• Sonuç bulunamadı

Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma

Belgede 5. Aile İşletmeleri Kongresi (sayfa 185-195)

Dr.Gözdegül BAŞER Akdeniz Üniversitesi

E-posta: gozdebaser@akdeniz.edu.tr Anahtar Kelimeler: Aile işletmesi, Kadınlar, Aile üyeleri

1.Giriş

Aile işletmeleri, dünyanın hemen hemen her ülkesinde ekonomik faaliyetlerin büyük kısmını gerçekleştirmekte, birçok ülkede küçük işletmelerin neredeyse tamamına yakınını oluşturmaktadır (Genç ve Karcıoğlu, 2004, s.20; Poza, 2004, s.4). Dünya ekonomisinde bu denli büyük bir paya sahip olan aile işletmelerinin aile ve iş dinamiklerinin “üç daireli model” (Gersick vd. 1997, s.11) ile açıklanması büyük oranda kabul görmüştür. Bu modelin üç temel yapı taşını aile, iş ve mülkiyet oluşturmaktadır. Aile işletmesinin dengeli ve düzgün bir şekilde işletilebilmesi için bu üç yapı taşının arasındaki iletişim ve düzenlemelerin sağlıklı olması beklenmektedir. Bu beklenti içerisinde aile işletmesinde görev yapan aile üyelerinin çalışma şekilleri, özellikleri, işletmeye bakışları kadar kişisel beklenti ve tatmin düzeyleri de incelenmeli ve sağladıkları katkılar kadar yaşadıkları sorunlar göz önüne alınmalıdır.

Bu araştırma kapsamında, aile işletmelerinde görev yapan ve aynı zamanda kurucu – girişimcilerin eşleri olan kadınların katkıları ve rolleri ele alınmaktadır. Bu amaçla, eşleri ile birlikte aile işletmelerinde çalışan 8 iş kadını ile yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılmıştır.

2.Aile İşletmelerinde Çalışan Eş - kadınlar

Kadın çalışanlar iş hayatında erkekler kadar uzun süredir bulunmamalarına rağmen, günümüzde kariyerlerinde hızlı bir şekilde ilerlemektedirler (Güzel B., Cömert, 2006, s.143).

Günümüz aile işletmelerinde geçmişe oranla giderek daha fazla kadın aile üyesi yer almaktadır. Aile işletmelerinde kadınların konumlarını belirlemeye yönelik pek çok araştırmanın sonuçları yaşanılan ortamların kültürel bağlamına göre değişmektedir (Curimbaba 2002, s.239). Örneğin, kadınların iş hayatında yönetsel pozisyonlara getirilmemeleri ve / veya karar alma mekanizmalarına dâhil edilmemelerinin nedenleri olarak kadın tabiatına atfedilen pasif, bağımlı olma, hırslı olmama, duygusallık gibi özelliklerin yanında, erkek egemen düşüncenin beraberinde getirdiği toplumun sosyo- kültürel özellikleri, töreleri, gelenek ve görenekleri de bulunmaktadır. (Ada N., Kelgökmen D., 2006, s.512). Pek çok kültürde erkek egemenliği sosyal ortamlarda gözlenmekte ve erkeklerin kadınlar üzerinde güç sahibi olduğu görülmektedir. Ne var ki, yapılan pek çok araştırma aile işletmelerinde çalışan kadınların işletmeye olan katkılarının “can alıcı şekilde önemli” olduğunu ortaya koymuştur (Rowe ve Hong, 2012, s. 10).

