• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

4.1. NECİP FAZIL KISAKÜREK’İN TARİHE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

4.1.4 Necip Fazıl Kısakürek’in Eserlerinde Tarihi Şahsiyetler

4.1.4.10 İsmet İnönü

Necip Fazıl Kısakürek, Dedektif X Bir mahlasıyla İsmet Paşa ve Lozan’ın İç yüzü başlıklı Büyük Doğu’da yayınlanan yazısında; Lozan barışının, Batı emperyalizmine karşı gizli bir anlaşmayla, mukaddesatımızın bizzat imhası gibi korkunç bir fedakârlık sayesinde elde edildiğini ileri sürer. Lozan’da Lord Curzon gibi kurdun karşısında kuzu veya oğlak olarak ifade ettiği İsmet İnönü vardır. Necip Fazıl, Lozan’ı iki evrede ele alır. Birinci evre 1922-1923, ikinci evre ise 1923 Nisan’ından temmuza kadar olan evredir. Birinci evre emperyalistlerin Türkiye’den hayat hakkı koparamadığının ve koparamayacağının evresi; ikinci evre ise tepeden inme, gizli saiklerle birçok şey kopardıklarının ve koparacaklarının anlaşıldığı evredir. İki devre arasındaki çelişki yakından incelenecek olursa, ikincisinin ilk temel üzerine atılmamış fakat öyle gösterilmiş bir bina olduğu anlaşılır. Çünkü ilk devredeki temel ikinci devredeki inşayı çekemezdi.

Necip Fazıl, İnönü’nün ricatte kaçıp bir samanlığa saklandığını ve İnönü zaferini devşirdiğini düşünür ve tek suçumuz bu meccani kahramanlık şartlarını sana bağlamamızdır, der (Kısakürek, 2011: 401).

1939 yılında kaleme aldığı Çerçeveler de ise İsmet İnönü hakkında medihkar yazılar bulunmaktadır. Son Telgraf gazetesinde İnönü’yü metheden birçok yazısı mevcuttur. Bir yazısında; İnönü’nün, toplum nezdinde, bütün dertlere deva olabilecek yetkinliğe sahip biri olarak görüldüğünü belirtmiştir. Türk inkılâbı, İnönü’nün yönetiminde olumlu ve olumsuz cihetlerini tespit ederek en olgun evresine erişecektir. Türk toplumu ile

148

İnkılapları uzlaştırıp barıştıracak olan isim İnönü’dür (Beyaz, 2012: 55-56; Şehsuvaroğlu, 2012: 135).

Büyük Doğu dergisini, 13 Aralık 1946 tarihli 50. sayısında Başımıza Kulak İstiyoruz kapağı ile çıkarır. Bu kapak nedeniyle devlet reisine hakaret ve irticai yayın yapmak suçlamasıyla kapatılır.

Genel hatları itibariyle incelendiğinde Necip Fazıl’ın İsmet İnönü’ye muhalif, eleştirel bir bakışı vardır. İnönü’nün Lord Curzon karşısında tecrübesiz olması hasebiyle Lozan’da çok fazla taviz verildiğini iddia eder. Lozan’da mukaddesatımızın kaybedildiği, Batı’nın isteklerine boyun eğilerek antlaşmanın imzalandığını belirtir. İnönü üzerinden tek parti dönemi eleştirisi yapar. Metheden yazıları da mevcuttur ama İnönü’ye karşı muhalif bir çizgidedir. Yukarıda da belirtildiği üzere eserlerinde Lozan üzerinden İsmet İnönü eleştirisi yapar.

Lozan hususunda yapılan tartışmaların zafer /hezimet/ne zafer ne hezimet minvalinde ilerlediği görülür. Necip Fazıl’ın paralelinde tarih algısına sahip isimlerin Lozan’a eleştirel bir yaklaşımı varken, Lozan’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin inşasının zaferi olarak değerlendirenler ağırlıktadır. Bunlardan farklı olarak Lozan’ın dönemin şartlarına binaen ne zafer ne de hezimet olarak değerlendirilemeyeceğini beyan edenler de mevcuttur.

İnönü, diplomasi yeteneği ve vatanseverliğiyle Lozan’dan büyük bir zaferle çıkmıştır. Anadolu’da doğan ulusal devletin varlığı, uluslararası camiada Lozan ile tescillenmiştir. Lozan ile Sevr ulusun kaderini tayin eden iki önemli antlaşmadır. Sevr, Osmanlı’nın çöküşünü; Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunu simgeler. Sevr savaşın, Lozan sulhun adıdır. Emperyalizm Lozan’da sorgulanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin barışıl bir politika izlemesi, İkinci Dünya Savaşı’na katılmaması Lozan sayesindedir.

Milletin kaderini belirleyen iki önemli antlaşmadır ve birbirlerinden bağımsız düşünülemezler. Uluslararası alanda Türkiye'nin varoluş sürecini, bu arada Milli Mücadeleyi bu iki antlaşmanın ışığında anlamak gerekir. Bu nedenle Osmanlı'yı çökerten Sevr, Cumhuriyet Türkiye’sini kuran ise Lozan oldu. Sevr savaş çığırtkanlığı yapan, Lozan ise barışın güvencesini oluşturan bir düzenleme olarak tarihe geçmiştir.

