• Sonuç bulunamadı

1. Dijital Kültürde Alternatif Medya

3.5. İzleyici/Okuyucunun Konumu

3.5.İzleyici/Okuyucunun Konumu

Yeni iletişim teknolojileriyle birlikte gazetecilik alanında izleyici/okuyucunun da konumu değişmiştir. İnternetin ilk dönemlerindeki pasif izleyici/okuyucu, dijital kültürde aktif hale gelmiş, okuyucu/izleyici konumuna

“kullanıcı” konumu da eklenmiştir. Bununla birlikte, çok az kişinin gazeteci olduğu toplumdan neredeyse herkesin “haberci” olduğu toplumsal bir yapıya evrilme olmuştur (Hülür ve Yaşın, 2017: 9). Bu yapıda, izleyici/okur toplumsal yaşam alanlarında edindiği bilgiyi ya sosyal medya mecralarındaki hesaplarında kendisi yayarak ya da yayın kuruluşlarına ileterek kullanıcı konumunu pekiştirir.

İzleyici/okuyucu/kullanıcının kolay bir şekilde video veya fotoğraf iletebilmesi için çoğu yayın kuruluşları “Whatsapp ihbar hattı” kurmuştur. Böylece yayın kuruluşları bir yandan bireylere habere aktif katılma imkânı sunup seslerini duyurma fırsatı verirken bir taraftan da ulaşamadıkları enformasyona ulaşır.

Okuyucu/izleyici/kullanıcı sadece Whatsapp ile değil, diğer dijital ortamlar aracılığıyla özellikle sosyal medya mecralarını kullanarak yayın kuruluşlarına bilgi aktarımı sağlar. Çoğu zaman yayın kuruluşları kendilerine iletilmemiş olan ancak sosyal ağlarda dolaşıma giren ve kişisel çabayla çekilmiş videoları haberleştirir.

150 Dijital kültürün dönüştürdüğü gazetecilik alanında, okuyucu/izleyicinin konumundaki bu değişiklik, gazeteciler tarafından “gereklilik” ve “şartların getirdiği durum” olarak değerlendirilirken, diğer taraftan da gazeteciler kendilerine gönderilen video, fotoğraf gibi unsurları yayınlayıp yayınlamama konusunda tereddüt yaşarlar. Yayın kuruluşlarının okuyucu/izleyici/kullanıcılardan gelen habere ilişkin fotoğraf veya videonun kullanılması yönündeki tereddüdü, dijital ortamla birlikte ortaya çıkan “fake” görüntü sorunlarından kaynaklanır. Bu nedenle, yayın kuruluşları sorun yaşamamak için gazeteci olmayanlardan gelen bu tür unsurları yayınlama veya haberleştirme konusunda dikkatlidirler.

“Doğruluğuna eminsem eklerim. ‘Karşımdaki gerçek bir kişi mi, orda bulundu mu?’ gibi sorulardan eminsem. Sosyal medya tercih etmiyoruz mesela çok.

Yanlışlanma veya dezeformasyona çok açık bir alan sosyal medya çünkü.

Doğrulayamıyorsam yayınlamam. Geçen gün mesela metroda öpüşen iki gence müdahale eden adama tepki gösteren başka bir vatandaş. Bunun haberi metroda bulunan biri tarafından çekilmiş geldi. Bunu kullanarak haber yaptım.

Bilmiyorsam, emin değilsem kullanmıyorum.” (K7)

Okur/izleyici/kullanıcı, habere ilişkin maddi veya içeriksel hatalarda haberin yayınlandığı mecralara mesaj göndererek veya yorum yaparak da haber üretim sürecine katkı sağlar. Özellikle okuyucu/izleyicinin habere ilişkin maddi hata olduğu yönündeki mesajı veya haber altına yaptığı yorum, yayın kuruluşları tarafından dikkate alınır ve haberdeki hata düzeltilir. Ancak habere yapılan haberin beğenildiği veya beğenilmediğine ilişkin, siyasi içerikli veya kişisel görüş içeren yorumlar, tepkiler önemsenmez. Haberlere ilişkin yorumlar, interaktiftir ve diğer yorum yapanlardan anında karşılık görür, cevaplanır. Yeri geldiğinde okuyucu/izleyici/kullanıcının yorumlarına yayın kuruluşları tarafından da cevap verilir. Diğer taraftan küfür ve hakaret içerikli mesajların yorumlardan kaldırılması

