• Sonuç bulunamadı

Küresel ve Bölgesel Aktörlerin Acara Özerk Cumhuriyeti Politikaları

BÖLÜM 2: GÜRCİSTAN VE ACARA ÖZERK CUMHURİYETİ

2.2. Acara Özerk Cumhuriyeti

2.2.3. Küresel ve Bölgesel Aktörlerin Acara Özerk Cumhuriyeti Politikaları

Amerika Birleşik Devletleri’nin genelde Güney Kafkasya özelde Gürcistan politikasının Acaristan’a yansımalarının örtüştüğünü görmekteyiz. ABD’nin ilişkilerini yoğunlaştırdığı Saakaşvili dönemindeki Gürcistan’ın Acaristan’a yönelik politikasına desteklemiştir. ABD, Gürcistan devriminin örnek olması ve yeni yönetimin başarılı olması için yeni yönetimin politikalarını desteklemiş ve bu çerçevede ABD, Acaristan sorununun çözümü konusunda Abaşidze’ye baskı uygulamış, Rusya’nın tarafsızlığını sağlamak için de Rusya ile doğrudan görüşmeler yapmıştır. Ayrıca ABD, 2004 yılı Gürcistan devlet başkanlığı seçiminin Acaristan’da boykot edilememesi için Acara yönetimine baskı yapmış ve seçimlerin yapılmasını sağlamıştır (Ağacan, 2004). ABD, Acaristan sorununa temelde Gürcistan’ın toprak bütünlüğü sorunu olarak bakmıştır. ABD’nin desteğini alan Gürcistan, özerkliği uluslararası anlaşmalarla sağlanmış ve Türkiye’nin de özerkliğinde garantör olduğu Acara Özerk Cumhuriyeti’nin özerk statüsünü kısıtlamıştır. ABD, bu konuda Gürcistan’ı eleştirmemiştir. Gürcistan’ın bu girişimi paradoksal olarak diğer özerk birimler olan Abhazya ve Güney Osetya’yı tedirgin etmiş ve onların bağımsızlık yönünde harekete geçmelerine neden olmuştur. Donmuş çatışmalar tekrar gün yüzüne çıkmış, Gürcistan ile Abhazya ve Güney Osetya arasında gerginlikler ve çatışmalar artmaya başlamıştır. Çok geçmeden Abhazya ve Güney Osetya bağımsızlıklarını ilan ederek Rusya’ya katılma isteklerini dile getirmişlerdir. 2008 savaşından sonra da Rusya, Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlık ilanlarını tanımıştır. Sonuç olarak Gürcistan’ın toprak bütünlüğü sağlama konusunda attığı yanlış adım ve ABD’nin de bu duruma göz yumması daha büyük toprak bütünlüğü sorunlarına yol açmıştır.

Avrupa Birliği, genel olarak Gürcistan’ın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü desteklemektedir. Bu nedenle bağımsızlığın güçlendirilmesi için ekonomik ve yapısal yardımlar yapmaktadır. Ancak Gürcistan’ın özerk birimlere yönelik merkezi ve kısıtlayıcı politikalarını eleştirmektedir. Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu (Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu), Acara Özerk Cumhuriyeti’nin anayasal özerkliğinin 2004 ve 2008 yıllarında yapılan girişimlerle sınırlandırılmasını demokratik açıdan kuşkulu ve özerklik statüsüyle bağdaşmayan bir tutum olarak değerlendirmiştir. Rusya’nın son dönemlerdeki Acara Özerk Cumhuriyeti politikası genel olarak Gürcistan’a yönelik politikasından farklılık göstermiştir. Yeni Gürcistan yönetiminin Acaristan’ın Tiflis’e bağlanması noktasındaki girişimin başarıya ulaşmasında Rusya’nın tutumu son derece belirleyici olmuştur. Acaristan yönetimini destekleyen Rusya, Mayıs 2004’te Gürcistan yönetimince Abaşidze’ye verilen 10 günlük ültimatoma tepki göstermiş ve bunun ciddi sonuçlar doğuracağını belirtmiştir. Gürcistan, Batum’da bulunan Rus askeri üssün kapatılmasını istemiş, ancak Rusya buna yanaşmamıştır. Abaşidze de Rus askeri üssünün kalmasından yana tavır koymuştur. Abaşidze’nin Rus askeri üssüne güvenerek merkezi yönetime meydan okurken, Rusya tavır değiştirerek Acaristan sorununun Gürcistan’ın iç işleri sorunu olduğunu belirtmiş ve soruna tarafsız kalacağını ilan etmiştir. Hatta Rusya sorunun çözümü için aktif rol alarak dışişleri bakanını Batum’a göndererek sorunun kansız bir şekilde çözülmesini sağlamıştır. Rusya’nın bu tavır değişikliğinde Rusya ve Gürcistan’ın Rusya’nın soruna tarafsızlığına karşılık Gürcistan-Çeçenistan sınırının kontrolü, askeri üsler gibi konularda uzlaşma sağlanması etkili olduğu belirtilmektedir (Özkan, 2008:217-218).

