• Sonuç bulunamadı

İptal Davası Açma ve Hükümsüzlüğün Tespitini Talep Etme Hakkı

temsilcilerinin kullandıkları oylarla oluşan ve kural olarak ortaklık iç ilişkisinde, istisnai olarak da dış ilişkide hukuki sonuç sağlama amacına yönelik irade beyanı şeklinde tanımlanmaktadır355.

Genel kurul kararları, şirket işleyişini doğrudan ve dolaylı olarak etkilediğinden diğer bir ifadeyle, genel kurul kararları ortaklık içi ilişkilerde ve istisnai de olsa dış ilişkilerde hukuki sonuç doğuran irade beyanları356 olduğundan hukuk kurallarına ve şirket sözleşmesine aykırı olmamaları ayrıca dürüstlük kurallarına uygun olmaları gerekmektedir. Sınırların aşılması durumunda, kararların iptalini gerektiren özel geçersizlik durumu söz konusu olmaktadır357.

354 Bilge, Bilgi Alma Hakkı, s. 7. 355

Erdoğan Moroğlu, “Anonim Ortaklıkta Genel Kurulun Toplantıya Daveti Merasimine Aykırılığın Genel Kurul Kararına Etkisi ve Yargıtay Kararları”, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu VII, Ankara 1990, s. 39. (Kısaltma: Moroğlu, Genel Kurul Toplantısı).

356

Erdoğan Moroğlu, Türk Ticaret Kanunu’na Göre Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 4. Bası, İstanbul 2004, s. 6. (Kısaltma: Moroğlu, Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü 2004).

357

117

Yokluk ve batıl durumu dışında olan kararların geçersizliği halinde genel kurul kararları iptal edilebilmektedir.

Limited şirketlerde şirket ortakları TTK. m. 536/IV, yTTK. m. 622 gereğince genel kurul kararlarının iptalini dava edebilme hakkına sahip bulunmakta, 536/III’de belirtilen oyları yani sermayenin yarıdan bir fazlasını temsil eden çoğunluğun (salt çoğunluk) oyu olmaksızın alınan genel kurul kararları TTK. m. 381’den farklı olarak kararların hükümsüz olacağı kanunda açıkça düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre, şirket ortakları sayıları ne olursa olsun genel kurul kararlarının iptali ve hükümsüzlüğün tespiti davalarını açabilmektedirler. İptal davasının açılmasında ilk şart, hukuka aykırı bir genel kurul kararının olmasıdır. Kanuna, şirket sözleşmesine ve iyi niyet kurallarına aykırı olan genel kurul kararlarına muallel kararlar358 denilmektedir. Söz konusu bu kararlar batıl ve iptal edilebilir kararlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

TTK. m. 536/I, limited şirketin ortak sayısının 20’den fazla olması halinde anonim şirketlerin genel kurul kararlarına ait hükümlerinin uygulanacağına atıfta bulunmuştur. Anonim ortaklıktaki genel kurul kararlarına dair hükümler limited şirketlerde de uygulama alanı bulmaktadır (TTK. m. 536/IV). Ancak yTTK. m. 622’de ortak sayısı aranmaksızın anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümlerinin, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanacağı düzenlenmiştir. Limited şirketin genel kurul kararlarının kanuna (yasa, tüzük, kararname, tebliğ), şirket ana sözleşmesi ve MK. m. 2’ye aykırı olması halinde anonim şirketlere ait hükümler uygulama alanı bularak genel kurul kararlarının iptali mahkeme tarafından talep edilebilmektedir. Ancak Yargıtay’ın 1970 tarihli bir kararında “ortaklar kurulu kararı, yasa ve esas sözleşmeye aykırı olsa bile, bu kararın iptali istenmedikçe, tüm ortakları bağlar. Açılan iptal davasında, ortaklar kurulu kararının objektif iyi niyete aykırı olduğu sabit olursa, bu kararın iptali gerekir”359 şeklinde kararı bulunmaktadır. Yargıtay’ın 1997 tarihli bir başka kararın da anonim ortaklığın almış olduğu bir kararın iptali istemiyle açılan bir davada “davalı anonim ortak genel kurul kararında hiçbir neden göstermeksizin defter incelemesini reddetmiştir. Esasında, anonim ortaklığın, her bir ortağının defter ve hesaplarını incelemekte hukuki yararları vardır. TTK.’nın m. 363’e göre, öngördüğü ilke özel bir düzenleme getirmiştir. Davacıların, inceleme isteminde hukuki yararları olduğu

358

Çevik, Limited Şirketler, s. 326.

