• Sonuç bulunamadı

1- 2- 4-5- 6-7- 8-26-27-28. Hükümet Başbakanı

• İlkokuldan başlayarak her okulda, her sınıfta, her yıl birinci. • Birincilikle Topçu Mülazımı (Teğmen)

• Birincilikle Erkan_ı Harp (Kurmay) Yüzbaşısı • Batarya Kumandanı

• Süvari Fırkası (Tümeni) Erkan-ı-Harbiye Reisi (Kurmay Başkanı) • Uzun bir atlama ile Yemen’de Genel Kuvvetler Kurmay Başkanı • Balkan Savaşı’nda sağ kanat ordusu kurmaylığında görevli

• Osmanlı-Bulgar Barış Görüşmeleri Komisyonunda askeri danışman • Balkan Savaşı’ndan sonra Genel Kurmay Üçüncü Şube Müdür

Yardımcılığı

• Birinci Dünya Savaşı’nda Birinci Ordu Harekat Şubesi Müdürü, Başkumandanlık Vekaleti Harekat Şubesi Müdür Vekili

• Birinci Dünya Savaşı’nda Ordu Kurmay Başkanı

• Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas, Sina, Filistin Cephelerinde Kolordu Komutanı

• Mütarekede, Milli Savunma Bakanlığı Danışmanı • İstiklal Harbinde Genel Kurmay Başkanı

• İstiklal Harbinde Ordu Kumandanı (Eskişehir Grubu-Batı Cephesi Kumandanı)

• İstiklal Harbinde Ordular Grubu Kumandanı (Batı Cephesi Kumandanı)

• Mudanya Konferansında Baş delege

• Mudanya Mütarekesinden sonra Dışişleri Bakanı • Lozan’da Türk Delegasyonu Başkanı

• Başbakan

• Cumhurbaşkanı42

1884 yılında Bursa’da doğdu. Babası aslen Bitlis’li olmakla birlikte Malatya’ya yerleşmişti, annesi ise bugün Bulgaristan sınırları içinde olan Deliorman’ın Razgrad şehrindendi. İsmet İnönü ilk ve orta öğrenimini Sivas’ta tamamladı. Bir yıl Sivas’ta Mülkiye İdadisinde okuduktan sonra, 1897 yılında İstanbul’daki Mühendishane-i Berri Hümayun’a (topçu okulu) giren İsmet İnönü, bu okulu 1903’te topçu teğmeni olarak bitirdi.43

1903-1906 yılları arasında Pangaltı’daki Harb Okulu’nun içinde bulunan Harb Akademisi’ne devam ederek, mesleğinin en yüksek öğrenimini büyük bir başarıyla tamamladı ve yine sınıfın birincisi olarak 26 Eylül 1906’da mezun oldu. İnönü’nün aldığı askerî eğitimde Alman modeli örnek alınmıştır. 1903-1904 ders yılında Mustafa Kemal Atatürk de Harb Akademisi’nin son sınıfında bulunuyordu. Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir, Fethi Okyar gibi Millî Mücadele’de etkili olan isimler de aynı okuldaydılar. İnönü’nün Harb Akademisinde Atatürk ile sıkı bir arkadaşlığı olmamakla birlikte uzaktan bir tanışıkları söz konusudur.

44

İsmet İnönü, dil öğrenmeye meraklı bir insandı. Fransızcayı muntazam konuşmaya başladıktan sonra, Almancaya geçmiş, bu dönemde Erkan-ı Harp yüzbaşısı Ali Fuat Erden ile yakın arkadaşlık kurmuştur. Ali Fuat Erden’le felsefe, sosyoloji ve siyasete ilişkin birçok kitap okumuş, kitaplar üzerine tartışmışlardı.

