• Sonuç bulunamadı

Japonya ve İnsan Güvenliği: Tarihi, Kapsamı ve Uygulaması

II. BÖLÜM

3. UZAK ASYA’DA SOĞUK SAVAŞ SONRASI DEĞİŞEN GÜVENLİK

3.1. Japonya ve İnsan Güvenliği: Tarihi, Kapsamı ve Uygulaması

Japonya’nın insan güvenliği politikasının izlerini 1950’li yıllardan itibaren Japonya’nın Birleşmiş Milletler merkezli faaliyetlerine, Bandung Konferansına katılımına ve izlediği kapsayıcı güvenlik (comprehensive security) anlayışına kadar uzatmak mümkündür.771 Ancak genellikle ifade edildiği ve Atanassova-Cornelis’in de

altını çizdiği gibi insan güvenliği anlayışı kapsayıcı güvenlik anlayışı ile ilişkilendirilmektedir. İnsan güvenliği bu bağlamda Japonya’nın insan güvenliği temelli diplomasisi 1980’lere uzanan kapsayıcı güvenlik (comprehensive security) anlayışına dayanan geleneksel diplomasinin bir devamı niteliğindedir.772

Tüm bu erken çabalara rağmen insan güvenliği anlayışı Japon siyasasında ancak 1990’lı yıllarda gerçek anlamını kazanmıştır. Başbakan Murayama’nın BM genel kurulunda 1995 yılında ilk defa dile getirdiği insan güvenliği olgusunun altı kendisinden sonraki Başbakan Hashimato tarafından da çizilmiştir.773 Bununla birlikte

kavramın asıl mimarı olarak genellikle başbakan Obuchi gösterilmektedir.774 Öte

769 David Potter ve Sudo Sueo, “Japanese Foreign Policy: No LongerReactive?”, Political Studies Review, Vol.1, 2003, s.317-332; Elena Atanassova-Cornelis, “Japan and the Human Security Debate: History, Norms and Pro-active Foreign Policy”, Graduate Journal of Asia-Pacific Studies, Vol.3, No.2, 2005, s.64.

770 Asteris Huliaras ve Tzifakis, Nikolaos, “Contextual Approaches to Human Security”, International

Journal, Vol.62, No.3, Summer 2007, s.565.

771 Julie Gilson ve Phillida Purvis, “Japan’s Pursuit of Human Security: Humanitarian Agenda or Political Pragmatism?, Japan Forum, Vol.15, No.2, 2003, s.204-205.

772 Elena Atanassova-Cornelis, “Japan and the Human Security Debate: History, Norms and Pro-active Foreign Policy”, Graduate Journal of Asia-Pacific Studies, Vol.3, No.2, 2005, s.62.

773David Bosold ve Sascha Werthes, “Human Security in Practice: Canadian and Japanese Experiences”,

Internationale Politik und Gesellschaft/International Politics and Society, Vol.1, 2005, s.93.

Elena Atanassova-Cornelis, “Japan and the Human Security Debate: History, Norms and Pro-active Foreign Policy”, Graduate Journal of Asia-Pacific Studies, Vol.3, No.2, 2005, s.65; Bert Edström, Japan and Human Security: The Derailing of a Foreign Policy Vision, Stocholm Institute for Security and

145

yandan insan güvenliğine yönelik vurgunun özellikle Asya Kriz sonrası güçlenmiş olduğunu ifade etmek mümkündür.775 2 Aralık 1998 tarihinde Japonya’da

gerçekleştirilen Asya’nın Geleceğini Yaratmak için Entellektüel Diyalog (Intellectual

Dialogue to Create the Future of Asia) toplantısında Başbakan Obuchi tarafından ilk

defa gündeme getirilen İnsan Güvenliği yaklaşımı, Mart 1999 tarihinde yine Japonya öncülüğünde Birleşmiş Milletler bünyesinde İnsan Güvenliği için Güven Fonu’nun (Trust Fund for Human Security) kurulması ile yeni bir aşamaya taşınmıştır.776 Obuchi

sonrası, yani 2000’li yıllarda da, insan güvenliği anlayışı Japon siyasetinde önemli bir rol oynamaktadır. 777 Zira Japon dış politikasının çerçevesini çizen 2001 tarihli

