• Sonuç bulunamadı

Kıdemli Aile İşletmeleri: Bilgi ve Sermayenin Köken

Belgede 5. Aile İşletmeleri Kongresi (sayfa 154-165)

Doç. Dr. Barış BARAZ Anadolu Üniversitesi, AÖF Yunus Emre Kampüsü, Eskişehir

Tel: (0222) 335 05 80-2472 E-posta: bbaraz@anadolu.edu.tr

ÖZET

Aile işletmeleri kendine özgü dinamikleri olan örgütlerdir. Bu yüzden aile işletmelerini anlayabilmek ve açıklayabilmek için bu dinamikleri öğrenmemiz gerekir. Bu araştırma yerel ölçekli olarak bize Eskişehir aile işletmelerinin dinamikleri hakkında bilgiler vermektedir. Eylem araştırması yöntemiyle yürütülen araştırma sonuçları şunları göstermektedir: Kıdemli Eskişehir Aile İşletmelerini kuranların önemli bir bölümü göçmenlerden oluşmaktadır. Göçmenler arasında imalat yapanların tümü imalat bilgisini geldiği yerden Eskişehir’e getirmiştir. Ancak göçmenlerin benzer şekilde sermaye getirmeleri neredeyse mümkün olmamıştır. Aile işletmelerini kuran girişimciler genellikler kredi kullanımına karşı önyargılıdır ve bankalardan uzak durmuşlardır. Yine bu girişimciler ortaklı iş yapma fikrine de uzak kişilerdir. Bugün hala büyük Eskişehir işletmelerinin halka açılamamalarının altında kurucuların önyargılarıyla oluşan etkiler yatıyor olabilir.

Anahtar Kelimeler: Bilgi, sermaye, aile işletmeleri

1. Giriş

Başkalarının hissedemeyeceği şeyleri hissedip, bunları organize eden kişiyi “girişimci” olarak tanımlıyoruz. Girişimci toprak, emek, sermaye ve bilgi gibi üretim faktörlerini bir araya getiren aktördür. Bu aktör çoğu zaman işini “aile işletmesi” biçiminde bir yapıyla kurar. Aile işletmelerinin ise -“aile” ve “iş” konularının birbirine karıştırılması gibi- kendine özgü dinamikleri vardır. Aile işletmesinin sürekliliğini etkileyen bu dinamikler aile işletmeleri literatüründe ayrıntılı biçimde ele alınmaktadır.

Diğer yandan “kıdemli” olarak tanımladığımız eski, köklü aile işletmeleri, sözgelimi üç kuşaktır ya da yüz yıldır yaşayanlar “model” olarak kabul edilebilir. Çünkü yarattıkları katma değer ve istihdamla, ödedikleri vergiyle ülke ekonomisi için büyük önem taşımaktadırlar.

Bunları kuran ve bugünlere gelmesini sağlayan girişimcilerin neyi yaptıkları, nasıl yaptıkları bu araştırmada ele alınmaktadır. Başka bir deyişle, kıdemli olarak kabul edilebilecek işletmelerin kurucuları işlerini kurmak için gerekli sermayeyi nereden buldukları ve iş yapma becerisini nerede nasıl öğrendikleri bu araştırmanın konusudur.

Aşağıda öncelikle literatürde konu hakkında yapılan araştırmalara kısaca değinildikten sonra, Eskişehir’de yapılan araştırma ve sonucuna yer verilmektedir.

2. Kıdemli Aile İşletmeleri

İşletme ve işletmecilik tarihi farklı yazarlar tarafından birçok araştırmanın konusu olmuştur (Chandler, 1984). Bu araştırmalarda işletmelerin tarihi ve kim tarafından nasıl kurulduğu, bugünlere nasıl geldiği, ne gibi krizler atlattığı, dönüm noktaları, nasıl büyüdüğü gibi konular ele alınmaktadır. Amacı “örgütü anlamak ve açıklamak” olan bir disiplin bünyesinde örgütlerin tarihsel gelişiminin analiz edilmesi gerekli bir konudur (Kieser, 1994). Hawthorne Araştırmaları olarak bilinen araştırmalar bile, Western Electric Şirketi’nin (1927-1932) tarihsel bir süreçte kapsamlı olarak irdelenmesidir (Mayo, 1949).

