• Sonuç bulunamadı

İstanbul’un Turizm Sorunları ve Çözüm Önerileri

BÖLÜM II. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE KONGRE TURİZMİNİN GELİŞİMİ

2.6. İstanbul’un Turizm Sorunları ve Çözüm Önerileri

1. İstanbul’a gelen yabancı turistin kalış sürelerinin kısa olması; İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçiler İstanbul’da ortalama 2,4 gece kalmaktadırlar. Bu rakam Antalya’da 6,2, Muğla’da ise 5 gecedir.

2. Yabancı ziyaretçi İstanbul’u tam olarak göremeden ayrılmaktadır; Kısa kalış süresi İstanbul’daki turizm aktivitesini tarihi yarımadaya odaklamaktadır. Tarihi Yarım Ada’daki kültürel ve tarihi miras ise düzensiz ve plansız ticaret ve üretim ilişkilerinin ağırlığı altında ezilmektedir.

3. Tarihsel ve kültürel mirasın korunamaması; İstanbul’da koruma altına alınması ve restorasyon yapılması gereken büyük bir kültür ve tarih mirası bulunmakta olup bu mirasın bir kısmı günden güne erimektedir.

4. Ulaşım sorunları; İstanbul’un özellikle Kuzey Avrupa pazarlarına kaliteli ve hızlı bir kara ve demiryolu bağlantısı olmaması bu pazarlardaki önemli bir potansiyeli sınırlamaktadır. AB üyesi ve adayı olan Doğu Avrupa ve Balkan ülkeleri bu konuda büyük bir gelişme trendine girmişlerdir. Türkiye için günden güne önem kazanan bu ülkelere olan kara ve demir yolu bağlantılarının kalitesi bu nedenle daha da önem kazanmaktadır. Bir metropolde turizmin gelişmişliğini gösteren en önemli unsurlardan biri eğlence, kültür ve cazibe merkezlerinin arasındaki ulaşım olanaklarının elverişliliğidir.

İstanbul Kongre Bürosu Müdürü Sayın Elif Balcı Fisunoğlu’na göre İstanbul’un en önemli sorunlarından birisi şehir içi ulaşımdır. Avrupa ülkelerinde vizesiz özgür bir biçimde tek vasıtayla ulaşım sağlanmakta olup bu durum kongre turizmi için pazara yakın olmanın avantajından yararlanma anlamına gelmektedir. Ulaşım kongre turizminin gelişimini sağlayan etkenlerin başında gelmekte olup, THY’nın son 5-6 yılda büyük bir atılıma geçmesi Türkiye turizmiyle birlikte İstanbul’da kongre turizminin de gelişmesine ön ayak olmaktadır (Kişisel görüşme -1,15.05.2014).

İstanbul Valisi Yardımcısı Sayın Kazım Tekin’e göre İstanbul’un turizm konusunda en belirgin dezavantajı ulaşım ve toplu taşıma sorunudur. Taksim eylemleri İstanbul’un imajını olumsuz etkilemiştir. Valilik ve Turizm Müdürlüğü İstanbul’a gelme konusunda tereddüt edenlerle görüşerek ve ilgili yerlere yazı yazarak onları ikna etmeye çalışmıştır.

Marmaray’ın açılması, Avrasya tüneli, 3. Köprü, yeni metro hatları ve 3. Havalimanı vb. hükümet projeleri ile İstanbul 5-6 yıl içerisinde ulaşım sorununu halledecektir. 2023 yılında hem turist sayısında hem de kongre turizminde birinci olmak hedeflenmektedir (Kişisel Görüşme 2- 01.06.2014).

5. Kentin düzensiz ve karmaşık yapısı; İstanbul trafik ve park sorunundan, tabela ve seyyar satıcı sorununa kadar pek çok alanda düzensiz, karmaşık ve bakımsız bir görüntü sergilemektedir. En önemli cazibe merkezlerinde bile caddelerde kaldırımlara dahi park eden araçlar, ilerlemeyen trafik, görüntü kirliliği yaratan tabelalar, yetersiz yönlendirme

levhaları, yer altına girmemiş enerji ve iletişim hatları, temiz olmayan alt ve üst yaya geçitleri, şiddetli bir gürültü kirliliği İstanbul’un turistik değerlerini gölgelemektedir.

