• Sonuç bulunamadı

İngiliz Hukukundaki Ayrıksı Çift Cephe Teorisi

İngiliz Hukukunda, manevi haklar ilk olarak, İngiliz Telif Hakları, Tasarımlar ve Patent Kanununda (TTPK) 1988 yılında yapılan değişiklikle düzenlenmiş oldu. Bundan önce, eser sahibinin manevi hakları kavramı olmadığından, eser sahibinin bu alandaki hakları sözleşme hukukuyla veya kişilik hakkını koruyan hukuki araçlarla korunmaktaydı138.

1988 tarihli TTPK, 1956 tarihli kanuna göre, daha açık ve sistematik bir düzenleme olarak nitelendirilmektedir. Eskiden eser sahibi kavramı tüm eser türleri için

133

Fransız Hukukunda bu sonuca, genel sorumluluk normu olan FMK md.1382 aracılığıyla ulaşılır.

FERID/SONNENBERGER I/1, s.248. Eser sahibinin haklarına ilişkin olarak açıklamalar için Gautier RIDA janvier 1989, s.97 vd. Bizim hukukumuzda böyle bir sonuca ulaşmak, ancak kötüye kullanmanın bir haksız fiil veya bir borca aykırılık sayılması ile mümkündür.

134

FERID/SONNENBERGER I/1, s.248. METZGER, Das Droit Moral, s.139 dn.476’de anılan kararlar: Cass. D 1993, Jur. S.522- Bonnier/Bull; Cass. JCP 1991 II, Nr.2170-Chiavarino/SPE; CA Paris D 1957, Jur. S.108- Grimaud et Prévert/Les Gemaux. Bu kararlarda, mahkeme, hakkın kötüye kullanılmasının sonucu olarak, eser sahibinin somut olay bakımından manevi haklarından kaynaklanan yetkilere başvuramayacağına hükmetmiştir.

135

FERID/SONNENBERGER I/1, s.248.

136

FERID/SONNENBERGER I/1, s.246; CARON RIDA avril 1998, S.3, s.29 vd.

137

METZGER, Das Droit Moral, s.140.

138

kullanılmazken, yeni düzenlemeyle eser sahibi kavramı –author- tüm eser türlerinde kullanılır hale gelmiştir139.

Manevi haklar, İngiliz eser sahipleri hukukuna hakim olan telif hakları (copyright) kavramından tamamen farklı bir kavram olup, ihlal edilmesi durumunda telif hakları ihlali (copyright infringement) değil, TTPK md.103 f.1’de düzenlenmiş bir yasal yükümlülüğün ihlali (breach of statutory) sözkonusu olacaktır140. Manevi hakların İngiliz Hukukunda izlediği tarihi gelişim, klasik dualist modelden ayrı düşen bir gelişim olarak değerlendirilmekte ve sonuç olarak İngiliz Hukuku kendine özgü ve ayrıksı bir dualist model olarak nitelendirilmektedir.

İngiliz Hukuku, Kıta Avrupası Hukukuna hakim olan eser sahibinin hakları –droit d’auteur- sisteminden ayrı bir şekilde gelişmiş olmasına rağmen, Avrupa Birliği çerçevesinde gerçekleştirilen mevzuat değişiklikleri doğrultusunda belli bir dereceye kadar, Amerikan Hukukundan ayrılmaktadır141. Başka bir deyişle, eser sahibinin hakları bakımından İngiliz Hukuku, Avrupa Birliği düzenlemelerinin gerektirdiği ölçüde, Kıta Avrupası Hukukuna yaklaşmaktadır142.

İng.TTPK’da manevi hak başlığı altında düzenlenen manevi haklardan eser sahibi olarak tanıtılmak hakkı ve eser üzerinde değişiklik yapılmasını önleme hakkı Bern Konvansiyonu’ndan kaynaklanan yükümlülüklerin bir gereği olarak, İngiliz Hukukunda yasal bir zemine kavuşmuştur143.

139

İng.TTPK da düzenlenen manevi haklar şu şekildedir. Eser sahibi olarak tanıtılmak hakkı –right to be identifed; md.77-79-, eseri bozmaya yönelik değişiklikleri engelleme hakkı -right against derogatory treatment; md.80-82-, eser sahibi olmadığı halde eser sahibi olarak tanıtılmayı engelleme hakkı –false attribution; md.84-, filme ve fotoğraflara ilişkin özel alanın korunması hakkı –right of privacy in photographs and films; md.85. Kıta Avrupası Hukuku sisteminden farklı olarak bu haklardan, İng.TTPK md.87 f.2 hükmü uyarınca, yazılı olmak kaydıyla feragat etmek mümkündür.