359

118

gibi, bu sistemin genel kurulca reddi, TTK.’nın 363. m. göre aykırıdır”360 şeklinde kararı bulunmaktadır. Kanımızca, şirket ortaklarının şirket hakkında bilgi edinme hakları yönetimsel haklar içinde vazgeçilmesi mümkün olmayan haklardan olmasına rağmen, ortak tarafından öğrenilen bilgilerin şirketin menfaatini tehlikeye sokması söz konusu ise genel kurul tarafından haklı nedenlerin varlığı halinde talebin reddedilmesi TTK. m. 363 gereğince mümkündür. Ancak şirket ortağının/ortaklarının genel kurulun bu yöndeki kararı kanuna, şirket ana sözleşmesine ve MK. m. 2’ye aykırılık taşıyorsa iptal davası açabilme hakkı/hakları bulunmaktadır.

TTK. ile genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabilmekte ve davanın kazanılmasıyla kanun, şirket ana sözleşmesi ya da iyi niyet kurallarına aykırı olarak verilen genel kurul kararı hükümsüz olmakta ve böylelikle geçmişe etkili hüküm doğurarak kararın alınmasından önceki hukuki durumuna geri dönülmesine imkân sağlanmaktadır361.

Genel kurul kararlarının iptali hakkı, pay sahipleri sıfatına bağlı, emredici hükümlerle korunan, vazgeçilmesi mümkün olmayan kazanılmış haklarından olup, bu hakkın sınırlandırılması ve kaldırılmasının mümkün değildir. Aksi halde bu karar batıl olacağından bu hakkı, kullanım hakkına sahip şirket ortakları362 ile bu kararların uygulanmasında şahsi sorumluluklarının doğması halinde denetçiler ile müdürlerin de genel kurul kararlarına karşı iptal davasını açabilme yetkileri bulunmaktadır. Ancak, iptal davasında davacının söz konusu iddiasını ispat etmesi gereklidir. Genel kurul toplantısına katılmış olan pay sahiplerinin, TTK. m. 381/I, yTTK. m. 446 gereğince iptal davası açılabilmesi için pay sahibinin genel kurul toplantısında hazır bulunması ya da vekilinin bulunması ve alınan karara red kararı vererek, reddini zapta geçirmiş olmaları dolayısıyla bu 3 şartın varlığında iptal davası açabilmektedirler.

Doktrinde red kararı için oy verilmesi ve muhalif olunduğunun toplantı zaptına açıkça yazılması gerektiği, ancak bu durumda dava açılabileceği çünkü ileride toplantıda değinilmemiş nedenlerin iptal davası sırasında ortaya çıkabileceğinden bahisle her iki şartın

360

Y.11.HD., 1997 tarih, E. 1997/7819, K. 1997/9306, Yasa Hukuk Dergisi, Aralık, 98/11, C. 17, s. 204.

361

Ömer Teoman, “Anonim Ortaklıkta Aynı Genel Kurulda Alınan Birden Fazla Kararı İptal Ettirmek İsteyen Bir Pay Sahibinin Tek Bir İptal Davası Açmak Zorunda Olup Olmadığı Sorunu”, Otuzcu Yıl Ticaret Hukuku Tüm Makalelerim, C. II, 1982-2001, s. 435. (Kısaltma: Teoman, İptal Davası).

362

İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C. I, 4. Bası, İstanbul 2004, s. 1131. (Kısaltma: Doğanay, TTK Şerhi C. I).

119

varlığı kabul edilmiştir363. Ancak bir başka görüş, red oyu verilerek, TTK. m. 381 koşulunun gerçekleştiği yönünde olup asıl unsurun red kararı vermek olduğu ve red oyunun tutanağa geçirilmesi yönündedir364. Kanımızca, genel kurul kararına karşı iptal davası açılması için red kararı verilmesi gerekmekte ve red kararına ilişkin tutanakta isimlerin belirtilmesinin yeterli olacağı yönündedir. Ayrıca muhalefet şerhi yazısının mutlaka tutanakta açıkça yer alması gerekmeyeceği ancak tutanaktan açıkça anlaşılmayan hallerde şerh verilmesi gerekmektedir.

