• Sonuç bulunamadı

İlmî ve Edebî Kişiliği

İbnu’ṭ-Ṭayyib Fas’taki din, dil ilimleri ve edebî ilimlerdeki eğitimini tamamladıktan sonra, dönemin ilmî hayatının genel bir özelliği olan dinî ilimlerden Kur’ân, hadis, fıkıh, tasavvuf ve bu ilimlerin anlaşılmasında vasıta görevi gören ilimlerden olan fıkhu’l-luga, nahiv, sarf, belâğat, arûz, şiir, tarih vb. ilimlerinde de temayüz etmiş; sürekli olarak derslerine katıldığı şeyhlerinin övgüsünü kazanmıştır. İbnu’ṭ-Ṭayyib eş-Şeraḳî Fas’taki bu eğitiminin ardından tedrîs çalışmalarında bulunmuş sayısız öğrenci yetiştirmiştir. Şairin meşhur eserleri Şerḥu Muvaṭṭıeti’l-

Faṣîḥ, Şerḥu’l-Ḳaṣîdeti’l-Muḍariyye, İḳâmetu’l-Burhân ʻalâ Enne’l-Efʻâle’n-Nâḳıṣa İnnemâ Tedullu ʻale’z-Zamân, İsfâru’l-Li

å

âm an-Muḥayyâ Şevâhidi İbn Hişâm, Şerḥu Kifâyeti’l-Muteḥaffıẓ, Simṭu’l-Ferâid fîmâ yete’alleḳu bi’l-Besmeleti ve’s- Ṣalâti mine’l-Fevâid, Telḫîsu’t-Telḫîs min Şevâhidi’t-Telḫîs”i bu dönemde h. 1139

yılında Medine’ye hicret etmeden önce telif etmiştir. O, bu eserlerinden bazılarını Meşrik’a ilk yolculuğunda beraberinde götürmüş, onları hocalarına sunmuş ve onların takdirlerini almıştır.170

İbnu’ṭ-Ṭayyib eş-Şeraḳî’nin âlim bir ailede dünyaya gelmesi onun küçük yaşta ilimle tanışmasını sağlamış, daha sonraki ilmî yaşantısında da babasının katkıları büyük olmuştur. Şair 60 yaşında vefat etmiş, ömrünün yaklaşık 33 yılını ise Fas’ta geçirmişitir. İlmi hayatının daha olgunlaşma döneminde olmasına rağmen bu

168 eş-Şeraḳî, er-Rıḥletu’l-Ḥicâziyye, s. 27; el-Enṣârî, Tuḥfetu’l-Muḥibbîn; el-Murâdî, Silku’d-Durar, III, 216; Ziriklî, el-Aʻlâm, I, 119.

169 el-Murâdî, Silku’d-Durar, II, 303. 170 eş-Şeraḳî, er-Rıḥletu’l-Ḥicâziyye, s. 30.

dönemde yukarıda zikredilen mükemmel eserleri telif etmesi onun ilmî seviyesini göstermesi açısından önemlidir. Daha sonra hicret ettiği Medine döneminde ise ilmî hayatının zirvesine çıkmış, gerek talebeleri gerekse de dönemin ilim adamları tarafından “allâme” olarak nitelendirilmiştir.

İbnu’ṭ-Ṭayyib, kaynaklarda daha çok hadis âlimi olarak tanınmasına rağmen, onun bu özelliğininden daha çok dil ve -özellikle de edebiyat- yönünün ağır bastığı gerçeği telif ettiği eserlerinde açıkça görülmektedir. O, en fazla eserini dil ve edebiyat alanında telif ettiği gibi daha çok bu alanda dersler vermiştir.

İbnu’ṭ-Ṭayyib’in muttakî, salih bir insan olması ilmî hayatına ve eserlerine yansımıştır. Şiiri başta olmak üzere diğer eserlerinde de dinî gayeyi ön planda tutmuş, özellikle de nazmettiği şiirlerinde dînî konuları işlemiştir.

Şairin ilmî ve edebî diğer bir özelliği ise onun farklı alanlarda eserler vermiş olmasıdır. Öyle ki dil ve edebiyat ilimleri, biyografi, dînî ilimler gibi farklı ilimlerde 61 eser telif etmiştir.