Diplomatik Mavi Kitap insan güvenliğini merkezi bir konuma yerleştirmektedir.778

Aynı zamanda 2001 yılında Kofi Annan’ın Milenyum konuşmasına müteakip Sadako Ogata ve Amartya Sen’in önderliğinde İnsan Güvenliği Komisyonu (Commission on

Human Security) devreye sokulmuştur779

Öte yandan insan güvenliği kavramının tanımlanması noktasında yaşanan güçlük kavramın pratik siyasete nasıl yansıtılması gerektiği konusunda kimi soru işaretleri doğurmuştur. Özellikle 1997 Asya Krizinin ardından üç ülke Japonya, Kanada ve Norveç insan güvenliğini öne çıkaran dış politikalarıyla dikkat çekmiştir.780 İnsan

güvenliğine yönelik Kanada, tehditlerden bağışıklık (freedom from fear) yaklaşımının, Japonya ise insan güvenliği içerisinde bir diğer vektörün -yani istekleri elde

Development Policy, 2011, s.27; Bert Edström, Japan and Human Security: The Derailing of a Foreign Policy Vision, Institute for Security and Development Policy, 2011, s.9.

775 Elena Atanassova-Cornelis, “Japan and the Human Security Debate: History, Norms and Pro-active Foreign Policy”, Graduate Journal of Asia-Pacific Studies, Vol.3, No.2, 2005, s.64.

776 Kazuhiko Togo, Japan's Foreign Policy, 1945-2003: The Quest for a Proactive Policy, Leiden&Boston: Brill Academic Pub., o2005, s.401. Kronolojik olarak Japonya’nın insan güvenliği stratejisinin 1998 yılına uzandığının altı çizilmektedir. Bkz. “Chronology of activities related to Human Security by the Japanese Government”, http://www.mofa.go.jp/policy/human_secu/chronology.html, (Erişim Tarihi: 12.12.2014).

777 Yoshihide Soeya, “Redefining Japan’s Security Profile: International Security, Human Security, and an East Asian Community”, Institute for International Policy Studies, s.7. http://www.iips.org/04sec/04asiasec_soeya.pdf (Erişim Tarihi: 10.02.2014).

778 Nik Hynek, “The Domopolitics of Japanese Human Security”, Security Dialogue, Vol.43, No.2, 2012, s. 119.

779David Bosold ve Sascha Werthes, “Human Security in Practice: Canadian and Japanese Experiences”,

Internationale Politik und Gesellschaft/International Politics and Society, Vol.1, 2005, s.96.

780 Melby Caballero-Anthony, “Revisioning Human Security in Southeast Asia”, Asian Perspective, Vol.28, No. 3, 2004, s.169.

146

edebilmenin (freedom from want)- öncülüğünü üstlenmiştir.781 Yine pek çok doğu Asya

ülkesi istekleri elde edebilmeyi (freedom from want), tehditlerden bağışıklığa (freedom

from fear) göre daha tercih edilir bir bakış açısı olarak değerlendirilmiştir. 782 Bu

kapsamda Japonya’nın da benzer bir çizgide daha ekonomi yönelimli bir yaklaşım benimsediği genellikle ifade edilmektedir.783 Bir başka deyişle Japonya’nın da, istekleri

elde edebilmeyi (freedom from want) önceleyen bir politikaya daha yakın durduğu gözlenmektedir.784

İnsan güvenliğine yönelik altı çizilen söz konusu yorum farklarından da anlaşılabileceği gibi insan güvenliğinin somut bir diplomasi biçimine getirilmesinde büyük ölçüde hükümetlerin muhtelif okuma biçimlerinin etkili olduğu söylenebilir. Bu nedenledir ki farklı hükümetler insan güvenliği kapsamında farklı faaliyetler içerisine girmişlerdir. Japonya’nın insani güvenlik merkezli diplomasisinin de bu kapsamda çeşitli alanlara yoğunlaştığı ve kimi faaliyetlere özel bir önem atfettiği söylenebilir. Kabaca Japonya’nın insan güvenliği yaklaşımı temel ihtiyaçların karşılanması ve ekonomik kalkınma üzerine yoğunlaşmıştır.785 Resmi Kalkınma Yardımları, Barış

