• Sonuç bulunamadı

2.2. SES BİLGİSİ

2.2.2. Ünsüzler

2.3.1.2. Kelime Yapımı

2.3.1.2.1. İsim Yapan Ekler

2.3.1.2.1.1. İsimden İsim Yapma Ekleri

İsimden isim yapma ekleri, isim kök ya da gövdelerinden, köken anlamıyla bağlantılı yeni isim gövdeleri yapan eklerdir (Eker, 2009: 315). Eserde kullanılan bu eklerin bazıları çok işlek ve canlı ekler iken bazıları ise çok az sayıda örnekte tespit edilmiş işlek olmayan eklerdir. Bundan dolayı çalışmamızda, isimden isim yapan ekler incelenirken her ek için verilen örneklerin sayısı değişmektedir.

+An

Bu ek, adların kök veya gövdelerine gelerek genellikle ʿküçültmeʾ kavramı veren adlar kurar (Hatiboğlu, 1981: 29). Lakin eserde kullanımı küçültme kavramı dışındadır. +An eki daha çok kategori olarak “çokluk” yapan ve sadece kalıplaşmış örneklerde görülür (Gülsevin, 1997: 115). Eserdeki kullanımı da bu görevdedir. Sadece kalıplaşmış bir örnekte tespit edilen +An eki eserde işlek olmayan eklerden biridir.

65

+Ar, +şAr

Eski Türkçede sadece +Ar şekliyle kullanılan bu ek zamanla hece bölünmesinden dolayı be+şer şeklinde olan beş+er’in tesiriyle +şAr şeklinde de kullanılmıştır. Ek, asıl sayı isimlerine gelerek üleştirme sayı isimleri yapar (Ergin, 2009: 169). Eserde örnekleri tespit edilen, üleştirme sayı isimleri yapan bu ekin Klasik Osmanlı Türkçesi döneminde de varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Lakin sadece iki örnekte tespit edilen bu ek, eserde işlek olmayan eklerden biridir.

ikişer 81b/14, onar 74a/06

Bu ekle kurulan sıfatlar tekrarlama yoluyla zarf görevine girer (Korkmaz, 2007: 35). Metinde tespit edilen bir örnekte ekin bu işlevde kullanımı görülmektedir.

birercik birercik geldi 20b/07

+CAk

İsimden isim yapım eki olan +CA ekinin +ok pekiştirme ekiyle kaynaşmasından oluşmuş olan bu ek; küçültme, sevgi ve tahsis işleviyle sıfat, zarf ve adlar türeten bir ektir (Korkmaz, 2007: 39). Birden ziyade ekin birleşmesiyle oluşan bu ekin Mebhas-ı Îmân’ın yazıldığı dönemde de işlekliğini sürdürdüğü söylenebilir.

büyücek 80b/12, çoḳlucaḳ 5a/13, küçücek 5b/18, boyancaḳ 24a/18, ıṣıcaḳdan 59b/04, gökcek 23b/02

+CA

Aslında eşitlik, benzerlik ve karşılaştırma görevinde bir ad çekimi eki olan

+CA eki, kalıplaşma yoluyla sınıf değiştirerek zamanla bir yapım ekine dönüşmüştür

(Korkmaz, 2007: 36). Eserde gerek eşitlik gerekse yapım eki işlevinde kullanıldığı bazı örnekler şunlardır:

66

+CI / +CU

Geneli itibariyle sözcüklerin kök veya gövdelerinin belirttiği bir görevi sürekli olarak yapan veya bu görevi meslek edinenleri gösteren ad soylu sözcükler yapar (Hatiboğlu, 1981: 53). Eserin geneli itibariyle sadece düz ünlülü şekliyle kullanılan bu ek, eserde kullanılan işlek eklerden biridir.

feryādcı 32a/04, ḳuyumcı 69a/15, da‘vācı 14b/14, yardımcı 21a/14

+CIk

Adlara ve sıfatlara küçültme pekiştirme sevgi ve acıma ifadesi katan bir ektir (Korkmaz, 2007: 39). Eserde ekin ünlüsü sadece düz ünlü ile karşılanmıştır.

azcıḳ 65a/02, ḳısacıḳ 89b/03, boyuncıġı 32b/16, nesneçikler 5b/12

Bu ek, kök ve gövdelere esas itibariyle doğrudan doğruya eklenmektedir.Fakat bazı misallerde araya bir vokal girdiği de görülür (Ergin, 2009: 164).

az-a-cıḳ 86a/12

+cIgAz

Bu ek de +cIk eki gibi isimlere gelerek küçültme yapan eklerden biridir. Bu ek, küçültme ve sevgiden başka bir de merhamet, şefkat acıma gösterir. Günümüz Türkçesinde işlekliğini yitiren bu ek yerini +cAgIz ekine bırakmıştır (Ergin, 2009: 166). Eserde de işlek olmayan eklerden biri olup sadece bir örnekte tespit edilmiştir.