151 söz konusudur. Bunun dışında haber unsuru kişi ya da kurumlar tarafından haber içeriği kaldırılmak istendiğinde buna hiçbir yayın kuruluşu, doğruluğundan emin olduğu sürece, mahkeme kararı olmadan izin vermemektedir. Haber başlığında veya içeriğinde maddi hata dışında, yanlış anlamaya sebep olacak cümle veya kelimeler konusundaki mesaj ya da yorumlar da yayın kuruluşları tarafından, haberin anında ilgili yerlerinin değiştirilerek yeniden yayına verilmesi konusunda dikkate alınır, bu konuda yayın kuruluşları titiz davranır.

“Eğer gelen yorumlar eksikliği ya da yanlışlığı işaret ediyorsa mutlaka değişiyor o haber. Çünkü okurun aktif okur olmasının en güzel yanı, benimle beraber o haberi yazıyor olmaları. Bence bu okurları da memnun eden bir durum. Ben şahsen okuru olduğum bir kuruma ‘ya siz bunu yazmışsınız ama şu şöyle olmalı sizce de öyle değil mi?’ diye yorum yaptığımda haberin o yorum doğrultusunda değiştiğini görüyorsam beni de bu mutlu ederdi. Şimdi de okurlar ‘hayır öyle değil, böyle’ dediklerinde tabiki haberi tekrar inceliyoruz. Buna göre güncelleme yapıyorum. Tashihleri olabildiğince anlık değiştiriyoruz. Yaptığımız bir hatayı fark ettiğimizde hata raporu olarak da arşivliyoruz.” (K18)

“Bazen okur yorumları tepkileri adeta bir okur temsilcisi gibi işlev görür ve gerçekten de bizim görmediğimiz bir yaklaşım hatası veya maddi hatayı görürler ve onu derhal düzeltiriz. Eğer ciddi bir hataysa da düzelttiğimiz metne not düşeriz ‘bu haberin ilk şu başlığındaki metinde şu bilgi yanlıştı, düzeltiyoruz, özür diliyoruz diye’.” (K15)

Dijital kültürde, okur/izleyici/kullanıcının gerek habere ilişkin video veya fotoğraf göndererek gerekse yorum yaparak ya da bir hatanın düzeltilmesini sağlayarak haber karşısındaki konumunu belirlemesinin yanında olaya ilişkin bilgi toplayıp bunu haberleştirerek yayın kuruluşuna da iletirler. Dijitalleşmenin okurun veya izleyicinin konumuna ilişkin en önemli dönüşümü bu noktada yaşanmaktadır.

152 Yazılı veya görsel bilgi aktarımı konusunda gazetecilik alanının dönüşmesiyle bu işi yapan yurttaşların sayısı da artmıştır. Okuyucu/izleyici/kullanıcılardan yayın kuruluşlarına bilginin haberleştirilerek gönderilmesi işine “Yurttaş Gazeteciliği”

(Civic Journalism) veya “Vatandaş Gazeteciliği (Citizen Journalism)92 adı verilir.

Yurttaş gazeteciliğinin, geniş uygulama alanı bulmasına rağmen, sorunlu durumları da vardır. Örneğin “yurttaş gazeteciliği” yerine “yurttaş haberciliği” demek, profesyonel olarak mesleği icra eden gazetecileri, amatör olarak habere ilişkin bilgi gönderen yurttaşlardan ayırırken; bilginin yurttaşlara dayandığı da vurgulanmış olur. Her ne kadar farklı kavramlarla birlikte “yurttaş gazeteciliği” olarak da literatürde yer alsa “gazetecilik” kelimesinin yurttaşların habere aktif katılımı (Fotoğraf 17) boyutunda kullanılması, profesyonel-amatör ayrımını ortadan kaldırması ve gazetecilerin kimliklenmelerine ilişkin sorunlu durumları ortaya çıkarmaktadır.

