• Sonuç bulunamadı

Bitkilerle ilgili bilmeceler

B. Araştırmanın Konusu, Amacı ve Yöntemi

2. BÖLÜM: BİR TÜR OLARAK BİLMECE VE UYGUR

2.1. Uygur bilmecelerinin içerik özellikleri

2.1.3. Bitkilerle ilgili bilmeceler

Ağaç, Türkler arasında zaman zaman kutsal görülmüş bir varlıktır. Bu durum, Türklerin tabiat kuvvetlerine inanmaları çerçevesinde düşünülebilir. “Çin kaynakları, Uygurların Gök Türkler gibi Hunların neslinden olduğu yolundaki haberlerde hemfikirdirler ve Gök Türkler gibi onların da kurttan türediklerini söylerler. Fakat bunun yanı sıra Uygurların ağaçtan türediklerine dair efsaneler de vardır.”155 Abudukelimı’nın, Uygur araştırmacı Abdukerim Rahman’dan aktardığı bilgiye göre vasiyet üzerine bazı Uygur cenazelerinin ağaçların gövdesi oyularak içine defnedildiği de görülmektedir.

“Günümüzde Uygurlar arasında bazı ağaçlara özel önem vererek kutsal sayma inancı hala devam etmektedir. Uygurların inancında, elma kötü ruhlu olmayan sihirli ağaç sayılır. Onun için ‘cinlerin ruhuna değsin’ diye elma ağacı ve elma kurusunu kullanarak tütsü yaparlar. Bunun için sihir geleneği içerisinde, Bahşi’nin (dinî hekim) elinde de elma sopası olur.”156

Uygur bilmecelerinde, ağacın kutsallığına ilişkin unsurlar yer almaz. Ancak yüzyıllarca tabiatla iç içe yaşamış Türk boylarının deneyim ve tecrübeleri bilmecelere yansımıştır. Örnek:

Yazniñ küni oltursiñiz, Yazın gündüz oturursanız,

Teñge rehet salqini bar. Bedene rahatlık sağlar.

Qişniñ küni cut- soġuqni, Kış günü soğuğu buzu,

Qoġlaydiġan yalquni bar? Kovalayan alevi var.

(Derex) (Ağaç)

Uygur bilmecelerinde ağaç tasvir edilirken genelde yaprakla birlikte tasvir edilir. Ağaç dalı ve yaprak, anne ve evladına benzetilir. Nasıl ki yaprağın varoluş vesilesi ağaç ise, bebeğin varoluş vasıtası da annedir. Böyle bir benzetmeye gitmek, insan gibi “kâinatın göz bebeği” olan bir varlığa ağacı benzetmek, aslında ağaca da değer yüklemek anlamına gelmektedir. Örnek:

Anisi töven, balisi üstün. Anası alçak, yavrusu üstün.

(Derex qoli ve yopurmaq) (Ağaç dalı ve yaprak)

155

Bumairimu Abudukelimı, Uygur Türklerinin Dinî İnanışları, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s. 4.

156

Bumairimu Abudukelimı, Uygur Türklerinin Dinî İnanışları, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s. 27.

Aşağıdaki bilmece de anlam bakımından incelemeye değerdir. Anaların fedakârlığı, yavruyu canında büyütmesi ve yavrunun karşılaştığı sıkıntılı dönemlerde en yakınındaki kişiyi, annesini yaralaması; ağaç ve yaprak tasviriyle çok güzel anlatılmıştır. Örnek:

Östüridu anisi, Büyütür anası,

Öz tènide balini. Bedeninde yavrusunu.

Şamal çiqsa balisi Rüzgâr çıksa yavrusu,

Şapilaqlar anini? Tokatlar anasını?

