• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: ARAġTIRMA ALANININ YERĠ, SINIRLARI VE TEMEL ÖZELLĠKLERĠ

2.1. AraĢtırma Alanının Temel Coğrafi Özellikleri

2.1.2. Jeolojik ve Jeomorfolojik Özellikler

Mogan Gölü havzası genel olarak Triyas yaĢlı kristalize kireçtaĢları, Jura- Kretase yaĢlı killi kireçtaĢı, Paleozoyik yaĢlı metamorfikler, Miyosen yaĢlı karasal ve gölsel çökeller (konglomera), kırmızı ve sarı kumtaĢları, kil ve marnlı kireçtaĢı gibi katmanlardan oluĢmaktadır. Bölgede bulunan bazı yerlerde ise Miyosenden Pliyosen‟e doğrudan geçiĢ olmadığı ve Miyosenden sonrasının volkanik malzeme ile örtüldüğü görülmüĢtür. Bu birimler andezitik veya bazaltik niteliktedir. Alanda en yaygın olarak görülen birimler ise Pliyosen‟e aittir (Uğur, 2009). Eymir Gölü‟nün çevresi ise çok sınırlı bir yayılım gösteren Permokarbonifer kireçtaĢı blokları, Paleozoyik yaĢlı metamorfik Ģist ve grovakları içeren Dikmen grovaklan, Miyosen-Pliyosen yaĢlı gölsel kireçtaĢı ve marnlar, bunların üzerinde açısal uyumsuzlukla oturan Pliyosen yaĢlı akarsu çökelleri ve Kuvatemer yaĢlı alüvyon alanları ile çevrelenmiĢtir(Erol, 1956; Türeli ve Norman, 1992:91-99). GölbaĢı ÖÇKB içinde yer alan en genç birimler Kuvaterner yaĢlıdır. Bu birimlerin çoğu kum, kil, çakıl ve alüvyon seviyelerinden oluĢmaktadır (Doğan ve ark. 2003; Polatkan, 2010)

Bölgede yapılan jeolojik ve hidrojeolojik etüdlere göre alanda görülen birimler; Alüvyon(Kuaterner), Emir formasyonu (Trae), Elmadağ formasyonu (Trael), Akbayır Formasyonu(Ja), Dereköy Formasyonu(Kd), Haymana Formasyonu (Kh) ve GölbaĢı formasyonu (Tg)‟dur. Alanın genelinde yüzeyi kaplayan yeĢilĢist fasiyesinde metamorfizma geçirmiĢ en yaĢlı birim olan Emir Formasyonu bulunmaktadır. Bu formasyonun ise üzerini kaplayan düĢey geçiĢli birim olan Elmadağ Formasyonu

21

bulunmaktadır. Elmadağ formasyonu alttan üste doğru metamorfizması gittikçe azalan ve yeĢil Ģist fasiyesi sınırları içinde metamorfizma geçirmiĢ konglomera, kumtaĢı, çamurtaĢı, kumlu kireçtaĢı, kireçtaĢı ile volkarenit, anglomera, volkanit ve tüften oluĢmaktadır (Çevre ve ġehircilik Bakanlığı, 2015). Bu formasyondan üst kesimlere doğru çıkıldığında yoğunlaĢan kireçtaĢı blokları ve bu formasyonların üzerinde ise Jura çökelleri bulunmaktadır. Korunan bu özel alanın doğusunda bulunan Beynam Ormanı dolaylarında ise ofiyolitik melanj niteliğindeki Dereköy Formasyonu bulunmaktadır (MTA, 1992). Ayrıca koruma alanı içinde konglomeralar, kumtaĢı ve Ģeyllerden oluĢan Derköy formasyonu ile uyumsuz olan Haymana Formasyonu da bulunmaktadır (Doğan ve ark., 2003; Polatkan, 2010). AraĢtırma sahası içinde bulunan bu birim, Dereköy ofiyolitli melanjı ile uyumsuzdur (Doğan ve ark., 2003, Polatkan, 2010). Diğer yandan bölgede bulunan GölbaĢı formasyonu pliyosen çökelleriyle oluĢmuĢtur. Bu birim boz, gri, kırmızı renkli, az tutturulmuĢ veya tutturulmamıĢ değiĢik boyda, farklı kökenli konglomera, çamurtaĢı ve kumtaĢından oluĢmaktadır. Çoğunlukla tabakalanmasız olup bazı yerlerde ise yatay tabaka halinde görülmektedir. ÇamurtaĢları ve kumtaĢları arasında ise moloz akması süreçleriyle oluĢmuĢ konglomeralar bulunmaktadır (Yılmaz, 2006, s.24)

