• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

4.1. NECİP FAZIL KISAKÜREK’İN TARİHE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

4.1.4 Necip Fazıl Kısakürek’in Eserlerinde Tarihi Şahsiyetler

4.1.4.5 Abdülaziz Han

Necip Fazıl’a göre Abdülaziz, Osmanlı borcunu üç yüz milyon altın çıkarak, ağaca aşı yapmak yerine ağacı temelinden kurutmuştır (Kısakürek, 2013: 22). Avrupa seyahatini ibretli ve gülünç bir anı olarak ele alır. Abdülaziz’i suni ve takma garp meyveli garip bir adam olarak betimler. Avrupalılar bu yeni Türkü istihzalı bir nezaketle hayretle izlemektedirler (Kısakürek, 2013: 27).

Sultan Abdülaziz de söyleyecek bir sözü, bir davası olmayan padişahlarımızdandır. O, kollarındaki adelelerin gücüne eş, bir düşünce kuvvetine sahip değildir. Abdülaziz de kendinden önceki padişah gibi Osmanlı Devleti’nin kökünü zehirlemeye devam eder. Devletin borcunu artırdıkça artırır. Bu dönemde, edebiyatta, ilimde, teknikte, fikirde tam bir şahsiyetsizlik ve sığlık hakimdir. Tanzimat’a kadarki devrede ahlâk ve ruh sükutumuz sadece yüksek zümre diyebileceğimiz saray, hükûmet, ordu ve idare mekanizmalarıyla sınırlı kalmıştır. Daha cemiyete, aileye, köye sirayet edememiştir (Kısakürek, 2014: 62).

Mukaddes Emanet’te (2005) Sultan Abdülaziz'den bahseder. Ona gore Abdülaziz

116

"Düşün!.. Avrupalıya 300 milyon altın borç… Vur patlasın çal oynasın, sefahat israf… Çizgileri, nakışları bir haça benzeyen saraylar… Hem para veren, hem de onu mal satarak elimizden alan Avrupa’nın yutturduğu çürük donanma… Türettiği çürük adam… Her tarafı inmeli, kafatası battal devlet… Moskof’un taktığı isimle “Hasta Adam”…(Kısakürek, 2005:19-21,akt. Haznedaroğlu, 2012: 300) satırlarıyla anlatılır.

Abdülaziz döneminde çöküş süreci Anadolu halkını zor durumda bırakmıştır. Anadolu halkı yanlış kararların ve politikaların kurbanı olmuştur. Çöküşe geçen devleti içine düştüğü bataklıktan kurtarma vazifesi yine Anadolu halkına yüklenmiştir.

Künye (2000) isimli eserde Yemen meselesi anlatılırken Gazanfer Yemen’de Abdülaziz

dönemine kadar bir problem olmadığını ifade eder. Abdülaziz devrinde patlayan isyan Yemen kaybedilinceye kadar devam etmiştir. Abdulhamid Han isimli eserde ise Abdülaziz'in yıkılmak üzere olan bir devleti miras bıraktığı vurgulanır (Haznedaroğlu, 2012: 301).

Ulu Hakan İkinci Abdülhamit Han isimli eserinde Abdülaziz’den olumsuz bir biçimde

bahseder. Vezir tokatlama modasını çıkaran pehlivan olarak anar. Yine aynı eserde; Abdülaziz’den; “Avrupa kolaycılığı cereyanının büyük şefi Mustafa Reşit Paşa tezgâhından yetişme Ali ve Fuad Paşalar, Sadaret hademelerine (Bendeniz!) diye hitap edecek kadar nezaket ve zarafette ileri bu paşalar, kendilerine yolu tıkamaya bakan ve çilesiz kaba softalardan birkaç gömlek daha ahmak insan ve kâinat murakebesinden aciz, büyük irfan ve düşünce kökünden mahrum, fakat açıkgöz tavırlı ve kandırıcı edalı Avrupa sarhoşu ve Batı simsarı maymunlarından başka bir şey değildir. Abdülaziz’de tam bu kıraatta adamların oyuncağı olmaya mahkûm bir budaladır (Kısakürek, 2013: 36) satırlarıyla bahseder. Abdülaziz’in saray israfları ve modası geçmiş harp gemileri satın aldığına dair iddialarını dillendirir.

Özetlenecek olursa Necip Fazıl’ın Sultan Abdülaziz’e karşı sert, eleştirel bir tutum sergilediği görülür. Sultan Abdülaziz’i, Batı taklitçiliği ve özenticiliği ile suçlar. Onun dönemi, çöküşün hızla devam ettiği bir dönemdir. Gereksiz kamu harcamaları neticesinde yaptığı borçlanmalar ülkeyi çıkmaza sürüklemiştir.

