• Sonuç bulunamadı

İnsanla ilgili bilmeceler

B. Araştırmanın Konusu, Amacı ve Yöntemi

2. BÖLÜM: BİR TÜR OLARAK BİLMECE VE UYGUR

2.1. Uygur bilmecelerinin içerik özellikleri

2.1.1. İnsanla ilgili bilmeceler

Bilmeceler, insanın kendini ve çevresini algılayışının bir ürünü olduğu için, tüm bilmeceler aslında insanla ilgilidir. Bu başlık altında insanı ve onun çeşitli özelliklerini konu alan bilmeceler incelenecektir. İnsan ve onun özelliklerine ilişkin olarak insan organları, insan hayatının çeşitli dönemleri ve giyim-kuşam bu kısımda ele alınan başlıca konulardır.

Cevabı insan organları olan Uygur bilmecelerinde bahsi geçen insan organ ya da uzuvları daha çok kulak, göz, burun, ağız, ve dil gibi duyu organlarıyla; el, kol, bacak, ayak, parmak, tırnak ve baş gibi uzuvlarıdır. Bu bilmecelerde seçilen organlar dışarıdan görülebilen ve görünüşü tasvir edilebilen organlardır. Örnek:

Kiçikkine hucram bar, Küçücük odam var,

İçide liq sellilik axun? İçi sarıklı molla dolu?

(Èġiz ve çiş) (Ağız ve diş)

136

Abdullah Demirci; “Türkiye ve Azerbaycan Sahasında Bilmece Türü”, Milli Folklor, Cilt 7, Yıl: 13 Sayı: 50, Yaz 2001, s. 78- 85.

137

Ablimit Muhemmet, Xelq Égiz Edibiyatidin Soal – Cavablar, Qeşqer Uyġur Neşriyati, Qeşger 200, s. 130.

Öñkürde qatar yatar otuz ikki böre, Mağarada dizilmiş yatar otuz iki kurt,

On yiğit u böriniñ xizmetkari. On yiğit o kurtların hizmetkârı.

Sèlinġan mexmel kövrük otturisiġa, Kurulmuş kadife köprü ortasına,

Mañidu şu köriktin yemniñ beri? Gider o köprüden yemeklerin hepsi?

(Çiş, barmak, til) (Diş, parmak, dil)

Harvidin aq selle çüşti? Arabadan ak sarık düştü?

(Tükürük) (Tükürük)

Qoş eynek, çine emes, tömür emes, Çifte cam, çini değil, demir değil.

Buzulsa uni tüzeş mumkin emes, Bozulsa onu tamir mümkün değil.

Özlükidin èçilip hem yèpilidu, Kendiliğinden açılıp kapanır,

Göherdin qimmet nerse, erzan emes? Cevherden kıymetli şey, ucuz değil?

(Köz) (Göz)

Kel-kel dèsem kelmeydu, Gel gel desem gelmez,

Kelme dèsem kèlidu? Gelme desem gelir?

(Kalpuk) (Dudak)

Bir parçisi sol yaqta Bir parçası sol yanda,

Bir parçisi oñ yaqta. Bir parçası sağ yanda.

Bir-birsini körelmey, Birbirini göremez,

Ötüp kèter şundaqla? Yaşar gider bu halde?

(Qulaq) (Kulak)

Ègiz taġniñ üstide Yüksek dağın üstünde

Yumran çöpler dövisi. Yumuşak otlar yığını.

Uruvetseñ ularni, Biçiversen onları,

Ayda ösüp çiqqusi? Her ay büyüyüp çıkar?

Béşi birge bériptu, Beşi birlikte gitmişler

İkkisi su içiptu İkisi su içmiş

Üçi qarap turuptu Üçü bakakalmış

Kéyin bile yéniptu Tekrar birlikte dönmüşler

(Mişqiriş) (Sümkürme)

Qir bèşida qizil xoraz olturar? Kır başında kırmızı horoz oturur?

(Tirnaqtiki xène) (Tırnaktaki kına)

Bir tèrekniñ bèşida beş şax, Bir kavağın başında beş dal,

Her şaxniñ içide birdin tuxum? Her dalın içinde birer yumurta?