6. İstanbul’un marka olamaması; İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçilerin kısa kalış süresi İstanbul’un batılı pazarlarda bir metropol olarak marka haline gelemediğinin açık bir göstergesidir. İstanbul’a özellikle dış pazarlardan gelenlerin ağırlığının Anadolu turları ile kruvaziyer seyahatlerin başlangıç ve bitiş noktası olması sebebiyle geldikleri görülmektedir. İstanbul gibi ticaretin ve endüstrinin merkezi bir metropol sözkonusu olduğunda iş segmenti de pazarda doğal olarak önemli bir ağırlığı oluşturmaktadır.

Buna karşın İstanbul’un talep yapısında ‘kısa şehir molası’ seyahatlerinin, balayı turlarının, eğlence turizminin, sportif, kültürel ve sanatsal aktivite turizminin akademik seyahatlerin payının bu alandaki güçlü rakiplerine oranla oldukça zayıf olduğu kesin rakamlarla desteklenemese de kolayca hissedilebilmektedir.

İstanbul Kongre Bürosu Başkanı Elif Balcı Fisunoğlu’na göre son 10 yılda ekonominin güçlü gidişatı da İstanbul’un olumlu imajına etki etmiştir. Gezi olayları ile iş kaybeden İstanbul bundan kısa sürede sıyrılmayı başararak prestijini düzeltmiştir. Ortadoğu ülkesi imajından yeni yeni sıyrılmakta olan İstanbul kongre turizmi konusunda dikkate alınan bir şehir olma yolunda hedefine ulaşmış olup bu durumun sürdürülebilir olması hedeflenmektedir (Kişisel görüşme 1- 15.05.2014).

7. Kamu Kuruluşlarının Desteklerinin Yetersiz Olması; Toplantı organizasyonu sadece bir salon ve oteli kapsayan faaliyet değildir. Grupların gezdirilmesi, gösteriler yapılması, kamuya ait bir alanın kullanılması durumunda yeterli desteğin kamu tarafından verilmesi gerekmektedir. Bu noktada Valilik, Emniyet Müdürlüğü başta olmak üzere diğer devlet kurumlarının sorumlularının katkıları toplantı dışı faaliyetlerden delegelerin memnuniyetini ve İstanbul’a ilişkin izlenimlerini olumlu yönde etkileyecektir. Bu kapsamda örnek olarak 2004 yılındaki NATO Zirvesinde Topkapı Sarayı’nın bahçesinde yapılan gösteride Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı tüm kuruluşlar kendi ilgi alanlarında sundukları gösteriler ile organizasyonu zenginleştirmeleri verilebilir (Baytok ve diğerleri ,2010: 19).

8. Toplantı Salonlarının Yetersiz Olması; İstanbul Valisi Yardımcısı Sayın Kazım Tekin’e göre İstanbul’da kongre turizmini değerlendirirken iki algı ön plana çıkar. Bunlardan ilki kongre turizmine sunduğu konaklama hizmetinin kalitesi diğeri ise doğal, tarihi ve kültürel güzelliklerdir (Kişisel görüşme 2- 01.06.2014)

İstanbul'un birinciliğe yerleştiği 500 ve daha fazla kişilik kongreler alanında yeni yatırım ihtiyacı halen bulunmaktadır. Hatta uzmanlar, daha büyük kongrelere ev sahipliği yapabilmek için en az 1000 ile 1500 kişi kapasiteli salon yapılmasının önemine işaret etmektedir. Bu alanda yatırımcıların elini kolaylaştıracak etken ise, kongre turizmi yatırımlarının sezonluk otellere göre yatırım geri dönüş süresinin çok daha kısa olmasıdır. Merkezlerde, çok sayıda ufak salonun bulunması bir avantajdır ancak bu salonların geniş katılımlı etkinlikler için gerektiğinde büyük salonlara dönüşebilmesi daha da önemlidir (Tursab Ar-Ge).

İstanbul Valisi Yardımcısı Sayın Kazım Tekin’e göre İstanbul’un gerek butik otelleri gerekse yıldızlı büyük otelleri Avrupa ile yarışabilecek düzeydedir. İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliği kongre turizmi için bir avantaj iken, konaklama kalitesinin düşüklüğü ve yetersizliği kongre turizmi açısından dezavantajdır. Bu konuda yeni kongre-fuar merkezleri ve kongre otellerinin yapımı tasarlanmaktadır (Kişisel Görüşme 2, 01.06.2014).

İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Dursun Topçu’ya göre İstanbul’daki otellerin kaliteleri Avrupa’dan çok daha iyi durumdadır. İstanbul’daki otellerin fiziki özellikleri Dubai’deki otellerle boy ölçüşebilecek düzeyde olup bunun yanı sıra servis hizmetlerinin kalitesi de çok iyidir. Mutfağında kongre turizminde önemli olduğuna dikkat çeken Topçu’ya göre İstanbul bu anlamda bir adım öndedir (Kişisel görüşme -5, 15.09.2014).

B) İstanbul’un Turizm Sorunlarına Çözüm Önerileri

1. İstanbul Turizminin Yönetimi; İstanbul’da turizm yönetilmelidir. İstanbul’da turizmin gelişiminin, alt ve üst yapısının, tanıtımının, satış ve pazarlamasının tek bir elden ve kente özel olarak yapılabildiği güçlü ve yetkili bir yapı oluşturulmalıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İTO, TURSAB, TÜROB ve TYD İstanbul’u uluslararası arenada tanıtabilecek İstanbul Kongre Bürosu’nu da bünyesinde bulunduran

aktif, daha yetkin bir kurum kurma yolunda çalışmalar yürütmektedir (Kişisel görüşme 2-01.06.2014).

Bünyesinde profesyonel bir kadro bulunduracak bu yapının İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Turizm Özel Sektör Kuruluşları, ilgili İstanbul Meslek Kuruluşları Temsilcileri’nden oluşmalı, turizmle ilgili proje üretmeli, İstanbul’daki tarihsel ve doğal mirası koruyacak, yeniden üretecek faaliyetlerde bulunmalı, pazar araştırmaları yapmalı, İstanbul’un tanıtım fonunu yönetmeli, yurtdışında organize edilecek workshopları, fuar katılımlarını, ağırlama işlerini icra etmelidir. Kuşkusuz böyle bir kurulun tüm bu görevleri ifşa edebilmesi için güçlü finansal kaynaklara, yetkilere ve profesyonel kadroya ihtiyacı olacaktır.

Teamcon Genel Müdürü Ünal Bilgin’e göre kongre turizminde bireysel yol haritalarıyla ilerlenmekte olup bu da sektörün gelişimini olumsuz etkilemektedir. Kurulan hayaller tecrübe, altyapı ve sorumluluk eksikliğinden dolayı kabusa dönüşebilir. Türkiye 70 farklı havayolu şirketinin yaklaşık 250 destinasyondan direkt uçuş olması ve birçok ülke ile vize anlaşmalarının yapılması gibi önemli avantajlara sahiptir ( Mice Dergi,2012:70)

2. Yatak Kapasitesi İhtiyacının Giderilmesi; İstanbul 5 yıllık orta vadeli bir hedef olarak 30 milyon yabancı turist sayısını hedefleyebilir. Bunun için TURSAB’ın yaptığı bir araştırmaya göre İstanbul’a 35 milyon yerli ve yabancı turistin ortalama 3 geceleme ile ve % 65 doluluk sağlanabildiğinde 156 bin yatak kapasitesine ihtiyacı olduğu ortaya çıkmaktadır. İstanbul’un şu andaki yatak kapasitesi 53.000 işletme belgeli ve 19.000’de Belediye belgeli olmak üzere 72.000’dir. Bu da beş yıl içinde İstanbul’un 30 milyon yabancı ve 5 milyon yerli turist ağırlayabilmek için 84 bin ekstra nitelikli yatak üretmesi gerektiğini göstermektedir.

Bununla beraber, bu kapasite planlanırken nitelikli yatak kapasitesi ile yıldız sayısı arasında doğrudan bir bağ kurulmamalıdır. Nitelikli butik oteller, special oteller ve kaliteli aile pansiyonculuğu da planlamanın içinde yer almalıdır.

3. Altyapı Probleminin Çözülmesi; Kongre turizminin gelişimi için kongre merkezi yapmak çözüm gibi görünse de tek başına yeterli değildir. Bu merkezlerin kapasiteleri ile orantılı oda temin etmek ve merkezlerle tesis arasındaki ulaşım sorununu da halletmek gerekmektedir. Ayrıca dil bilen tecrübeli personele de ihtiyaç duyulmaktadır.

Sektörün gelişebilmesi için uzun soluklu ve ulusal bir politika oluşturulmasını şart gören Flap Tur Genel Müdürü Ebru Özkan sözlerine şöyle devam etmektedir; 2 bin kişilik kongre merkezi olan bir otelin oda sayısının 400’lerde kalması ve etrafta başka bir otel olmaması faydalı bir yatırım değildir. Bu otelin toplantı salonu verimli kullanılamaz ve yatırım kâra dönüşemez. Buna engel olmak için profesyonel kongre organizatörleri ile çalışılmalıdır (Mice Dergi,2012:69).