140

ASMUS, s.124; CORNISH, William R.: Der Schutz des Urheberpersönlichkeitsrechts nach dem neuen britischen Urheberrechtsgesetz von 1988, GRUR Int. 1990, s.500; FLINT, Michael F./THORNE, Clive D.: A User’s Guide to Copyright, 4. ed., London, Edinburgh, Dublin 1997, s.111;

WALL, Raymond A.: Copyright Made Easier, 2.ed., London 1998, s.278.

141

STERLING, s.442.

142

Eser sahibinin haklarına ilişkin olarak, iki sistemden bahsedilir. Birincisi, İngiliz ve Amerikan hukuklarının temsilciliğini üstlendikleri “copyright” telif hakkı sistemi, ikincisi Kıta Avrupası Hukukunda hakim olan “author’s right” eser sahibinin hakkı anlayışıdır. Telif hakkı kavramı, eser sahibinin bütün haklarını kapsayan bir kavram olmayıp, eser sahibinin eseri üzerindeki haklarını ticari açıdan kullanmaya indirgeme gibi tehlikeli bir sonuca yol açabilecek niteliktedir. Kıta Avrupası Hukukunda, eser sahibinin manevi hakları ayrıntılı düzenlemelerle koruma altına alınmışken; Anglo- Amerikan Hukuku sisteminde manevi hakların tanınması süreci yavaş işlemiştir. STERLING, s.443.

143

İng.TTPK md.77 f.1 uyarınca, edebi eserlerde, sahne eserlerinde, müzik ve sanat eserlerinde eser sahibinin, eser sahibi olarak tanıtılmak hakkı vardır. Bununla birlikte, bu hükmün birçok istisnası da mevcuttur. Bilgisayar programlarında ve bilgisayar tarafından üretilmiş eserlerde, eser sahibinin eser sahibi olarak tanıtılmak hakkının uygulama alanı bulmayacağı md.79 f.2 hükmünde öngörülmüşken, iş ilişkisi kapsamında meydana getirilen eserlerde telif haklarının ilk sahibi olarak işveren, eser sahibini belirtmek yükümlülüğünde değildir. Öte yandan, gazete, dergi, ansiklopedi ve benzeri eserlerde de bu hakkın uygulanmayacağı md.79 f.6’da kaleme alınmıştır.

Eser sahibi, eser sahibi olarak tanıtılmak hakkını eserin ticari olarak kamuya sunulduğu her halde talep etme hakkına sahiptir144. Eser sahibi, film veya ses kayıtlarının kopyalarının kamuya arzedilmesi veya kamu önünde sergilenmesi, gösterilmesi veya yayınlanması durumlarında da, eser sahibi olarak tanıtılmak talebinde bulunabilecektir145.

Eser sahibi, eser sahibi olarak tanıtılmak hakkını saklı tutmalıdır. Başka bir deyişle, eser sahibi olarak tanıtılmak hakkının kullanılması için, eserin meydana getirilmiş olması yetmez. Eserin meydana getirilmesinin yanında, İng.TTPK md.78 f.1’de öngörülen saklı tutma -vorbehalt; assertion- şartına bağlıdır146.

144

İng.TTPK md.175’de ticari açıdan kamuya sunma –commercial publication; kommerzielle Veröffentlichung- kavramından ne anlaşılması gerektiği düzenlenmiştir. Örneğin, İng.TTPK md.175 f.2’ye göre, eserin kopyalarının önceden verilen sipariş üzerine kamuya sunulması, ticari bir sunum olarak değerlendirilmektedir.

145

İng.TTPK md.77 f.2 ve f.3’de, müzik eserleri veya müzik eşliğinde söylenen metinlerin kamu önünde sahnelenmesi ve kamuya yayını esnasında eser sahibi olarak tanıtılmak talebinde bulunulamayacğı düzenlenmiştir. Doktrinde, bu istisnai durum, müzik etkinliklerinde müzik seçimi ve sunumu işini gören kişilere atfen, disk-jockey istisnası olarak değerlendirilnmiştir. Bkz. CORNISH, Intellectual Property, Kn.11-72.