(Derex ve yopurmaq) (Ağaç ve yaprak)

“Yaratılış konulu mitlerle kutsal kitapların aktardığı bilgilerden de anlaşılacağı üzere, meyve, yaratılışın gerçekleştiği andan itibaren insan hayatında önemli ve belirleyici bir yere sahip olmuştur. İlk insanların cennetten çıkarılıp dünya üzerine indirilmesine ve dişiye çocuk doğurma vasfının verilmesine neden olan “yasak meyve1”(elma, incir, vs.) olgusu, dünya üzerinde yine benzer bir görevle çocuksuzluk ya da kısırlığın ortadan kaldırılabilmesinde; yani soyun devamlılığında, önemli bir araç olarak nitelendirilmiştir.”157 Uygur bilmecelerinde meyveler de önemli bir yer tutmaktadır. Uygur Türklerinde “Gül Suruh Bayramı (Çiçek Bayramı)” denilen geleneksel bir bayram vardır. “Bu bayram yakın çağa kadar Uygur halkı arasında kutlana gelmiştir. Uygurlarda her yıl üç defa çiçek bayramı kutlanmaktadır.158

1. Kırmızı gül bayramı: İlkbahar ekim döneminden sonra, dinlenmek amacıyla yapılır ve mayıs ayında kutlanır.

2. Bahçe bayramı: Meyvelerin olgunlaştığı ve buğdayın toplanmasına az kaldığı dönemde yapılır. Halk arasında “Ücme Saylisi” (Dut Bayramı), “Örük Saylısı” (Erik Bayramı), “Bağçe Saylısı” gibi çeşitleri vardır.

3. Kavun bayramı: Güzün tarım ürünlerinin toplanmasının tamamlandığı, kavunun olduğu dönemde, yani sonbaharda kutlanır. Her bayramın süresi genellikle bir haftadan üç haftaya kadar değişmektedir.”159 Bunlardan da anlaşılıyor ki Uygurlar tabiattaki değişimleri ve bitkilerin gelişimlerini çeşitli etkinliklerle kutlamaktadırlar.

157

Mehmet Aça; “Türk İnanış ve Düşünüş Sistemlerinde Meyve”, Prof. Dr. Fikret Türkmen Armağanı, Kankılmaz Matbaası, İzmir 2005, s. 11-22.

158

Bu konuda geniş bilgi için bk. Bumairimu Abudukelimı, Uygur Türklerinin Dinî İnanışları, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s. 110-115.

159

Bumairimu Abudukelimı, Uygur Türklerinin Dinî İnanışları, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s. 113, 114.

Bahçe bayramında ayrı ayrı bayramları yapılan, üçme(dut), örük(erik) ve üzüm

Uygur bilmecelerinde de çokça tasvir edilen meyvelerdir. Yine, güzün yapılan üçüncü bayramın meyvesi olan kavun ve karpuz da Uygur bilmecelerinde çok sık geçen meyvelerdir. Örnek:

Tüvi bir tal, uçi miñ tal? Kökü bir dal, ucu bin dal?

(Üzüm barini) (Üzüm bağı)

Èçilmiġan sanduqtin, Açılmayan kutudan,

Piçilmiġan tavuz çiqti? Kesilmeyen karpuz çıktı?

(Tavuz uruqi) (Karpuz çekirdeği)

Cèni yatsila tupraqta, Bedeni yatırılmış toprağa,

Semriydu barġançe. Şişmanlar gittikçe.

Qeriġanda yüzi tatuq, Yaşlandığında yüzü

Tatliqliqta qenttin artuq? Şekerden fazlalaşır tadı?

(Qoġun) (Kavun)

Meyveler tarif edilirken genellikle onların çiçek halinden olgunlaşma haline dönmeleri ana- yavru, baba- oğul ya da dede- torun benzetmesiyle verilir. Örnek:

Anisi şaldir-şap, Anası şaldir şap,

Balisi şildir şéker Yavrusu şildir şeker.

(Üçme ) (Dut)

Dadisi egri- donay, Babası eğri- donay,

Balisi şèrip şèker. Yavrusu şerif şeker,

Oġli haramzade, Oğlu haramzade,

Qizi şèrinzade? Kızı şirin zade?

