• Sonuç bulunamadı

2.5. OMBUDSMAN KURUMUNUN YETKİLERİ VE ÇALIŞMA USULÜ

3.1.1. İsveç Ombudsmanı

İsveç, ombudsmanlık kurumunun uygulandığı ilk ülkedir. Ombudsmanlık kurumu 1713 yılında uygulanmaya başlanmış, 1809 yılında İsveç Anayasasına girmesiyle de anayasal bir statü kazanmıştır. Ombudsman kurumu İsveç uygulanmaya

başladığı tarihten itibaren ihtiyaca binaen birtakım değişimler geçirmiştir. 1915 yılına kadar sadece bir ombudsman görev yapmakta iken bu sayı 1915-1968 yılları arasında biri sivil işlerden sorumlu olmak üzere ikiye, 1972-1976 yılları arasında üçe çıkarken, 1976 yılında yapılan yeni bir düzenlenmeyle bu sayı dörde kadar çıkmıştır (Babüroğlu ve Hatipoğlu, 1997:21).

1976 yılında yapılan düzenlemeyle değişik konulara ilişkin görevler, ombudsmanlar arasında paylaştırılmıştır. Bu ombudsmanların birincisi; baş ombudsman olarak görev yapmakta olup, genel uygulama esaslarının çerçevesinin belirlenmesinde, kararların yürütülmesinde ve ombudsman personelini ilgilendiren konularda bizzat yetkili olarak görev yapmaktadır. İkinci ombudsman; mahkemeler, savcılar, polis ve ceza evleri konusunda yetkilidir. Üçüncü ombudsman silahlı kuvvetlere ilişkin konularda yetkilidir. Dördüncü ve son ombudsman ise, vergi ve sosyal hizmetlere ilişkin konularda yetkilidir. Bütün ombudsmanlar görev konuları itibarıyla İsveç Parlamentosuna karşı sorumludurlar (Avşar, 1999:147).

Ombudsmanlar parlamento tarafından gizli oylama sonucu oybirliğiyle 4 yıl (parlamentonun görev süresiyle eş zamanlı) süreyle görev yapmak üzere seçilir (Avşar, 2007:185). Önceleri ise parlamentonun her iki meclisinden seçilen 24'er kişinin oluşturduğu toplam 48 kişilik komite tarafından seçilmekteydi (Temizel, 1997:103). Genel olarak parlamento üyesi olmayan yüksek dereceli yargıçlardan seçilmekle beraber ombudsmanların mutlak hukukçu olması gerektiği yönündeki teamül terk edilmiştir (Avşar, 2007:185). 1974 yılı öncesinde, ombudsman seçilen kişinin hukuk eğitimi almış olma şartı aranmakta iken, bu tarihten sonraki süreçte hukuk eğitimi almamış olsa da söz konusu görevi layıkıyla yapmasını sağlayacak birtakım niteliklere sahip kişilerin de ombudsman seçilebildiği görülmüştür (Demir, 2002:135).

Parlamentoda parti gruplarınca seçilen üyelerin oluşturduğu bir komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından Riksdag Genel Kurulu'nca seçilen ombudsmanlar parlamentonun dağılması halinde de görev süreleri sona erene kadar görevlerine devam edebilirler. Ancak kendi istekleriyle görevi bırakabilecekleri gibi görev süreleri dolduktan sonra tekrar seçilmemeleri halinde de görevleri sona erebilir (Işıkay, 2013), Parlamentonun, ombudsmanın faaliyetlerini denetleme yetkisi bulunmakta ise de, pratikte denetim yapıldığına pek fazla rastlanılamamıştır (Baylan,

1978:42). Diğer yandan ombudsmanın faaliyetlerinin pratikte denetlenmediği bilinmekle beraber, söz konusu faaliyetler kapsamında başarısız olduğu, iletişim noktasında zayıf olduğu ya da görevlerinde ihmalkâr davrandığı yönünde tespitlere ulaşıldığında parlamento ombudsmanın görevine her zaman son verebilir (Demir, 2002:135). Ombudsmanın meclis genel kurulu tarafından yapılan seçiminde oylamanın ne şekilde yapıldığı (gizli oy-açık oy gibi) konusunda kaynaklar arasında farklı bilgiler mevcuttur.3

İlk zamanlarda parlamento tarafından seçilerek, parlamento adına idareyi denetlemek maksadıyla kurulan ombudsman kurumu, zamanla içerik değiştirmiş; vatandaşların şikayetlerini dinleyerek, onların haklarını savunan, idare ile yaşanan uyuşmazlıklarda müdahale etmesi yönünde başvurulan bir kurum haline dönüşmüştür (Oytan, 1977:598).