92 Yurttaş gazeteciler, anaakım medya olarak nitelenen kurumsal medyalardaki tektipleşme ve tekelleşmeye tepki olarak yazılı ve görüntülü bilgi aktarır (Mora, 2008). Bu yeni gazetecilik anlayışı, 1990’lı yılların başında ABD’de doğmuş ve kamu kuruluşu olan Pew Center’ın desteğiyle de uygulama alanı bulmuştur (Cangöz, 2003’ten akt. Dağtaş, 2007: 112). Dünya genelinde medya kuruluşları yurttaş gazeteciliğinin farklı çeşitlerine olanak sağlamaktadır. BBC, CNN, New York Times gibi kuruluşlar vatandaşlardan gelen metni sadece paylaşmakla kalmamakta, onlara içerik, habercilik vb. eğitimler ve ipuçlarını da web sitesi üzerinden vermektedir (Lee, 2012’den akt. Narin, 2017: 54-55).

153 Fotoğraf 17: Yurttaş haberciler habere ilişkin görüntü alıyor (dokuz8 HABER) (Fotoğraf:

Şerife ÖZTÜRK – 30 Mayıs 2018)

Yurttaş haberciliği, etik açıdan haberlerin çok yönlülüğü, kişilik hakları ihlali;

içerik bağlamında yanlış bilgilerin doğrulanmadan yayınlanması vb. birçok problemi de beraberinde getirir. Yurttaş haberciliğinin bu sorunlu durumları göz önüne alınarak değerlendirildiğinde bu konuda üç tür yaklaşım ortaya çıkar. Bu yaklaşımlar içinde çoğunlukla yurttaş haberciliğinin gazetecilik alanını beslediği, bu haberlerin editöryal süreçten geçtiği durumda alanda önemli bir kazanım olarak görülür. Ancak bu görüşü savunanlar etik konuda da temkinli tutum sergilerler.

“Bunun eksikleri var. Ciddi anlamda Türkiye'de özellikle yanlış kullanılıyor.

Dünyada da var örnekleri. Editöryal bir yapı olmadığı zaman otokontrol, manipülasyona açık bir yapı bence. O yüzden editöryal yapının mutlaka olması gerekiyor. Yurttaş haberciliği bilgi olarak bize bilgi sunuyor ama ciddi anlamda manipülasyona açık. O anlamda dikkatli olmak gerekir. Editöryal yapı şart. Doğrulama kesinlikle şart. Süzgeçten geçmediği zaman ciddi anlamda sıkıntı olur.” (K21)

“Önemli bir kaynaktır. Gazetecinin gazetecilikteki tekelini kıran, alanı çeşitlendiren birşeydir. O açıdan önemlidir. Fakat çok ciddi profesyonel standartlarda ölçülmesi, süzülmesi, değerlendirilmesi ve tamamlanması gerekir. Elinizde gazeteci olarak tehlikeli bir silah var. Şahsi olarak teyit edilecek bir olayı siz kurumunuzun adını koyarak yayınlayacaksınız.

Dolayısıyla profesyonel standartların çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Hatta yurttaş haberciliğinin, gazeteciliği öldürdüğü söylenmesine karşı ben tam tersi, gazetecilik standartlarının yurttaş haberciliği ile daha da önem kazandığını, doğruyu yanlıştan, eksikten ayırma, tamamlama ve gerçekten de varsa bir hadise, onu gerçek boyutuyla yayınlamak istersen profesyonel standartlar daha da önem kazanıyor. Bu çerçeve içerisinde değerlendirilebilir.”

(K15)

154 Yurttaş haberciliği konusundaki diğer bir yaklaşım, yurttaş haberciliğinin sadece istihbarat boyutunda değerlendirilmesi gerektiği yönündedir. Bu konuda Şener (yüzyüze görüşme, 2019), “vatandaş pilot, vatandaş doktor yoksa vatandaş gazeteciliği de yoktur” derken vatandaşın habere katkıda bulunabileceğini; ancak haberin son halini verecek mecranın yine basın yayın kuruluşları olduğunun altını çizer. Diğer taraftan deneyimli, alanda yıllarını geçirmiş ve okullu gazetecilerin yurttaş haberciliği konusunda üzerinde birleştiği nokta eğitim ve tecrübe eksikliğidir.

