Çocuk ve gençlerdeki girişimcilik ruhunun gelişiminde keşfediciliğin büyük önemi vardır. Nitekim bu ruha sahip gençlerin yetiştirilmesinde eğitim işini üstlenenlerin otoriter ya da demokratik eğitim anlayışlarının büyük etkisi söz konusudur. Demokratik bir eğitim ortamında merak unsurunun tetiklediği keşfedicilik ve girişimciliğin daha çok ortaya çıkma imkânı bulduğu söylenebilir. Demokratik bir ortamda gençlerin hayal kurmaları teşvik edilir. Bu ortamlarda gençlerin hayallerinden

dolayı engelleyici tutumlarla karşılaşma olasılığı daha az görünmektedir. Keşfedicilik ve yeni bir şeyler ortaya koyma eğitim-öğretim sürecinde tüm derslerin gereğince işe koşulmasıyla mümkün olabilecektir.

“Eğitim, çocuğun imgeleme gücünü arttıran, onu programlar ve ders kitaplarının üstüne çıkaran, onu bu programların ve kitapların altında ezdirmeyen bir eğitimdir. İmgeleme ya da hayal gücünü arttırmayan, çocuğu araştırmaya sokmayan bir eğitim, eğitim değildir” (Turgut, 1995: 2).

Bu durumda genel olarak eğitim anlayışımızda çocuğu merak ettirmenin ve araştırmaya sevk etmenin yeterince işlemediği ifade edilebilir.

Kırıkkale’de 80 öğretmen adayı öğrenci üzerinde yapılmış bir araştırmanın bulgularına yer vermekte fayda vardır:

1-Öğretmen adaylarının “Hayal kurmanın yaratıcılığı geliştireceğine inanıyorum” ve “Hayal kurmanın gerekli olduğuna inanıyorum” ifadelerine tamamen katıldıklarını belirttikleri tespit edilmiştir.

2-Öğretmen adaylarının “Yaratıcılık sadece sanat derslerinde geliştirilebilir”

fikrine hiç katılmadıkları ve bu yetinin diğer derslerde de geliştirilebileceğini ve işe koşulmasının gerekliliğini vurguladıkları tespit edilmiştir (Kılıç ve Dündar, 2003: 331–

332).

Yine söz konusu araştırmaya göre, eğitim anlayışının ve öğretmen tutumlarının

“yeni şeyler ortaya koymayı”8 etkileyen en önemli unsurlar olduğunun altı çizilerek yeni şeyler ortaya koyabilmenin sık sık okumalar yapmakla geliştirilebileceği ifade edilmiştir (Kılıç ve Dündar, 2003: 329–330). Bu durumda eğitime daha çok önem veren kişilerin bu tür özellikleri daha çok göz önünde bulundurarak uygulamaya çalıştığı söylenilebilir.

Bununla birlikte öğretmenler ve diğer tüm çalışanlar göz önünde bulundurulduğunda, bu çalışanların verimini etkileyen unsurlar arasında gerekli bilgi ve beceriye sahip olmanın yanında kendilerinde, kendilerini işe verme isteğinin bulunmasının olduğu görülebilir (Başaran’dan akt: Tanıt, 2003: 327). Nitekim işin verimliliğinde, o işe katılan ruhun, heyecanın, hevesin varlığı işin farklı olmasını sağlamaktadır. İstekle yapılan bir işten sağlanan faydanın herkes için en yüksek düzeyde gerçekleşeceğini ifade etmek mümkündür.

8Kılıç ve Dündar (2003)’ın “yaratıcılık” olarak ifade ettikleri olgunun daha somut ve anlaşılır olması için bu ifade

İşgörenlerin, yani konumuz bakımından orta tabakanın temsilcisi olarak görülen öğretmenlerin, işlerini verimli şekilde yapabilmelerinde onların kendilerini okula ve eğitim işine yabancı hissetmemelerinin önemi büyüktür. Nitekim yabancılaşma ile işten doyumsuzluğun varlığı arasında yüksek bir ilişkinin varlığından bahsedilmektedir.

Yabancılaşmanın türüne göre de insanların farklı davranışlar sergileyecekleri belirtilmiştir.

“Yabancılaşmanın türüne göre, işgörenlerde sosyal psikolojik bunalımlar (gerilimler), dışlanmışlık, geri çekilme, verimi düşürme, güvensizlik ve saldırganlık gibi farklı insan ilişkilerine rastlanır. Bu işgörenler, örgüt için tehlike oluşturabilirler ve hem örgütü hem de örgütün toplumdaki yerini olumsuz etkilerler” (Tanıt, 2003: 322).

Görüldüğü üzere, işe yabancılaşma hem işteki verimi düşürmekte hem de söz konusu işin toplumdaki statüsünü sarsmaktadır. Kemerlioğlu’nun 1973’te “Erzurum’da Meslek ve Sosyal Tabakalaşma” isimli doktora çalışmasında da mesleki itibarın yükselmesiyle birlikte mesleki tatminin de arttığı ifade edilmiştir (Türkdoğan, 2003:

506–507). Bu bakımdan Kırıkkale’de öğretmenlerin işlerine yabancılaşıp yabancılaşmadıklarını tespit etmek, Kırıkkale’deki eğitimin kalitesini ortaya koymak bakımından önemlidir.

Araştırma evrenini Kırıkkale kent merkezindeki ilköğretim okullarında görevli sınıf öğretmenlerinin oluşturduğu ve 41 adet ilköğretim okulunda görev yapan 752 sınıf öğretmeninin tamamının araştırma kapsamına alındığı bir araştırmada (Tanıt, 2003), sınıf öğretmenlerinin genelde görev yaptıkları okullarına karşı kendilerini yabancı hissetmedikleri tespit edilmiştir. Yabancılaşmanın düzeyi ise şöyle ifade edilmiştir:

“Sınıf öğretmenleri, görev yaptıkları okullarına karşı ‘Nadiren’ yabancılaşma göstermektedirler” (Tanıt, 2003: 327). Bu durumun Kırıkkale’de özellikle ilköğrenimin yüksek düzeylerde ve belli bir kalitede gerçekleşmesinde etkili olduğu ifade edilebilir.

Dolayısıyla eğitim sürecinde önemli bir konumu bulunan öğretmenlerin eğitim çevresine yani okuluna yabancılaşmamasının önemi büyüktür.