Örgüt kültürü konusu da çoğunlukla örgütlerin tarihleriyle birlikte ele alınıp araştırılan bir konudur. Birçok araştırmacı (Dellheim, 1986; Rowlinson ve Procter, 1999; Godley ve Westall, 1986; Westall, 1996 vb.) örgüt kültürünü tarihsel analizle incelemişlerdir.

Özellikle örgütsel ekoloji kuramı çerçevesinde yürütülen araştırmaların büyük bir bölümü zaman içindeki gelişimini (dolayısıyla tarihlerini) irdeleyerek örgütleri anlamaya ve açıklamaya çalışan araştırmalardır.

Ancak bu tür araştırmaları yürütmek kolay değildir. Onlarca yıl öncesine uzanan kayıtlara erişmek için en başta bu işletmelerin yetkili kişlilerine ve (varsa) arşivlerine erişmek; ayrıca İş ve Meslek Örgütleri’nin kayıtlarını bulmak (Ticaret, Sanayi Odası gibi), Devletin Resmi İstatistik Kurumu’ndan, Maliye İdaresi’nden, eski gazetelerin arşivlerinden vb. destek almak gerekir. Bu kayıtların, arşivlerin tutulmayabileceği, tutulsa bile paylaşılmayabileceği, tahrip olabileceği (yangında vb.) gibi durumlar göz önüne alındığında eski işletmeleri tarihsel olarak analiz eden araştırmaların neden az sayıda yapıldığı anlaşılır.

Sorunları aşmak için özellikle birçok kaynaktan veri toplayıp analizi gerektiren araştırmaların belirli bir bütçeyle ve ekiple (belki de bir proje anlayışıyla) yürütülmek ya da bilimsel araştırma vakıflarının/fonlarının desteğini almak gerekir.

Türkiye’de aile işletmelerinin genellikle dışa kapalı olması, şeffaf olmaması, kayıt dışı ekonominin boyutu, belki de bu yüzden kamuya bilgi vermekten kaçınması (Baraz, 2007) araştırma yapmayı etkileyen önemli bir diğer engel olarak karşımızdadır.

Sonuç olarak Türk işletmelerinin tarihlerini, geçmişlerini araştıran kapsamlı araştırmalar -maalesef- yok denecek kadar azdır. Türk işletmelerinin tarihlerini, geçmişlerini paylaşmaya neden bu kadar kapalı olduğu ayrı bir araştırma konusu olarak ele alınabilecek düzeyde kapsamlı bir sorudur. Bu yüzden -belki de- bu açığın kapanmasına küçük de olsa bir katkı olarak düşünülebilecek bu araştırma yapılmıştır. Araştırma yaklaşık 5 yıldır sürmektedir ve bittiğinde bir kitap olarak yayınlanması düşünülmektedir. Bu bildiride Eskişehir’deki kıdemli aile işletmelerinde bilgi ve sermayenin kaynağı ele alınmaktadır.

3. Araştırma

Araştırmaya başlarken verileri eylem araştırması (action research) yöntemine göre toplanması planlanmıştır. Araştırma süreci şöyle yürütülmüştür:

 Eski işletmelerin ve görüşme yapılacak kişilerin belirlenmesi: İşletme kayıtlarına erişmek için Eskişehir Ticaret Odası’na gidilmiştir. Türkiye’de kurulmuş en eski STK’lardan biri olan Eskişehir Ticaret Odası (ETO) kayıtları maalesef yeterli değildir. Eski işletmelere ilişkin kayıtlar düzenli olarak korunup arşivlenmediği ve yangınlarda tahrip olduğu için “kartopu örneklemesi” adı verilen yöntemle eski işletmeler ve yetkililerine ulaşılmıştır. Başka bir ifadeyle gidilen eski bir işletmeye diğer eski işletme ve yetkililerinin kimler olduğu sorulmuştur. “Kıdemli” işletmeler belirlenirken işletmelerin iki kuşaktan fazla ayakta olması ve bugün hala faaliyetini sürdürenler olmasına dikkat edilmiştir