İnönü 1907’de, arkadaşı Ali Fuat Erden sayesinde, Fethi Bey’le tanıştı ve bu tanışma İnönü’nün İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girmesini sağladı. İnönü, İttihat ve

42

Ali Fuat ERDEN, İsmet İnönü, Bilgi Yayınevi, İkinci Basım, Ekim 1999 Ankara, s.202-203

43

Ensar YILMAZ, Çankaya Savaşları, 1. Baskı, İstanbul, Ocak 2007, s. 57

44

Sevda MUTLU, Devlet Adamı Kimliği ile İsmet İnönü’nün Düşünce Uygulamalarının

Değerlendirilmesi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens., Doktora Tezi, Sivas, Şubat, 2007,

Terakki Cemiyeti’ne girişini şöyle anlatır: “Bir gün Selanik’ten, esas sınıfı süvari olan Refet adında bir jandarma yüzbaşısı geldi, beni buldu. Fethi Bey’den bana bir mektup getirmişti. Mektupta, Yüzbaşı Refet Bey’e güvenmem ve inanmam için ne lazımsa yazılı idi. Görüştük. Refet Bey bana İttihat ev Terakki Cemiyeti hakkında izahat verdi. Cemiyete giriş usullerini ve yemin tarzını anlattı. Cemiyetin nizamnamesini verdi. Bundan sonra gizli bir cemiyetin mensubu olarak siyasi çalışmalara başladım.”45 İttihat ve Terakki geleneği olarak kabul edilen merkeziyetçi ve devletçi bakış İnönü yönetimine aktif olarak yansımıştır.46

İstanbul’da üç ordudan, yani Batı Rumeli’den İstanbul’a getirilmiş olan avcı taburlarının çavuşları, askerleri harekete geçirmişler, padişah ve şeriatı için ayaklanma tertip etmişler.”47

Kasım 1914’de Alman amirali Souchon komutasındaki Osmanlı donanması Odesa’yı bombardıman etti. Osmanlı Devleti dünyanın üçte ikisine karşı savaşa girdi. Savaşa giriş ile ilgili İttihat ve Terakki liderlerinde saklı bulunan koşullar ve gerekçeler konusunda İnönü öngörüsüyle aynı fikirde değildi. Daha başından beri Almanlarla birlikte savaşa girilmesine taraftar olmayan İnönü, Almanların bu savaştan galip çıkmalarına şüphe ile bakmaktaydı ve Almanların yenileceklerini öngörüyordu. Ancak, asker sorumluluğu taşıyan İnönü’ye göre, emrivaki halinde savaşa girmeye sonra bütün gücümüzle savaşı kazanmaya çalışmaktan başka yapacak bir şey yoktu.

İnönü, 31 Mart Olayı (13 Nisan 1909) olarak bilinen ayaklanmayı Selanik’ten gelerek bastıran Hareket Ordusu’nda görev aldı.

48

İnönü, savaşla ilgili her şeyin oldubittiye getirildiğine inanıyordu. Mademki bu savaşa girildi, o halde en iyi şekilde savaşılması gerekiyordu. İnönü, Ali Fuat Erden’e, “ Memleket bir boşluk içinde, sonsuz hızla, bilinmezliğe doğru gidiyor. Bu korkunç durumda üzülerek söylüyorum ki, Enver Paşa’dan başka dayanak noktamız yok Enver Paşa dayanıklı olursa memleket kurtulur. Başarılı olamazsa çöküntü kesindir. Onun başarısına hizmet etmekten başka kurtuluş yolu yoktur.”49

45 İsmet İNÖNÜ, İsmet İnönü Hatıralar, Bilgi Yayınevi, 2. basım, Kasım 2006, Ankara, s.43 46 Sevda MUTLU, “İsmet İnönü ve İttihat ve Terakki Fırkası”, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal

Bilimler Dergisi, C: 30, No:2, Aralık 2006, s. 140

47 A.g.e, s.55 48 MUTLU, a.g.t., 23 49 ERDEN, a.g.e., s. 68

Çalışmaktan özel hayatına zaman ayıramayan İnönü, Nisan 1916’da babasının ısrarına boyun eğerek, komşularının kızları Mevhibe Hanım’la evlendi.50 Evlendiklerinde Mevhibe Hanım 19, İnönü 32 yaşındaydı. Evlilikleriyle ilgili İnönü: “Evlendikten sonra Bayan İnönü ile İstiklal Harbinin nihayetine kadar, hemen hemen yedi sene, nadir fırsatlarla görüşebildik. Elli iki senedir devam eden mesut aile hayatımızda Bayan İnönü’ye rahat yüzü gösteremediğimden mahcubum. Bütün çektiklerimde benim en kuvvetli yardımcım ve desteğim, hayatımın tesellisi olduğu için yüreğimde kendisine hudutsuz bir memnuniyet beslerim.”51