146

Kanun tasarısının Parlamento’da tartışılması sırasında, böyle bir koşulun eser sahibi olarak tanıtılmak hakkını önemli ölçüde zayıflatacağı ileri sürülmüştü. İng.TTPK’da yer alan böyle bir koşul, Bern Konvansiyonunun md. 5 f.2’de öngörülen, hakların kullanımının herhangi bir formaliteye bağlı kılınmaması ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. CORNISH, Intellectual Property, Kn.11-70. İng.TTPK md.78’de öngörülen koşul, eser sahibinin eserin her bir kopyasında eser sahibi olarak belirtilmesi arzusunu yazılı şekilde açıklamasıdır. Eser sahibi, eserin ilk kez kamuya sunulmasından sonra da bu açıklamayı yapabilir. Ancak, bu durumda, kopyalanmış eserleri ticari açıdan değerlendiren, örneğin satılmak üzere paketlenmiş kopyalarını dağıtıma çıkarmış kişi zor durumda kalacaktır. Bu nedenle yasa, md.78 f.5 ile menfaatlerin dengelenmesi açısından da önem taşıyan bir düzenleme öngörmüştür. Hükme göre, eser sahibi olarak tanıtılma hakkının ihlali iddiasıyla başvurulan hukuki yollarda, mahkeme “saklı tutma” açıklamasının geç yapıldığını gözönünde

İng.TTPK md.80 f.1, esere zarar verici kullanımları –derogatory treatment; beeinträchtigende Behandlung- yasaklar. Eser üzerinde yapılan eklemelerin, kısaltmaların, değiştirmelerin, uyarlamaların gerekli olması aranır147. Eser sahibi, eser üzerindeki hakkının ihlal edildiği iddiasını, öncelikle eser üzerinde bir değişiklik yapıldığını ispatlayıp; ardından bu değişikliğin esere zarar veren bir değişiklik olduğunu ispatlayarak, başarıya kavuşturabilir148.

İng.TTPK md. 80 f.2’den, eserde eklemeler yapma veya eserde eksiltmelerde bulunma, eserin uyarlanması veya başka türlü değişikliklerde bulunmanın, eserin mahiyet ve hususiyetini bozacak bir şekil alması halinde veya eser sahibinin şeref ve haysiyetini zedeleyecek dereceye varması halinde esere zarar verici değişiklik olarak nitelendirileceği anlaşılmaktadır. Şeref ve haysiyetin ne zaman zedelenmiş sayılacağına ilişkin olarak, kanunda herhangi bir açıklık olmadığından bu hususta, teamüllere bakılması gerektiği üzerinde durulmaktadır149.

İng.TTPK md.84’de, başkasının eserinde eser sahibi olarak ismi anılan kişiye hukuki bir koruma sağlanmıştır. Alman, Fransız ve Türk hukuklarında ismin haksız yere kullanılması bağlamında isim hakkı veya genel kişilik hakları çerçevesinde çözülen bu sorun, İngiliz Hukukunda bir manevi hak ihlali olarak düzenlenmiştir. Bern Konvansiyonunda öngörülen asgari manevi hakların dışında, Konvansiyona taraf ülkeler başka manevi hakları düzenleyebileceklerine göre, bu durum İngiliz Kanun koyucusunun bir tercihi olarak görülebilir. Ancak, esere herhangi bir katkısı olmayan kişinin sadece eserde isminin kullanılması, eser sahibinin haklarına ilişkin bir sorun olmayıp, genel kişilik haklarına ilişkin bir ihlali gündeme getirir. Dolayısıyla, İng.TTPK’da manevi haklar başlığı altında düzenlenen bu haklar olsa olsa atipik manevi haklar olarak başlığı altında, Fikri Hukuk literatürünün ihtiyaç duymadığı bir kategori olarak, manevi haklarla ilişkilendirilebilir. Başka bir bakış

bulunduracaktır. LADDIE/PRESCOTT/VITORIA/SPECK/LANE, Modern Law of Copyright, 3.ed.., London 2000, Cilt 1. Cilt 1.,Kn.13.11.

147 LADDIE/PRESCOTT/VITORIA/SPECK/LANE,

Cilt 1., Kn.13-18.

148

GARNET, Kevin/JAMES, Jonathan Rayner/ DAVIES Gillian, Copinger and Skone James on Copyright, London Sweet & Maxwell 1999; Kn.11-39.

149

LADDIE/PRESCOTT/VITORIA/SPECK/LANE Cilt 1., Kn.13.19. Alm. ESHK md.14’de, eser sahibinin eser üzerinde değişiklik yapılmasını önleme hakkı bakımından şeref ve haysiyetin zedelenmesi kavramı kullanılmamışken; Türk FSEK md.16 f.3’de eser sahibinin daha önceden izin vermiş olsa bile şeref ve itibarını zedeleyen her türlü değiştirmeleri menedebileceği öngörülmüştür.

açısı da, eser sahibinin manevi haklarının genel kişilik haklarına olan yakınlığından ötürü İngiliz Kanun koyucunun genel kişilik haklarına ilişkin bir hususun manevi hak olarak düzenlemesinde sakınca görmemesi olabilir. İng.TTPK md.84’de düzenlenen bu hakla, kişi başkası tarafından meydana getirilen eserde, izni olmadan eser sahibi olarak belirtilmesine karşı korunmuş olup, eser sahipliği konusundaki sahte ve yanlış bu atfı yasaklayabilir. Kişiye, eser sahipliğinin atfedilmesi açık bir şekilde olmak zorunda da değildir.

