• Sonuç bulunamadı

Ceza kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup, “bedelini ödedi”, “tazmin etti”19 anlamlarında kullanılmaktadır. Ceza kelimesi Aramice’de “ödeme” anlamına gelmektedir. Arapça’da ceza kelimesine karĢılık cizye, mücazat ve tecziye kelimeleri de eĢanlamlı olarak kullanılabilmektedir.20 Türkçe’de ise ceza kelimesi kötülüğe karĢılık anlamını taĢımaktadır. Latince’de ise ceza sözcüğünün karĢılığı olan “poena” kelimesi azap, ızdırap, elem, vicdan azabı anlamına gelmektedir.21

Ceza kavramı, Türkçe’de “kıyın” ve “kın” sözleri ile ifade edilmekteydi. Eski Türk kitabelerine dayanarak, cezanın en eski Türkçe karĢılığının “kıyın” olduğu söylenebilir. Tenbih, tevbih, ceza kararı, hüküm, iĢkence manalarını da içine alan bu sözcük, daha sonraki devirlerde de kullanılmaya devam etmiĢtir. XI. yüzyıl kaynaklarında karĢımıza çıkan “kın” sözcüğünün kökeni de, çok daha eskilere dayanmalıdır. Bu hususla ilgili olarak KaĢgarlı Mahmud’un ünlü ansiklopedik sözlüğünde, “kıstur-“ (işkence ile cezalandırmak), “kızgur-” (işkenceye koymak, cezasını çektirmek, cezalandırmak), “kızgut-“ (ceza, işkence, başkalarının ders alması için, suçu yüzünden birisinin halk arasında cezaya, işkenceye uğraması), “kızıl-” (ceza görmek, kıyılmak) gibi diğer bir takım fiiller ve bunlardan yapılan terim ve sözcükler de kaydedilmiĢtir.22

TDK, ceza kelimesini genel anlamda; “uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım” olarak, hukuki olarak da; “suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım”23 olarak tanımlamaktadır.

Ceza hukukunda ceza, suç karĢılığı olarak onu iĢleyen kimse hakkında uygulanan yaptırım, iĢlediği suç dolayısıyla, suçluya çektirilen bir acı ve ızdırap, Devlet

18 M. Erkan Üyümez, “Türkiye’de Vergi Ceza Sisteminin Vergi Suçlarını Önlemedeki Etkisi”, (BasılmamıĢ Doktora Tezi), Anadolu Ün. SBE, EskiĢehir, 2004, s.48.

19 <http://www.nisanyansozluk.com/>, (EriĢim: 31.03.2009).

20 <http://www.nisanyansozluk.com/>, (EriĢim: 31.03.2009).

21 Edizdoğan-TaĢ-Çelikkaya, a.g.e., s.6.

22 <http://www.tarihportali.net/tarih/eski_turk_ceza_hukuku-t7299.0.html;wap2=>, (EriĢim: 30.03.2009).

23 <http://www.tdk.gov.tr/>, (EriĢim: 31.03.2009).

tarafından suçluya çektirilen kötülük Ģeklinde tanımlanmaktadır.24 Ceza, bireyi toplumdan soyutlayan bir mekanizma görevinden ziyade, toplumun söz konusu hareketleri onaylamadığını belirtmek üzere kullanılan uslandırıcı ve önleyici bir araçtır.25

2. Ceza Teorileri

Cezanın amacı değiĢik bakıĢ açılarından ele alınmıĢ olup, bu konuda ağırlıklı olarak üç teori esas alınmaktadır. Bunlar; mutlak ceza teorisi, nispi teoriler (önleme teorileri) ve karma (uzlaĢtırıcı) teorilerdir.

a) Mutlak Ceza Teorisi

Bu teoriye göre ceza, insanların vicdanlarına hitap eden adaletin yerine getirilmesi emrinin bir sonucudur. Mutlak ceza teorisinde, cezanın uygulanmasının nedeni dıĢında, baĢka bir amacın elde edilmesinde bir araç olduğu görüĢüne yer verilmez; cezanın belirli bir amacı olmayıp, sırf kendisi bir amaçtır.26 Mutlak ceza teorisinde suçludaki kusurun ceza ile yok edileceği fikri hakimdir.27

b) Nispi Teoriler (Önleme Teorileri)

Bu teorilere göre ceza gelecek için verilir. Cezanın amacı suçu önlemektir. Söz konusu teorilere göre bireylerin suç teĢkil eden fiilleri iĢlemesini engelleyen bir araç olarak faydacı bir esasa dayanan ceza, geleceğe yönelik olarak verilir ve toplumsal düzenin korunmasını sağlar.28

Nispi teorilerin önleyici iĢlevi iki Ģekilde ortaya çıkmaktadır. Bunlar genel önleme ve özel önleme teorileridir. Genel önleme teorisi, cezanın yasalaĢarak kanunlarda yer almasını tehdit edici bir unsur olarak görürken; özel önleme teorisi daha çok uygulama ile alakalı olarak ceza kesilen bir suçlunun tekrar suç iĢlememesi mantığından hareket etmektedir.