İnönü, Ocak 1917’de otuz üç yaşındayken, IV. Kolordu Komutanlığına atandı. İnönü, Birinci Dünya Savaşı sonuna doğru Almanların boyunduruğu altına girmekten korkar olmuştu. Almanları sıkı bağlılık ve dayanışma sözü tam bağımsız bir terim değildi. Müttefikimizin uydusu olmak, İnönü ve millet için kabul edilemez bir durumdu.

İnönü, Ocak 1920’de İstanbul’daki görevinden resmî izin alarak Ankara’ya geldi ve ordu ile ilgili çalışmalarla doğrudan ilgilendi. Ancak, Atatürk’ün İnönü’nün İstanbul’da Erkan-ı Harbiye’de çalışmasının Millî Mücadele’ye daha yararlı olacağını belirtmesi üzerine, İstanbul’a döndü. İnönü bu ziyaretinde, Atatürk’ün önemli aşamalar kat ettiğini, Anadolu’da başlıca insan durumunda olduğunu, bunalım ve güçlüklerin üstesinden geldiğini, Anadolu’ya hakim bir düzen kurduğunu gözlemlemiştir.52 İnönü, 1920 er kıyafeti ile Anadolu’ya gitmiş ve İstanbul Hükümeti onu idama mahkûm etmiştir.53

İnönü, 1920 yılının nisanının ilk haftasında Ankara’ya geldi ve Büyük Millet Meclisi’nde Edirne milletvekili oldu. Meclisin kurduğu ilk hükümette, Mustafa Kemal’in teklifiyle, Genel Kurmay Başkanlığı’na seçildi.

54

50Gülsün BİLGEHAN, Mevhibe I, Bilgi Yayınevi, 3. Baskı, Ankara, Haziran 1995, s. 25-38

İnönü’nün asıl amacı düzenli bir ordu kurmaktı. Kuva-yı Milliye ile bu iş başarılamazdı. 8 Ekim 1920’de İnönü, Batı Cephesi Kumandanlığı’na atandı. Batı Cephesi Kumandanı İnönü’nün Türk temsilcisi olarak 3 Ekim 1922’de Mudanya’da Silah Bırakışma Konferansı’na

51

ERDEN, a.g.e, s. 104

52

Sabahattin SELEK, İnönü Hatıralar I, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1992, s.177

53

ERDEN, a.g.e, s. 153

54

katılması onun için aynı zamanda hayatı boyunca devam edecek olan siyasî misyonuna da bir giriş basamak noktası oldu.55

Cumhuriyet’in ilanı ile Atatürk, İnönü’yü başbakan olarak atadı. İnönü, toplam 14 yıl başbakanlık yaptı, birkaç yıl ara ile. İnönü başarılı bir dış siyaset yürüttü. Boğazlarda ve Trakya sınırında askersizleştirme kaldırıldı. Eski düşmanlar, dost oldu. Türkiye’yi batı devletleri cemiyetine soktu ve itibarlı bir Avrupa Devleti yaptı. Kuvvetli bir ordu meydana getirdi.56

Öncelikle memleketin eksikliklerinden başladı İnönü. Memleket, yeni baştan bayındır hale getirilmesi gerekiyordu. Yollar, demiryolları, limanlar iskeleleri ile ziraat, ticaret, sanayi, koylar, kasabalar ve şehirleriyle vatanın baştan inşa edilmesi gerekiyordu. Bunlar neredeyse gerçekleşti. Özellikle demiryolu yapıldı. En az başarı mali ve iktisadi alanda oldu. 57

