• Sonuç bulunamadı

ölçekli işletmeler, ülke ekonomilerine dolayısıyla da ekonomik ve sosyal açıdan kalkınmaya çok önemli katkılar yapmaktadırlar. Çünkü bağımsız olarak ayakta kalma ve başarılı olma güdüsü ile yönlendirilen ve yönetilen küçük ve orta ölçekli işletmeler dinamik yapılarıyla içinde bulundukları ekonomiye canlılık kazandırmaktadırlar. Bu anlamda KOBİ’ler o kadar başarılı olmuşlardır ki gelişmiş ülkelerin, küreselleşmenin ivme kazandığı 1980’li yıllara kadar izledikleri büyük işletme kurma ve istihdam imkânı yaratma politikaları günümüzde ikinci plana itilmiştir57.

Ülkemiz açısından düşünüldüğünde de KOBİ’lerin ekonomiye aynı katkıyı yaptıkları görülmektedir. Ekonomik sürecin hangi döneminde olursa olsun, ülkemizde KOBİ’ler, ekonomik, sosyal ve politik önemlerini her zaman korumuşlar ve ülkenin politika ve stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir yere sahip olmuşlardır58.

Ülkemizde KOBİ’lerin sayısı hizmet sektörü de dâhil olmak üzere, tüm işletmelerin sayısının % 99,8’ini ve bu işletmeler de toplam istihdamın % 76,7’sini oluşturmaktadır. KOBİ yatırımlarının, toplam yatırımlar içindeki payı % 38’e ulaşmakta ve toplam katma değerin % 26,5’i yine bu işletmelerce yaratılmaktadır. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin toplam ihracat içindeki payları, yıllar itibariyle

56 Sarıaslan, a.g.m., s. 34. 57 Kaya, a.g.e., ss. 138-139. 58

Ahmet Diken, “Büyüme Sürecindeki KOBİ’lerin Problemleri ve Yeniden Yapılandırılması”, Yeni İpek Yolu Dergisi, KTO Yayınları, Nisan 1996, s. 27.

değişiklik göstermekle beraber ortalama % 10 oranında gerçekleşmekte ve bu kesimin toplam banka kredileri içindeki payı % 5’in altında seyretmektedir59.

Küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik destek programlarının temel hedef kitlesi imalat sanayi sektöründeki KOBİ’lerdir. Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (DİE) 2000 yılı verilerine göre (1-150 arası işçi çalıştıran işletmeler KOBİ olarak kabul edilmiştir), imalat sanayinde toplam 208.183 adet KOBİ faaliyet göstermekte ve bu işletmelerde 922.715 kişi istihdam edilmektedir. KOBİ’ler tüm imalat sanayi işletmelerinin % 99,2’sini oluşturmakta ve bu sektördeki istihdamın % 55,65’ini karşılamaktadır60.

Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi durumundaki KOBİ’ler, üstlendikleri ağır yüke rağmen, yakın zamana kadar Türkiye’deki toplam kredinin sadece % 3’ünü kullanmaktaydılar. Son zamanlarda getirilen teşvik tedbirleri bu durumu bir nebze olsun düzeltmiş olsa da halen istenilen düzeye ulaşılamamıştır. Avrupa Birliği ülkelerindeki KOBİ’lerin toplam kredinin % 30’unu kullandıkları göz önüne alındığında, bu sorunun önemi çok daha iyi anlaşılacaktır61.

Yukarıdaki açıklamaların ışığında küçük ve orta ölçekli işletmelerin ülkemiz ekonomisine sağladıkları katkılar aşağıdaki biçimde sıralanabilir62:

 Ülkemizdeki KOBİ’ler kullandıkları girdilerin birçoğunu yurt içi kaynaklardan elde ettikleri için ülke ekonomisinin dışa bağımlılığını belli bir oranda azaltmaktadırlar.

 Ülkemizdeki KOBİ’ler ülke çapında emek yoğun teknoloji ile çalıştıklarından ülke çapında istihdamı artırmaya ve işsizliği azaltmaya katkı sağlamaktadırlar.

 Ülkemizdeki KOBİ’ler bölgeler arası gelişmeye ve büyümeye önemli katkı sağlarken dengesizlikleri azaltıcı bir etki yapmaktadırlar.

59

KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı, T. C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Ocak 2004, s. 9. 60

Türkiye İstatistik Yıllığı, Devlet İstatistik Enstitüsü, 2000, s. 27. 61

Kenan Ören, Gümrük Birliğinin Türk KOBİ’leri Üzerine Etkisi, KTO Yayınları, Konya, 1998, ss. 69-70.

