• Sonuç bulunamadı

İttihat ve Terakki Cemiyeti ile Masonluğun Çatışması

2. Osmanlı Yöneticileri ve Masonlar

2.5. İttihat ve Terakki Cemiyeti ve Masonlar

2.5.1. İttihat ve Terakki Cemiyeti ile Masonluğun Çatışması

Masonlar ile İttihat ve Terakki Cemiyeti arasında gelişen bu iyi ilişkiler zamanla bozulmaya başlamıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti Arnavutlar tarafından eski hükümet gibi duyarsız kalmakla suçlanmış, Nikola Ivanaj önderliğinde ayaklamışlardır. Osmanlı Devleti’nin onlara karşı olan tepkisi, Osmanlı yönetiminin otoriter bir yola girdiği düşüncesine sebep olmuştur. İtalya Büyük Üstadı Ferrari de aynı düşünceyi taşıyanlar arasındadır. İtalya Arnavutluk Dostları Komitesi’nde Ferrari de yer almış, Nikola İvanaj’a destek olacaklarını açıklamıştır. Ferrari böyle davranmasına rağmen İtalyan Masonluğu olaya çekimser yaklaşmıştır. Onlar hem Türk Masonluğu ile ilişkilerine hem de Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğüne zarar verecek bir girişimi desteklemek istememişlerdir184.

Trablusgarp Savaşı ise Mason aleyhtarı havanın esmesine neden olan olayların başında gelmektedir. İttihat ve Terakki için büyük bir önem taşıyan Emanoel Karasso’nun tavrı Masonları hayal kırıklığına uğratmıştır. Karasso, savaş açan İtalyan hükümeti gibi para karşılığında Libya’nın terk edilmesi fikrini savunması, Karasso’nun İttihat ve Terakki ile ters düşmesine neden olmuştur. Karasso daha ileri giderek İtalyan vatandaşı olma talebinde de bulunmuştur185. Büyük din alimi eski Afyon Milletvekili

Kamil Miras, İtalyanlar Trablusgarp’ı işgal ettiği sırada Talat Paşa’nın meşhur Farmason Karasso’nun boğazını sıcak kadar hiddetlendiğini ifade etmiştir. Onu hiddetlendiren İtalyan Mason kardeşlerin seslerinin çıkmamasıydı. Talat Paşa’nın onların Masonluğunun maskeden ibaret olduğunu söyleyerek Karasso’nun yüzüne tükürdüğünü söylemiştir186. Trablusgarp’ta savaş başladıktan sonra İtalyan Maşrıkı ile

Türk Maşrıkı karşıt cephelerde yer almıştır. İtalya Maşrık-ı Azamı Masonlara “Vatanın renkleri (bayrak) Trablusgarp’a doğru yelken açıyor… Masonluğun görevi sivil egemenlik ve insancıl gelişme mücadelesinde görev alan üç renkli bayrağımızın zafer

183 Layiktez, “Türk Masonluğunun Özet Tarihi”, s. 16. 184 Iacovella, a.g.e., s. 47 – 50.

185 Orhan Koloğlu, Cumhuriyet Dönemi Masonlar (Beşinci Baskı. İstanbul: Pozitif Yayınları, 2013), s.

31,32.

güneşiyle kucaklaşmasını umarak, dingin bir ruh ve sağlam bir vicdanla olayların gelişmesini beklemektir…” açıklamasında bulunmuştur. Türk Masonları Ferrari’ye mektup yazarak meydana gelen bu çatışmadan rahatsızlığını dile getirmiş, iki Mason ailesinin yakın beraberliğinden bahsetmiştir. İtalya Maşrık-ı Azamı ise cevap olarak ülkenin çıkarlarına zarar verebilecek bir girişimde bulunamayacaklarını, sadece ölülerin ve yaralıların ailelerine yardım yapmakla yetineceklerini belirtmiştir187.