149

Cumhuriyet Türkiye’sinin 20’li ve 30'lu yıllarda barıştan yana ağırlığını koyması ve II. Dünya Savaşı'nın dışında kalışı Lozan sayesinde gerçekleşmiş ve Emperyalizmin ilk sorgulanışı Lozan ile olmuştur (Toprak, 2013: 1-2).

Atatürk ve İnönü bu devletin kuruluşunda söz sahibi iki isimdir. Biri edebi şef, öbürü onun emrinde ve yanında söz ve hak sahibidir. Türk halkı savaşta ve barışta bu iki ismi birlikte görmüştür. Türkiye’nin kurtuluşu ve kuruluşu potasında herkes varını yoğunu ortaya koymuştur. İnönü’de bunlardan biridir. Ama sürecin ilk saflarında, Atatürk’le birlikte ve onun yardımcısıdır (Aydemir, 2009: 510).

Lozan’la birlikte uzun süreden beri aşağılık ve kölelik sembolü sayılan kapitülasyonların tümden kaldırılmıştır (Lewis, 2007: 254).

Lozan; ne hezimettir ne de büyük bir zaferdir. Çok çetin koşullarda zaferimizle neticelenen ve dünya harbini bitiren bir antlaşmadır. Türkler, Yunanlılar ve İngilizler açısından uzun bir sürece dayanan savaş hasebiyle büyük bir yılgınlık sonucu imzalanmıştır. Lozan’a İsmet İnönü’nün gönderilme sebebi ise Mustafa Kemal’e en yakın ve onu dinleyecek, prensiplerine riayet edecek kişi olmasıdır (Ortaylı ve Küçükkaya, 2012: 75).

Lozan, diğer barış antlaşmalarının aksine hala geçerliliğini koruyan, büyük bir emek ve özveri ile devam ettirilen kurtuluş savaşının zaferle taçlandırılması neticesinde Türklerin bağımsızlığının kabul edildiği bir antlaşmadır. Birinci Dünya Savaşını sona erdirmiştir. Galip devletlerle eşit şartlarla masaya oturulması, Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan diğer antlaşmalardan farklı olduğunu göstermektedir (WEB60, 2013).

İsmet İnönü, Cumhuriyet Türkiye’sinin en tartışmalı isimlerinin başında gelir. Muhalifleri İnönü’yü, baskıcı politikanın önde gelen ismi olmakla eleştirir. Muhaliflerine göre İnönü, tek parti yönetiminin kurucu simgesidir. Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrası otoritesini Atatürk’ün otoritesi ile karşılaştırınca tereddüde düşen İnönü bu korkuyla kendisini milli şef seçtirmiştir. İnönü ilerleyen süreçte, çok partili sistem için muhalif mücadelenin simgesi olmuştur (Karpat, 2010: 477-478).

150

Lozan’ın, kan ve gözyaşı dolu yılların ardından imzalanan başarılı bir antlaşma olduğunu ifade eden Bardakçı. Lozan ile ilgili gizli madde ve zafer değil hezimet olduğu söylentilerinin doğruluk payı olmadığını vurgular (WEB61, 2012).

Lozan Anlaşması’nın tüm yönleriyle incelendiği Bilinmeyen Lozan & 90. Yıl dönümünde

Öncesiyle, Sonrasıyla Lozan Anlaşması belgeselini hazırlayıp sunan ve bu kapsamlı

çalışmayı Bilinmeyen Lozan ismiyle kitaplaştıran Taha Akyol, Lozan’la ilgili tartışmaların güncel siyasi ideolojiler ve önyargılar çerçevesinde yapıldığını, bunun yanlış olduğunu belirtir. Lozan'a zafer demek mübalağa etmektir. Hezimet demek ise iftiradır (Akyol, 2017).

Muhafazakâr kesimin dillendirdiği, İsmet İnönü’nün tecrübesizliği yüzünden Lozan’da çok fazla taviz verdik iddiası doğruyu yansıtmamaktadır. İsmet Paşa tecrübeli bir subaydır. Pazarlık edecek olan diplomatların davalarına inanmış olmaları gerekir. Bab-ı Ali diplomatları buna uygun değildir. İsmet Paşa bir dava insanıdır (WEB62, 2016). Lozan, sekiz ay süren tüm yönleriyle önemli bir tarihi pazarlık sürecidir. Sürecin tıkanması durumunda ya bir taraf ödün verecek, ya tekrar savaşa girilecektir (Akşin, 2008: 114).

Lozan antlaşmasıyla Mondros ve Sevr ile kaybedilen bağımsızlık tekrar kazanılmıştır. Milli zaferin tescillenmiştir. Türklerin emperyalizmle olan mücadelesi zaferle neticelenmiştir (WEB63, 2009). Lozan, Türk milletini yok etme planına karşı verilen tarihi mücadelenin zafer belgesidir. Yeni cumhuriyetin tapusudur (Aybars, 2006).