 Görüşmeler: Görüşmelerde ses kayıt cihazı kullanıldı. Arşiv niteliği taşıyan bazı görüşmelerde video kaydı da yapılmıştır. Görüşme yapılmak istenilen kişilerden önceden randevu alınarak “araştırmanın amacı, önemi, neden yapıldığı, sonuçların ne olacağı” aktarılmıştır. Bu süreçte öncelikle görüşmecilerin işletmenin tarihini, gelişimini bilen ve işin başında fiilen bulunmuş, ailenin en kıdemli (yaşlı) üyesi olmasına dikkat edilmiştir. Bu kişilere ulaşmak kolaydır ama görüşme yapmak kolay olmamıştır. İşletmeler belirlendikten sonra; bu işletme yetkilileri ile görüşmek için araya “referans”

olarak giren kişilerin “ricası” görüşmelerin yapılmasını sağlamıştır. Görüşmelerde önceden hazırlanmış soru formu kullanılmakla birlikte, yetkililerin istedikleri konulara ve istedikleri uzunlukta değinmelerine izin verilmiştir. Böylece satır aralarında önemli bazı mesajların verilmesine zemin hazırlanmıştır. Görüşmeler ortalama 1 saat sürmüştür. En kısa görüşme yarım saat, en uzun görüşme 11 saat sürmüştür (üç gün). Görüşme yapılan kişilerden işletmenin tarihini ve aileyi gösteren eski fotoğraf, fatura, gazete reklamı, kartvizit vb. evraklar istenmiştir. Bütün bu kayıtlar taranarak sayısal ortama aktarıldıktan sonra sahiplerine iade edilmiştir. Ayrıca görüşme yapılan kişilerin fotoğrafları çekilmiştir.

 Araştırmanın planlanması ve denetimi: Görüşmelerin bitmesi için önceden planlanan süre aşılmıştır. Araştırmanın teorik bölümü “akran eleştirisi” olarak tanımlayabileceğimiz bir destek alınmıştır. Sonuç olarak benzer konularda çalışan akademisyen ve uzmanların görüşlerini ve eleştirilerine ilişkin farklı güncellemeler yapılmıştır. Araştırma yöntemi ve dilbilgisi (yazım kuralları) konusunda yine destek alındı. Bütün bu destekler araştırmanın her aşamasında sürmüştür. Ancak bunlar “formal” olarak kurulmuş bir komite oluşturulmamıştır. Eylem araştırmalarında genellikle kullanılan araştırma günlüğü -görüşme sayısı çok olduğu için- tutulmamıştır. Ancak her işletmeye ilişkin bir klasör açılarak, görüşme kayıtları, fotoğraflar, görüşme sırasında ve sonrasında elle tutulan notlar, eski gazetelerden reklamlar, günümüz medyasında çıkan işletmeye ilişkin haberler, eski fotoğraflar, video kayıtları vb. sayısal olarak arşivlenmiştir.

 Analiz: Verilerin analizi aşamasında önce ses ve video kayıtları çözümlenmiştir. Görüşme sırasında elle tutulan notlarla karşılaştırılmıştır. Sonra görüşme sırasında konuyla ilgisi olmayan diyaloglar çıkarılarak, sağduyu ile, veriler özetlenmiştir. Görüşme kayıtlarının inandırıcı olmasına ve görüşme yapılan işletmenin gerçek durumunu aktarmasına özen gösterilmiştir. Yetkililere soru sorulup dinlenmiştir. Bu kişilerin her hangi bir şekilde yönlendirilmemiştir. Sadece konu dışına çıkıldığında tekrar konuya dönmek için ve eksik kalan yönleri tamamlamak için nazik uyarılar yapılmıştır. Özetle görüşmeler sırasında yetkililere fazla müdahale yapılmamıştır ve aktardıklarının aile ve işletmeleriyle ilgili “doğru” bilgiler olduğu kabul edilmiştir.

Tablo 1: Büyük İşletmeler

İş Yapma Bilgisi Sermaye Nasıl Kuruldu?