“Yeni iletişim teknolojileriyle birlikte artık elinde cep telefonu olan herkes haberci. Ama çok da öyle olmuyor. Gazeteciliğin temel ilkelerine aykırı işler yapılabiliyor. Kişilik hakları ihlal edilebiliyor, gizli kalması gereken bilgiler ortalığa saçılıverebiliyor ya da bir teyit mekanizması işletmezseniz eğer tamamen manipülatif işlere alet olma riskiniz de var. Ben o konuda çok katıyım gerçekten. Çok faydalanıyoruz. Emekleri çok büyük ama bizim yaptığımız gazetecilikle onların yaptığı arasında çok büyük fark var.” (K2)

“Açıkçası paradan anlamayan birini kasaya oturtmazsınız değil mi? O da bu.

Yurttaş haberciliğine şu noktada karşı değilim: Onun bana geçtiği görüntüler.

Burada böyle birşey var. Bazen çok önemli şeyler oluyor ve onu veriyorsun.

Ona karşı değilim, ama yurttaş haberciliğine güvenemem herhalde. Sonuçta bir işten anlamayana o işi teslim etmezsiniz. Dolayısıyla bir fizikçiden gazetecilik bekleyemezsiniz. Olmaz. Yurttaş haberciliğine bu noktada karşıyım. Her türlü söylemleri, ilettiği bilgileri önemlidir. Kullanırım ama bana bir haber yazıp göndermesine güvenemem. Bize çok haber geliyor. Onu kullanamam çünkü belge yok ortada.” (K12)

Türkiye’de yurttaş haberciliği yayını gerçekleştiren ve yurttaşlara habercilik üzerine eğitim verdikten sonra haber ağına dahil eden dokuz8 HABER’in Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Biçici (yüzyüze görüşme, 2018), yurttaş haberciliğine karşı yapılan eleştirilere yurttaş haberciliğinin teknolojik dönüşümle birlikte

155 kendiliğinden geliştiğini, dijital sürecin inkâr edilemez bir parçası olduğunu ifade ederek, yurttaş haberciliğini yok saymanın interneti yok saymak olduğunu vurgular:

“Yani yurttaş haberciliği sonuçta, haberi tüketen insanların, haberciliğin alıcısı pozisyonundaki insanların teknolojik gelişmeye bağlı olarak artık içerik üreticisi haline gelmesiyle daha güçlendi. Yeni birşey değil aslında. Ama bunlar daha toplam içerisinde küçücük şeylerken, daha sonra yurttaş haberciliği; teknolojinin gelişmesi, web 2.0 teknolojisiyle birlikte önce etkilemeye sonra da giderek biçimlemeye ve belirlemeye başladı alanı dijital dönüşüm sürecinin bir parçası olarak. Yurttaş haberciliği tek başına gelişen bir alan değil. Dijital medyayla, yeni medyayla birçok boyutuyla beraber gelişen bir alan ve gazeteciler eşik bekçisi rollerini, pozisyonlarını kaybetmiş durumdalar. Onlar içeriği sağlayan bir taraf olmaktan çıktı, içerek sağlayıcısı olabiliyor yurttaşlar ve bunun çok iyi örnekleri de olabiliyor. Bu tabii doğru değerlendirildiğinde gazetecilik açısından, toplumla bağ kurmanın bir aracıdır.

Çünkü yurttaş haberciliği gazeteciliğin topluma yabancılaşmasının bir ürünü olarak, ona bir tepki olarak ortaya çıktı, güçlendi. Bu noktada Gezi bir kırılma noktası oldu. Doğru değerlendirildiğinde gazeteciler açısından da gazeteciliğin toplumla yeniden bağ kurmasının bir aracı, kanalı da olabilir. Gazeteciliğin daha destek görmesi, güçlenmesi açısından da bir kanal olabilir. Yurttaş haberciliği bizim gazeteciliğin olmazsa olmazı haline gelmiştir. İnsan bunu yok saysa interneti yok saymaya kadar gider bu. İnternet varsa, web 2.0 diye birşey varsa yurttaş haberciliği de var.”