İng.TTPK md.88 f.4’de, birden fazla kişinin eser sahipliği olması durumunda, eser sahibi olmadığı halde kendisini ortak eser sahiplerinden biriymiş gibi göstermenin, İng.TTPK md. 84’de düzenlenen kendi meydana getirdiği eserde başkasının ismini kullanma yasağının ihlaline yol açacağı; bir manevi hak ihlalinin gerçekleşeceği öngörülmüştür. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, bu durumda, Kıta Avrupası hukuk çevresinde; Alman, Fransız, Türk hukuklarında, ismi haksız yere bir eserde kullanılan kişi manevi hak ihlalinden değil, isim hakkı ihlalinden veya genel kişilik hakları hükümlerinin ihlalinden hareketle bu tür bir hukuka aykırı duruma son verebilecektir.

İng. TTPK md.85’de düzenlenen “özel alanının korunmasına” (right to privacy) ilişkin hüküm ise, dar anlamda eser sahibinin manevi haklarından biri olarak değerlendirilemez. Hükümle, özel amaçlarla sipariş edilen ve meydana getirilen resim ve filmlerin ticari amaçlarla kullanılması engellenmek istenmiştir. Özellikle, kamu önünde özel davetler esnasında fotoğrafları çekilen ünlü kişiler koruma altına alınmıştır150.

İng.TTPK md.86’ya göre eser sahibinin manevi hakları, eser sahibinin ölümünden sonra 70 yıl daha geçerliliğini korur. Ancak, isminin başkasının eserinde kullanılması durumunda, bu hukuka aykırı durumu yasaklama isim sahibinin ölümünden 20 yıl sonra sona erer.

150

LENDVAI, s.140. 1956 tarihli kanunda, filmi veya fotoğrafı sipariş eden, filmin veya fotoğrafın maliki sayılıyor, dolayısıyla filmin veya fotoğrafın eser sahibinin izni olmadan kamuya sunulması karşısında filmi veya fotoğrafı çekilen eser sahibi dava açma hakkına sahip oluyordu. 1988 tarihli TTPK, bu düzenlemeyi kaldırmış; yerine fotoğraf çekenin fotoğraf üzerinde eser sahipliğini tanımış;

fotoğraf çekilen kişiyi fotoğrafının ticari amaçlarla kullanımını engelleme konusunda

İng. TTPK md.94’e göre, eser sahibinin manevi hakları sağlararası işlemle devre konu olamaz. Ne eser sahibi ne de eser sahibinin ölümünden sonra herhangi bir kişi manevi hakları devre konu edebilir. Eser sahibi olarak tanıtılmak hakkı, esere zarar verecek değişikliklerde bulunulmasını yasaklama hakkı ve fotoğraf ve film eserlerine ilişkin özel alanın korunması hakkı, vasiyetname yoluyla ölümden sonra hüküm doğuracak şekilde devre konu olabilir151. Vasiyetname yoluyla bir belirleme yoluna gidilmemişse, İng.TTPK md. 95 f.1 bent b uyarınca bu haklar, eser sahibinin ölümü nedeniyle ekonomik hakların intikal ettiği kişilere geçecektir152. İng.TTPK md.95 f.4 hükmü uyarınca, eser sahibinin manevi haklara ilişkin yaptığı feragat veya verdiği izinle, eser sahibinin ölümüyle manevi hakların intikal ettiği kişiler bağlıdır.

Eser sahibinin manevi haklarının feragat edilemediği Kıta Avrupası hukuk sisteminden farklı olarak, İng.TTPK eser sahibine yazılı olmak kaydıyla feragat etme imkanı tanır. Bu imkan, İng.TTPK md.87 f.2’de düzenlenmiştir. İng.TTPK md.87 f.3 bent a’ya göre, feragat belli bir eseri kapsayabileceği gibi, genel olarak tüm eserleri de kapsayabilir. Öte yandan, feragat var olan eserlere ilişkin olabileceği gibi, gelecekteki eserlere yönelik de olabilir. İng. TTPK md. 87 f.3 bent b ise, feragatin koşula bağlı veya koşulsuz yapılabileceğini öngördüğü gibi, feragatin geri dönme imkanını içerecek şekilde yapılabilmesine de olanak tanır153.

H.Hukukların Uyumlaştırılmasında Manevi Haklara İlişkin Teorilerin