(Barmaq ve tirnaq) (Parmak ve tırnak)

Dümbisi aldida, qorsiqi keynide? Sırtı önünde, karnı arkasında?

(Paçaq) (Bacak)

İnsan organlarıyla ilgili bilmecelerde, cevap tek bir organ olabildiği gibi birden çok organ da konu olabilmektedir. Örneğin; aşağıda verilen bilmecede insan vücudu aşağıdan başlanarak yukarı doğru tasvir edilmiştir. Örnek:

Aça, açaniñ üstide qaça Çatal, çatalın üstünde kase,

Qaçiniñ üstide çapça Kasenin üstünde kepçe,

Çapçiniñ üstide ham- ham, Kepçenin üstünde ham- ham,

Ham- hamniñ üstide miş- miş, Ham hamın üstünde miş miş

Miş- mişniñ üstide lip- lip, Miş mişin üstünde lip lip

Lip- lipniñ üstide şivaq, Lip lipin üstünde şivak138

Şivaqniñ üstide qiyaq, Şivakın üstünde yassı ot

138

Qiyaqniñ üstide çöçek, Yassı otun üstünde ahşap çanak

Eytiñlarçu u néme? Söyler misin bu nedir?

(Put, qorsaq, gal, éġiz, burun, (Ayak, karın, boğaz, ağız, burun, göz,

göz, qaş, çaç, bök) kaş, saç, kalpak)

Uygur bilmecelerinde insanla ilgili bilmecelerin bir kısmı, insan hayatının çeşitli dönemlerini konu edinmektedir. Bu dönemler bebeklik, gençlik ve ihtiyarlık dönemleridir. İnsan hayatının belirli dönemleri, pek çok toplumun bilmecelerinde de yer almaktadır. Örneğin; pek çok araştırmacının bahsettiği Yunan mitolojisindeki Sphinks (Sfenks) hikâyesinde geçen aşağıdaki bilmeceden J.Horold Brunvand da “Bilmeceler ve Diğer Sözlü Bulmacalar”139 adlı makalesinde bahseder. Bilmecenin Yunan mitolojisindeki şekli şöyledir:

“O nedir ki, seher dörd O nedir ki, seher vakti dört

Gön orta iki Günün ortasında iki

Akşam üç ayaklı olur”140 Akşamleyin üç ayaklı olur?

Yukarıdaki bilmecenin cevabı insanın bebeklik, gençlik ve ihtiyarlık dönemleridir. İnsan, bebekken emekler ve dört ayaklı gibi olur. Büyüdüğünde iki ayağının üzerinde, güçlü ve kuvvetlidir. Yaşlandığında ise bastonuyla ayakta durur, dolayısıyla desteğe ihtiyacı vardır. Onun üçüncü ayağı da bastonu olmuştur. Aynı bilmeceye, Uygur bilmeceleri arasında da rastlarız:

Etigende töt putluq Sabahleyin dört ayaklı,

Çüşte ikki putluq. Öğlen iki ayaklı,

Keçte üç putluq? Geceleyin üç ayaklı?

(İnsanniñ ömiligen mañgan (İnsanın emekleme, yürüme ve

ve qeriġanda hasiġa çüşken vaqti) yaşlandığında bitkin düşme zamanı)

“Halk bilmeceleri estetik kuruluş bakımından nesnelerin özel ya da genel oluşuna dayanır. Özellik ile genellik arasındaki diyalektik ilişki şekil bakımından bilmeceleri şekillendirir. Bu bilmecede, insanın bebeklik dönemi, büyüdüğü dönem ve

139

Jan Harold Brunvand; “ Bilmeceler ve Diğer Sözlü Bulmacalar”, (Çev.: Kadriye Türkan, Redaksiyon: Sinem Bozkurt- Şenay Saraç), Halk Biliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar Cilt 3, Geleneksel Yayıncılık, Ankara 2009, s. 291.