Yapımı ve İnşası, SARS ve TSUNAMİ gibi felaketlerde üstlenilen misyonlar Japonya’nın insan güvenliği diplomasisinin yapı taşları olmuştur 786

Öte yandan Japonya’nın insan güvenliği politikasını muhtelif kurumlardan faydalanarak yürüttüğü dikkat çekmektedir. Bu düzlemde belirli kurumların ön plana

781 Makoto Sato, “Human Security and Japanese Diplomacy: Debates on the Role of Human Security in Japanese Policy”, Giorgio Shani, Makoto Sato ve Mustapha Kamal Pasha (der.), Protecting Human Security in a Post 9/11 World: Critical and Global Insights, London: Palgrave Macmillan, 2007, s.83-85; Melby Caballero-Anthony, “Revisioning Human Security in Southeast Asia”, Asian Perspective, Vol.28, No. 3, 2004, s.170; Yukiko Nishikawa, Human Security in Southeast Asia, NewYork: Routledge, 2010, s.18.

782 Melissa Curley, “Human Security’s Future in Regional Cooperation and Governance?”, Australian

Journal of International Affairs, Vol.66, No.5, 2012, s.529-530.

783 Yih-Jye Hwang ve Lindsay Black, “East Asian Approaches to Human Security: The Concept and Practice of Human Security in Japan and China’s International Relations”, Nobuko Nagasaki, Pauline Kent, Kosuke Shimizu, Shiro Sato ve Kazue Demachi (der.), Conflict Resolution in the Afrasian Context: Examining More Inclusive Approaches, Proceedings of the Fifth Afrasian International Symposium, Afrasian Centre for Peace and Development Studies Ryukoku University, 2010, s.82.

784 Jun Honna, “Japan and the Responsibility to Protect: Coping with Human Security Diplomacy”, The

Pacific Review, Vol.25, No.1, 2012, s.96.

785David Bosold ve Sascha Werthes, “Human Security in Practice: Canadian and Japanese Experiences”,

Internationale Politik und Gesellschaft/International Politics and Society, Vol.1, 2005, s.95.

786 Peng Er Lam, “Japan’s Human Security Role in Southeast Asia”, Contemporary Southeast Asia: A

147

çıktığından bahsedilebilecektir. Japonya insan güvenliği faaliyetlerini temelde iki organ üzerinden yürütmüştür: (i) İnsan Güvenliği Komisyonu (The Commission on

Human Security -CHS) ve (ii) İnsan Güvenliği için Güven Fonu (The Trust Fund for Human Security) 787 İnsan Güvenliği için Güven Fonu Obuchi Keizō tarafından Mart

1999’da İnsan Güveliği Komisyonu ise halefi Mori Yoshirō tarafından 2001 ‘de yürürlüğe sokulmuştur. İnsan Güveliği Komisyonu planma organı işlevi görürken İnsan Güvenliği için Güven Fonu uygulayıcı pozisyonda olmuştur.788 Bunun yanında

Japonya’nın insan güvenliği politikalarının icra edilmesinde ise iki merkezi kurum, Dış İşleri Bakanlığı ve Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı, politikaların hayata geçirilmesinde hayati roller üstlenmişlerdir.789

4.MELEZ BİR YAKLAŞIM: İNSAN GÜVENLİĞİNE YÖNELİK NEOKLASİK REALİST BİR DEĞERLENDİRME

Japonya açısından iki farklı düzlem insan güvenliği politikasının payandalarını oluşturmuştur. Burada akılda tutulması gereken önemli husus Japonya’nın insan güvenliği politikasının Japon büyük stratejisinden bağımsız düşünülemeyeceğidir. Japon büyük stratejisini şekillendiren iç politik kısıtlar ve uluslararası sistemik kısıtlar olarak adlandırılabilecek iki düzlemden bahsedilebilir. Bu nedenledir ki Japonya’nın insan güvenliği temelli diplomasisi ancak sözkonusu iki farklı düzlem münferit ve bağlantlı olarak ele alındığında tam manasıyla anlamlandırılabilmektedir.