Mogan ve Eymir gölleri oluĢum süreci EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Sedimantolojik AraĢtırmalar Birimi tarafından yapılan araĢtırmada detaylı olarak incelenmiĢtir. Bu araĢtırmada Mogan Gölü‟nün kuzey ucunda, Eymir Gölü‟nün güney ucunda ve Eymir Gölü‟nün kuzey ucunda ODTÜ fidanlığı içinde sondaj ile karot örnekleri alınmıĢtır. Bu örneklerden göllerin içinde bulunduğu çukur alanda 30-40 m. kalınlığında yumuĢak gölsel çökellerin olduğu tespit edilmiĢtir. Diğer yandan göllerin vadi tabanından alınan örneklerde ise triyas yaĢlı Ģistler görülmüĢtür. Ayrıca yapılan incelemede yumuĢak çökellerden alınan örneklerde akarsularda yaĢamayan fakat durgun su kütlelerinde yaĢam bulan bazı ostrakod ve alg

22

fosilleri tespit edilmiĢtir. Bu veriler bölgedeki akarsuların aĢındırmayı sürdürürken yatağında tortul birikimine fırsat bulamadığını ve dolayısıyla kısa sürede durgun su kütlelerinin yani göllerin oluĢtuğunu gösterir niteliktedir. Bu kapsamda Mogan ve Eymir gölleri oluĢumu hidrojeolojik açıdan incelendiğinde vadi içinde akan menderesli bir akarsuyun önünün kapanması sonucu oluĢtuğu tespit edilmiĢtir. Bu bölgede bulunan ve Mogan ve Eymir göllerinin beslenmesine katkı sağlayan Sukesen Deresi taĢıdığı tüm malzemeyi Mogan Gölü‟nün kuzeyine yığarak bir set oluĢturmuĢtur. Eymir Gölü kuzeyinde bulunan Alicin Deresi ise Eymir Gölü kuzeyinde büyük bir birikinti yaparak akarsuyun önünü kesmiĢtir. EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Bölümü tarafından gerçekleĢtirilen proje kapsamında göller çevresinde sondajlarla gölsel çökeller içinden kömürleĢmiĢ bitki kırıntılarının radyokarbon analizi yapılmıĢtır. Alınan numunelerin analizi sonucunda Eymir Gölü‟nün günümüzden 7470 yıl, Mogan Gölü‟nün ise 7940 yıl önce oluĢtuğu tespit edilmiĢtir (EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, 2019). Vadi sistemi içinde menderesli akan bir akarsuyun kalıntısı olan göllerin tabanının hemen hemen düzdür ve göl kenarlarının ise çanak Ģeklindedir. Eymir Gölü güneybatı ve kuzeydoğu uçlarındaki tabanlarda silt hakimdir. Göllerin çevresindeki alüvyon yelpazelerinin göl kıyılarına ulaĢtığı kenar kısımlarda ise kumlu çakıl zonları bulunmaktadır (Türeli ve Norman, 1992:91-99).

GölbaĢı yöresinde ana su bölümü çizgisinin en yüksek bölümleri, alanın kuzey- doğu ucundaki Elmadağ doruğu (1865 m yükseklik) ile çevresindeki dar sırtlar üzerinde yer alır. Koruma bölgesinin üç tarafı çeĢitli kotlardaki yüksekliklerle çevrilidir. Ortalama olarak 970 m‟lik bir kotta bulunan Mogan Gölü civarında 7 adet tepe bulunmaktadır. Güneyden kuzeye eğimli göller havzası, güneyde 972 kotundaki geniĢ yayılımlı bir alandan kuzeye doğru daralan derin bir vadiye dönüĢerek 969 kotuna düĢmektedir. Ġçinde Eymir Gölü‟nün yer aldığı bu vadi, devam ederek ve geniĢleyerek Ġmrahor Vadisi‟ne bağlanmaktadır. Göllerin oluĢmasıyla GölbaĢı ilçesinde geniĢ alüvyal

23

dolgu alanı oluĢmuĢtur. Kuzeyden güneye Eymir Gölü, GölbaĢı Düzlüğü, Mogan Gölü, Çölovası Deresi ve Çökek Bataklığı Ģeklinde uzanan dar-uzun eski akarsu yatağında güncel alüvyon birikimi devam etmektedir.