• Sonuç bulunamadı

Algılama, algılanan uyarıcının ve algılayan kiĢinin özelliklerinin etkileĢimiyle olmaktadır.223 Bu bağlamda yukarıda belirtilen baĢlık altında, mükellefin bilgi düzeyi, beklentileri, ruhsal durumu ve sahip olduğu vergi ahlakı-vergi zihniyeti gibi kiĢisel etkenler ele alınacaktır.

1. Suç ve Ceza Hakkındaki Bilgi Düzeyi

Ġnsanlar sürekli biçimde çevrelerinden bilgi elde etmeye çalıĢırlar. Ancak topladıkları bu bilgileri kendi kiĢilik ve kültürleri ile tecrübeleri yardımıyla bir araya getirerek ve iĢleyerek anlamlı biçimlere sokarlar. Sonra da biçimlendirilen bu bilgileri davranıĢlarının temel öğesi olarak kullanırlar.224 Vergi suçunun ne demek olduğunu ve cezanın miktarını, kendisinde yaratacağı hasarı bilen bir mükellefin de algılaması veya algılama sonucu göstereceği davranıĢları ona göre Ģekillenecektir. Algılama sürecinde bilgi, en temel unsurdur. Algılanacak olan nesne, olay veya kavram hakkında bilgi sahibi olmadan onu doğru algılayabilmek mümkün değildir. Daha doğru bir ifade ile, yine de algılama süreci meydana gelecektir; fakat, algılama sonucu meydana gelecek yorum ve bu yoruma dayalı davranıĢ, istenilen davranıĢ olarak karĢımıza çıkmayacaktır.

Eğitim ve öğretim düzeyi faktörünü de bilgi düzeyi ile paralelleĢtirebiliriz.

Eğitim düzeyinin düĢük olması, yükümlülerin vergiye karĢı giriĢmiĢ oldukları olumsuz davranıĢlarda, baĢka bir ifade ile vergi suçu iĢlemede, kendilerini haklı görebilmelerine neden olabilmektedir.

Mükellefin vergi suç ve cezaları hakkındaki bilgiye ulaĢma yolları da farklı farklıdır. Kimi mükellef, bizzat araĢtırma yaparak kimisi radyo-tv-internet vasıtasıyla bazıları da çevrelerinden duymuĢ oldukları birtakım basit ve niteliksiz bilgilerle bu eksikliklerini gidermeye çalıĢmaktadır. Nitekim mükellefin haklarının korunması kapsamında Maliye Bakanlığı 5345 sayılı Gelir Ġdaresi BaĢkanlığının TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Yasa ile Gelir Ġdaresinde yeni bir yapılanmaya gitmiĢ ve Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğüne bağlı olarak Mükellef Hakları ve ĠletiĢim Müdürlüğünü kurmuĢtur. Mükellef Hakları ve ĠletiĢim Müdürlüğü’nün görevlerinden

223 Orhan Alav, “Yerel Kitle ĠletiĢim Araçlarının Kamuoyu OluĢumuna Etkisi”, (BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi SBE Sosyoloji ABD, Isparta, 2001, s.126.

224 Erol Eren, Örgütsel DavranıĢ ve Yönetim Psikolojisi, GeliĢtirilmiĢ 8. Baskı, Ġstanbul: Beta Yayınevi, 2004, s.69.

biri de mükellefleri, vergi mevzuatından doğan hakları ve ödevleri konusunda her türlü iletiĢim aracını kullanmak suretiyle bilgilendirmektir. Bilgilenme hususunda dikkat çeken diğer araç da mükelleflerin kayıtlı oldukları mesleki oda ve kuruluĢlarla eğitim kurumlarıdır. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki iĢletme sahiplerinin bu tür konularda bilgi sahibi olmalarında muhasebecilerin, mali müĢavirlerin ve mesleki odaların payı oldukça büyüktür.

2. Mükellef Beklentileri

Beklentiler bir takım senaryolar yaratma, planlar yapma uygulamasını sağlayarak insanlara olumlu veya olumsuz sonuçlar sağlayabilir. Çünkü hem insanlar hem de kurum ve kuruluĢlar bir takım amaç ve idealleri gerçekleĢtirmek ümidiyle çalıĢırlar.225

Vergi suç ve cezalarını algılamada da etkili olan faktörlerden birisi mükellefin beklentileridir. Konuyu daha iyi açıklayabilmek için vergi suçu iĢleme davranıĢını açıklayan rasyonel beklentiler modeline göz atmak gerekmektedir. Rasyonel beklenti modeli açısından bireyler kamusal hizmetlerden elde edecekleri faydayı maksimize, ödedikleri vergiyi ise minimize etmek isterler. Bu perspektif çerçevesinde bireylerin mümkün olduğu ölçüde “ödememe” eğiliminde olması rasyonel bir tercihtir. Üstelik kendileri vergi ödemeseler bile her halükarda kendilerine kamu hizmetlerinin sunulacağını bilen ve bu beklenti içerisinde olan bireyler “bedavacı” rolünü tercih ederek vergi ödeme görevini baĢka bireylere bırakırlar.226

KiĢinin belli bir davranıĢı sergileyebileceğine dair kendine olan inancı ve sergilediği davranıĢın sonucuna etki edebilmesi ile ilgili beklentileri, kiĢinin davranıĢı icra etmesinde etkilidir. Sergilenecek davranıĢın sonucu önemli; fakat, kiĢinin bu davranıĢı icra edebileceğine iliĢkin inancı daha da önemlidir.227

Beklentiler mükelleflerin algılayıĢ sürecini etkilediği gibi grup beklentileri de mükelleflerin davranıĢlarında olumlu ya da olumsuz etkilere sahiptir. Bireyin davranıĢlarını, grup üyelerinin tamamının veya bir kısmının istek ve bekleyiĢleri

225 Eren, a.g.e., s.79.

226 C. Can Aktan-Dilek Dileyici-Ġstiklal Y.Vural, Vergileme Ekonomisi ve Vergileme Psikolojisi, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2006, s.127.