Aile işletmelerinin kuruluş yıllarında eş-kadınların kurucuya verdikleri destek ya da destek olmamaları kurucunun iş fikrini geliştirmesine ya da fikirden vazgeçmesine sebep olabilmektedir. Kurucu ile aynı vizyona sahip, işin misyonunu benimseyen eşler onları iş fikirlerinde desteklerken; kurucuyu bu fikirden çeşitli nedenlerden ötürü vazgeçirmek isteyen eşler de olabilmektedir. İş fikrinin gelişmesi aşamasında verilen desteğin yanı sıra kuruluş aşamasında gerekli olan sermayenin temininde de eş kadınların desteği söz konusudur; zira kuruluş aşamalarında işin kurulması için gerekli sermayenin temini genellikle aile kaynaklarından yapılmaktadır. Ailenin finansal rezervlerinin azalmasına karşın, eş-kadınlar “hayallerini” gerçekleştirmeleri için kurucuları desteklemektedirler. Aksi durumda ise kurucular, yaşadıkları “aile stresi” ile baş edebilmek için işten vazgeçebilmektedirler (Van Auken ve Werbel, 2006, s.49). İşletmenin hayata geçmesi ile beraber işletmeye katılan eşler kendilerine verilen görevleri yerine getirmektedirler. Zaman içinde kendilerini adeta işe adayarak girişimci ile birlikte aynı hedefler ve vizyona ulaşmak için çalışmaktadırlar. Bu durumda, kendisini işe adamış olan eş-kadınlar güçlü iş performansı ile ortak hedeflere doğru birlikte çalışmakta ve ev, çocuk bakımı gibi sorumluluklarının yanı sıra iş ile birlikte daha fazla sorumluluğu kabul etmiş olmaktadırlar (Van Auken ve Werbel, 2006, s.58).

Aile işletmelerinde çalışan kadınlar esnek çalışma düzenine sahip olmanın bir avantaj olduğunu belirtmektedirler (Curimbaba 2002, s.241). Karataş-Özkan vd. (2011, s.206) ne göre esnek çalışma şartlarının yanı sıra sorumluluk hissi ve aidiyet, kadınları aile işletmesinde görev almak için motive eden etmenlerdir. Bunların yanı sıra geleneksel şekilde erkek egemen sektörlere girebilme, iş güvenliği ve kişisel gelişim fırsatlarına sahip olabilme avantajları da belirtilmiştir (Rowe ve Hong, 2012, s.2). Ne var ki, pek çok araştırma bulguları, erkek egemen iş yaşamının bir sonucu olarak “görünmezlik” probleminin yanı sıra kısıtlı sayıda kadının bir mentöre sahip oldukları görülmüştür. Örneğin, Dumas’a göre (1990) aile işletmelerinde kadınlar “görünmeyen varisler”dir.

3.1.Araştırmanın Kapsamı ve Yöntemi

Bu araştırma kapsamında Antalya ve bölgesinde faaliyet gösteren 8 aile işletmesinde görev yapmakta olan 8 eş-kadın ile yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakatlar yapılmıştır. Mülakat notları tema analizine tabi tutulmuş ve kategorik toplulaştırma yapılarak ortak ana temalar belirlenmiştir.

3.2. Bulgular

Verilerin temalara ayrılması sonucu eş-işkadınlarının sağladıkları katkılar aile işletmesine sağladıkları katkılar, aileye sağladıkları katkılar ve kendi kişisel gelişimlerine olan katkılar olarak 3 ana başlıkta incelenmiştir.

Tablo 1. Eşleri ile çalışan kadınlarla ilgili temel özellikler ve işletme içindeki rolleri

No.1 No.2 No.3 No.4 No.5 No.6 No.7 No.8

Sektör Beyaz Eşya Gıda Toptan pazarlama Akaryakıt satışı İnşaat malzemeleri

Eğitim Gıda Toptan ilaç dağıtımı Toplam çalışan sayısı 10 11 8 70 8 96 Görevi Şube Müdürü Şube Müdürü Ön muhasebe ve satış sorumlusu Ön muhasebe ve Market Yönetimi Muhasebe Sorumlusu Kurum Müdürü Beyin takımı üyesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Görev süresi 22 yıl 8 yıl 5 yıl 2 yıl 21 yıl 5 yıl 5 yıl Önceki iş

deneyimi

Var Var Var Var Var Var Var Var

Aileden toplam kaç kişi işin içinde

4 5 4 2 3 2 2 3 İşe katılma şekli Kendi isteği ve eşinin teklifi Kendi isteği ve eşinin teklifi Kendi isteği ve eşinin teklifi Kendi isteği ve eşinin teklifi