62

 Ülkemizdeki KOBİ’ler büyük sanayinin ihtiyaç duyacağı mallar konusunda destekleyici olma yanında, onların ihtiyaç duyacağı nitelikli elemanları yetiştirme konusunda da destek sağlamaktadırlar.  Ülkemizdeki KOBİ’ler orta sınıfı desteklemek, gelir yelpazesini

dengelemek ve toplumdaki sosyal çalkantıları azaltmak konusunda katkılar sağlamaktadırlar.

 Ülkemizdeki KOBİ’ler işgören-işveren ilişkilerini dengeleyerek sosyal dengenin, sosyal adalet ve sosyal barışın tesisine katkıda bulunmaktadırlar.

 Ülkemizdeki KOBİ’ler büyük işletmelerin başarılı olamadıkları ve nüfus yoğunluğunun daha az olduğu alanlarda başarılı olmaktadırlar. Bu durum, o yörelerin kalkınmasına katkı sağlayarak kentlere yönelik göçün azaltılmasına yardımcı olmaktadır.

 Ülkemizdeki KOBİ’ler ekonominin farklı pazarlarına hitap ederek farklı ihtiyaçları karşılamaktadırlar.

 Ülkemizdeki KOBİ’ler yeni fikirlerin ve buluşların kaynağı olup endüstride gereken esnekliği sağladıkları gibi, çabuk karar alma olanağına sahip oldukları için, daha az yönetim ve işletme gideri kullanarak ucuz üretim yapmaktadırlar.

 Ülkemizdeki KOBİ’ler hem ihracatçıya yan sanayi ürünü sağlayarak ihracatını kolaylaştırmakta, hem de doğrudan ihracat yaparak ülkeye döviz girişi sağlamaktadırlar.

 Ülkemizdeki KOBİ’ler küçük birikimleri ve aile tasarruflarını doğrudan yatırıma dönüştürebilmeleri bakımından önemli bir işlevi yerine getirmektedirler.

 Ülkemizdeki KOBİ’ler üretim ve sanayileşmenin ve ülke kalkınmasının bütün yurda yayılmasının etkin bir aracı konumundadırlar.

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ekonomimize sağladıkları bütün bu katkılara rağmen, ülkemizin sanayi birikimi, kalkınma ihtiyaçları karşısında yetersiz kalmakta ve yabancı sermaye girişi de çok düşük bir düzeyde gerçekleşmektedir. Bu bağlamda, kentlerde ortaya çıkan ve büyük işletmelerin istihdam kapasitesinin üzerindeki işgücü fazlası karşısında en ekonomik istihdam yaratma alanı olan KOBİ’lerin geliştirilmesi, ülkemiz için kaçınılmaz bir kalkınma seçeneği oluşturmaktadır63.

63

İKİNCİ BÖLÜM

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ

2.1. Bilişim Teknolojileri Kavramı ve Önemi

Günümüz küreselleşen iş dünyasında, durmaksızın değişen koşullar sonucunda evrimleşen organizasyon yapılarında yaşanan dönüşümlerin temel nedeni, içinde bulunduğumuz dönemin en önemli özelliklerinden biri olan sürekli değişimdir. Böyle bir rekabet ortamında işletmelerin rekabet avantajı elde edebilmesi, sermaye ve işgücü gibi faktörlerden daha çok bilginin elde edilmesine ve bu bilginin örgütsel amaçlar doğrultusunda kullanılmasına bağlı olmaktadır. Günümüzde temel ekonomik kaynaklardan sermaye, doğal kaynaklar ve işgücü artık ikinci plandadır. Çünkü en önemli kaynak bilgidir. Bu bağlamda, yaratılan değerin kaynağı, elde edilen bilgilerin iş süreçlerine uygulanması ile elde edilen verim ve yeniliktir64.

Sermaye, doğal kaynaklar ve işgücü gibi üretim faktörlerinin arasında en önemli kaynağın bilgi olduğunun anlaşılması, endüstri çağından/toplumundan bilgi çağına/toplumuna doğru bir dönüşüm süreci başlatmış65; bilişim teknolojilerinin, bilginin toplanması, işlenmesi, saklanması ve iletilmesinde sunduğu olanakların fark edilmesiyle birlikte ise bu süreç hızlanmıştır. Bu yeni toplum yapısında işlerin görülmesi ve böylelikle toplumsal sistemin işleyişinin sürdürülmesi büyük ölçüde bilişim teknolojilerine bağlıdır. Çünkübilişim teknolojileri, verilerin kayıt edilmesi, saklanması, belirli bir işlem sürecinden geçirmek suretiyle bilgiler üretilmesi ve üretilen bu bilgilere erişilmesi, saklanması ve nakledilmesi gibi işlemlerin etkili ve verimli yapılmasına olanak tanıyan teknolojileri tanımlamada kullanılmaktadır66.