140

Esma Şimşek, Türk Dünyası Ortak Edebiyatı- Türk Dünyası Edebiyat Tarihi 3. Cilt, Ankara 2004, s. 45.

yaşlandığı dönem olan üç dönemine has özelliği “ayak” kelimesinin genellenmesi vasıtasıyla ifade edilmiştir.”141 Yani yalnızca yürüme organı olan “ayak” insan hayatının üç dönemindeki görünüşünü temsil etmiş; bebeklik, gençlik ve ihtiyarlık gibi soyut kavramların somutlaştırıcısı olmuştur. Bu bilmecede insan hayatının bebeklik, gençlik ve ihtiyarlık dönemleri günün sabah, öğlen ve akşam vakitlerine benzetilmiştir. Burada insan ömrüne dair felsefi bir değerlendirme de söz konusudur. İnsan ömrü bir gün kadar kısa ve çabuk tükenen bir süreç olarak ifade edilmiştir. Aynı bilmecenin Uygur sözlü halk edebiyatındaki bir başka varyantı da şöyledir:

Kiçik çèġida töt putluq, Küçükken dört ayaklı,

Çoñ bolġanda ikki putluq, Büyüyünce iki ayaklı,

Qèriġanda uç putluq, Yaşlanınca üç ayaklı,

U nime? Bu nedir?

(İnsan) (İnsan)

Bilmecenin bu varyantı daha açık ve cevabına ilişkin ipuçları daha fazladır. Ancak sabah, öğlen ve gece imgelerinin yer aldığı birinci varyant kadar duygusal çağrışımı ve betimlemesi güçlü değildir.

Uygur bilmecelerinde, bebeklik dönemiyle ilgili bilmecelerde genellikle yansıma sözlere yer verilmektedir. Bu yansıma kelimeler ya bebeklerin beşiklerinin- ki beşiklerin elle yapıldığı ve tahta olduğu düşünülürse- sallanırken çıkardığı gıcırtılar ya da yeni yürüme zamanlarındaki düşüp kalkarak yürümeye çalışmalarının ses çağrışımlarıdır. Örnek:

Lap- lap mañġan, lap mañġan, Tıpış tıpış yürüyen

Kempüt berse kap salġan? Şeker versen hemen kapan?

(Kiçik bala) (Bebek)

Qomuş uçi qiltiriq, uni tèpiñ dilbirim, Kamış ucu kılçıklı, bunu bul dilberim,

Yiñne uçi yaltiraq, uni tèpiñ dilbirim, İğne ucu cilalı, bunu bul dilberim,

Sèsiq kölde it yürer, uni tèpiñ dilbirim, Kokmuş gölde it yürür, bunu bul dilberim,

141

Mehemmet Zunun; Abdukerim Rahman; “Uyġur Xelq Tépişmaqliri” Uyġur Xelq Égiz Edibiyatniñ Asasliri”, 9. Bölüm, Şincañ Xelq Neşriyati, s.429.

Taqur tuqur textirevan, uni tèpiñ dilbirim, Takır tukur tahtırevan, bunu bul dilberim, İçidiki mèhriban, uni tèpiñ dilbirim? İçindeki sevimli, bunu bil dilberim?

Cavab: Cevap:

Qomuş uçi qiltiriq- şamal emes mu, Kamış ucu kılçıklı, yel değil mi?

Yiñne uçi yaltiraq – ot dègeni emes mu, İğne ucu cilalı, ateş değil mi?

Sèsiq kölde it yürer- supaqisi emes mu, Kokmuş gölde it yürür, kurbağa değil mi?

İçidiki mèriban- bovaq bala emes mu. İçindeki sevimli, bebek değil mi?

Taqur-tuqur, taquçaq Takır tukur takuçak,

İçidiki paqirçaq. İçindeki bakraç.

İkki tulum ozuqi, İki tulum azığı,

Kötidiki qozuqi? Arkasında kazığı?

(Böşük, bala, emçek, şümek) (Beşik, bebek, meme, şümek142)

Gençlikle ilgili bilmeceler, genellikle yaşlılık dönemiyle kıyaslanarak verilmektedir. Bu bilmecelerde gençliğe özlem kendini hissettirmektedir. Çünkü gençlik gülle, ihtiyarlık işe yaramazlıkla simgelenmiştir. Örneğin;

Burun idim gül- ġunçe, Evvel gül- gonca idim,

Kèyin boldum bikarçe? Sonra işe yaramaz oldum?