Eşinin teklifi Kendi isteği ve eşinin teklifi Eşinin teklifi İşi kurması ile Esnek çalışma saatleri (*)

Var Var Var Var Var Var Var Var

Çocuk sayısı 2 2 2 1 1 2 2 3

Kendini işe adama

Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek Yüksek

İşi kendisine uygun bulma Çok uygun Çok uygun

Çok uygun Uygun değil Uygun değil Çok uygun Uygun Çok uygun Aile işletmesinde çalışmak

Maaş alıp almadığı

Alıyor Almıyor Almıyor Almıyor Almıyor Almıyor Almıyor Alıyor

Şirket ortağı olup olmadığı Ortak değil Küçük ortak Ortak (%50) Ortak (%50) Ortak Eşin takdir edip etmemesi

Ediyor Ediyor Ediyor Etmiyor Ediyor Ediyor Ediyor Ediyor

Çocuk ile ilgili sorumlulukları eşi ile paylaşma

Paylaşıyor Paylaşıyor Paylaşmıyor Paylaşıyor Paylaşıyor Paylaşıyor Paylaşıyor

Çalışanların hitap şekli

…Hanım .... Hanım / yenge

yenge Abla Hocam …Hanım …. Hanım

Katkısını ve konumunu belirleyici sıfat

Ağır işçi Sağ kol Frenleyici Beyin takımı üyesi İş fikrini geliştiren kişi

* Esnek çalışma saatleri olmasına karşın tüm görüşülen eş-kadınlar için iş öncelikli olup, yapılması gereken bir iş olması durumunda diğer programlar iptal edilmektedir.

3.2.1. Aile işletmesine yapılan katkılar:

İşlerin büyümesi ve geliştirilmesi

Araştırma kapsamında görüşme yapılan 8 eş-kadının aile işletmelerinin büyümesi ve gelişmesine katkı sağladığı görülmektedir. Bu katkı bazen cironun net bir şekilde artması şeklinde olabilmektedir: “İşlerin büyümesinde katkım oldu, beyaz eşya satışı yapıyoruz ama züccaciye de ekleyebiliriz diye düşündüm, başarılı olunca arkasından tekstil ve aksesuarı da ekledik….toplam cironun %10 bu satışlardan elde ediliyor” (no.1) Bazı durumlarda ise satışların artması eşlerin önerdiği ve uygulamaya koyulan satış kampanyaları ile gerçekleşmektedir: “…beni bilen insanlar geliyor, yemekleri de beğeniyorlar….İşin gelişmesi konusunda da çok katkılarım oluyor örneğin ben diğer bir işyeri daha açmamızı önermiştim, burada sunmadığımız lezzetleri orada sunuyoruz. Bazı indirim kampanyalarını ben önerdim, başlattık ve başarılı oldu” (no.2) Eş- kadınlar işletmedeki eksiklikleri görmekte ve çözüm önerileri getirmektedirler. Bu çözüm önerileri ise işletmenin finansal kazançlarının artmasına yol açmaktadır: “İşletmenin kazançları benimle birlikte kesinlikle arttı. Markette barkod sistemine benim önerim ve ısrarım üzerine geçildi; muhasebede veresiye dönemi bitti, nakit girişler ve çıkışlar kontrol altına alındı, kesinlikle finansal katkım büyük oldu” (no.4)

Satış konusunda çalışmasalar da eş-kadınlar kurucunun işleri geliştirmesine fikir olarak da destek vermektedirler: “Satışın dışında olmama rağmen, eşimin farklı görmesini sağlıyorum. Birisinin es geçebileceği şeyleri hatırlatıyorum” (no.5) “Sorunların çözülmesi için katkıda bulunuyorum. Rakipleri tanıyorum” (no.3)