Bu durum ülkede farklı uzmanlık alanlarına ilişkin ombudsmanların ortaya çıkmasını da beraberinde getirmiştir. Söz konusu ombudsmanlar, hükümet tarafından seçilerek, kendilerine çizilen görev alanları dâhilinde faaliyet yürütmektedirler. Bunlar; Tüketici Ombudsmanı, Çocuk Ombudsmanı, Özürlüler Ombudsmanı, Eşit Fırsatlar Ombudsmanı, Ayrımcılığa Karşı Ombudsman ve sponsorluğunu bizzat medyanın üstlendiği Basın Ombudsmanı olarak görev yapmaktadır (Tortop, 1986:180). Hükümet tarafından seçilmek suretiyle önceden belirlenen görev alanlarında faaliyet gösteren ombudsmanlar parlamento tarafından seçilen ombudsmanların denetimine tabi tutulmuştur (Demir, 2002:129).

İsveç bağlamında ombudsmanın denetim alanı, bir kuruluşa verilebilecek en kapsamlı denetim alanına isabet etmektedir. Yukarıda değinildiği üzere her ombudsmanın farklı görev konularına ilişkin denetim yetkisi olmakla beraber, ombudsmanların denetim alanlarına ilişkin olarak belirlenmiş kesin çizgilerden bahsetmek mümkün olmadığından, yeri geldiğinde bir ombudsman başka bir ombudsmanın denetim alanına geçerek, bazı olayları araştırabilmekte, gerekli denetimleri gerçekleştirebilmektedir (Babüroğlu ve Hatipoğlu, 1997:23).

Ombudsman kurumunun uygulandığı ülkeler incelendiğinde, en geniş yetkilere sahip ombudsmanlardan birinin İsveç Ombudsmanı olduğunu belirtmiştik. İsveç

Ombudsmanı birkaç istisnai durumu göz ardı edecek olursak, tüm merkezi ve mahalli kamu kurum ve kuruluşlarını, adli mercileri ve silahlı kuvvetleri denetleyebilmektedir (Mutta, 2005:67).

Bu noktada yargı mercilerine ilişkin denetimin kapsamına değinecek olursak; ombudsman adalet hizmetlerinin yürütülmesi sırasında görevi kötüye kullanma, ihmalkar davranma, davaların makul sürelerde sonuçlandırılmaması, adil yargılanma haklarının korunması ve tarafsızlık ilkelerindeki zafiyetlere ilişkin hususları denetlenmektedir. Ancak ombudsman bireysel davaların çözümü noktasındaki uygulamalara ilişkin herhangi bir emir ya da talimat verememektedir (Akıncı, 1999:309). Yargı mercilerinin, ombudsman tarafından denetimine, Finlandiya haricinde diğer ülkelerde yargıya müdahale algısı oluşması gibi çeşitli sakıncalar nedeniyle pek sıcak bakılmamıştır.

Yargı organlarının ombudsmanın denetim yetkisi kapsamında tutulması garip bir durum olarak gözükmekteyse de, İsveç'in siyasi yapısı dikkate alındığında, bu durumun doğal olduğu görülecektir. Çünkü İsveç'in siyasi yapısı içinde hâkimlerin hukuki statüsünün diğer kamu görevlileri ile aynı olması ve memurların mevzuat hükümlerini hiyerarşik üstün anlayışına göre değil de, kendi muhakemesi çerçevesinde uygulaması nedeniyle yargı organlarının da denetlenmesinde sakınca görülmemektedir (Mutta, 2005:67).

İsveç'te ombudsmanların denetim yetkisine giren kurum ve kuruluşlara yukarıda değinmiş olmakla beraber, Galip Demir'in, Denetim Kapsamında Olan Diğer

Kuruluşlar ile Denetim Kapsamı Dışında Tutulan Kurumlar’a ilişkin sıralamasına yer

verecek olursak;

Denetim Kapsamındaki Diğer Kuruluşlar İsveç Kilisesi, Rahipleri ve diğer personel

Alaylar ve denizcilik kuruluşlarını da içine alan silahlı kuvvetlerin sadece emretme pozisyonunda olan mensupları,

Devlete ait kamu otoritesi kullanan şirketler Denetim Kapsamında Olmayan Kurumlar: Parlamento Üyeleri, Seçim İnceleme Komitesi İsveç Merkez Bankası yönetici ve yönetim kurulu Milli Borç Ofisi yönetim kurulu ve üyeleri

Kabine bakanları, belediye konsey üyeleri, başsavcılar

Ayrıca Ombudsmanlar birbirini denetleyemez. (Demir, 2002:136)