(Üzüm) (Üzüm)

Aq çèçek qisqan anisi, Ak çiçeği kesen anası,

Balisini balġa orup olturidu qarisi? Yavrusunu bala çevirip o oturur karısı.

(Örük) (Kayısı)

Bir anidin çiq bala, Bir anadan çok yavru,

Hemmisi kızıl ala? Hepsi kızıl ala?

(Anar) (Nar)

Meyvelerle ilgili kimi bilmecelerde ise onların kabuktan başlanıp çekirdeğine doğru katmanları ve bunların rengi, tadı ya da sertlik-yumuşaklık durumları temel alınarak tarif edilir.

Örnek:

Aş, aşniñ içide taş Aş, aşın içinde taş,

Taşniñ içide yene aş? Taşın içinde yine aş?

(Örük) (Kayısı)

Ali yeşil toni bar, Al yeşilli donu var,

Qanġa tolġan qorsiqi Kan dolmuş kursağı.

Qapqaradur baliliri, Kapkaradır yavruları,

Şunçe nurġun saniqi? Çok fazladır sayısı?

(Tavuz) (Karpuz)

Èriq bèşida, yotqini qèşida, Kanal başında, yorganı yanında,

Köşi içide, söñiki tèşida? Eti içinde, kemiği dışında?

(Qoġun) (Kavun)

Şexi tömür, Dalı demir,

Yopurmiqi kümüş, Yaprağı gümüş,

Mèvisi altun? Meyvesi altın.

(Cigde) (İğde)

Seppe-sepeñ sèpi bar, Çeyiz saçan sapı var.

Burni puçuk tiliqliq, Burnu gedik, dilimli

Qorsiqida lipmuliq, Karnında tıka basa,

Qizil yaqut tizikliq? Kızıl yakut dizili?

(Anar) (Nar)

Quta, quta içidu töge puti? Kutu, kutu içinde deve ayağı?

(Yañak) (Ceviz)

Uygur bilmecelerinde en çok geçen meyve adlarından biri de “çilan” denilen bir meyvedir. Bunun ağaçtan toplanması ve rengi çokça tarif edilmektedir. Çilan, iğdegillerden koyu kahverengi bir meyvedir ki Kaşgar’ın çilanı ünlüdür.160Örnek:

Atsam çalma asmanġa, Atsam göğe kerpiç,

Qizil möldür tökülidu? Kızıl damla dökülür?

(Çilan) (Çilan)

160

Emir Necipoviç Necip; Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü, Rusçadan Çev.: İklil Kurban, TDK Yayınları, Ankara 1995.

Atsam çama asmanġa, qizil möldür töküldi. Havaya taş atsam, kızıl kan dökülür.

(Çilan qiqiş) (Çilan silkeleme)

Meyvelerin yanı sıra Uygur bilmecelerinde işlenen konulardan biri de sebzelerdir. Bilmecelerde, sebzeler tarif edilirken onların şekilleri, yerin altında ya da üstünde olmaları, boyutları ya da fiziki görünüşlerine ilişkin ipuçları verilmiştir. Örnek: Yer astida toruq at, Yer altında doru at,

Tèrisidur yette qat. Derisi yedi kat.

Soymaq bolsañ sen uni, Soyacak olsan sen onu,

Yiġlaysen küni- tüni? Ağlarsın gece gündüz?

(Piyaz) (Soğan)

Pakar- pakar boyi bar, Kısa kısa boyu var,

Yette qevet toni bar? Yedi kat donu var.

(Piyaz) (Soğan)

Yer astida altun qozuq? Yerin altında altın kazık?

(Sevze) (Havuç)

Molliniñ başin késin, mamat bolġay Mollanın başını kesseniz ölür

Qebre ara depne qiliñ, hayat bolġay. Kabre koysanız yaşar.

(Sevze- çomġur) (Havuç- turp)

Şaraqlaydu şamalda, Hışırdar rüzgârda,

Bir- birige urulup. Birbirine vurup.