1937 yılına gelindiğinde Ankara’da işler bozulmaya başladı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan on yedi yıldır birlikte çalışmışlardı. İnönü yorulmuş, Atatürk de hastalığının etkisiyle gerginleşmişti. İnönü, yürütmenin başı olarak işine karışılmasını istemiyordu. Atatürk Orman Çiftliği ve İstanbul’daki bira fabrikasının kaderi konusunda araların tartışma çıkmış, bu tartışma o günlerde bir dışişleri meselesi nedeniyle hepten alevlenmişti.58 İnönü, 1937 Eylül’ünde Başbakanlıktan, yönetimdeki yetersizlik ve kendisinin haberi olmadan yapılan işler yüzünden istifa etti. İnönü, Atatürk’e “Devlet işlerine ait kararlar sofrada veriliyor. Sorumlu olmayanlar işe karışıyor. Bakanlar haberim olmaksızın istifaya mecbur ediliyor. Sunduğum görüş, düşünce ve önerilerime güvenilmiyor…” demiştir.59

Atatürk’ün ölümünden sonra 1938 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye’nin ikinci cumhurbaşkanı olarak seçilen İnönü60

55Şevket Süreyya AYDEMİR, İkinci Adam I, Remzi Kitabevi, 1999, s. 205

, “Milli Şef” ve “Değişmez Genel Başkan” unvanlarını CHP Kurultayı’nda aldı. İnönü, Hürriyet gazetesinde yayınlanan makalesinde, çıktığı Türkiye gezisindeki değerlendirmesini şu şekilde aktarmıştır. “Türkiye medeni alemin anladığı manada hürriyet ve

56

ERDEN, ag.e, s. 189

57

A.g.e, s. 190

58

Can DÜNDAR ve Bülent ÇAPLI, İsmet Paşa Her Devir Bir Hayat, İmge Kitabevi, 3.Baskı, Ankara, Şubat 2007, s. 66-67

59

Ag.e, s. 200

60

demokrasi hayatı içinde yeni bir ilerleme ve gelişme yolundadır. Her şeyden kıymetli olan kendine güven ve vatanın geleceğine güven duyguları diri ve tazedir”.61

İnönü’nün, Cumhurbaşkanlığının 10. ayında İkinci Dünya Savaşı çıktı. İlk savaşta arzu ettiği şeyi ikinci savaşta yaptı. Almanya tarafını tutmadı. Ancak siyaseten o kadar da tarafsız kalamamıştır.

İnönü’nün II. Dünya Savaş’ında izlemiş olduğu dış politikalarında, tarafsız olduğu ve denge oyunu oynadığı şeklindeki yaygın anlayışın aksine, taraflı davrandığı ve denge siyaseti gütmekten ziyade, pragmatist bir politika izlediği iddia edilebilir. Öncelikle, İnönü’nün başından beri tarafsız olmadığı belirtilmelidir. Tarafsız bir politika izlememiştir. İkincisi, İnönü denge oyunu oynamamış, savaşın gidişine ve yönüne göre pragmatist bir yaklaşım içerisinde olmuştur. İnönü’nün pragmatist siyasetini savaşın en başından sonuna, yeni dünya düzeni içerisinde yer alma çabalarına kadar her aşamada görmek mümkündür.62

Yeni seçim yasasıyla CHP ve İnönü, seçimlere kazanacaklarını düşünerek girdilerse de, umdukları sonucu alamadı ve seçimden DP birinci parti olarak çıktı. İnönü seçimleri kaybetmesinden sonra, 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak siyasi hayatını sürdürdü.

Türkiye, Almanya’ya savaş ilan ettikten sonra, savaş sona ermiş, böylece İnönü, memleketin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını korumuştur.

1954 seçimlerinden sonra gerek parti içerisinde Nihat Erim, gerekse parti dışında özellikle DP’liler İnönü’nün parti başkanlığından ayrılması gerektiğini ve siyasetten çekilmesini istediler ancak İnönü böyle bir niyetinin olmadığını İstanbul örgütüyle yaptığı bir toplantıda şöyle ifade etmiştir: “Ben bu partide siyaset hayatımı yaşadım. Ben bu parti sayesinde bir faninin görebileceği bütün ikbali elde ettim. Ben bu partide Başbakan, cumhurbaşkanı oldum. Bugün bu parti azıdişlerinin tecavüzü altındadır. Ben komutanlıktan geldim, ben savaş meydanından geldim. Ben bu partiyi bu halde bırakmam. Ben sonuna kadar mücadele ederim ve bu partiyi tecavüzden korurum. Ama siz bana ‘çekil’ derseniz. Emrinizin başımın üstünde yeri vardır.