Dijital kültür, her alanda aktifliği zorunlu hale getirmiştir.

Okuyucu/izleyici/kullanıcının da konumu ağlar aracılığıyla aktif hale gelirken, habere katkı sağlamak bağlamında yurttaşlardan da habere yorum yapmak veya görüntü/fotoğraf göndermek oldukça yoğunlaşmıştır. Ancak bu konuda hem yorum bağlamında hem de haberi besleyici unsur olan fotoğraf veya video gönderilmesi bağlamında editöryal anlamda, etik ihlal konusunda sorun yaşanmaması için, düzenleme şarttır. Okuyucu/izleyici/kullanıcının, haberi doğrudan yayın

156 kuruluşuna haberleştirip göndererek profesyonellerin deneyimleri çerçevesinde ve etik ilkeleri göz önüne alarak gerçekleştirdiği pratiği, bir anda eline cep telefonu alarak yapmaya başlaması tartışmalara neden olmaktadır. Bu tartışmalarda yurttaş haberciliğini temkinli şekilde değerlendiren taraf, etik açıdan konuya yaklaşırken yurttaş haberciliğinin olması gerektiğini savunan taraf da dijital ortamların bunu gerekli kıldığını ileri sürer. Ancak her iki yaklaşımda da emek sömürüsü boyutu derinlemesine tartışılmaz. Etik ihlal ve mesleki kimlik bağlamı kadar emek sömürüsü de okuyucu/izleyici/kullanıcının habere katılma aşamalarında değerlendirilmesi gereken bir konudur.

3.6.Kurumsallaşma

3.6.1. Yeni Gelir Modelleri

Bourdieu’nun ekonomik sermaye kavramına karşılık gelen gelir modelleri, yayın kuruluşlarının parasal anlamda kazançlarını ve bu kazançlarına göre de giderlerini (kira, çalışanların ücret ve sigortaları, ofis giderleri vb.) karşılamalarını ifade eder. Geleneksel anaakım yayın mecralarında gazetenin tirajı, televizyonun reytingi reklam gelirlerinde önemlidir. Çünkü reklam gelirlerinin devamlılığı için reklam vereni memnun etmek gerekir. Bu durum haber içeriklerine de yansır.

Haberlerin içerikleri, reklam verenin isteği doğrultusunda oluşur. Holdingleşen anaakım medyada, yayın grubunun da bağlı olduğu holdingin diğer iş kollarına ya da şirketlere ilişkin haberlerde sansür de beraberinde gelir. Anaakım medyanın sadece holdingleşen yapısı değil, egemen sınıfın gerek kredi gerekse ilan desteği nedeniyle iktidarın söylemlerini yaygınlaştırma ve meşrulaştırma çabasında olması da haber içeriklerini etkiler.

157 Anaakım mecraların gelir modelleri, siyasi ve ticari yapıya dayanırken alternatif medyanın gelir modelleri bu yapıdan uzak, çeşitli şekillerde ortaya çıkar.

Alternatif medyada okuyucu/izleyici odaklı gelir modelleri ön plandadır.

Okuyucu/izleyici temelli gelir modeli nedeniyle yayın kuruluşları haber içeriklerini, reklam verenin isteği doğrultusunda değil, okuyucu/izleyicisi için oluşturur. Yayın kuruluşlarının “alternatif medya” olarak nitelendirilmesinin boyutlarından biri, gelir modelleridir. Alternatif medya kuruluşlarında ticari ve siyasi baskıdan etkilenmeyen gelir modeli tercih edilir. Biçici (yüzyüze görüşme, 2018), bu gelir modellerini şöyle sıralar:

“Biz ta kurarken bu işi, üç kaynak tarif ettik. Bir destekçiler, nakdi ya da ayni.