Cevat Rıfat Atilhan, Farmasonların vatana alçakça bir oyun oynadıklarını, İtalyanların amaçlarına Siyonistler ve Farmasonların yardımıyla ulaştıklarını belirtmiş ve olayı şöyle anlatmıştır: “33. dereceli Mason ve Yahudi Metr Salem İtalya’ya gitti. Roma belediye başkanı da 33. dereceli Mason ve koyu Yahudi Nathan idi. Bu iki Farmason baş başa vererek planlar hazırladılar. İtalyan hazinesi Metr Salem’e on binlerce altın ödedi. O da İstanbul’a dönünce Trablus’taki silahları tamir bahanesiyle buraya getirtmeye hükümeti ikna etti. Ayrıca Mason kardeşlerin ortak hıyanetiyle Trablus’taki askerler de Yemen’e gönderildi ve silahsız, hazırlıksız güzel yurt parçası İtalyanların eline geçti. Trablus milletvekilleri Meclis-i Mebusan’a tahkirler vererek kürsüye çıkarak kıyamet kopardılarsa da bu feryatlar Farmason demir perdesi önünde boğuldu… Ve nihayet Talat Paşa iş işten geçtikten sonra bu gerçeği anladıysa da yazık!”188İtalyan Masonluğunun savaş zamanındaki tavırları bu şekildeyken iddiaya

göre Ouchy Antlaşması’nın imzalanmasında etkin rol oynamıştır189.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Mason localarının faaliyetlerinde yavaşlama görülmektedir. Birçok Mason cepheye gitmiş ve bu nedenle hükümet locaların faaliyetlerini bir süre tatil etmiştir. 1916 yılında tekrar faaliyete geçmişlerdir190.

1919-1922 yılları ise Rıza Tevfik tarafından Masonluğa siyasetin sokulduğu bir dönem olmuştur. Rıza Tevfik Masonluğa yabancı localardan bağımsız, ulusal ve felsefi nitelik taşıyan bir nitelik kazandırmak istemiş ve bu konuda Talat Paşa ve diğer İttihatçılarla anlaşmazlığa düşmüştür. Bu dönemde Rıza Tevfik Osmanlı Büyük Maşrık’ının Büyük Üstadı olmakla birlikte Masonluğu İttihatçılardan temizlenme yoluna gitmiştir. Rıza Tevfik Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na geçtikten sonra dahi İttihatçılara karşı yürüttüğü mücadelesini devam ettirmiş, bu durumu loca içerisine de

187 Iacovella, a.g.e., s. 54. 188 Atihan, a.g.e., s. 63. 189 Iacovella, a.g.e., s. 55. 190 Layiktez, “Türkiye”, s. 71.

taşımıştır. Dönemin Şeyhülislamı ve loca arkadaşı olan Musa Kazım Efendi’nin Masonluğunun mecliste tartışıldığı sırada, sunulan önergede “Sakalından utanmaz Farmason kafiri” deyimini kullanarak imza atan beş kişi arasında Rıza Tevfik de yer almıştır. Bunu yapmasındaki amaç Musa Kazım Efendi’nin şeyhülislamlığını kamuoyunda istismar ederek İttihatçılara karşı tepki uyandırmaktı. Bununla da yetinmeyen Rıza Tevfik Mason İttihatçıların listesini polise ve basına vererek ihbarda bulunmuş, bunun sonucunda birçok locanın arşivine el konulmuş ve birçok Mason da sürgün edilmiştir191.

Bunların dışında Rıza Tevfik dikkatsiz konuşmalarıyla da olaylara neden olmuştur. Hiç çekinmeden Siyonist olduğunu ilan etmiş, Masonlukla Siyonizmi özdeşleştiren kadrolarla iş biriliği yapmıştır. Sahip olduğu özgürlük anlayışına dayanarak dinci partileri de kabul edeceğini belirtmiş ve eski arkadaşlarıyla ters düşmüştür. Bu olay onun İttihatçılar tarafından “din ve meşrebi anlaşılmaz bir adam” olarak nitelendirilmesine neden olmuştur. Böyle bir süreçten sonra da Rıza Tevfik İttihatçı düşmanı olarak Sevr’i imzalamaya kadar gitmiştir. Ayrıca Masonluğu siyasete sokan kişi olarak kalmıştır. Bu olumsuz olaylarla birlikte Rıza Tevfik döneminden 1935’e kadarki sürede Masonluğun etkinliğinin azaldığı gözlemlenmiştir192. Nitekim

Osmanlı Dönemi için yapılan değerlendirmelerde Masonluk, İttihat ve Terakki Fırkası içinde yer alan, Filistin’i ele geçirmek için Abdülhamit’i tahttan indiren, Trablusgarp’ın elden çıkmasına ve devletin parçalanmasına neden olan siyasi bir teşekkül olarak görülmüştür193.

2.6. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği Yayın Organı