Ali Naci Karacan’a göre İsmet İnönü; savaşın değil barışında zorlu bir süreç olduğunu görmüş ve ülkeyi büyük savaşın dışında tutmaya çalışmıştır. Milli Mücadele, barış için yeniden masaya oturma sürecine mecbur bırakmıştır. Lozan; İtilafların, Türk yetkililere üst perdeden bakan ama Türklerin onlar karşısında baş eğmeyen, geri adım atmayan onurlu duruşlarıyla kesintiye uğrayan, çok çetin müzakerelerle geçen antlaşmadır. Türkiye’ye en başta dikte edilen hali ve son hali arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Türklerin gerçek zaferi, Avrupa’nın kendisini Türkiye ile eşit görmeme tavrını kırması ve karşılarına güçlü bir devlet çıkarmasıdır. Lozan’la birlikte bağımsız bir Türkiye ortaya çıkmıştır (Karacan, 1971: 68).

151

Lozan üzerinden İsmet İnönü’ye yapılan saldırıların onun değerini azaltmanın aksine onun nasıl bir tarihi kahraman olduğunun daha iyi anlaşılmasına vesile olacağını ifade eden Arı’ya göre Lozan, Türk devletinin dünya tarafından tescil tapusudur. Kurtuluş savaşının taçlandırıldığı büyük bir zaferdir. Sevr ve Lozan arasındaki fark bu zaferin tezahürüdür (WEB64, 2018).

İsmet İnönü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda, devam eden süreçteki siyasi görevlerinde ve devlet yönetiminde uyguladığı politikalarıyla Atatürk’ten sonra en etkin devlet insanı olmuştur. Milli mücadelenin silahlı mücadele boyutunu bitiren Mudanya Mütarekesi görüşmelerinde ve Milli mücadeleyi diplomatik olarak Lozan Konferansı’nda Türk tarafını temsil etmesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli bir rol üstlenmiştir. Lozan Barış Antlaşması, İnönü’nün siyasi-diplomatik alandaki en önemli başarısı olmuştur (Uçan, 2014: 210).

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1. Başbakanı ve 2. Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü, elli yıllık siyasi hayatı boyunca ülkenin siyasetini yönlendiren en önemli siyasi liderlerden biri olmuştur. Ülkenin kuruluş yıllarında ve cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk ile yaptığı siyasi faaliyetleri sayesinde İkinci Adam olarak görülmüştür (Uçan, 2014: 214).

Millî Mücadele’nin başarı kazanmasından sonra da hilafetçi ve saltanat yanlılarının arasından sıyrılarak cumhuriyetin ilanı ve inkılaplar konusunda her zaman Atatürk ile işbirliği içerisinde olan İnönü, diplomat ve stratejist özelliğiyle Lozan Barış Konferansı’nda baş delege olarak ön plana çıkmıştır (Mutlu, 2008: 508).

Lozan, Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan barış antlaşmalarının en uzun süreli olanıdır. Lozan’ın önemi öncesinde dayatılmaya çalışılan şartlara bakılınca idrak edilir. Lozan, kurtuluş mücadelesinin ve diplomatik süreçlerde İsmet Paşa ve beraberindekilerinin tam bağımsızlık hususundaki kararlılığı sonucu elde edilmiş bir başarıdır (Öpöz, 1998: 167).

Lozan Antlaşması neticesinde uzun süreden beri aşağılık ve kölelik sembolü olan kapitülasyonlar tüm sonuçlarıyla kaldırılmıştır (Lewis, 2007: 254).

152

Birinci İnönü muharebesi, içte ve dış itibarın artmasına vesile olmuş, bağımsızlık mücadelesine olan inancı pekiştirmiştir (Türker, 1997: 64). Türk ordusu otoritesinin kurulması, teşkilatlanması ve gelişimine katkı sunmuştur (Türker, 1997: 69). Mustafa Kemal Paşa’nın deyimiyle İnönü sayesinde orada sadece düşman değil; milletin makûs talihi de yenilmiştir (Türker, 1997: 138).

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı, ikinci cumhurbaşkanı, Lozan’ın mimarı İsmet İnönü, geçmişten bugüne hep tartışıla gelen isimlerin başında gelir. İnönü ’süz bir Cumhuriyet tarihi yazmak neredeyse imkânsızdır. Şevket Süreyya Aydemir Gazi Mustafa Kemal’i Tek Adam olarak kitaplaştırırken İsmet İnönü’yü İkinci Adam olarak kaleme almıştır. Gerek milli mücadele süresince gerekse cumhuriyet sonrası süreçte hep aktif rol almıştır. Literatürde hakkında hazırlanmış birçok çalışma mevcuttur. Bu çalışmalar genel olarak cepheler, Mudanya, Lozan ve siyasi hayatını muhteva edinmektedir. Siyasi hayatı ile ilgili yapılan çalışmalarda muhteva Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı sürecinde alınan kararlar, çok partili yaşama geçiş süreci ve 1960 darbesi sürecinde hakkında ortaya atılan iddialar üzerinedir.