(Yaşliq ve qèriliq) (Gençlik ve yaşlılık)

Yaşlılıkla ilgili bilmecelerde ise bebeklik dönemiyle ilgili bilmecelerde olduğu gibi yansıma kelimelere yer verilmektedir:

Kündüzi mak-mak, Gündüz şap şap

Kèçisi torok-torok? Gece tırık trak?

(Qèri adem) (Yaşlı adam)

İnsanın ölüm haliyle ilgili bilmecede ise insanın hayatta aslında yalnız ve çaresiz olduğuna dair felsefi bir ifade vardır. Örneğin;

Töt puti bar, cèni yoq, Dört ayağı var, canı yok;

142

Kirmeydiġan öyi yoq? Girmediği ev yok?

(Cinaza) (Cenaze)

Uygur bilmecelerinde insanla ilgili işlenen konulardan biri de giyim kuşamdır. Bu konuda özellikle pantolon ve pantolonun bel kısmını tutan ip dikkat çekmektedir. Ayrıca Uygur Türklerinin “İştan” adını verdiği iç don ya da pantolon, bilmecelerde sıkça yer almaktadır ve genelde bacağa geçmesi yönüyle tasvir edilir. “Tumaq” ve “ötük” de bilmecelerde adı en çok geçen diğer giyim kuşam malzemeleridir.

Tèpişmaqu tèpişmaq, Tapışmak tapışmak143,

Kasisiġa yèpişmaq? Kasığına yapışmak?

(İştan) (İç donu)

Aġzi bir, quyruqi ikkidur, Ağzı bir kuyruğu ikidir,

Sekrep çüşsiñiz oxşaşla çoñqur? İnseniz aynı derinliktedir.

(İştan) (İç donu)

U nèmidur cèni yoq, O nedir canı yok,

Bèşi kesse qeni yoq. Başını kessen kanı yok.

Hacet çüşken kişige, Haceti düşen insana,

Emrini tutmay çare yoq? Emrini tutmamaya çare yok?

(İştanbaġ) (Uçkur)

Kündüzi ġaç- ġaç Gündüzleri gaç gaç144,

Kèçisi qarni aç? Geceleyin karnı aç?

(Ötük) (Çizme)

Uygur Türklerinin giyim-kuşamla ilgili olarak ayrıntılara önemli yer verdiğini görmekteyiz. Örneğin; fermuarla ilgili aşağıdaki bilmece bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.

Tüpsüz ketken koçida, Dümdüz giden caddede,

Öyler udul turidu. Evler karşı karşıya durur.

143

“Tapışmak tapışmak”: Türkiye Türkçesinde bazı bilmecelerde geçen “bilmece bildirmece” şeklindeki kalıp ifadenin Uygur Türkçesindeki karşılığıdır.

144

Bir maşna ötsila, Bir araba geçse,

İkkisi bir ret bolidu? İkisi bir düzen olur?

(Çapanniñ siyirtmisi) (Ceketin fermuarı)

Toplumsal yaşamdaki değişimlere paralel olarak Uygur Türklerinin giyim kuşam tarzının da değiştiğini söylemek mümkündür. İş hayatının değişim ve gelişimine bağlı olarak giyim kuşamda da değişim söz konusudur. “Kravat”la ilgili aşağıdaki bilmece, bu duruma bir örnektir. Bu bilmecede, aynı zamanda toplumsal bir eleştiri de söz konusudur. “Bir merkezge çiqilgen, Elde nami bar uniñ” yani resmi bir yerde, bir kurumda itibar sahibi olmak için giyim-kuşam önemlidir. Kişiye değil, onun giyim- kuşamına önem verilir, düşüncesi burada kendini göstermektedir. Uygur Türklerin Çin baskısına maruz kaldığı ve kamu dairelerinde büyük sıkıntılar çektiği dikkate alınırsa, bu tarz bilmeceler büyük anlam kazanmaktadır. Örnek:

Üç burcigi bar uniñ Üç köşesi var onun

Reñgi otqaşqan uniñ Rengi kırmızı onun

Bir merkezge çigilgen Bir merkeze bağlanan

Elde nami bar uniñ Halk arasında adı var onun

Yèkin dosti ösmürniñ Yakın dostu gençlerin,

Aña işqim bar mèniñ Ona sevgim var benim

(Galistok) (Kravat)