Abdülaziz’in en önemli katkısı, Mısır sorununun ardından devletin ünitelere bölünmeye çalışmasını engellemesidir. Avrupa kamuoyunu etkilemek için Avrupa seyahati yapmıştır. Abdülaziz’in modern imparatorluğun deniz yolu, demiryolu, telgraf ve fabrikadan oluşur fikrinin doğru olduğunu yorumunda bulunur. Türk tarihçiliğinin zayıf olması hasebiyle Abdülaziz’in yanlış tasvir edilmektedir (Ortaylı, 2012).

117

Sultan Abdülaziz döneminde Osmanlı, mali bunalım yaşanmış ve yapılan yeni borçlanmalarla ekonomik açıdan iflas noktasına gelinmiştir. Abdülaziz, hükümdar olduğu ilk dönemde Ali Paşa ve Fuat Paşa’nın verimli çalışmaları neticesinde mali krizi biraz öteleyebilse de ekonomik problemlerden kaçınamamıştır. Döneminde kamu harcamaları finansmanında hazine borçlanma yöntemine başvurulmuş u husus da iflası kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu adımları neticesinde yanındaki idareciler de Abdülaziz yönetimine olan desteklerini çekmişlerdir (Topçu, 2014: 1).

Sultan Abdülaziz’in milyonlarca altın borçla ve Avrupa seyahati ile dikkatleri üzerine çekmiştir. Döneminde Devlet-i Ali’ye tarafından 1875’te bu borçların ödenemeyeceği açıklanmıştır. Sultanın ölümünün yıllarca tartışıldığını, muhtelif evrakların padişahın katledildiğini gösterdiğine işaret eden Engin, Sultanın ölümünde şahsi ikbal peşinde koşan paşaların ve istihbarat eksikliğinin etkili olduğunu savunur (WEB42, 2017).

Bardakçı, Abdülâziz’in şahsına ve politikalarına destek olabilecek, katkı sınacak bireyler olmadığından tahttan indirilerek şehit edildiğini ifade eder (WEB43, 2013).

Abdülaziz Sultan Abdülmecid’in aksine Doğu kültürüyle yetişmiştir. Abdülaziz’in hükümdarlığının ilk yıllarının oldukça başarılı olduğunu ifade eden Afyoncu, son yıllarında felaketlerin birbirini izlediğini belirtir. 1876’nın Mayıs’ında tahttan indirilen Abdülaziz, dört gün sonra öldürülmüştür (WEB44, 2011).

Sultan Abdülaziz dönemi, idari düzeni revize etmek ve değiştirmek için atılan adımların yoğun olduğu bir dönemdir. On altı yılı bulan hükümdarlığı süresince Tanzimat reformları hayata geçirmeye çalışılmış ve ıslahat çalışmalarına yoğunlaşılmıştır. İl idarelerinde köklü değişikliklere gidilmiştir. Yurtdışına çıkan ilk Osmanlı padişahtır. İyi niyetle Osmanlı’nın hak ettiği yerde olmasını, hak ettiği zenginliği tekrar elde etmesini istiyordu. Bunları gerçekleştirecek ekonomik yetkinliğe sahip olunamaması hasebiyle borçlanma yoluyla kamu harcamaları yapılmıştır. Bu husus ise mali buhranı derinleştirmiştir (Topçu, 2014: 20-21).

Balkan isyanlarının artması, borç ödemelerinin gelmesi, hazine gelirlerinin azalması, kıtlık ve afetler, büyük israflar hasebiyle Ramazan Kararnamesi yayınlanmıştır. Tüm bu

118

olumsuz hadisesinde Abdülaziz tahttan indirilmiş 5. Murat getirilmiştir (Topçu, 2014: 22).

Abdülaziz döneminde, başta iç işlerine karışılması hususunu önleme gayesi başta olmak üzere birçok sahada ıslahat çalışmaları yapılmıştır. Osmanlı idarecileri, yabancı devletlerin Osmanlı iç işlerine karışmalarını engelleyebilmek düşüncesiyle çeşitli ıslahat faaliyetleri yürütmüşler, dış müdahaleleri mümkün olduğu kadar azaltmaya çalışmışlardır. Devletin, yapılan ıslahat çalışmalarında en büyük problemi, memurlarının ehliyetsizliği ve ıslahat çalışmalarının devamlılık gösteremeyişidir. Her taraftan kuşatılmış olan Osmanlı Devleti, ıslahat çalışmalarında yeterli ve gerekli ön hazırlıkları yapamamış; bu durum ıslahatların yerleşmesini ve başarılı sonuçlar vermesini engellemiştir (Keklik, 2009: 95).

Görüldüğü üzere Sultan Abdülaziz hususunda literatürde ciddi tartışmalar mevcuttur. Hükümdarlığı döneminde ekonomik durumun kötüye gitmesi ve yapılan borçlanmalar eleştirilmiştir. Tanzimat sonrası birçok reform hareketi gerçekleştirilmiştir. Islahat hareketlerinin hazırlıksız ve yetersiz ifa edilmeye çalışılması eleştirilmiştir. İlk yıllarda başarılı olsa da sonraki süreçlerde ülkenin felakete sürüklendiği ifade edilmiştir.