Yİ Kendi Başına

Ortak İşletme Yıl Sektör

Yurtdışı Yurtiçi YD

Tas. Kredi

1 1847 Yapı - Kütahya - + + + -

(Şumlu) 3 1903 Gıda - Isparta - + - + - 4 1910 Gıda Yunanistan (Gümülcine) - + - + + - 5 1915 Gıda - Eskişehir - + + + + 6 1923 Gıda Üsküp (Makedonya) - - + - + + 7 1923 Tekstil - Afyon - - + + + 8 1924 Tekstil - Denizli - + + + - 9 1925 Gıda - Eskişehir - + - + + 10 1927 Gıda - Isparta - + + + + 11 1927 Yem - Eskişehir - + - + - 12 1927 Kiremit Bulgaristan - - + - + + 13 1929 Makine - Eskişehir - + - + - 14 1933 Kiremit Rusya - - + - + + 15 1937 Soba Bulgaristan - - + - + + 16 1940 Jant Romanya (Pazarcık) - - + - + + 17 1944 Tekstil - Eskişehir - + + + + 18 1946 Matbaa - Eskişehir - + - + - 19 1951 Cam Bulgaristan - - + + + - 20 1951 Ambalaj Bulgaristan (Razgırad) - - + - + - 21 1954 Treyler Romanya (Köstence) - - + - + -

YD:Yurtdışı, Yİ: Yurtiçi, Tas: Tasarrufları Değerlendirme, Kredi: Kredi Kullanma

Büyük işletmeler adıyla geçen grupta yer alan 21 işletme Eskişehir Sanayi Odası (ESO) üyesidir. Bu işletmelerin çoğu Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde yer almaktadır. Büyük ve kıdemli işletmeler ağırlıklı olarak “Gıda, Tektstil, Kiremit ve Metal İşleri” sektörlerinde yoğunlaşmaktadır.

Tablo 2: Küçük İşletmeler

İş Yapma Bilgisi Sermaye Nasıl Kuruldu?

Yİ Kendi

Başına

Ortak İşletme Yıl Sektör

Yurtdışı Yurtiçi YD

Tas. Kredi

1 1875 Helvacı - Kütahya - + - + - 2 1914 Bayi Rusya (Kırım) - - + - + - 3 1915 Kuyumcu Rusya (Kazan) - - + + + - 4 1923 Otel - Afyon - + - + + 5 1924 Lokanta - Kütahya - + - + - 6 1925 Hırdavat - Eskişehir - + - + + 7 1925 Bozacı Rusya (Kırım) - - + - + - 8 1925 Ezcane - Eskişehir - + - + - 9 1926 Tekstil Yunanistan (Selanik) - + + - + - 10 1926 Tekstil Makedonya (Köprülü) - - + - - - 11 1927 Muhallebi Makedonya (Üsküp) - - + - + - 12 1928 Tekstil - Eskişehir - + - + - 13 1930 Toptancı Romanya - - + - + - 14 1930 Pazarlama - Afyon - + - + - 15 1930 Toptancı Bulgaristan - - + - + - 16 1933 Halıcı - Kayseri - + - + - 17 1933 Lokanta Romanya - - + - + - 18 1936 Ayakkabıcı - Eskişehir - + - + - 19 1936 Lokanta Makedonya - - + - + - 20 1936 Saatçi - Kütahya - + - + - 21 1940 Tekstil Bulgaristan - - + - + - 22 1940 Fırın - Rize - + - + - 23 1942 Tekstil - Eskişehir - + - + -

24 1942 Kuyumcu Yunanistan (Gümülcine) - - + - + - 25 1946 Lokanta Yunanistan (Gümülcine) - - + - + - 26 1950 Tekstil Bulgaristan - - + - + - 27 1951 Hırdavatçı - Eskişehir - + - + - 28 1951 Ciltci Rusya (Kırım) - - + - + -

Küçük işletmeler adıyla geçen grupta yer alan 28 işletme çoğunlukla küçük imalat ve satış işleri yapmaktadır ve Eskişehir Ticaret Odası (ETO) üyesidir. Çoğunlukla Eskişehir Merkezde bulunan Çarşı’da yer almaktadır. Bu işletmelerin neden büyümedikleri ya da büyüyemedikleri önemli bir sorudur (Bu sorunun yanıtları kitap olarak yayınlanacak versiyonda ele alınmaktadır). Küçük ve kıdemli işletmeler genel olarak gıda, tektstil ve satış (pazarlama) işlerinde yoğunlaşmaktadırlar.