ḳızcıġazlara 49a/02

+dAki

+dA bulunma durumu ekiyle, ki aitlik ekinin birleşmesinden ad kök ve

gövdelerinden niteleme sıfatları yapar (Korkmaz, 2007: 39). Birleşik bir ek olarak kullanılan bu ek, eserde üç örnekte kullanımı tespit edilmiştir.

67

+dAş

Ad soylu kelimelerin kök anlamında ‘ortaklık, eşitlik’ belirten adlar kuran bir ektir (Hatiboğlu, 1981: 53). Eserde birkaç örnekte tespit edilen bu ekin işlek olarak kullanılan eklerden olmadığı anlaşılmaktadır.

yoldaşı 12b/09, ḳardaş 23a/11, ḳarındaş 41a/18

+dIz, +dUz

Ad soylu sözcük kök veya gövdelerine gelerek ‘ışık, parlaklık’ kavramı verebilen sözcükler kurar (Hatiboğlu, 1981: 53). Eserde sadece iki örnekte tespit edilmiştir. Tespit edilen örneklerde ekin sözcükle kaynaştığı görülmektedir.

yıldızlardan 46b/17

Eserde kullanılan diğer örnekte ise söz konusu olan bu ekin hem düz hem de yuvarlak ünlülü kullanımı görülmektedir.

gündüz 37a/18, gündiz 47b/08

+In

Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesindeki vasıta durumu ekinin bir kalıplaşma aşamasından geçerek zarf türetme ekine dönüşmesinden oluşmuş vurgusuz bir yapım ekidir (Korkmaz, 2007: 48). Eserde işlek olarak kullanılmayan bu ekin, eklendiği sözcükle kalıplaştığı görülmektedir.

añsızın 50b/18

+In /+Un

Adlardan sıfat türeten vurgulu bir ektir (Korkmaz, 2007: 60). Eserde sadece bir örnekte tespit edilen bu ek, eserdeki işlek olmayan eklerden biridir. Eserde tespit edilen örnekte, ekin eklendiği kökle kalıplaştığı görülmektedir.

68

+(I)nCI /+ (U)nCU

Türkçede eskiden beri işlek bulunan bu ek, sayı isimleri yapmakta kullanılır. Fonksiyonu asıl sayı isimlerinden sıra, derece ifade eden sayı isimleri yapmaktır (Ergin, 2009: 168). Eserde ekin kullanıldığı bazı örnekler şunlardır:

ṭoḳuzıncı 70b/04, altıncısı 8a/18, üçünci 6b/05, ikinci 6b/05, dördünci 6b/06, beşinci 6b/06

+(I)l

Renk isimlerine gelerek o renge yakın anlamı veren isimler yapar (Şahin, 2015: 54). Eserde sadece iki örnekte tespit edilmiştir.

yeşil 23a/18, ḳızıl 23a/18

+lAk

Addan fiil türeten +lA- ekiyle fiilden sıfat yapan -k ekinin kaynaşmasından oluşmuş bir birleşik ektir (Korkmaz, 2007: 50). Birleşik bir ek özelliği taşıyan bu ek, eserde sadece bir örnekte tespit edilmiştir. Eserde tespit edilen bu örnekte, ekin eklendiği sözcükle kaynaştığı görülmektedir.

çıblaḳ 46a/13

+lAyIn

Bu ek isimden fiil yapım eki olan +lA- eki ile +I gerundium ekinin birleşerek tek ek haline gelmesi ve araç eki olan +n ekinin de benliğini kaybedip bu birliğe katılması ile meydana gelmiştir (Ergin, 2009: 173). Eski Anadolu Türkçesi döneminde sıklıkla kullanılan eklerden biri olan bu ekin XVII. yüzyılda yazıldığı düşünülen Mebhas-ı Îmân’da sadece iki sözcükte kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu da kaynaşma yoluyla oluşan bu ekin zamanla işlekliğini yitirdiğini göstermektedir. Zira Türkiye Türkçesi olarak nitelendirdiğimiz günümüz Türkçesinde kaynaşmaya girmiş olan bu eklerin ayrı ayrı kullanılmasına rağmen tekrardan kaynaşmaya girerek bu eki oluşturdukları örnekler sınırlı sayıdadır.

69 nergisleyin 37a/02, buncalayın 41b/ 01

+lI /+lU

Ad soylu sözcüklere gelerek, kök ya da gövdedeki kavrama ‘sahip’ olduğunu bildiren sıfat kurar (Hatiboğlu, 1981: 101). Eserde çok sayıda örnekte tespit edilen bu ek, işlek olarak kullanılan eklerden biridir. Ekin ünlüsü, herhangi bir kural dahilinde olmasa da, bazen yuvarlak bazen ise düz olabilmektedir.