64

Peter F. Drucker, Kapitalist Ötesi Toplum (Çev: B. Çorakçı), İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 1993, s. 46.

65

Adem Öğüt, Bilgi Çağında Yönetim, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2001, s. 129. 66

Türksel K. Bensghir, Bilgi Teknolojileri ve Örgütsel Değişim, TODAİE Yayınları, Ankara, 1996, ss. 38-39.

Bilişim teknolojileri, bilginin toplanması, işlenmesi, depolanması, ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletilmesi ve kullanıcıların hizmetine sunulmasında yararlanılan ve iletişim ve bilgisayar teknolojilerini kapsayan bütün teknolojiler olarak bilinmektedir67. Bilişim teknolojileri, örgütsel süreçlerde yaratıcı ve yenilikçi faaliyetlere önem veren işletmelerde maliyetlerin azalmasını ve verimliliğin artmasını sağlayan ve bu yolla ulusal ve uluslararası piyasalarda rekabet üstünlüğü kazandıran teknolojiler bütünüdür68.

Genel olarak bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin toplamından oluştuğu kabul edilen bilişim teknolojileri kavramının pek çok farklı tanımını yapılmıştır. Bunlardan bazıları aşağıda verilmektedir69.

 Bilişim teknolojileri, bilginin bilgisayar aracılığıyla elde edilmesi, işlenmesi, saklanması ve gereken yerlere aktarılmasını sağlayan teknolojilerdir.

 Bilişim teknolojileri, veri ve bilginin işlenmesini, dağıtılmasını ve analiz edilerek kullanılmasını sağlayan her türlü araçtır.

 Bilişim teknolojileri, bilginin otomatik olarak toplanmasını, işlenmesini, saklanmasını ve gerektiğinde gerekli yerlere iletilmesini ya da bu bilgiye erişilmesini, elektronik, optik vb. araçlarla sağlayan teknolojilerdir.

 Bilişim teknolojileri, metin ve sayısal formattaki bilginin bilgisayar ve iletişim teknolojileri aracılığıyla elde edilmesi, işlenmesi, saklanması ve dağıtımını olanaklı kılan teknolojilerdir.

Günümüzde birçok işletme bilgisayar sistemleri olmaksızın iş bile görememektedir. İşletmelerin büyük bir kısmı etkinliğini ve verimliliğini geliştirmek için bilişim teknolojisine güvenirken, birçok kritik görevin başarılmasında da bilişim teknolojileri başlıca rolü üstlenmektedir. Bu nedenle

67

Yaşar Tonta, “Bilgi Toplumu ve Bilgi Teknolojisi”,

http://ayna.hun.edu.tr/rutonta/yayınlar/biltop99.htm, (06.03.2005). 68

Tuncay Güloğlu, “Yeni Teknolojilerin Çalışma İlişkilerine Etkileri”, I. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Kocaeli, 2002, s. 600.

69

Mahmut Tekin, H. K. Güleş ve T. Burgess, Değişen Dünyada Teknoloji Yönetimi, Damla Ofset, Konya, 2000, s.101.

endüstrileşmiş ülkelerde bilişim teknolojilerinin etkisi hemen hemen tüm işletme süreçlerinde ve fonksiyonlarında gözlemlenebilmektedir70.

Günümüzde her alanda kendisini hissettiren “bilgi toplumu” ve yeni “tekno- ekonomik paradigma” kavramlarının temelinde iki önemli unsur yatmaktadır. Bunlar; bilişim teknolojilerinin stratejik önemi ve toplum tarafından bilgiye atfedilen yüksek değerdir71.

Bilginin yaratıcı ve yenilikçi süreçlerde kullanımı bilişim teknolojilerine stratejik bir önem kazandırmış ve böylece bilişim teknolojileri yönetsel faaliyetlerin dayanağı haline gelmiştir. Çünkü yönetsel kararların birçoğu bilişim teknolojilerinin yardımı olmaksızın etkin olarak uygulanamamakta ve organizasyon yapısı daha az rekabetçi bir durumda kalmaktadır72.

Bilişim teknolojileri, işletmelere rakiplerinden daha iyi performans göstermek için yeni olanaklar sunmakta ve böylece işletmelerin rekabet üstünlüğü sağlayabilme yeteneklerini artırmaktadır. Bunun yanında, bilişim teknolojileri işletmenin finansal yapısını önemli bir şekilde etkilemekte ve pazar koşulları doğrultusunda farklılaşma için fırsatlar sunmaktadır. Bilişim teknolojilerinin endüstrinin yapısını değiştirerek, rekabet üstünlüğü oluşturarak, yeni iş fırsatları yaratarak ve verimliliği artırarak performansı etkilediği ileri sürülmektedir73.