Satış ve cironun artması, girişimcinin işleri geliştirmesine katkı, iş fikirleri verme, işletmenin sorunlarını çözme ve finansal kazançların artması gibi katkıların yanı sıra eş-kadınlar işi sahiplenmekte, özveri ile çalışmakta ve bazen “5” kişinin yapacağı işi yapmaktadırlar: “3 şubenin de işlerinin % 75’ini ben yüklenmiş durumdayım. Diğer müdürler hafta sonları çalışmıyor, ben hafta sonları bilgisayar sistemine girilmesi gereken bilgileri giriyorum, bazen gece 2’ye kadar çalışıyorum. En az 5 personelin yaptığı işi yapıyorum” (no.6)

İşlerin büyümesi ve gelişmesine olan katkıları işletmenin “beyin takımında” olmalarından kaynaklanmaktadır. Eşlerinin sürekli danıştığı ve pek çok kararı onlarla birlikte aldıkları kişilerdir: “Beyin takımındayım diyebiliriz. İşlerin büyümesinde katkım oldu, eşim sürekli her şeyi bana danışır, mimari kararlar, estetik kararlar ve daha pek çok kararı birlikte alırız” (no.7)

Etkin iletişim: Çalışanlar arasındaki ya da çalışanlarla müşteriler arasındaki iletişimin iyileştirilmesi

Eş-kadınların şirket içinde ve şirket dışındaki paydaşlarla etkin iletişimin oluşmasında katkıları olduğu görülmektedir. İşletme içinde personel kendileri ile bayan oldukları için daha kolay iletişim kurabilmektedir: “Personel açısından bir bayan yönetici avantajı var, sorunlarını benimle daha kolay paylaşıyorlar” (no.2) Çalışanlarla olan iyi iletişim becerileri sonucu eş kadınlar zaman zaman onların haklarını da korumaktadırlar: “İşletme içindeki iletişimi de olumlu etkiledim. Müdürümüze gelip çalışanlara bağıramayacağını söyledim. Personel ilişkilerimiz düzeldi, sonraları onlar da kendi haklarını aramaya başladılar..…çalışanların daha mutlu çalışmalarını sağladım” (no.4) Çalışanlarla kurulan etkin iletişimde eş-kadınlar işletmede olmadıklarında sorunlar çıkabilmektedir. Bu dönemlerde onların etkileri daha iyi anlaşılmaktadır: “Ben hasta olup gelemezsem geldiğimde burada her şey karışmış oluyor, herkes birbirine düşman oluyor” (no.6)

Eş-kadın yöneticiler personelin müşteri ile olan ilişki ve iletişimine özel önem vermekte ve onları sürekli bu konularda uyarmaktadırlar: “Ben kendim ne bekliyorsam, müşteriye de öyle davranılmasını isterim, bunu personele aktarıyorum.” (no.2) “Personelimiz kendisine daha fazla dikkat ediyor, “buraya bir bayan eli değmiş” diyorlar. Onlarla sürekli müşteriye davranış şekilleri hakkında konuşurum, müşteriye dürüst davranın, her modeli tanıtın derim” (no.1) İşletmeye yeni gelen müşterilere aile işletmesi oldukları söylenip eş – kadınlar kendileri ile tanıştırıldıklarında müşterilerde bir “güven” duygusu uyanmaktadır: “Biz personelle çok daha iyiyiz, benim yapımda emir verme yok…..personelin sadece benimle paylaştığı şeyler oluyor, özellikle bayanların. Gelen müşteri açısından da çok önemli... Eşim biz aile şirketiyiz diyor, beni tanıştırıyor, gelenler de “güven” duygusu yaratıyor” (no.7) Eş-kadınlar müşterileri iyi tanımaktadırlar bu da işlerin gelişimini etkilemektedir: “Personel ile olan ilişkiler Genel Müdürümüzün sorumluluğundadır, biz sadece gerekli olursa devreye gireriz. Ben kendim eczacı olduğum için müşterilerimizi çok iyi anlayabiliyorum. Bu büyük bir avantaj” (no.8)

İşin titiz ve güvenilir şekilde yapılması:

Eş-kadınlar işlerini benimsemişler ve titizlikle yapmaktadırlar. Onlar için en önemli konu işlerin titizlikle ve ellerinden gelenin en iyisi şeklinde yapılmasıdır. İşleri bitirmeden işletmeden ayrılmamaktadırlar: “Kendi işin olduğu zaman es geçmiyorsun, ayrıntılara dikkat ediyorsun, işime dört elle sarılıyorum….işimi bitirmeden gitmem, yapmadan gidersem rahat edemem. ” (no.3) “Akşam diğer kişiler kapıyı çekip gidiyorlar ama sen işi bitirmeden gidemiyorsun. Sahibi olmanın verdiği bir his” (no.6)

İşlerini titizlikle yapmanın yanı sıra işlerin boşluklarını ve nerelerde hata yapılabileceğini de bilmektedirler. Bu durumda işi başkalarına bırakamayacaklarını düşünmektedirler: “….kendi işinin boşluklarını biliyorsun, bir başkasının senin işine bu kadar özen göstereceğini düşünmüyorum…çok titiz çalışmaya çalışıyorum” (no.5)

3.2.2. Aileye olan katkılar:

Dengeleyici ve arabulucu olma

Birden fazla aile üyesinin bulunduğu aile işletmelerinde eş-işkadınlarının dengeleyici ve arabulucu bir rol üstlendikleri görülmektedir. İlk olarak, eş-kadınlar aile işletmelerinde diğer aile üyeleri ve eşleri arasında bir köprü ve uzlaştırıcı konumdadırlar: “Erkekler pire için yorgan yakabiliyorlar, daha yoğun stres altındalar, benim dengeleyici bir konumum var” (no.1) Zaman zaman ise ilişkileri yumuşatmaktadırlar: “Diğer iki ortağın aralarındaki ilişkiye karışmam. Ama ilişkileri yumuşatma da çok büyük rolüm var.” (no.8) Dengeleyici ve çatışmaları giderici rollerinden ötürü ailenin gelini değil, kızı gibi kabul edilmektedirler: “Kendi ailemin içinde de eşimin ailesinin içinde de dengeleyici benim. O konuda bana çok güvenirler, bana gelin gibi değil kendi kızları gibi bakarlar” (no.2) Sadece aile üyeleri ve eşleri arasında değil, eşlerini de dengeleyici ve zaman zaman frenleyici bir rolleri vardır: “Eşim çok sonuç odaklıdır. Sonuca gelinceye kadar olan zincirin halkalarında kopmalar olabiliyor, ben çok mantıklıyım, ben her zaman “fren” konumundayım. Ben hep dizginleri çeken tarafım.” (no.7).

İşlerin içinde olmaktan ötürü eşe anlayış ve hoşgörü ile yaklaşma

Araştırmaya katılan eş-kadınların tamamı aile işletmelerinde çalışmaya başladıktan sonra eşlerini daha iyi anladıklarını bunun da özel hayatlarına olumlu etki yaptığını belirtmişlerdir. Eşlerini anlamakta, iş streslerini görmektedirler. Bu durumda eşlerinden özel hayatlarındaki beklentileri azalmaktadır. Evdeki ortamı da bu şartlarda yönlendirmektedirler: “İşe başlayınca eşimin bir elinde cep telefonu, diğerinde normal telefon. Ne kadar yorulduğunu gördüm. Akşamları çocukları uyarıyordum, çocuklar sakin durun, babanız yorgun diyordum.”

(no.2) Eşlerinin canlarının neye sıkıldığını bilmekte ve ona göre davranmaktadırlar: “Eve geldiği zaman neye canı sıkkın biliyorum. Destek oluyorum, anlayış gösteriyorum.” (no.3) Eşlerini ve işleri daha iyi anlayan kadınlar bu durumda önceliklerini gözden geçirmekte ve sıralamaktadırlar: “İşin içinde olunca eşini daha iyi anlıyorsun, işin içinde olduğumdan beri daha anlayışlı olduğumu hissediyorum, birçok şeyin kolay olmadığını anlıyorum, kendi açından önceliklerini sıralamayı öğreniyorsun” (no.5)

