• Sonuç bulunamadı

Kültür Kavramının Tanımı

I. 8 4 Personel Güçlendirmede Katılım Yaklaşımı

I. 10. Personel Güçlendirmenin Maliyetleri

II.1.1. Kültür Kavramının Tanımı

Kültür kavramının tanımına geçmeden önce, kelimenin kısaca tarihçesini vermekte yarar vardır. Kelime, Latincedeki “Cultura” veya “Colere” fiilinden türetilmiştir. Klasik Latincede bu fiil, “bakmak” veya “yetiştirmek” anlamına gelmektedir (Eroğlu, 1996; 103). 18. yüzyıldan önce “cultura” sözcüğü ekip-biçmek

gibi zirai faaliyetler anlamında kullanılıyordu. Ancak zaman içinde kültür kelimesine yüklenen anlam farklılaşmış ve kültür insanlık tarihinde insanın hayat biçimine bağlanmıştır (Erdoğan, 1983; 112; Morgan, 1997; 140). Kültür kavramı zirai anlamından uzaklaşarak uygarlık ve eğitimle eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanmıştır (Unutkan, 1995; 3).

Kültür kavramının bugüne kadar çok sayıda tanımı yapılmıştır ve pek çok araştırmacı da belli bir kültür tanımında birleşmek zorunda kalmıştır (Okay, 2002; 211; Nicholson, 1998; 121). Kültür kavramını tam olarak tanımlamanın güçlüğü öncelikle mevcut bilgi ve malzemenin eksikliğinden değil, kavramın çok geniş bir alan ve kapsama sahip olmasından ileri gelmektedir (Eroğlu, 1996; 104). kültür kavramı; değişik çalışma disiplinleri tarafından çok farklı biçimlerde tanımlanmış ve bu nedenle farklı disiplinler, ortak bir yaklaşım geliştirememişlerdir (Doğan, 1984; 125). Bunun sonucunda da kültür konusuna getirilen her tanım belki de bütün kültür tanımlarının birleşmesiyle ortaya çıkabilir (Eroğlu, 1996; 104).

En genel anlamıyla kültür, farklı insan gruplarının sahip olduğu, farklı “yaşama biçimleri” anlamına gelmektedir (Morgan, 1990; 112). Kültür her gruba eşsizlik sağlamakta ve onları diğer gruplardan farklılaştırmaktadır (Nahavandi, Malekzadeh, 1999; 74).

Kültür, insan topluluğunun, yaşamının her yönüyle ilgili inanışlar, roller, davranışlar, değer yargıları, örf, adet ve geleneklerinden oluşan bir bütündür (Gülgün, 1998; 253; Cüceloğlu, 1987; 181).

Kültür, sonradan öğrenilen ortak davranışları içeren; eğitimle yeni kuşaklara aşılanan bir olgudur (Güvenç, 1994; 101; Mutlu, 1999; 275). Bu bağlamda kültür, bir kuşaktan diğerine aktarılan değerlerin içeriğini belirlerler (Özmen ve Arbak, 1998; 205). Çünkü kültür bir kerelik çözümleri içermez, geçici bir heves veya tarz değildir (Keegan, 1999; 59).

Moran ve Harris’a göre kültür, çevre ile etkileşim içinde bulunan insan yapısı sistemler tarafından şekillendirilen davranış ve varsayımlarörüntüsüdür (Moran ve Harris, 1991; 132).

Başka bir anlatımla kültür, bir örgütün üyelerince algılanan veya bu üyelerin rollerini ve ilişkilerini belirleyen örgütiklimi ile ilgilidir. Kültür ayrıca bir örgütün amacını, fonksiyonunu destekleyen değerleri, davranışlarını düzenleyen biçimleri, faaliyetlerini belirleyen karşılıklı sosyal etkileşimi içerir. Kültürde bağlayıcı öğe, örgütün yönetim kademelerinin tümünde var olan paylaşılan değerlerin güçlü duygusudur (Takan, 2001; 8).

Morey ve Luthans (1995; 220-221) kültürün uzun dönemli bir sürecin sonucu oluştuğunu, köklerinin geçmişte olduğunu ve geleceğe uzandığını belirtmekte ve kültürel öğrenmenin değerlerin bir kuşaktan diğerine aktarılmasıyla meydana geldiğini, ilavelerle geliştiğini, aynı zamanda, insanın uyum sağlama özelliğinden hareketle kültüründe değişikliklere uyum sağlayabileceğini ifade etmektedir.