Bilgi: Girişimcilere kurdukları işi yapma bilgisini (becerisini) nerede öğrendikleri sorulmuştur. Bu sorunun yanıtı genellikle “zanaatçilikten”, “esnaflığa” ya da “iş adamlığına” (sanayici) geçişin öyküsü ya da daha bilimsel bir perspektifle “bir Anadolu şehrinde burjuvazinin doğuş süreci” olarak açıklanabilir. Özellikle imalat yapılan girişimlerde imalatın nasıl yapıldığının kimden ve nasıl öğrenildiği önemlidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında bir kasaba görünümündeki Eskişehir’in durumu pek iç açıcı değildir: Kısıtlı ve tarıma dayalı ekonomi, savaş sonrası merkezi çarşıda bulunan dükkânların bir kısmı yanmış, yakılmış durumdadır ve sıklıkla su baskını yaşanan bir arazi yapısı vardır.

Savaş nedeniyle oluşan göçler doğal olarak bütün hayatı olduğu gibi Eskişehir iş hayatını da etkilemiştir. Eskişehir hem göç almış, hem de göç vermiştir. Özellikle ticareti elinde tutan gayrimüslümler göç ederken (Örn. ETO’nun ilk yönetiminde birçok gayrimüslim tüccar görev yapmıştır, Güneş, 2007), Balkanlardan ve Rusya’dan çok sayıda Türk asıllı aile Eskişehir’e gelmiştir.

Gelenler yanlarında bilgi, beceri, hatta sermayelerini de taşımışlardır. Sözgelimi Cumhuriyet öncesinde Eskişehir’deki kuyumculuk işleri Ermenilerin tekelindeyken, Kafkasya’dan gelen ve orada kuyumculuk yapan aileler, işlerini buraya taşımıştır. Benzer şekilde Bulgaristan’da metal işleri fabrikasında çalışırken, Eskişehir’e gelip sobacılık yapan, Yunanistan’da unculuk yaparken Eskişehir’de bisküvit imal eden girişimciler vardır.

Büyük işletmelerin 10’u iş yapma bilgisini yurtdışından transfer etmiştir. Bu ülkeler şunlardır: Bulgaristan (5), Romanya (2), Yunanistan (1), Rusya (1), Makedonya (1).

İş yapma becerisini yurt içinde Eskişehir’de öğrenenlerin yanında Isparta, Kütahya, Afyon ve Denizli’de öğrenip Eskişehir’e iç göç yapan girişimciler de vardır.

Küçük işletmelerin 15’i iş yapma bilgisini yurt dışından transfer etmiştir. Bu ülkeler şunlardır: Rusya (4), Bulgaristan (3), Yunanistan (3), Makedonya (3), Romanya (2).

İş yapma becerisini yurt içinde “iç göç” ile başka illerden aktaran girişimciler de vardır. Bu iller şunlardır: Kütahya (3), Afyon (2), Kayseri (1), Rize (1). (Osmanlı döneminde Kütahya ve Afyon’un Eskişehir’den daha büyük bir merkez olduklarını hatırlatalım).

Sermaye: “Sermayeyi yurtdışından getirdim” diyen 4 büyük, 1 küçük işletme vardır. Bu şu anlama gelmektedir:

“Girişimci ailenin yurtdışında bir tesisi var, malı, mülkü var. Bunları satıp fonlarını buraya getiriyorlar ki bu fonlar yeni işlerini kurmak için kullanılıyor. Bu durum o günü koşullarıyla pek kolay değil. Neden? Çünkü savaş yılları, kanundan çok kanunsuzlkuk hâkim. Ayrıca göç edenler bazı zulümler gördükleri için Anadolu’ya “kaçıyorlar”. Gayrimenkullerini satmak için yeterli zaman bulanlar ‘alıcı’ bulamıyorlar. Gayrimenkul dışında en geçerli yatırım aracı ‘altın’. Birikimlerini altın olarak Eskişehir’e getirebilenler şanslı ancak bunları saklayarak başarılı oluyorlar. Çünkü yolculuk uzun ve birikimlerinin bir kısmı yolculuk sırasında çalınıyor. Meşru yollardan birikimleri Türkiye’ye aktarmak bankacılık bugünkü düzeylerde olmadığı için çok zor, ancak diplomatik bazı girişimlerle mümkün. Göç eden girişimcilerin neredeyse çoğunun acıklı öyküleri vardır. Sonuç olarak birikimlerini Eskişehir’e aktarabilen aile sayısı çok az ve sınırlı.”