3. Tarihsel ve Doğal Mirasın Yönetimi; İstanbul dünyanın en zengin doğal ve kültür mirasına sahip kentlerinden birisidir. Bununla beraber, bu miras metropol olmanın getirdiği ağır sorunların tehdidi altındadır. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalma eserler, tarihi dokuyu oluşturan semtler bakımsız kalmıştır. Bu eserlerin büyük bölümünün onarıma ve yeniden düzenlemeye ihtiyacı vardır.

Tarihsel mirasın mümkün olduğu kadar yaşanan ve yararlanılan böylece de yeniden üretimi için kendiliğinden fon oluşturabilen cazibe ve kültür merkezleri olarak planlanması akılcıdır. Kız Kulesi, Eski Darphane, Galata Kulesi, Yıldız Sarayı, Rahmi Koç Müzesi, Soğuk Çeşme Sokak, Yeşil Ev, Büyük Ada Kültür Evi, Zeyrekhane gibi bir çok proje bu tür projelerin başarısını kanıtlamıştır.

İstanbul Turizm İl Müdürü Sayın Ahmet Emre Bilgili’ye göre İstanbul tarihi, kültürel potansiyeli ve coğrafi güzelliklerine paralel olarak çok sayıda temalı destinasyonlar oluşturma şansına sahiptir. Bu zenginlik ne kadar harekete geçirilebilirse hem iç hemde dış turizm açısından bir o kadar çekiciliği artacaktır. Örneğin dünya mimarlık örnekleri teması, bir destinasyon olabileceği gibi bunun içerisinde sadece Mimar Sinan’ın eserleri özel bir ürüne dönüştürülebilir. Bu tür destinasyonların sayısı ve çeşitliliği ne kadar artırılabilirse İstanbul o ölçüde alternatifsiz bir ana destinasyon haline gelecektir

(Kişisel görüşme 3- Prof Dr. Ahmet Emre Bilgili- İstanbul Turizm Müdürü).

4.Tanıtım; İstanbul’un özel olarak tanıtıma ihtiyacı vardır çünkü ürün olarak Türkiye’nin genel imajından çok farklı kendi başına marka olabilecek bir potansiyele sahiptir. Türkiye’nin genel tanıtımında kitlesel turizm, güneş-deniz-kum, kültürel Anadolu turları ve aktivite turları ister istemez ön plana çıkmaktadır. Oysa İstanbul, alışveriş olanakları, sosyal kültürel faaliyetleri, kongre turizmi olanakları, romantik şehir molaları ve kendine has tarihsel dokusu ile tanıtılmalıdır.

Bu nedenle, İstanbul’un tanıtımı genel Türkiye tanıtımından ayrı İstanbul’lu bir kuruluş tarafından yönetilmelidir. Bu kuruluş güçlü finans kaynaklarına sahip bir kuruluş olmalıdır. İstanbul kendi pazarını kendisi yaratabileceği, konusunun sadece kendisinin olduğu özel workshoplar ve fuarlarla talep yaratmalıdır. İstanbul’un yıllık yabancı ziyaretçi sayısının 5 yıl içinde 30 milyona yükseltilmesi hedefi doğrultusunda oluşturulacak İstanbul turizm yönetimi fonlarının yılda en az 50 milyon dolar üretecek şekilde organize edilmesi gerekmektedir.

İstanbul’un tanıtımı için en etkili yollardan birinin de bir sinema filmi olduğu göz önüne alınmalı dünyanın önde gelen yapımcılarıyla İstanbul ruhuna uygun bir senaryo eşliğinde dünya listelerinde yer alabilecek fiction filmlerin yapımı için temas kurulmalıdır (Tursab Ar-Ge,2013).

İTO Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Dursun Topçu’ya göre İstanbul’un rakipleri olan Avrupa şehirleri artık yabancılara cazip gelmemektedir. İstanbul konaklama, ulaşım vb. birçok kriterini iyileştirmekte olup sağladığı vize kolaylıkları ile de cazip bir şehir haline gelmiştir. Ayrıca 3. Köprü, Kanal İstanbul gibi projeler İstanbul trafiğini rahatlatacak ve İstanbul’u dünyanın bir numaralı şehri olmaya aday bir şehir yapacaktır (Kişisel görüşme – 5, 15.09.2014).