Çocuklar ve ev işlerini daha rahat yönetebilme:

Araştırma kapsamındaki eş kadınların tamamı aynı zamanda annedir ve çocuklarının yetiştirilmesine ve aile hayatlarına büyük önem vermektedirler. Öncelik her zaman çocuklardadır: “Çocuklar orta 2’deyken 5 yıl işlere ara verdim, çocukları üniversiteye yollayıp tekrar başladım” (no.1) Çalışma saatleri çocuklara göre ayarlanmaktadır: “Esnek çalışma saatleri bir avantaj… Çalışma saatlerimi çocuklara göre ayarlıyorum” (no.2) Bazı eş kadınlara göre aile işletmesinde çalışmalarının asıl amacı çocuklarla da ilgilenebilmektir: “Çocuklarımı ihmal etmiyorum. Burada çalışma amacım buydu. Bankacı olsaydım, çocuklarımla ilgilenemeyecektim. Çocuklarımın hayatlarındaki pek çok şeyi kaçırabilirdim. İşim ve ev dengede gidiyor. En büyük artısı bu... Bu, benim için çok önemli” (no.3) Aile işletmesinde bulunma ve işletme sahibinin de aynı zamanda “baba” olmasından ötürü işler çocuklara göre rahatlıkla ayarlanabilmektedir: “Çocuğunun bir toplantısı var mesela, gidebiliyorsun, doktor randevusunu istediğin zaman alabiliyorsun” (no.4) “Bu arada çocukları ihmal etmemeye çalışıyoruz. Şehir dışı seyahatleri üst üste getirmemeye çalışırız”.(no.8)

Ev işleri de ihmal edilmemektedir: “Esnek çalışma saatleri benim için büyük avantaj, çocuk olduğu için… Rahat çalışıyorum, kasmadan çalışıyorum, evi de ihmal etmeyi sevmiyorum” (no.5) “Sabahleyin çocukları geçirip evi topluyorum, akşam yemeğini hazırladıktan sonra işe geliyorum.”(no.7) Eşi ile aynı saatte işletmeye girip çıkan bir hanım için ise ev işleri sorun olmamaktadır. Eş kendisine anlayış göstermekte ve yardımcı olmaktadır: “Ev işleri yapıldı yapılmadı, yemek var yok sorun olmadı, birlikte evden çıkıp birlikte girdiğimiz için ev işlerine de anlayış gösterir, bazen çocuklara yardım eder misin diyorum, yardım ediyor” (no.6)

3.2.3. Kişisel tatmin:

Aile işletmesinde görev yapan eş-kadınların genellikle yaptıkları işten tatmin oldukları söylenebilir. İşlerini sevmekte ve kendilerine uygun görmektedirler: “Bu iş bana çok uygun. Benim işim Halkla İlişkiler olmalı” (no.2) Sadece zaman geçirmek için değil, yaptıkları görevleri sevdikleri için de çalışmaktadırlar: “Sırf zaman geçirmek için yaptığım bir şey değil, gerçekten severek çalışıyorum” (no.3)İşlerini severek yaptıkları çevredeki diğer insanlar tarafından da fark edilmektedir: “İşimi seviyorum. Çok şey kazandırdığımı çevremdeki insanlar da söylüyorlar” (no.6). İşin sunduğu esnek çalışma saatleri ve seyahatler gibi imkânlar da kişisel tatmin düzeylerini etkilemektedir: “Kendi açımdan mutluyum. Bayilerimiz çok, seyahat imkânımız var, hiç çocuğum olmasaydı, başka şeyler yapmak isterdim, ama hem çocuk olup hem iş yapmak çok zor.” (no.7) Kendi meslekleri dışında ilgi duydukları işleri de yapmak onları tatmin etmektedir:

“Eczacı olmam çok önemli. Eczacıların sorunlarını görmem açısından çok önemli, o yönde bakabilmem çok önemli, meslektaşlarımı anlayabilirim, biraz da işletmeci ruhumun da etkisi var, ticareti çok seviyorum.”(no.8)