Türkiye’nin Gürcistan politikasıyla Acara Özerk Cumhuriyeti politikası paralellik göstermektedir. Ayrıca, Acara Özerk Cumhuriyeti’nin sahip olduğu coğrafi konumu, Kafkasya ve Orta Asya’ya ulaşım yollarının üzerinde bulunması, kültürel yakınlık gibi faktörler dolayısıyla Türkiye için önemli bir konumdadır. Türkiye ile Özerk Cumhuriyet arasında Sarp sınır kapısından bağlantı kurulmaktadır. Gürcistan’ın bağımsızlığından sonra açılan Sarp sınır kapısı vasıtasıyla ekonomik ve kültürel ilişkiler çok ileri boyutlara gelmiştir. Günümüzde Acaristan topraklarına geçişlerde vize uygulanmamakta, hatta pasaport yerine nüfus cüzdanı ile geçişlerin mümkün olabileceğine dair anlaşmalar imzalanmıştır. İmzalanan bu anlaşma Temmuz 2011’de

yürürlüğe girecektir. Ayrıca, Sarp sınır kapısına ek olarak, Camili ve Muratlı sınır kapılarının açılması da gündemdedir. Bunun yanında Türkiye-Acaristan ilişkileri, Türkiye’de yaşayan ve 93 harbinde göç eden Müslüman Acarlar açısından da önem arz etmektedir. Sınırların belirlenmesiyle Acaristan’daki akrabalarıyla bağlantıları kopan Acarların, sınır kapılarının açılmasıyla karşılıklı etkileşim artmıştır.

Türkiye’nin Acara Özerk Cumhuriyeti ilişkilerinin hukuki boyutu da bulunmaktadır. Türkiye, Acara’ya, Moskova ve Kars Anlaşmalarıyla özerklik statüsünün verilmesini sağlamıştır.

“Türkiye, Kars Anlaşması gereğince Batum limanından da ayrıcalıklı yararlanma hakkına sahiptir. Kars Anlaşmasının 6. maddesinde Türkiye’nin bu bölgeden Gürcistan lehine egemenlik hakkından vazgeçme koşullarından birini Batum limanı oluşturmaktadır. Bu şart Antlaşmanın 6. maddesinde ‘Batum limanı üzerinden Türkiye’ye giden ya da oradan gelen ticaret malları ve tüm nesnelerin gümrük vergisine bağlı tutulmayarak ve hiçbir engelle karşılaşmayarak, her türlü vergi ve ücretten bağışık bir biçimde, serbest transit birlikte, Türkiye’nin özel harcamalarından da ayrık olarak, Batum limanından yararlanmasının sağlanması’

şeklinde ifade edilmiştir” (Ağacan, 2001:32).

Türkiye Acaristan’ı, Kars Anlaşması’nın 6. maddesinde belirtildiği gibi, bölgedeki Müslümanların kültürel varlığının korunması ve sürdürülmesi için özerklik verilmesi ve sınırlarının değiştirilmemesi şartıyla Gürcistan’a devretmişti. Bu hükmün sonucu olarak Acaristan’ın özerkliği ve sınırların değiştirilmemesi konusunda Türkiye garantör ülke konumundadır (Ağacan, 2004). Türkiye, Gürcistan’ın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü desteklemektedir (Ağacan, 2001:32). Türkiye garantör ülke olmasına rağmen, Gürcistan ile özerk cumhuriyet arasında 2004 yılında çıkan soruna Gürcistan’ın toprak bütünlüğü temelinde yaklaşmış ve sorunun çözümüne katkıda bulunmuştur. Ancak, yukarıda ‘özerklik ihlalleri’ başlığı altında değindiğimiz özerkliğin temeli olan dini ve kültürel hakların ihlali niteliğindeki faaliyetlere karşı, Türkiye’nin garantörlük hakkı kapsamında gerekli tedbirleri alması önerilmektedir.

İran, Acaristan sorununa toprak bütünlüğü açısından yaklaşmaktadır. İran bu konuyla ilgili açıklamasında Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü desteklediğini, sorunun barışçı yollarla çözülmesi gerektiğini ve sorunun çözümü için arabulucu olmaya hazır olduğunu belirtmiştir (Kalkan, 2010:181).