• Sonuç bulunamadı

2.5. OMBUDSMAN KURUMUNUN YETKİLERİ VE ÇALIŞMA USULÜ

3.1.2. Danimarka Ombudsmanı

Danimarka siyasi yapısı itibarıyla güçlü yönetim yapısına sahip olmasına rağmen, yavaş işleyen bir yargı sistemine sahip olması ve de yasama organının önemli yetkilerini yargı organlarında değil de, yönetimin kontrolünde olması nedeniyle bireylerin idare karşısında haklarının korunması açısından zayıf bir sisteme sahipti. Bu durum sistemi sorgulanır hale getirmişti (Demir, 2002:159). II. Dünya Savaşı sonrasında belirgin hale gelen bu durum yeni birtakım denetim mekanizması arayışlarını da beraberinde getirmişti.

Yukarıda değindiğimiz ihtiyaçlar nedeniyle, II. Dünya Savaşı akabinde 1953 yılında yapılan bir Anayasa değişikliğiyle; sivil yönetimi denetlemek üzere, parlamento tarafından seçilen, bir veya iki kişinin görevlendirilmesine ilişkin bir düzenleme yapılmıştır. Bu kapsamda, 1954 yılında Ombudsman Yasası çıkarılmış, 1 Nisan 1955 tarihinde ise fiili olarak ombudsman kurumu devreye sokulmuştur (Akıncı, 1999:319). Uygulama sürecinde edinilen tecrübeler neticesinde, kurumun işleyişinde birtakım aksaklıklar tespit edilmiş ve bu aksaklıkların giderilmesi noktasında kurumun işleyişine

ilişkin çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Danimarka Ombudsmanı, modern refah devletine uygunluk noktasında, bir ilk olma özelliği taşıması ve bu yönüyle birçok ülkede yayılmasında model alınan bir kurum olması nedeniyle oldukça önemli bir yere sahiptir (Babüroğlu ve Hatipoğlu, 1997:46).

Danimarka uygulamasında ombudsman, genel seçimlerin sonrasında parlamento tarafından, “The Legal Affairs Commitee”nin teklifiyle tartışmasız bir oturumda, parlamentonun görev süresiyle eş zamanlı olarak seçilir (Avşar, 2007:186). Danimarka Anayasası'nın ombudsman seçilebilecek adaylara ilişkin kısıtlamalarına bakıldığında, bu konuda tek kısıtlama, ombudsman seçilecek kişinin parlamenterler (Folketing üyeleri) arasından seçilememesine ilişkindir. Bir diğer kısıtlamada yasal düzenlemeyle getirilmiş olup, görev yapılan döneme ilişkindir. 203 sayılı Ombudsman Yasası'nda, ombudsman seçilecek kişinin hukuk öğrenimi görmüş, Folketing üyeliği yapmamış kişilerden seçilebileceği şeklindeki düzenlenmenin yanı sıra, ombudsmanın görevini yürütürken aynı zamanda başka bir özel ya da kamu görevi yürütemeyeceği de düzenlenmiştir (Baylan, 1978:31). Seçilen ombudsmanın görev süresi, parlamentonun görev süresiyle eş zamanlı olmakla beraber, görev süresi dolduktan sonra da, 70 yaşının doldurmuş olmamak kaydıyla, yeniden seçilmesine engel yoktur (Avşar, 2007:186).

Danimarka Ombudsmanının görev ve yetkilerinin çerçevesine baktığımızda; merkezi hükümet teşkilatı içinde kendine yer bulan tüm bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşları ile söz konusu kurum ve kuruluşların tüm personelinin denetim kapsamında bulunduğu görülmektedir (Baylan, 1978:29). İlk zamanlarda yerel yönetimler denetim kapsamı dışında tutulmuş ise de, 1961 yılında yapılan yasal düzenlemeyle kapsam içine alınmıştır. Hatta bu dönemde yargı organlarının da denetim kapsamına alınması tartışılmış ise de, yargı organlarının kendi içinde yeterli denetim mekanizmasına sahip olduğu gerekçesiyle yargı organları, denetim kapsamına dâhil edilmemiştir (Akıncı, 1999:319).

Ombudsman yürüttüğü araştırma ile ilgili gereken tüm bilgi ve belgeyi, ilgili kurum ya da kuruluştan isteyebilmekte, isteği yerine getirilmediği durumlarda, istenilen bilgi ve belgeyi sunmayanlar hakkında cezai işlem yapılması için harekete geçebilmektedir (Avşar, 2007:186).

Ayrıca Danimarka Ombudsmanının yasa ve yönetmeliklerde öngörüldüğü üzere, kamu kurum ve kuruluşlarına denetim gezileri yapabildiğini, Cumhuriyet Savcılarından soruşturmanın genişletilmesi yolunda talepte bulunabildiğini, haksız uygulamaların oluşmasında kusurlu olduğunu tespit ettiği kamu görevlisi hakkında ceza davası açılmasını ve/veya disiplin tedbirlerinin uygulanmasını isteyebildiğini söyleyebiliriz (Baylan, 1978:30). Görüldüğü üzere ombudsman oldukça geniş yetkilere sahip bulunmaktadır. Ancak çeşitli mevzuat hükümleri ile bu geniş yetkiler birtakım kısıtlamalara tabi tutulmak suretiyle tırpanlanmaktadır.

