• Sonuç bulunamadı

5236 sayılı Kanunun Genel Gerekçesi'nden de görüleceği üzere, 5236 sayılı Kanunla kabul edilen ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri içine alınan istinaf yolu, klasik istinaf değil, dar anlamda istinaf147 yoludur. Yani, istinaf (bölge adliye) mahkemesi, her olayda, mutlaka ilk derece mahkemesinin yaptığı tüm yargılamayı tekrarlamayacaktır. Bunun pratik anlamı şudur: istinaf mahkemesi bazı davalarda, aynen bugünkü Yargıtay gibi hukuki denetim mahkemesi, (adeta temyiz derecesi) olarak görev yapacaktır.

5236 sayılı Kanunun Genel Gerekçesinden, Türk kanun koyucunun istinaf yolunun işleyişinde aşağıdaki ilkelerden hareket ettiği anlaşılmaktadır:

1) İlk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygunluğunun tespiti halinde, yeniden yargılama yapılmaksızın, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilecektir.

2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği saptandığında, bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmiyorsa, istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını düzelterek onayacaktır. Kararın gerekçesinde hata edilmesi durumunda da bu kural uygulanacaktır.

3) Yargılamada bulunan eksikliklerin duruşma yapılmaksızın tamamlanabilecek nitelikte bulunması durumunda, istinaf mahkemesi bunların tamamlanmasını takiben yeniden esas hakkında karar verecektir.

4) İstinaf mahkemelerinin miktar veya değeri istinaf sınırını (HMK m. 341, 2) geçmeyen davalarda vereceği kararlar kesindir; yani istinaf mahkemesinin verdiği bazı

147 “Kanımızca kanun koyucu dar istinafı benimseyerek isabetli bir tercihte bulunmuştur. Bu model, etkin

hukuki korumayı sağlamaya ve adil yargılanma hakkını gerçekleştirmeye hizmet edebilecek niteliktedir. Hataların denetimini amaçlayan dar istinaf, usulün nihai amacına ulaşmak bakımından yeterli teminatları içermektedir. Ancak, bu hedefe ulaşılabilmesi için, ilk derece yargılamasında dava malzemesinin eksiksiz toplanması, değerlendirilmesi ve uyuşmazlığı çözmeye yönelik doğru bir karar verilmesi için gerekli özen ve gayret gösterilmelidir. İlk derece mahkemesi ve taraflar üzerlerine düşen görevleri yerine getirirlerse, istinaf derecesinde yapılacak denetim daha hızlı ve sağlıklı olabilecektir”. (Akkaya, s. 105).

kararlara karşı temyiz yolu kapalıdır. Bu husus Yargıtay'ın gerçek işlevine kavuşmasını temin bakımından önemlidir. Eğer böyle bir hüküm olmasa idi, Yargıtay yine aşırı iş yükü altında kalmaya devam eder ve bu sakınca işlevini yerine getirmesine engel olurdu.

5) İstinaf mahkemesi, ancak maddi hukuk veya usul hukukunda yer alan kamu düzenine ilişkin hükümlere aykırılık oluşturan bazı hallerde, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden yargılama yapılması için dosyayı yargı çevresinde uygun göreceği başka bir mahkemeye ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderecektir148.

6) İstinaf mahkemesi, yeniden yargılama yapılmadan sonuca ulaşılmasına olanak bulunmayan durumlarda, kuşkusuz davaya başından itibaren bakarak karar verebilecektir.

7) İstinaf mahkemelerinde bazı işlemlerin yapılması sözkonusu olmayacaktır. Bu çerçevede istinaf mahkemesinde karşı dava açılamayacak, davaya katılma isteminde bulunulamayacak, ıslah ve davaların birleştirilmesi istenemeyecek, yeni delil ileri sürülemeyecek, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenmeyecek, bu mahkemeler için yetki sözleşmesi yapılamayacaktır149.