Yani eğitim yapacaksın, mekân lazım belediyelerden vs. vs. İkincisi, asli kaynak anlamında fonlar. Uluslararası fonlar. Şu anda ana kaynağımız o.

Elçiliklerden AB'ye kadar medya kuruluşlarından, ifade hürriyeti, medya gibi alanında açılan fonlar var irili ufaklı. Onlara başvuruyoruz. Onları almaya çalışıyoruz, ki dokuz8 HABER ona elverişli bir platform. Toplumsal faydası çok somut ve ölçülebilir bir platform olduğu için çok zorlanmayabiliyoruz.

Özellikle ilk bir yılın ardından rüşdümüzü ispat ettikçe o anlamda kaynağa erişmemiz daha kolay oluyor. Bunun belli bir aşamaya gelmesi noktasında, muhtemelen kendi yaptığımız işten de kaynak bularak para kazanmaya başlayacağız. Örneğin uluslararası bazı medya kuruluşları bizim yerellerdeki video haber akışımızı önemsiyorlar, istiyorlar. Bugüne kadar hiç para istemedik ama belli bir aşamada ona dönüşebilir o potansiyeli taşıyor.”

Biçici dışında, Sabancı (Whatsapp sesli görüşme, 2019) da gelir modelleriyle ilgili üç akım bulunduğunu, bunların örneklerinin dünyada Financial Times, New York Times ve Guardian tarafından verildiğinin altını çizerek, gelir modellerine ilişkin belirsizliğe de dikkat çeker ve belirsizliğin ortadan kalkması için zamanın gerekli olduğunu vurgular:

158

“Abonelikler, ödeme duvarları, bağış kampanyaları gibi farklı gelir modelleri vardır. Burada şu an üç ana akım var: Birincisi Financial Times vb. kurumların takip ettiği model. Tamamen kapalı bir sistem ve çok temel haberler dışında geri kalanı para ödeyerek okumanız gerekiyor. İkinci seçenek daha çok New York Times’ın aşamalı ödeme duvarı dediğimiz her ay belirli bir okuma limitine izin verilen bir yöntem. Örneğin her ay beş tane makale. Üçüncü yöntem de bağış yöntemi. Bu da genelde ürettiği işi, gazeteciliği kamu yararı gibi kabul eden Guardian gibi yayınların izlediği yöntem. Bu üçünden hangisi şu anda tutar onun hakkında kesin bir şey söylemek güç.”

Sabancı (Whatsapp sesli görüşme, 2019), gelir modellerini üçe ayırırken Uzunoğlu (2018a) bu modellerin daha da çeşitlendiğini ve bunun dijital ortamın habercilik alanına getirdiği en önemli konulardan/sorunlardan biri haline geldiğini kaydeder. Dijitalleşme ile gelir modelinin klasik gelir modeli olmaktan çıktığını belirten Uzunoğlu (2018a), dijital abonelik, kitlesel fonlama, dijital reklam, hibe programları gibi çok sayıda seçenekten bahseder. Ancak seçeneğin çok olması sürdürülebilirliği sağlamak açısından yeterli değildir. Bu bağlamda devamlılığı sağlayabilmek için haber odalarının ürettikleri içerik karşılığında okurdan ödeme almaları önemlidir.

Dijital kültürle birlikte yeni gelir modellerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durum sadece Türkiye’ye özgü değildir, dünyada da gazetecilik sıkıntıdadır ve bunun nedenleri eski yöntemlere dayalı iş pratiklerinin çökmesidir.

“Türkiye’de biz hep politik baskı üzerinden konuşuyoruz ama, gazetecilik dünyada bu baskının olmadığı yerlerde de sıkıntı içerisinde. Çünkü internetin getirdiği dönüşüm tüm gelir modellerini alt üst etti ve gazeteciler eski bildiğimiz yöntemle para kazanamamaya başladılar. Çünkü basılı gazete tirajı düşüyor, reklam gelirleri düşüyor vs. Bu şekilde döndürülemiyor. İnternette de gazeteyi satamıyorsun. İnternette sadece reklamla ayakta duruyorsun. Özetle bütün gelir modeli çöktü.” (Şener, yüzyüze görüşme, 2019)

159 Klasik gelir modellerinin çökmesi nedeniyle arayışların sonucu olarak ortaya çıkan yeni gelir modelleri genel anlamda dört kategoriye ayrılırken gelecek dönemlerde bu sayının artması beklenmektedir.