Bu noktada birkaç örnek verecek olursak; yargıçların denetim kapsamının dışında tutulduğunu belirtmiştik. Bununla beraber, kabine üyelerini hedef alan şikayet başvuruları hakkında da doğrudan bir denetim yapılamamakta, Folketing'e öneri sunulmakta gerekirse Folkentig tarafından kurulan komisyon gerekli soruşturmayı yapabilmektedir (Baylan, 1978:30).

Diğer yandan bilindiği üzere ombudsmanın şikayet konusuyla ilgili gerekli bilgi ve belgeleri ilgili kurum ya da kuruluştan isteyebilir. İlgili yönetim organı istenen belgeleri vermek zorundadır. Ancak gizlilik kaydı olan bilgi ve belgeler yönünden bir kısıtlama olduğundan verilmesi mümkün değildir. Bir diğer kısıtlamada herhangi bir konuda şikayet başvurusu yapılabilmesi için öncelikle tüm idari başvuru yollarının tüketilmiş olması zorunluluğudur (Baylan, 1978:30).

Ombudsmanın çalışma usulünü irdeleyecek olursak; ombudsmanın 3 farklı vasıtayla şikâyet konusunda harekete geçebildiğini söyleyebiliriz. Bunlardan ilki bireylerin şikâyeti üzerine harekete geçilmesidir. İkincisi daha nadir kullanılan bir vasıta olmakla beraber görev alanına giren bir konuda basın yoluyla haber alınması üzerine resen harekete geçilmesidir. Bir diğer vasıta ise, denetim faaliyetlerinin yürütüldüğü sırada gözlemlenen kötü yönetim uygulamaları üzerine resen harekete geçilmesidir (Avşar, 1999:151).

Ombudsmana, kötü yönetim uygulamalarıyla, haklarının ihlal edildiğini düşünen herkes başvuruda bulunabilir. Bu noktada ülke vatandaşlığını taşımak gibi kısıtlayıcı bir durum söz konusu değildir. Herhangi bir ücret talep edilmeksizin, şikâyet konusu olayla maddi ya da hukuki bağlantısı olan her birey, herhangi bir şekil şartına tabi olmaksızın, isim ve adresini belirtmek suretiyle başvuruda bulunabilir (Akıncı, 1999:322,323).

Ombudsmana yapılacak başvurular tüm idari başvuru yollarına gidilmesine rağmen sonuç alınamaması durumunda bir yıl içinde yapılabilmektedir (Avşar, 2007:186). Söz konusu bir yıllık süre, idari başvuru yolları kapsamında idareye yapılan başvuruya karşılık idare tarafından ilgiliye verilen nihai cevap üzerine başlamaktadır. Ombudsmana yapılacak başvurular mümkünse yazılı olarak yapılmalı ve varsa başvuru konusu ile ilgili bilgi ve belge de dilekçeye eklenmelidir (Akıncı, 1999:323).

Ombudsman yapılan şikâyet başvurularını ilkin bir ön incelenmeden geçirmek suretiyle yetki dâhilinde olup olmadığı tespit eder. Ombudsman tarafından yetki dâhilinde görülmeyen başvurular gerekçesiyle birlikte ilgililere bildirilir (Baylan, 1978:32). Ombudsman yetki konusunda sorun olmayan başvurulara ilişkin dosyaları, gerekli ön soruşturmayı yapmak üzere asistanlarına havale eder. Bu kapsamda mevzuatta öngörülen yetkiler kullanılarak araştırma için gerekli bilgi ve belgeler ilgili yerlerden temin edilir. Ombudsman, yapılan bu ön soruşturma neticesinde, başvuru konusu soruşturmayı derinleştirme ya da dosyayı işlemden kaldırma şeklinde bir irade ortaya koyar (Baylan, 1978:32).

Ombudsman önüne gelen olaylarla ilgili olarak yürüttüğü faaliyetlerinde bazı kriterler dâhilinde harekete etmektedir. Söz konusu kriterler, olayların sağlıklı bir şekilde çözülmesi maksadıyla hukukun genel ilkeleri çerçevesinde, yasa ve içtihatlarla getirilmiştir. Bu kriterleri üç kategoride toplayacak olursak; bunlardan birincisi, iyi yönetimin sağlanması kriteri, ikincisi, şikayet ve davaların olabilecek en makul zamanda neticelendirilmesi kriteri, üçüncü ve son kriter ise, kurumun örgütsel işleyişine ilişkin yapılanma kriteridir (Akıncı, 1999:325,326).

Ombudsman şikâyet konusu olayla ilgili yapmış olduğu araştırma ve soruşturma sonucunda, ilgili kamu görevlilerinin görevini gereği gibi yerine getirmediğine, yasalara aykırı hareket ederek haksızlıklara sebep olduğuna kanaat getirmesi durumunda, savcılardan konuyla ilgili ceza soruşturması başlatmasını isteyebilir (Babüroğlu ve Hatipoğlu, 1997:48,49)

Ayrıca söz konusu durumun disiplin tedbiri uygulanmasını gerektirdiğini düşündüğü durumlarda da, ilgili kamu görevlileri hakkında idari yetkililer tarafından, disiplin işlemlerinin başlatılmasını talep edebilir (Babüroğlu ve Hatipoğlu, 1997:48,49).

Ancak ombudsmanın idari işlem ve eylemleri iptal etme, ortadan kaldırma ya da değiştirme gibi yetkileri bulunmamaktadır (Avşar, 2007:186).