Bu ilkelerden de görüleceği üzere, Türk Hukukunun kabul ettiği istinaf yolu, dar anlamda istinaf yoludur. Bunun nedeni, davaların uzamasının önüne geçilmesi düşüncesidir. Kabul edilen bu yöntemle yargılamanın “maddi gerçeğin ortaya

148 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 607; Yılmaz-İstinaf, s. 56-57.

149 “Bölge adliye mahkemeleri için yetki sözleşmesi yapılmasına cevaz verilmemesinin nedeni, tasarı

gerekçesinde “Bölge adliye mahkemelerinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, bu konuda yetki sözleşmesi yapılamayacaktır” ifadesiyle açıklanmıştır ki bu açıklama hiç de yeterli değildir. Çünkü, o mahkemelerin yetkisinin kamu düzenini ilgilendirir ve tarafların anlaşmasıyla değiştirilmesi caiz değil sayılmış olmasının kendi gerekçesi ortaya konmuş değildir. Güçlü olasılıkla, yeni yasada genel olarak yetki sözleşmelerinin eskisine göre pek dar bir çerçeve içinde caiz sayılmasına (HMK m. 17) yol açan neden, buradaki yasaklamanın da nedeni olmuştur. Yani, yapılan yetki sözleşmelerinin ancak pek küçük bir yüzdesinin her iki tarafın özgür iradesine dayanıyor olmasına karşılık büyük çoğunluğunun, hele büyük ekonomik işletmelerin kendileriyle ilişkiye giren kişilere imzalattığı “Genel işlem şartları” da denen bir-örnek sözleşmeler içinde yetki şartı maddesi olarak yer alanların tümünün, güçlü tarafın diğer tarafa “dayatması” ürünü olduğu gerçeği, ilk derece mahkemeleri bakımından yetki sözleşmelerinin pek dar çerçevede caiz sayılmasına yol açtığı gibi, bölge adliye mahkemeleri için yetki sözleşmesi yapılmasının da toptan yasaklanmasına yol açmıştır kanısındayım. Bu yolun izlenmesi çok doğru olmuştur.” (Bkz. Umar, Bilge, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara: Yetkin Yayınları, 2011, s. 995-996).

çıkarılması” şeklindeki amacı ile “yargılamanın makul sürede bitirilmesi” ilkesi dengelenmek istenmiştir150.

150 Kuru/Arslan/Yılmaz, s. 608; Yılmaz-İstinaf, s. 56-57; “Makul sürede yargılanma hakkı, adil

yargılanma hakkının önemli unsurlarından biridir. Tüm hak arayanlar için geçerli olan bu ilkenin amacı, uyuşmazlığın taraflarını yargılama işlemlerinin sürüncemede kalmasına karşı korumak, uyuşmazlık konusu hakka bir an önce ulaşabilmelerini sağlamak ve tarafların, davanın nasıl sonuçlanacağı konusunda endişe ile yaşamalarını önlemektir.” (Demircioğlu, s. 53).

TÜRK VE AZERBAYCAN HUKUKUNDA İSTİNAF

A) Genel Olarak

Türk Hukukunda adli yargı ikinci derece mahkemeleri, istinaf (bölge adliye) mahkemeleridir (5235 s.K. m. 3). Asıl görevleri, ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları incelemektir151.

Azerbaycan Hukukunda üç dereceli yargılama sistemi mevcut olup istinaf mahkemeleri ikinci dereceyi temsil etmektedir152. Azerbaycan Cumhuriyeti (AC) Anayasasının 132 nci maddesinin I fıkrasına uygun olarak istinaf (apellyasiya) mahkemesi mülki, idari ve ticari uyuşmazlıklara dair, ceza ve idari hatalara dair işler üzere üst derece mahkemesidir (Mahkemeler ve Hakimler Hakkında Kanun m. 61).

B) Türk Hukukunda İstinaf

Benzer Belgeler