61 İsmet İNÖNÜ, “Yeni Bir Hizmet Unsuru”, Hürriyet, 1 Mayıs 1948 62

Çekilirim ve size müteşekkir olurum. Partiyi kendiliğinden bırakmam.” demiştir ve CHP’yi bırakmamıştır.63

İnönü, 27 Mayıs Harekâtından sonra, Kurucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde Başbakanlığa atandı. 1965’te bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasi hayatına devam etti. 1972’de parti genel başkanlığı ve milletvekilliğinden istifa ederek, ölünceye kadar (1973) Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu tabii üyeliği görevinde bulunmuştur.

İnönü’nün kişilik özelliklerine değinmek gerekirse, İnönü, yaşam boyu aldığı kararlarda titiz bir insandı. Kendi bilgi ve yeteneklerine güvenir, sorunları en ince ayrıntısına kadar düşünür, sonra uygulamaya geçerdi. Kendi kendine öğrendiği üç yabancı dille dünyada neler olup bittiğini araştırırdı.

İnönü, karar verici ve yön tayin edici bir devlet adamıdır. Çok partili siyasal sisteme geçiş bu özelliğinin öne çıkan en güzel örneğidir. Ancak, İnönü’nün yön tayin ediciliğinde, evrimciliği önemli bir özelliktir. Onun için hiçbir şey, birden bire olmazdı. Bazı şeylerin gerçekleşmesi için sürecin gerekliliğinin farkında olan bir devlet adamıydı. İnönü siyasal kararını verir ve onu uygulamaya koyardı. Ancak bilirdi ki bunun yerleşmesi için zaman gereklidir. Bu konuda da sabırlı olmuştur.64

Sırası geldikçe başarılı bir komutanın nasıl olması gerektiğini anlatırdı. O'na göre başarılı komutan emrindekilere kendisini rütbesi ve otoritesi ile değil, bilgi, kültür ve yeteneğiyle her gün yeniden kabul ettiren adamdır. Gerçekte bu kendi liderlik anlayışının da bir tanımıydı.65

Bakımlı ve iyi giyinirdi. İnsana büyük saygı duyardı. Ağırladığı misafirlerin yanı sıra, özel yaşantısında bile özenle giyinirdi. İlişkilerinde hoşgörülü, konuksever, dikkatli ve uygardı.66

Aydemir İnönü’yü şu şekilde ifade eder: Kendini kolayca ve bütünü ile ortaya atmaz. Orduda ve büroda, çalışkan bir düzenleyici olarak yolunu açar. Hem o devirde, hem bütün hayatı boyunca, nelerin, nereden ve ne kadar riske edileceğini, daima bir Kurmay titizliliği ile hesaplamıştır. Kavga ve mücadeleyi, ancak kesin

63

Metin TOKER, Demokrasimizin İsmet Paşa’lı Yılları 1944-1973 DP Yokuş Aşağı 1954-1957, Bilgi Yayınevi, Ankara, III. Basım 1991, s.56-57’den aktaran MUTLU, a.g.t., s.348

64

MUTLU., a.g.t., s. 168

65

Bayram PEKER İsmet İnönü’nün Başbakanlık Dönemi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens., Yüksek Lisans Tezi, Malatya, 2005, s. 18

neticelerin alınacağını anladığı dönüm noktalarında kabul eder. Ama bu noktaları da anlatmaya çalışır… Kısaca İkinci Adamın hayatı, bir bakışta sessiz gibi görünen bir akış içinde geçer. Kendi rengi, kendi ruh yapısı, kendi mizaç özellikleri içinde gelişir. Ama bu hayat daima dolgun daima hareketlidir.67 İnönü’yü bunlardan yola çıkarak strateji üretmekten çok daha eyleme yakın, uygulamaya değer veren bir kişilik olarak tanımlayabiliriz.

Benzer Belgeler