Kültür kavramı, toplumun yüzlerce, binlerce yıldan beri oluşturduğu ortak amaçların, beklentilerin, değerlerin, inançların, duygu ve düşüncelerin, özetle ortak davranış kalıplarının depolandığı, saklandığı soyut bir kavram olup, toplumsal bellek olarak da kabul edilebilir (www. historicalsense.com, 2005; 3).

Sonuç olarak genel bir çerçevede kültür, herhangi bir sosyal birimin, dış çevresiyle uyum ve kendi içinde bütünleşme sürecinde ortaya çıkan problemlere hakim olma ve gereksinimlerini giderme çabası sırasında gelişen ya da keşfedilen; geçerliliği ve sürekliliği belli bir zaman sürecinde kanıtlanmış olan; gruba yeni girenlere de algılama, düşünme ve hissetme biçimleri olarak aktarılan; maddi ve maddi olmayan yaşam biçimlerini bilinç ve bilinçaltı düzeylerde etkileyen varsayımlarla, bu varsayımların fiziksel çevre ve insan etkileşimine yansıyan simgesel ifadelerinin tamamı olarak tanımlanabilir (Sabuncuoğlu ve Tüz, 1998; 25).

II.1.2. Kültürün Örgütteki Yeri

Örgüt, belirlenmiş bir amacı gerçekleştirmek için insanların kurdukları çevresine uyum sağlamak zorunda olan sosyal bir sistemdir ve farklı kültür mozayiğine sahip bireylerden oluşmaktadır (Oktay, 1990; 73; Erbesler, 1989; 21; Ersen, 1997; 42). Bu nedenle özellikle örgüt kültürü örgüt içinde çalışanları o örgütün amaçlarına ve çalışanları da birbirine bağlayıcı bir rol oynar. Dolayısıyla, örgütün amaç, karar, strateji, plan ve politikalarının oluşturulmasında ve başarısında örgüt kültürünün önemli bir yeri ve önemi vardır (Köse vd., 2001; 222).

Hemen her kuruluş, amaçlarını gerçekleştirebilmek için, üyelerinin desteğini, etkin katılımını ve performansını en üst düzeye çıkarmasını talep etmektedir (Fidan, 1996; 17-18). Çünkü insanların örgütlerde etkili olarak çalıştırılmaları, örgütün varlığı için önemlidir (Eker, 1990; 13).

Kültür toplum değerlerini bir bütün haline getirir ve bunları sistematik bir biçimde taşır (Dönmezer, 1999; 106). Kültürün bu özelliği örgüte devamlılık kazandırır (Öztürk, 2003; 321). Unutulmamalıdır ki kültür, bir nesilden diğerine geçen bir birikimdir (Hodgetts ve Luthans, 1991; 35).

Bu durumda kültür, örgütleri saran toplumsal çevre şartlarının en önemli öğelerinden biridir, bu nedenle örgütlerin yaşama ve gelişmelerini geniş ölçüde etkiler diyebiliriz. Bir örgütü oluşturan personelin kültürel değerleri ve aralarındaki farklar ve ayrılıklar, insanları etkili ve verimli bir şekilde yönetmeleri gereken yöneticiler için çeşitli sorunların kaynağını oluşturduğundan; işletme yöneticileri üyelerinin kültürel çevrelerinin değer yapılarını iyi bilmek zorundadırlar (Fidan, 1996; 19).

Örgütte geçerli olan kültürel özellikleri kabullenen bireyler, örgütün ve yönetimin beklentilerine pozitif katkı sağlar. Bireyin içinden çıkıp geldiği kültürel ortam, örgütte geçerli olan kültür ile benzerlik gösterirse üyelerinin uyum sorunları

en düşük seviyede kalabilecektir. Örgüt, kültürünün çalışanların verimine olumlu katkıda bulunabileceğini hesaba katmalıdır (Köse vd., 2001; 222).

İşletmelerde kültürel özellikler insanların bilinçlerine yerleşmeye başladıkça kültürün etkisi ve önemi artar. Kültür, verimliliğin artması ve yeniliklerin yaratılmasına olanak verecek olumlu bir ortamın oluşmasında etkili olur (Geybullayev, 2002; 39).

Günümüzde örgütler işbirliği sistemleri olarak görülürler (Özkara, 1999; 73). Hemen her örgüt, amaçlarına ulaşabilmek için üyelerinin desteğini, onların etkili katılımını ister. Bireylerin ortama uyum sağlaması örgütsel etkinlik ve verimliliğin önemli bir unsurudur.