227 Kevser Baykara Pehlivan, “Öğretmen Adaylarının ĠletiĢim Becerileri Algısı Üzerine Bir ÇalıĢma”, Muğla Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, Cilt 4, Muğla, 2005, s.5.

doğrultusunda değiĢtirmesi olayı olan uyma,228 mükellefler açısından da geçerliliği olan bir eğilimdir. Bu grup davranıĢlarının mükelleflerin vergi suç ve cezasına bakıĢını etkileyebilmesi için mükelleflerce algılanması gerekmektedir. Vergi mükellefleri çevrelerindeki vergi suçu iĢleyen bir kitle karĢısında baskılara dayanamayıp yanlıĢ olduğunu bile bile grup ile özdeĢleĢme tutumuna girmekte, grup havasına itaat etmektedir. Eğer mükellef üzerindeki baskı sonucu oluĢan bu uyma davranıĢları süreklilik arz ederse, mükellefin kendi değerleri gibi bir değer olup, cazibeli davranıĢlar arasına girebilmektedir.

3. Ruhsal Durum

KiĢinin ruhsal durumu da algılamayı etkilemektedir. Örneğin, kiĢi eğer aç ise yiyecek görüntülerini daha çabuk algılamaktadır. Yiyecek reklamlarının yemek öncesi saatlerde yayınlanması, yemek saatinden sonra yayınlanmasına oranla daha dikkat çekicidir. Bazen de konu ile ilgili olmayan reklamların içine su içme ile ilgili sahneler konur. Buradaki amaç o anda susuzluk çeken insanların algılarını etkilemektir.229

Mükellefler açısından bakıldığında ise; onların suçu ve cezayı algılamaları, ticari faaliyetlerini yürüttükleri esnada nasıl bir ruh haline sahip olduklarıyla yakından iliĢkilidir. Ekonomik yetersizliklerin yoğun olduğu bir dönemde, mükelleflerin vergi suçu iĢlemeleri daha kolay olacak veya suçu, toplumsal olarak kınanan, tepki gösterilen bir davranıĢ olarak görme eğilimi azalacaktır. Nitekim ekonomik kriz dönemlerinde bir mükellefin sahip olduğu ruh hali diğer zamanlara göre farklılık gösterecektir. Ekonomik platformdan yok olma korkusu, mükellefi hem suçu gerçek manada kınanan bir davranıĢ olarak görmekten uzaklaĢtıracak, hem de cezaya karĢı risk alma cesaretini kuvvetlendirecektir. Diğer taraftan kıskançlık, zengin görünme arzusu gibi dürtüler de onun yaptığı hareketin anlam ve sonuçlarını, algılama ehliyetini zayıflatacak ve nihayetinde suç iĢlemesine sebebiyet verecektir. Ticari rekabet esnasında diğer yükümlüleri çekemeyen, onların baĢarılarını hazmedemeyen bir yükümlünün daha çok para kazanma, daha büyük menfaatler elde etme hırsı, suça neden olan bir faktör olarak karĢımıza çıkacaktır.

228 Eren, a.g.e., s.118.

229 Metin Çelik, “Reklamda Tüketicinin Yönlendirilmesi”, (BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2000, s.45.

4. Vergi Ahlakı

Ahlak, insanlar arası iliĢkilerde nasıl davranılması gerektiğini gösteren kendiliğinden oluĢmuĢ ve hazır bir Ģekilde değer yargıları sistemidir. Yani ahlak kiĢisel iliĢkileri yönlendirir230. Vergi ahlakı, vergilerin bireyler üzerinde nasıl dağıtılacağını, yani yükümlülerce nasıl yüklenileceğini etkilemektedir. Çünkü yükümlülerin vergiye karĢı davranıĢlarıyla vergi ahlakı arasında sıkı bir iliĢki olduğu yapılan araĢtırmalarla ortaya konmuĢtur.231

Vergi ahlakı genel ahlaktan farklı bir kavramdır. Günümüzde vergi ahlakının genel ahlaka göre daha düĢük düzeyde olduğu ileri sürülmektedir. Vicdan sahibi kiĢilerin de vergi suçu iĢlemeleri, yani vergi kaçakçılığı yapmaları, kısmen verginin zorlayıcılığı niteliğinden, kısmen de vergileri toplayan ve kullanan devlete karĢı güven eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Buradan da bağımsız bir araĢtırma alanı olarak vergi psikolojisinin gerekliliğinin ne derece önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.232

Mükellefin vergi ahlakına sahip olup olmaması yanında, vergi ahlakını etkileyen bazı faktörlerin de algılamada rol oynadığı dikkat çekmektedir. Daha sıkı denetim ve daha ağır vergi cezaları tarzındaki yaklaĢımlar, yükümlülerin içsel motivasyonlarının bir çeĢidi olan vergi ahlaklarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ayrıca, vergi otoritelerinin vergi kaçakçılığını önlemeye yönelik daha sıkı denetim ve daha ağır cezaların getirilebileceği tarzındaki söylemleri, ima yoluyla, hatta kısmen de açıkça yükümlülerin vergi ahlaklarına güvenmedikleri anlamında algılanabilmektedir.

Mükellefler içsel motivasyonlarına değer verilmemesinden dolayı kendilerini temize çıkarma çabalarını azaltabilirler.233