Bazı durumlarda ise yapılan iş kişiye uygun görülmemesine karşın, kendi iş yeri olmasından ötürü yine de özenle yapılmaya çalışılmaktadır: “İş olarak muhasebe beni hiçbir zaman tatmin etmedi. Gerçekten çalışmak için çalışsaydım, bu iş üzerine bir iş yapmazdım.” (no.5) İşletmenin iyi bir konuma getirilmesinde büyük emek verilmesine karşın eşin zor ikna edilmesi, yapılan katkının kişide bıraktığı izlenimi olumsuz etkilemektedir: “İlk yıllarda yaşasın kendi işyerimi düzene sokuyorum diye seviniyordum, adeta bir “ağır işçi” gibiydim. Ama eşim takdir etmediği için kendimi bir köle gibi hissettim, kendisine her yeni fikri çok zor kabul ettiriyordum, …. bana bir katkısı olduğunu düşünmüyorum” (no.4)

4.Sonuç:

Araştırma sonucu, aile işletmelerinde çalışan eş-kadınların aile işletmesine, aileye ve kendi kişisel gelişimlerine önemli katkılarda bulunduklarını göstermektedir. Aile işletmesine olan katkıları İşlerin büyümesi ve geliştirilmesi, etkin iletişimin sağlanması, çalışanlar arasındaki ya da çalışanlarla müşteriler arasındaki iletişimin iyileştirilmesi ve işin titiz ve güvenilir şekilde yapılması şeklinde gruplandırılabilir. Aileye olan katkıları ise dengeleyici ve arabulucu olma, işlerin içinde olmaktan ötürü eşe anlayış ve hoşgörü ile yaklaşma ve çocuklar ve ev işlerini daha rahat yönetebilmek olarak görülmektedir. Ayrıca eşleri ile birlikte çalışan kadınlar genellikle kişisel gelişimlerinin de olumlu etkilendiğini düşünmektedirler.

Aile işletmelerinde görev yapan eş-kadınların rollerinin kurucu-girişimcilere önemli düzeyde iş katkısı sağlar şekilde olduğu görülmüştür. Kadınlar, eşleri ile birlikte kurum müdürü, şube müdürü ya da yönetim kurulu başkan yardımcısı gibi önemli rolleri üstlenmişlerdir. Diğer durumlarda ise firmanın muhasebe ve finansal yönetimini kontrol eden yönetici konumundadırlar.

Eşleri ile birlikte çalışan kadınlar aileye ve aile içi ilişkilere de önemli düzeyde katkı yapmaktadırlar. Ancak çoğu kez işlerle ilgili konular evlere taşınabilmektedir: “Ne kadar yapmamaya özen göstersek de iş eve kayıyor, bazen biz işyerinde hiç birbirimizi görmüyoruz. Burada konuşamadıklarımızı evde konuşuyoruz, o da bazen dezavantaj oluyor, kızımız benim yanımda iş konuşmayın diyor” (no.5) “Eve gittiğimizde de iş konuşuyoruz, çocuklar yatınca da en az yarım saat iş konuşuruz.” (no.7)Ancak iş ve aile ilişkilerinin birbirini zedelememesine kadınlar özel bir önem göstermektedirler: “Masa başında bağırırız ama masadan kalkınca o iş biter, aile hayatına taşımayız, çünkü biz birbirimizden kopamayız” (no.8). “Akrabayız ama iş konusunda birbirimize karşı çok acımasız davranırız. Ben eşime bir şey önermeden önce 10 kez düşünürüm, acımasızca eleştirir, ama bu işte kalır” (no.1)

Literatürde söz edilen aile işletmesinde çalışan kadınların “kurucu gölgesinde kalmaları” konusu, bu araştırma kapsamında bu durumun ancak “yapılan iş” ya da “eşin tavrı” ile ilgili olabileceği öngörüsünü ortaya koymuştur. Bazı durumlarda yapılan iş muhasebe ya da ön

Belgede 5. Aile İşletmeleri Kongresi (sayfa 185-195)