3.6.1.1.Dijital Abonelik

Dijital abonelik (paywall-ödeme duvarı) yöntemi, okurun belli bir ödeme yapması karşılığında haber içeriklerinin açılmasıdır. Bu yöntemde, okur belli bir şekilde kısıtlanır ve erişebileceği alanlar için okurdan ücret istenir. Günde belli bir sayıdan sonra makale ve haber okumak, belli kategorideki haberlere erişmek vb.

durumlarda paywall sistemi uygulanır. Dijital abonelik (paywall) yöntemi, Avrupa ve Amerika’da yaygın olmakla birlikte Finlandiya, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya ve Birleşik Krallık gibi Avrupa ülkelerinin yüzde 66’sı internet sitelerinde dijital abonelik sistemini uygular (Karatabanoğlu, 2019b). The Washington Post ve The Telegraph’da uygulanan bu yöntem gittikçe yaygınlaşmaktadır. Dünya genelinde ekonomi haberciliği için daha yaygın olan dijital abonelik yönteminde Eylül 2019 yılı itibariyle, 3.8 milyon dijital abone ile New York Times ilk sıradadır.

Onun ardından 1.8 milyon ile Wall Street Journal gelmektedir (Mumay, 2019).

Dijital abonelik yöntemi gazetelere göre değişiklik gösterir. Telegraph, okuyucularına günde on haberi ücretsiz sunarken bu rakamdan sonraki haberlere kısıtlama getirir. New York Times, okuyucuya aylık 5 haberi ücretsiz okuma fırsatı sunarken beş haberden sonrası için ücret talep etmektedir. Guardian ise haberlerini okurlarına ücretsiz sunarken, mobil telefon ve tabletlere indirme ile özel olarak geliştirilen birtakım uygulamalara erişerek haber okumak için ücret talep eder.

Türkiye’de dijital abonelikte benzer bir modeli Sözcü Gazetesi, Sözcü Plus ile hayata geçirmiştir. Yazılı olarak yayın hayatına başlayan ve dijital ortamda da

160 yayınlarını devam ettiren Dünya gazetesi de dijital abonelik yöntemini uygulamaktadır (Uzunoğlu, 2018b). Dünya Gazetesi, yorum ve analiz içeriklerini ücret karşılığında okurlarına açmaktadır. Biçici (yüzyüze görüşme, 2018),

“Netflix’e para veriyorsan, Digitürk’e para veriyorsan ayda 50 TL, haber almak istiyorsan bir zahmet 5 TL de habere ver. Giderek bu sistem oluşuyor.” ifadeleriyle dijital abonelik sistemi ile ilgili iyimserliği ortaya koyarken diğer taraftan Türkiye gibi gelişmekte olan, haber okumak amacıyla para harcamayan bir ülkenin bireyleri için dijital abonelik yönteminin geleceği ve sürekliliği tartışma konusudur

3.6.1.2.Kitlesel Fonlama

Kitlesel fonlama yöntemi (crowdfunding), bir konu ya da proje hakkında kitlelerden destek talep etmektir. Kitlesel fonlamanın crowdfunding olarak nitelendirilmesi bu isimdeki (crowdfunding) internet platformları üzerinden başlaması nedeniyledir (http://ec.europea.eu). Kitlesel fonlama, bir ürünün,

Kitlesel fonlama yöntemi (crowdfunding), bir konu ya da proje hakkında kitlelerden destek talep etmektir. Kitlesel fonlamanın crowdfunding olarak nitelendirilmesi bu isimdeki (crowdfunding) internet platformları üzerinden başlaması nedeniyledir (http://ec.europea.eu). Kitlesel fonlama, bir ürünün,