24 Mehmet Arslan, Vergi Hukuku, GüncelleĢtirilmiĢ 6. Baskı, Ankara: YaklaĢım Yayıncılık, 2006, s.251.

25 Faruk Erem, M. Emin Artuk, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Gözden GeçirilmiĢ 14. Baskı, Ankara:

Seçkin Yayınevi, 1997, s.681.

26 Bozkurt, a.g.e., s.88.

27 Önder Ayhan, Ceza Hukuku, Genel Hükümler, Cilt III, Ġstanbul: Beta Yayıncılık, 1989, s.10.

28 Turhan Tufan Yüce, Ceza Hukukunun Temel Kavramları, Ankara: Turhan Kitabevi, 1985, s.106.

ba) Genel Önleme Teorisi

Suç iĢlenmesini imkanlar dahilinde önlemek, yani potansiyel suçluları suç yoluna yönelmekten alıkoymak genel önleme olarak adlandırılabilir. Cezanın temel rolü vatandaĢları, suç iĢlemeye yönelten içgüdülerini izlemekten alıkoyarak onların hukuka aykırı fiiller iĢlemelerini engellemektir.29 Söz konusu teorinin amacı toplumu korumaktır. Suç karĢılığında ceza müeyyidesinin kanunda öngörülmüĢ olması bireyleri korkutarak suç iĢlemekten alıkoyacaktır, bu da ancak ağır ve Ģiddetli cezaların varlığı ile mümkün olacaktır.30

bb) Özel Önleme Teorisi

Bu teoriye göre ceza, uygulandığı kimsenin ileride yeniden suç iĢleme tehlikesini azaltan veya ortadan kaldıran bir iĢleve sahiptir ve dolayısıyla geleceğe yönelik olarak iĢlevini gerçekleĢtirir.31 Ceza, suç iĢleyeni bireysel açıdan ele alarak bir daha suç iĢlemesini önlemeyi amaçlamaktadır. Sadece tek bir kiĢiye yönelik olduğu için, bu önleme özel önleme adını almaktadır. Ceza müeyyidesinin verdiği acı onu ürkütecek ve bir daha suç iĢlemeyecektir.32 Bu teoriye göre amaç bireyi suçtan alıkoyarak toplumu korumak olduğu için, ceza kusurla orantılı olarak değil, bireyin bir daha suç iĢlemesini engelleyecek oranda verilmelidir.33

c) Karma (UzlaĢtırıcı) Teoriler

Genel önleme teorisi olarak adlandırılan kötülüğü ödetme (kefaret) ile özel önleme teorisi olarak adlandırılan korkutma ve ıslah teorilerine yöneltilen eleĢtiriler doğrultusunda; söz konusu teorilerin tek baĢlarına cezanın içeriğini ve sınırını adil bir Ģekilde belirlemede yetersiz oldukları düĢüncesiyle, bunları bir araya getiren uzlaĢtırmacı teoriler ortaya atılmıĢtır. Söz konusu teorilere göre ceza hem kefaret teĢkil ederek geçmiĢe yönelik, hem de korkutma ve ıslah etme aracı teĢkil ederek geleceğe yönelik olarak iĢlevini yerine getirmektedir.34

29 Yüksel Ersoy, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara: Ġmaj Yayınevi, 2002, s.156.

30 Nur Centel-Hamide Zafer-Özlem Çakmut, Türk Ceza Hukukuna GiriĢ, 4. Baskı, Ġstanbul: Beta Yayınevi, 2006, s.541.

31 Timur DemirbaĢ, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 3. Baskı, Ankara: Seçkin Yayınevi, 2005, s.476.

32 Yüce, a.g.e., s.107.

33 Centel-Zafer-Çakmut, a.g.e., s.536.

34 Centel-Zafer-Çakmut, a.g.e., s.543.

II. VERGĠ HUKUKUNDA SUÇ VE CEZA KAVRAMLARI

Vergi hukuku, devlet ile vergi yükümlüleri arasındaki vergi nedeniyle oluĢan hukuki iliĢkiyi kendisine konu edinir. Bu iliĢki içerisinde devlet, kanun ile kiĢilere tek taraflı ve karĢılıksız olmak üzere parasal yükümlülükler yükler. Ancak, bu yükümlülüklerin kanunlarla gösterilmesi uygulanması açısından yeterli değildir. Bu ödevin yerine getirilmemesi durumunda kiĢilere uygulanacak kamu gücü ile güçlendirilmiĢ yaptırımların da bulunması gerekmektedir. Vergi hukukunun bir alt kolu olan vergi ceza hukuku ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda uygulanacak yaptırımlara yer vermektedir. Vergi ceza hukuku, ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda ortaya çıkan ve suç olarak adlandırılan fiiller ile bunlara uygulanacak yaptırımları kendisine konu edinir.35