Şairin ilmî ve edebî değerini ortaya koyan belki de en önemli bilgilerden biri de Dîvân’ındaki fahr türünün tek örneği olan aşağıdaki beyitlerdeki ifadeleridir. Şair bu şiirinde bir nevi dil alanındaki ilmî otorite oluşunu ifade etmiştir. (Kâmil)171

1

ِِّيص ٍثْيىغِب ىفَاىو ْنِإ ىعْدِب ىلَ

ٍب

ىو

ِبِِّيىط ٍفْرُعىو ىىذىش ِِّلُكِب ىىتىأ

2

ِيرِثىكْلا ِدْمىْلِْبِ َّصىتْخاىو

ىف ِإ َّن

ُه

ِِّيَّطلا ِنْب ِدَّمىُمُ ِقاىقِتْشا ُرْىنَ

ِب

1. Bol yağmur ve yayılan bütün hoş kokularla gelmesinde şaşılacak bir şey yok.

2. Çünkü (O’na) çok övgü lütfedildi. O iştikak ustası Muhammed İbnu’ù- Ṭayyib’tir.

Yine meşhur öğrencilerinden biri Murtaḍâ ez-Zebîdî hocası için nazmettiği bir beytinde onu “allâme ve asrın muhaddisi” olarak nitelemiş ve onun hadis ilminde

otorite oluşunu dile getirmiştir.172 İbnu’ṭ-Ṭayyib Mağrib’te zamanının en büyük ilmî

şahsiyetlerinden olması ve de çok sayıda eser vermesine rağmen, dönemin ilmî hayatı hakkında bilgi veren kaynaklarda hakettiği yeri alamamıştır. Dönemin temel kaynaklarının en önemli müelliflerinden biri kabul edilen Muhammed İbnu’ṭ-Ṭayyib, el-Ḳâdirî başta olmak üzere ricâl tarihçileri tarafından büyük bir ihmale uğramıştır. Özellikle de Mağrib tarihi hakkında eser yazan el-Ḳâdirî’nin, eş-Şeraḳî’den ilmî olarak daha az şöhrete sahip olan müellifleri, eş-Şeraḳî’nin öğrencilerini, hatta ilmî açıdan ancak onun öğrencisi olacak şahısları zikretmesine rağmen eş-Şeraḳî’yi zikretmemesi gerçekten büyük bir ihmaldir. Ḳâdirî’nin terâcim konusunda önemli

eserleri olan Neşru’l-Me

å

ânî, Ḥavliyâtu Neşri’l-Me

å

ânî, İltiḳâdu’d-Durar ve el-Eklîl

ve’t-Tâc adlı eserlerine bakıldığında müellifin eş-Şeraḳî’ye bir kelime dahi olsa yer

vermediği görülür. Bu durumunun sebebi olarak İbnu’ṭ-Ṭayyib’in hayatının diğer yarısını Meşrîk’ta geçirdiği ve eserlerini büyük ölçüde orada ortaya koyduğu ileri sürülebilir. Fakat el-Ḳâdirî gibi sadece Mağrib müelliflerini değil Meşârîk müelliflerini de eserlerine alan büyük bir tarihçiye bu durumun nasıl gizli kalabildiğini anlamak gerçekten mümkün değildir. Genelde aynı dönemde yaşayan müellifler arsında ihtilaf, rekabet vb. nedenlerle gerçeklerin gizlendiği görülen bir gerçektir; fakat her iki âlimin aralarında yaş farkının bulunması yukarıdaki gerekçeyi ortadan kaldırmaktadır. Acaba eş-Şeraḳî ile Fas’ta o dönemin meşhur ilim sahibi ailelerinden el-Ḳâdirî’nin ailesinden bazı fertler arasında meydana gelen böyle bir

çekişmenin mi bu duruma neden olduğu akla gelmektedir.173 İbnu’ṭ-Ṭayyib’e dönem

hakkında bilgi veren en meşhur eser konumunda olan el-Ḳâdirî’nin eserlerinde yer verilmemesine rağmen, gerek eş-Şeraḳî’nin öğrencileri gerekse Mağrib ve Meşrîkli çok sayıdaki müellifin oluşturduğu en kadîm ve en güvenilir terâcim kitaplarında eş- Şeraḳî’nin hayatı, ilmî şahsiyeti hakkında bilgilere ulaşılmaktadır.

172 Murtaḍâ ez-Zebîdî, Elfiyyetu’s-Sened, thk.Muhammed b. ʻAzûz, 1.b., Dâru İbn Ḥazm, Beyrut, 2006, s. 101-102.

Benzer Belgeler