Su içkende qaytidin, Su içerken tekrardan,

Sep tüzidü tik bolup? Çeyiz dizer düz olup?

(Qonaq şèxi) (Mısır dalı)

Sirliġan tek qipqizildur, burni uçluq, Boyanmış gibi kıpkırmızıdır, burnu sivri;

Aççiqi callatçe bardur, yüzi qoruq. Cellât gibidir acısı, yüzü kıvrımlı.

Qorsiqini yarġan çaġda körisiz, Karnını yardığınız zaman görürsünüz,

İçidiki balilirniñ sani yoq? İçindeki sayısız yavrusunu?

(Qizilmuç) (Kırmızıbiber)

Bir öyge kirsem buluñda, Bir eve girsem köşesinde,

Aqvaş momay olturidu? Aksaçlı nine oturur?

(Tüzlüq qapaq) (Kabak)

Uygurların tahıllarla ilgili bilmecelerinde en çok adı geçen bitkiler, buğday, pirinç ve ayçiçeğidir. Bunlar, Doğu Türkistan halkının geçim kaynağını oluşturan

bitkilerdir. “Buğday üretimi konusunda Doğu Türkistan, Çin’in Ukrayna'sı diye ün salmıştır.”161 Örnek:

Özi kiçik, suġa toymas? Kendi küçük, suya doymaz?

(Gürüç) (Pirinç)

Özi sarġuç uzunçaq, Kendi sarımsı, uzunca,

Burutliri diñgayġan. Bıyıkları dimdik.

Èçip körseñ içini, Açıp baksan içine,

Altun mixqa liq tolġan? Altın mıh dolu?

(Buġday başiqi) (Buğday başağı)

Bir yiġaçta qiriq putaq, Bir ağaçta kırk budak,

Qiriq putaqta qiriq uva. Kırk budakta kırk yuva,

Qiriq uvada qiriq tuxum, Kırk yuvada kırk yumurta.

Bişqanda sèriq bolar? Olgunlaştığında sarı olur?

(Buġday başiġi) (Buğday başağı)

Altun müñgüzlük tékiçek Altın boynuzlu tekecik

Ayda su içer. Ayda (bir) su içer.

Kümüş müñgüzlük tékiçek Gümüş boynuzlu tekecik,

Künde su içer. Her gün su içer.

(Buġday ve gürüç) (Buğday ve pirinç)

Kündüzi küne qarap, Gündüzleri güne bakıp,

Axşimi ayġa baqar. Akşamları aya bakar.

Perviş qilip östürsek Bakımını yapıp yetiştirsek,

Mayliri sudak aqar? Yağı su gibi akar?

(Aptapperes) (Ay çiçeği)

Doğu Türkistan’ın iklimi genel olarak karasal iklimdir ve bitki örtüsü de bozkırdır. Yalnız, bu coğrafyada yer alan Tarım nehri ve Cungarya havzası kamışlık arazilerin oluşmasında etkili olmuştur. 162 Bu sebeple kamışla ilgili bilmecelere de sıkça rastlanır. Örnek:

Bèşida tülke tumaq? Başında tilki kalpak?

(Qomuş) (Kamış) 161 Bkz. http://www.hurgokbayrak.com/yeni_sayfa_47.htm. http://www.doguturkistan.org/ekonomi.asp (07. 05.2010) 162 http://turkistan.ihh.org.tr/genel/cografi/index.html (07.05.2010)

Bu tèrek, zilva tèrek, Bu kavak, iyi kavak;

Adem aña çiqmaq kèrek. Adamın ona çıkması gerek.

Bu tèrekke çiqişqa, Bu kavağa çıkmak için,

Çümülidek adem kèrek? Karınca gibi adam gerek.

(Qomuş) (Kamış)

Tuvi yiġilġan, Dibi yığılır,

Bèşi çèçilġan? Başı dağılır?

(Çiġ) (Çiğ) 163