Bu düzlemlerden ilki iç politikada askeri güç kullanımını reddeden ve sivil bir güç olarak değerlendirilen; bu bağlamda kaba güç araçlarından mahrum olan Japonya için insan güvenliği kabul edilebilir bir kaç diplomatik hamleden biri olarak ortaya çıkmakta olduğudur. Bir başka deyişle güç kullanımını reddeden ve bunu temel bir prensip olarak kabul eden Japonya’nın askeri bir güvenlik anlayışını ve bağlantılı olarak askeri güce dayalı bir siyaset biçimini kabul etmeyen insan güvenliğini temel alması oldukça akla yatkın görülmektedir. Bu kapsamda konstrüktivist kuram çerçevesinde

787 Bert Edström, Japan and the Challenge of Human Security, The Founding of a New Policy 1995-2003, Singapore: Institute for Security and Development Policy, 2009, s.27-38.

788 Bert Edström, Japan and Human Security: The Derailing of a Foreign Policy Vision, Institute for Security and Development Policy, 2011, s.27.

789 Nik Hynek, “ Japan’s Return to the Chequebook? From Military Peace Support to Human Security Appropriation”, International Peacekeeping, Vol.19, No.1, 2012, s.62.

148

bir norm olarak pasifizmin Japon dış politikasına ve daha özelde insan güvenliği politikasına etkisinin değerlendirilmesi elzemdir.

Normatif gerekçelerle bezeli bu ilk açıklamanın yanı sıra daha rasyonalist temellere sahip ikinci bir çerçeve de çizilebilmektedir. Konuyla ilgili bu ikinci açıklama değerler ve normlardan ziyade güç ve çıkarlar üzerine odaklanmaktadır. Dolayısıyla da Japon dış politikasının bu veçhesiyle realist kuramın çizdiği çerçeveye daha anlamlı bir şekilde idrak edileceğini söylemek yerinde olacaktır. Buna göre, insan güvenliği Japonya açısından Soğuk Savaş sonrasında Çin’in yükselişine ve yine bununla bağlantılı olarak ABD ile İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan ve Soğuk Savaş sonrasında da devam eden müttefiklik ilişkilerin sürdürülmesi için kritik bir öneme sahip olmuştur. Yine Japonya açısından insan güvenliği Çin’in etkinliğine paralel olarak bölgesel düzeyde artan güvenlik kaygılarını kimi diğer bölge ülkelerinin desteğini alarak çözmeye çalışmasından bağımsız düşünülemeyecektir.

Şekil 1 - : İnsan Güvenliği Merkezli Diplomasinin Dinamikleri

Mevcut literatür dikkate alındığında konstrüktivist ve realist açıklamalar Japonya dış politikasını anlamlandırmaya yönelik önemli kuramsal çerçeveleri

İNSAN GÜVENLİĞİ

İÇ POLİTİK KISITLAR / NORMLAR

149

sunmaktadır.790 Bu bağlamda Japon dış politikasını anlamlandırılması ancak

Japonya’nın iç politikadan kaynaklanan normatif kısıtların ve en kapsamlı biçimde realist kuramca dile getirilen uluslarası sistemin dayattığı kaygıları bir arada ele alan melez bir modelle mümkün olacaktır.791 Bir başka ifadeyle, Japon dış politikasında

insan güvenliği yaklaşımına ilişkin bütüncül bir analiz için normları ve çıkarları beraber düşünmek gerekir.792 Bu düzlemde gerek iç politik özgüllükler gerekse de sistemik

kısıtları bir arada değerlendiren neoklasik realizm Japonya diplomasisinin eksen kavramlarından biri olan insan güvenliğini anlamlandırmak noktasında elverişli bir teorik çerçeve sunmaktadır.