İsveç uygulamasında ombudsmanın çalışma usulüne değinecek olursak, bireylerden gelen şikâyet başvuruları üzerine ya da resen harekete geçebilmektedir. Şikâyet başvurusunun yapılması noktasında kesin bir süre öngörülmemiştir. Ancak şikâyet konusunun önemine göre idari başvuru yollarının tüketilmiş olması halinde, iki yıllık süre zarfında şikâyet başvurusu gerçekleştirilebilmektedir (Avşar, 2007:185). Şikâyetlerin türü ve şikâyet başvurusunda bulunacak bireylerin nitelikleri açısından herhangi bir sınırlama öngörülmemiştir. Şikâyet başvurusunda bulunacak kişinin vatandaş olup olmadığı, İsveç'te yaşayıp yaşamadığı hatta şikâyet konusu olayla ilgisinin olup olmadığına dahi bakılmamakta, herhangi bir ücret istenilmeksizin, yazılı veya sözlü olarak yapılan şikâyet üzerine inceleme yapılmaktadır (Demir, 2002:136).

Şikayet başvurularında şikayetçinin isim ve imzası aranmakla birlikte, isimsiz ve imzasız dilekçelerde ombudsman tarafından açıkça bir suç unsurunun bulunduğu ve de olayın önem arz ettiği kanaatine varılan durumlarda, ombudsman resen harekete geçmek suretiyle gerekli tahkikatı yapabilmektedir.

Ombudsman şikâyet konusu ile ilgili olarak yaptığı inceleme ve araştırma neticesinde; sorumlu personel hakkında dava açma, disiplin tedbirlerini harekete geçirme, uyuşmazlık konusu olaya ilişkin olarak tavsiyelerde bulunma, bildirge yayınlama, talimatlar verme şeklinde yetkilere haizdir. Ancak idari eylem ve işlemleri iptal etme, ortadan kaldırma gibi yetkileri bulunmamaktadır (Avşar, 2007:185). İsveç uygulamasında geniş yetkilerle donatılmış, geniş bir görev alanında denetim faaliyeti yürüten bir ombudsman kurumunun bulunduğunu görmekteyiz.

İsveç Ombudsmanı yukarıda da bahsettiğimiz üzere, geniş yetkilere sahip olmasına rağmen, zamanla yaşanılan tecrübeler sonucunda, yetkilerin kullanımı noktasında fikir değişikliğine giderek, yetkilerini kullanmaktan imtina etmeye başlamıştır (Baylan, 1978:42). Çünkü ombudsman, zaman içinde kazandığı tecrübeyle, yaptırım niteliğindeki yetkilerinin kötü yönetimin önlenmesi ve bireylerin haklarının korunması noktasında yeterli olmadığını anlamıştır. Öyle ki yaptırım niteliğinde bir yetkisini kullanmak yerine, önüne gelen bir şikâyet hakkında ilgili kurum, kuruluş ya da ilgili kamu görevlisine yazdığı özel bir mektubun yönetim organı üzerinde çok daha önemli bir tesiri olduğunu görmüştür. Bu nedenle uzlaştırıcı bir üslup kullanılarak ikna kanalıyla sorunların çözülmesi düşüncesini benimsemiştir (Baylan, 1978:42,43).

İsveç Ombudsmanına ilişkin kısmı nihayete erdirirken, son olarak yıl içindeki faaliyetleri ile ilgili olarak parlamentoya rapor sunduğunu belirtmeliyiz. Ayrıca ombudsman kitap, broşür gibi yayınlar çıkartabilmesinin yanı sıra basın açıklaması da yapabilmektedir. Dolayısıyla geniş bir kamuoyu desteğine ulaşabilmesi için gerekli kanallara sahiptir. Bu durum ombudsmanın görevini yerine getirirken dikkatli hareket etmesini sağlayacağı gibi yönetim organlarının da, ombudsman tarafından yapılan tenkitlere, sunulan önerilere kayıtsız kalmasını zorlaştırır.

İsveç'te ortaya çıkan ombudsman kurumu sonrasında sırasıyla, Finlandiya, Norveç ve Danimarka'da uygulanmaya başladığından bahsetmiştik. Ancak Finlandiya uygulamasının, İsveç uygulamasıyla benzeşmesi, Norveç uygulamasında da görev alanı açısından sınırlı bir denetimin bulunması nedeniyle bu iki ülke uygulamalarına ayrı birer başlık açmayacağız. Fakat Danimarka uygulamasının genel olarak; ombudsman kurumunun dünyada 5 kıtada, 140 civarı ülkede uygulanmasında rol model olduğu, bu konuda öncülük ettiğini belirtmiştik. Bu nedenle Danimarka Ombudsmanını irdeleyerek tez çalışmamıza devam edilecektir.