İşlerini kurmak, işlerini büyütmek için tasarruf yöntemini benimseyen aile sayısı Tablo 1 ve 2’de görüldüğü gibi, hem küçüklerde, hem de büyüklerde oldukça fazladır. Bu iki tabloda dikkat çeken ikinci konu kredi kullanımına ilişkindir. Krediyle büyüyen girişimci sayısı çok azdır. Girişimciler genellikle küçük birikimlerini tasarruf ederek büyüdüklerini anlatmışlardır. Üstelik bu süreç içinde ne kadar “tutumlu” olduklarını, nasıl “tasarruf” yaptıklarını, kazançlarını lüks tüketime harcamadıklarını övünerek paylaşmışlardır.

Doğal olarak o günlerin bankacılık sistemi bugünkü kadar gelişmiş değil, bunun etkisi yadsınamaz. Ancak kredi kullananlar olduğuna göre kredi bulmak “zor” olsa bile “imkânsız” değil sonucu çıkartıyoruz. Küçükler içinde 1, büyükler içinden 8 kredi kullanan işletme var. Kredi kullanan büyüklerin bazıları “büyük” olmasını; kredi kullanarak ivmeli büyümesiyle açıklıyor. Peki, neden girişimcilerimiz krediye, bankacılığa önyargılı. Birçok girişimci “bankayla iş yapmadığını” övünerek anlatıyor. “Acaba bu girişimciler bankayla iş yapsaydı, -kendi iddia ettikleri gibi- kapanıp gidecekler miydi, yoksa bugün olduğundan çok daha büyük mü olacaktı?” zor ve merak uyandıran bir soru....

Bir diğer dikkat çekici konu yine sermaye bulma konusunda “ortaklı” iş yapma alışkanlığıdır. Biz girişimciyi hep “parlak bir fikri olan, bu fikri hayata geçirmek için bankayı ya da ortakları ikna eden aktör” olarak tanımlarız. Oysa köklü Eskişehir girişimcileri bankaya uzak durduğu gibi ortaklarla iş yapmaya da hevesli değildir. Sözgelimi “Gelin arkadaşlar hepimiz 100’er Lira koyalım, şöyle bir iş kuralım” ya da “Var olan işi büyütelim” tarzı bir yaklaşım görülmemektedir. Başka bir deyişle anonimleşmiş bir iş ve ticaret hayatı yoktur. Tablo 1 ve 2’de görüldüğü gibi, işini ortaklı bir şekilde kuran küçük ya da büyük girişimci sayısı çok azdır. Diğer yandan işletmelerimiz büyüdüğü halde anonimleşememektedir. Sözgelimi büyük işletmeler arasında İSO 500 listesine girmesine rağmen halka açık olan bir işletme bile yoktur.

Bütün bu özellikler bizlere (Eskişehir yerelinden alınan sonuçlarla) Türk girişimcisinin nitelikleri hakkında bilgiler sunmaktadır.

4. Sonuç

Bu araştırmanın en önemli sonucu, Türk aile işletmeleri hakkında “saha araştırmalarına dayalı” bilgilere ihtiyacımız olduğudur. Daha açık bir ifadeyle; Türk aile işletmeleri hakkında bildiklerimiz -maalesef- Batı ülkelerindeki aile işletmeleri literatürüne dayanan bilgilerdir. Kuşkusuz bu içeriğin evrensel doğruları olmakla birlikte, bize Türk aile işletmelerini anlatmakta ve açıklamakta yetersiz kaldığı açıktır.

Türk kültürü, Türkiye’nin sosyolojik değerleri ve Türk girişimcisinin iş yapma yöntemleri eğer aile işletmeleri literatürü ile birlikte ele alınırsa; Türk aile işletmelerini daha sağlıklı bir şekilde anlamak ve açıklamak mümkün olacaktır. Bundan daha da önemlisi –yukarıda da bahsedildiği gibi- alan araştırmaları yaparak aile işletmelerine gitmek ve özellikle kurucu ya da aileden yaşlı üyelerle görüşmek bizlere Türk aile işletmelerinin dinamikleri hakkında önemli bilgiler verecektir. Bu aşamada özellikle “görüşme” sözcüğü seçilmiştir. Çünkü anketler aracılığıyla ne derece sağlıklı sonuçlara ulaşılacağı tartışmalıdır. Sonuç olarak evrensel doğruları yerel birikimlerle bir arada kullandığımızda gerçekten doğru ve bilimsel sonuçlara ulaşılabilir. Ancak o zaman Türk aile işletmeleri hakkında gerçekten birşeyler bildiğimizi iddia edebiliriz. Nitekim şu anda bildiklerimiz -maalesef- “kulaktan dolma öykülerin” ya da “İngilizce literatürün Türkçe’ye çevrilmesinden” çok da fazla bir şey ifade etmemektedir.