ḳanatlu 13b/8, tatlu 46b/16, dürlü 2a/18, baġlu 39a/14, adlu 45b/12, ḫayırludur 93b/15, başlı 20b/13, ḳıymetli 65a/10

+lIk

Genellikle adlardan ve sıfatlardan adlar türeten +lIk / +lUk eki çok işlek ve kapsamlı bir ektir. Asıl işlevi, eklendiği kelimeye “tahsis, bir şey için” anlamı veren adlar türetir (Korkmaz, 2007: 55). Eserde de işlek olarak kullanılan bu ekin ünlüsü daima düzdür.

müslimānlıḳ 5a/02, ḫastalıḳ 11a/03, ġuruşlıḳ 15b/19, büyüklikde 26b/17, yıllıḳ 29b/ 04, yorġunlıḳ 34b/14, aḥmaḳlıḳ 36b/12, aylıḳ 46b/16, otlıḳ 59b/14, ḳaḥbelik 64a/14, rusbilik 64a/14, şimdilik 66a/18, varlıġına 6a/02

+sIz

Ad soylu sözcüklere gelerek yoksunluk, mahrumiyet kavramı veren sıfat kurar (Hatiboğlu, 1981: 141). +sIz eki eserde mevcut en işlek eklerden biridir. Bazı kaynaklarda isimden isim yapan +lI ekinin olumsuz şekli olarak ifade edilen bu ek, temelde olumsuzluk ifade etse de +lI ekinin olumsuz şekli ifadesini tam olarak karşılamamaktadır. Zira bilindiği üzere Türkçede adlara gelen olumluluk ya da olumsuzluk ekleri mevcut değildir. Bunun yanında zaman zaman aynı sözcüklere gelerek birbirlerini temel anlamda olan, bulunan / olmayan, bulunmayan anlamlarda karşılasalar bile, her zaman bu özelliği göstermemeleri, aynı sözcükte, aynı kalıplarda buluşmaları gibi sebeplerden dolayı +sIz ekine +lI ekinin olumsuz şekli dememizi engellemektedir (Üstünova, 2002: 298-303). Ekin eserdeki bazı örnekleri şunlardır.

70

edebsiz 63b/09, imānsız 64b/11, iḥsānsız 68b/13, dülgersiz 5b/10, ḥisābsız 11b/03

+sIzIn

Bu ek +sIz yokluk ekiyle +In vasıta durumu ekinin kaynaşmasından oluşmuş bir birleşik ektir (Korkmaz, 2007: 65). Bu ek, eserde sadece eklendiği kökle kalıplaşmış bir örnekte tespit edilmiştir.

añsızın 50b/18

+sIzlIk

+sIz yokluk ekiyle +lIk, +lUk soyut ad türetme ekinin birleşmesinden oluşmuş

bu ek, addan yokluk görevinde yeni adlar türeten bir ektir (Korkmaz, 2007: 65). Eserde sadece bir örnekte tespit edilen bu birleşik ek, işlek olmayan eklerden biridir.

ḫırsızlıḳ 79b/17

2.3.1.2.1.2. Fiilden İsim Türeten Ekler -Ak

Tek veya çok heceli fiil kök ve gövdelerinden sıfat ve ad türeten işlek bir ektir (Korkmaz, 2007: 70). Eserde iki örneği tespit edilen bu ek, ilk örnekte araç-gereç adları türetmiş , ikinci örnekte ise somut bir ad türeterek farklı iki işlevde kullanılmıştır.

bıçaġ-ıla 67a/16, ṭırnaḳları 33a/18

-Al, -l

Dilimizde tarihî devirlerden gelme -Al ve ünlülerden sonra -l ekiyle kurulduğu tahmin edilen bazı sözler vardır. Bugün kökleri kesin olarak ayırt edilemeyen (Korkmaz, 2007: 71) bu ek, metinde bir örnekte tespit edilmiştir.

71

-gA

Eylem kök veya gövdesine gelerek adlar kuran (Hatiboğlu, 1981: 63) bu ek, işlek bir ek değildir. Ekin bir diğer özelliği ise örneklerde de görüldüğü gibi ön sesteki

g sesini yitirdiği örneklerin varlığıdır.