Genel kurul toplantısına katılmayan pay sahiplerinin, iptal davası açabilmeleri için toplantıya davetin usulsüz yapılmış olması ya da gündemin gereği gibi ilân ve tebliğ edilmeden yapıldığının ispat edilmesi gerekmektedir.

İptal davasının, genel kurul kararının alındığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede açılması gerekir (TTK. m. 381). Moroğlu, şirket pay sahiplerinin iptal davası açması halinde, genel kurul kararlarının yasaya, şirket ana sözleşmesine ya da iyi niyet kurallarına aykırılığını ispat etmekle yükümlü olduğunu bunun yanı sıra ayrıca kararın iptali halinde kendi menfaatlerinin bulunduğunu ispat etmeye mecbur tutulamayacağını belirtmektedir365.

Genel kurul kararının geçersizliği sonucu hüküm altına alınan ve yenilik doğurucu eda davası niteliğindeki iptal davası “Yargıtay’ın 1983 tarihli bir kararında genel kurul kararının iptali davasının eda davası niteliğinde olduğu, TTK. m. 381’e dayalı olarak iptali ve m. 382’ye göre ihtiyat-i tedbir kararı almak olanağı varken, bu yola gidilmeyip tespit davası açmanın olanaklı olmadığı şeklinde belirtilmiştir”366. Genel kurul kararlarının iptali davası, geçmişe yönelik yenilik doğurucu dava niteliğinde olduğundan, Yargıtay’ın 1984 tarihli bir kararında genel kurul kararlarının iptali halinde bu kararın geçmişe etkili olacağı, fakat iyi niyetli 3. şahısların haklarının saklı olacağı yönünde kararı bulunmaktadır367.

Batıl olan genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti, herhangi bir süreye bağlı olmamakla birlikte hükümsüzlük nedenlerinin davaya konu olabilmesi için yasanın genel

363 Hayri Domaniç, Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK. Şerhi II, İstanbul 1988, s. 885, 886. (Kısaltma:

Domaniç, TTK Şerhi II).

364

Pulaşlı, Şirketler Hukuku, s. 268.

365 Moroğlu, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s. 207. 366

Melis Taşpolat, “Genel Kurul Kararlarına Karşı Açılan İptal Davası e Konunun Türk Ticaret Yasası Tasarısı Hükümleri Çerçevesinde Düzenlenmesi”, İstanbul Barosu Dergisi, C. 82, S. 2008/4, s. 1860.

367

120

hükümlerine, ahlaka-adaba, kamu düzeni ve kişilik haklarına aykırı olması halinde hükümsüzlük için dava açılabilmektedir.

yTTK. m. 622 ‘Genel Kurul Kararlarının Butlanı ve İptali’ başlığı altında TTK. m. 536/IV hükmünü tekrar olacak şekilde yeni sisteme almıştır. Anonim şirketlerin genel kurul kararlarının iptaline ilişkin hükümleri limited şirketlerde de uygulama alanı bulduğundan TTK. m. 381’de düzenlenmiş ve yTTK. sistemimizde de genel olarak bu husus korunmuştur. yTTK. m. 447 ile genel kurul kararlarının geçersizliği halinde iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Maddenin başlığı ‘Butlan’ olarak düzenlenmiş ancak butlan sebebi olarak 3 adet örnek verilmiş olsa da bu sebepler tahdidi değildir. Söz konusu düzenleme 1991 yılında İsv. BK.’da yapılan değişiklikler sonucu m. 706 b’den alıntı yapılarak düzenlenmiş olup, İsv. BK.’da da ilgili madde başlığında butlan ifadesi kullanılsa da İsviçre mahkemelerinde ve doktrinde hangi kararların batıl hangilerinin iptal edilebilir nitelikte olduğuna dair kesin bir ayrım bulunmadığından tahdidi sayım yapılmayarak sadece örnek olarak verilmiştir368.

yTTK. bu anlamda yeni bir düzenleme getirmediği, yokluk ile iptal edilebilirlik kavramları arasında kesin bir sınır çizmediğinden eleştirilmekte, yTTK. ile denetçilerin organ sıfatının kaldırılmasıyla denetçilerin genel kurul kararları aleyhine dava açma ve şirketi temsil yetkileri kaldırılmaktadır369.