Eskişehir’deki kıdemli (köklü) aile işletmelerinin kurucuları ve büyükleri ile yapılan görüşmelerin sonuçları bizlere şunları öğretmektedir:

 Göçmen aileler Eskişehir iş ve ticaret hayatına önemli katkılar yapmıştır. Göçmenlerin büyük bir bölümü (imalat yapanların hepsi) iş yapma bilgisini (becerisini) geldikleri yerden öğrenmişlerdir.

 Göçmenlerin sadece çok sınırlı bir bölümü geldikleri yerden Eskişehir’e sermaye getirebilmişlerdir. Çoğunluk sadece bavulu ve zihnindeki bilgi, beceri ile göç etmiştir. Dolayısıyla bu kişiler “bizi çalışmak kurtaracak” mantığıyla işlerine dört elle sarılan, çalışkan insanlar olmuştur.

 İki grup hızlı büyümüştür. Bunlardan biri -sadece 4 işletme olmasına rağmen- yurtdışından sermaye aktarımı yapabilenlerdir. Diğeri kredi kullanarak büyüyen işletmelerdir (8 işletme). Bunların başında kişiler esnaflıktan-sanayiciliğe geçen girişimciler olmuşlardır. Mutlaka bu süreçte kredi kullanarak batan, yanlış işler yapan örnekler olduğu da düşünülebilir. Görüşmeler sırasında girişimcilerin, kredi ile batan arkadaşlarını, tanıdıklarını anlatması belki de kredi kullanımına karşı önyargının doğmasında etkili olmuş olabilir.

 Kıdemli işletmelerin kurucuları ve büyükleri ile yapılan görüşme sonuçları bize Türk girişimcisinin karakteristik özellikleri hakkında bilgi vermektedir. Sözgelimi Türk girişimcileri kredi kullanmaya ve ortakla iş yapmaya soğuk bakan girişimcilerdir. Acaba onları böyle olmaya iten sebeplerin neler olduğu ayrıca incelenmeye değer kapsamlı bir araştırma konusudur. Ancak Baraz’ın yaptığı iki araştırma bu konu hakkında bazı ipuçları vermektedir (Baraz 2007, Baraz 2010).

KAYNAKLAR

Altunışık R. vd. (2007), Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri, 5.B., Sakarya Yay. Sakarya. Baraz, Barış (2007), "Kurumsal Yönetişim Çerçevesinde Şeffaflık Anlayışı", İktisat-İşletme ve

Finans, Y.22.

Baraz, Barış (2010), "Kıdemli Aile İşletmeleri: Eskişehir'deki Genel Görünüm" 4.Aile İşletmeleri Kongresi, İKÜ: İstanbul.

Dellheim, Charles (1986), “Business in Time: The Historian and Corporate Culture” The Public Historian 8: 922.

Chandler, Alfred D. Jr (1984), “Comparative Business History” in Enterprise and History, Cambridge: Cambridge Un. Press.

Godley, Andrew ve Oliver M. Westall (1996), “Business History and Business Culture: an Introduction”, Business History and Business Culture. Manchester: Manchester Un. Press.

Güneş, İhsan ve Yakut, Kemal (2007), Osmanlıdan Cumhuriyet’e Eskişehir (1840-1923), Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1724, Eskişehir.

Kieser, Alfred (1994), “Why Organization Theory Needs Historical Analyses and How These Should Be Performed” Organization Science 5: 608-620.

Rowlinson, Michael ve Stephen Procter (1999) “Organizational Culture and Business History”, Organization Studies, (369-396).

Westall, Oliver M. (1996), “British Business History and Culture of Business” Business History and Business Culture. Manchester: Manchester Un. Press.

Aile İşletmelerinde Kadın Üyelerin Rolü:

Belgede 5. Aile İşletmeleri Kongresi (sayfa 154-165)