ḳısacıḳ 89b/02 (ḳıs-ġa), gölge 79b/05 (köli- / köle-), ince 46b/11 (inçge/inçke)

-gUn

Eylem kök ya da gövdesine getirilerek genellikle sıfat gibi kullanılan ad soylu sözcük kurulur (Hatiboğlu, 1981: 66). Metinde bu ekin kullanıldığı iki örnekte de ekin ünlüsünün yuvarlak ünlü olduğu görülmektedir.

bozġun 5a/12, yorġun 34a/18

-gU

Fiil köklerine gelerek isim türeten eklerden biri de -gU ekidir. Eserde sadece bir örnekte tespit edilmiştir.

çalġu 63a/06

-(y)ICI / -(y)UcU

Her türlü fiil kök ve gövdelerine getirilerek ad ve sıfat türeten çok işlek bir ektir (Korkmaz, 2007: 83). Eserde üç örnekte tespit edilen bu ek, iki örnekte ünlü olarak düz ünlü ile, bir örnekte ise yuvarlak ünlü ile karşılanmıştır.

yaradıcı 43b/18, ḳaldurıcısı 62b/10, ṭapucuları 55b/09

-l

Türkçede eskiden beri görülen, fakat sadece bir iki misali bulunan işlek olmayan bir ektir (Ergin, 2009: 195). Eserde bu ekin kullanımına dair tespit edilen tek örnek, Eski Anadolu Türkçesi döneminde sıklıkla kullanılan, günümüz Türkçesinde “bütün” manasına gelen “dükeli” sözcüğüdür.

72 dükeli 23a/06

-I / -U

Eski Türkçede fiilden isim türeten -I(g) / U(g) eki Güney-Batı Türk lehçelerine uzanan gelişme sürecinde eriyip kaybolunca fiilin son ses ünsüzü ile eki kaynaştıran -

I / -U bağlantı ünlüleri -g ekinin yerini almış, böylece fiilden ad türeten bir ek niteliği

kazanmıştır (Korkmaz, 2007: 82). Eserde bu ekin ünlüsünün hem yuvarlak hem de düz şekli tespit edilmiştir.

yapı 5b/10, ḳorḳu 14a/01, ṣanular 50b/18

-(I)m

-m eki nesne ismi yapan fiilden isim yapma eklerinin çok işlek olanlarından

biridir. Başlıca fonksiyonu fiille ilgili bir hal, durum, iş ifade etmek olup o işle ilgili, o işten doğan varlık, eşya âlet, yer v.s. gibi çeşitli isimler de yapar (Ergin, 2009: 187). Eserde işlek olarak kullanılmayan eklerden biri olan bu ek, iki örnekte tespit edilmiştir.

adım 81b/05, ölüm 32b/08

-mA

Fiil kök ya da gövdelerine gelerek adlar oluşturan bu ek, eserde eklendiği fiil kök ve gövdelerini kalıcı isme dönüştürmüştür.

yanaşma 15a/03, ḳazma 19b/01

-mUr

Eserde sadece iki örnekte tespit edilen bu ek işlek olmayan eklerden biridir. Ek, ünlü uyumuna bağlanmamıştır (Ergin, 2009: 198). Bu ekin eserde kullanıldığı örnekler şunlardır:

73

-(U)n

Bu ek çok eskiden beri kullanılagelen işlek bir ektir. Geçişli ve geçişsiz tek ve çift heceli fiil köklerinden adlar, çok seyrek olarak da sıfatlar türetmiştir (Korkmaz, 2007: 101). Eserde iki örneği tespit edilen bu ekin hem ad hem de sıfat yapma işlevine örnekler bulunmaktadır.

uzun 94a/18, dügün 13b/04

-sU

Türkçede eskiden beri görülen, fakat sadece bir iki misali bulunan işlek olmayan bir ektir (Ergin, 2009: 196). Eserde de sadece günümüzde de kullanılan “yatsı” sözcüğünde görülen bir ektir. Ünlü olarak yuvarlak ünlülü kullanım görülmektedir.

yatsu 24a/05

-t

Eski Türkçeden beri süregelen, Eski Anadolu Türkçesinde de birtakım örnekler veren bu ek, Türkiye Türkçesinde fazla işlek olmayan bir ek durumundadır (Korkmaz, 2007: 101). Eserde de sadece bir örnekte kullanımı tespit edilmiştir. Tespit edilen örnekte eklendiği sözcükle kalıplaştığı görülmektedir.

yoġurt 8b/19

- (A)z

Bugün işlekliğini kaybetmiş çok eski bir türetme ekidir. Türkiye Türkçesine kadar gelebilmiş örneklerde, ek, kökle iyiden iyiye kaynaşmış olduğundan çok kez varlığını duyurmaz olmuştur. Ancak eski Türkçeyle yapılan karşılaştırmalar ekin varlığını aydınlığa çıkarmaktadır (Korkmaz, 2007: 109). Eserde tespit edilen örnekleri şunlardır:

74

Benzer Belgeler