• Sonuç bulunamadı

İllet Tek Bir Vasıf Taşımalı

B. Genellikle Kabul Edilmeyen Şartlar

5. İllet Tek Bir Vasıf Taşımalı

İllet sadece bir vasfa sahip olmalıdır. Bu şarta göre illetin birden fazla vasfının bulunmaması gerekir. Usûlcüler bu konuda da ihtilaf etmişlerdir.

Bunlardan Cumhurun görüşüne göre bir illet birden fazla vasfa sahip olabilir. Çünkü şer’i deliller incelendiğinde illetlerin birden fazla vasfa sahip oldukları görülebilir. Örneğin, kısası gerektiren öldürme fiilinin kasden ve düşmanlık beslenerek işlenmiş olması gerekir. Misalde görüldüğü gibi kısasın illeti birden fazla vasıftan müteşekkildir. Cumhur bu iddilarına gerekçe olarak şu delilleri ileri sürmüşlerdir.

Birinci delil, şer’i delillerde veya diğer illet tespit yöntemlerinden birinde bir vasıf illet olabileceği gibi birkaç vasıf da illet olabilir. Bunun önünde herhangi bir mani bulunmamaktadır.

İkinci delil, bazı durumlarda hükümlerde gözetilen maslahat bir vasıfla gerçekleşmeyebilir. Çünkü bazı şer’i hükümlerin birkaç vasfın bir arada bulunmasıyla gerçekleşebildiğini görüyoruz. Örneğin, öldürme fiilinin tek başına kısas için yeterli olmadığını biliyoruz. Bu fiilin yanında, fiilin kasıtlı ve düşmanca işlenmiş olması da gerekir. Böylece istenilen hükmün gerçekleşebilmesi için vasıflar arasında bir uygunluğun sağlanması ve bu vasıfların bir arada bulunması gerekir.

İkinci grubun görüşüne göre, illet olabilecek vasfın mürekkep olmaması gerekir. İllet tek olduğuna göre, onun alt yapısını oluşturan vasfın da bir tane olması gerekir. Görüşlerine dayanak olarak şu delilleri ileri sürmüşlerdir.

Birinci delile göre, birçok bölümden müteşekkil olan bir yapıda, bölümlerden biri ortadan kalktığında, yapının ortadan kalkması durumu ortaya çıkar. Bu yapı

236 Ebu’l-Hüseyin el-Basrî, a.g.e., II, 269; Serahsî, a.g.e., II,158; İbn Kudame, Ravdetu’n-Nazır, s.169;

oluşturulurken bölümlerden her biri onun oluşumunda etkili olmuştur. Dolayısıyla birinin olmaması yapının tümüne zarar verir. Birçok vasfa dayanan illet için de aynı durum söz konusu olur. Vasfın biri ortadan kalktığı takdirde illet de ortadan kalkacaktır. İkinci delile göre illete kaynaklık eden mürekkep vasıflar üç durum arz eder: a) Her biri hükme uygun olabilir. b) Hiçbiri hükme uygun olmayabilir. c) Vasıfların bir kısmı uygun olabilir, bir kısmı da uygun olmayabilir.

Birinci duruma göre, yani mürekkep vasıfların her birinin hükme uygun olması halinde hüküm her birine müstakil olarak izafe edilebilir ki bu muhaldir. Çünkü bu durumda her bir vasıf müstakil bir illet olur. Bu durumda da terkibin bir anlamı kalmaz. Bu konumuzun dışında bir durum olarak ortaya çıkar. Veya hüküm vasıfların bir kısmına izafe edilir, diğer kısmına ise izafe edilmez. Bu da muhaldir. Çünkü hükmü vasıflardan bir kısmına has kılmak için ikinci bir delil gerekir.

İkinci duruma göre ise mürekkep vasıflardan hiçbiri hükme münasib olmadığı takdirde ta’lil gerçekleşmez.

Üçüncü duruma göre ise, hüküm vasıflardan bir kısmına münasib olup diğer kısmına ise münasib olmadığı takdirde sadece münasib olan vasıfların illet olması gerekir. Bu durumda diğer vasıfların da herhangi bir etkisinin olmaması gerekir. Bu da mürekkep vasıf olma durumunu ortadan kaldırır 237.

Her iki görüşün delillerini değerlendirdiğimizde, Cumhurun görüşünün daha isabetli olduğu ortaya çıkar. Çünkü ikinci grubun birinci delilde yürüttükleri mantıkî gerekçe yetersizdir. Zira mürekkep vasıflar birlikte oldukları zaman illeti oluştururlar. Aksi takdirde zaten illet oluşmaz.

İkinci delilde öne sürdükleri teselsül ise mürekkep vasıflarda söz konusu değildir. Çünkü bu vasıflarda söz konusu olan birlikte olmalarıdır (inzimam). Onun dışında herhangi bir durum geçerli değildir. Vasıflardan biri yok olduğunda illet de kaybolur.

Üçüncü delilde öne sürdükleri gerekçeler de aynı şekilde geçersizdir. Çünkü münasebet tümünü bir defada kapsar. Vasıfları ayrı olarak düşünüp farklı değerlendirmeler yapmak mümkün değildir.

237 İsfehânî, a.g.e., III, 75; Râzî, el-Mahsûl, V, 305-311; Âmidî, a.g.e., III, 189; Emir

İKİNCİ BÖLÜM

İLLET TESPİT YÖNTEMLERİ

I. KONUYA GİRİŞ

Kıyas, ancak asl ile fer’ arasındaki ortak illet ile gerçekleşebilir. Yani illet olarak kabul edilen vasfın ortak olduğunun bilinmesiyle sağlanabilir. İllet olabilecek vasfın belirlenebilmesi de ancak farklı bazı yöntemlerle mümkündür. Bundan dolayı Usûlcüler farklı “illet tespit yöntemleri” geliştirmişlerdir. Bu yöntemlerin ortaya konulmasındaki gaye ise illet olabilecek vasıfları ortaya çıkarmaktır. Çünkü usûlî/metodolojik kıyasta asl ve fer’ arasındaki mücerret ortaklık yeterli değildir. Aksine asl ile fer’ arasındaki ortaklığı sağlayan illetin tespitinin bazı esaslara/kurallara bağlı bulunması gerekir.

Usûlcüler bu konuya özellikle itina göstermişler, araştırmalarını derinleştirmişler ve genellikle de bu konuyu ayrı bir başlık altında değerlendirmeye tabi tutmuşlardır. Hatta daha da ileri giderek her bir yöntemin bölümlerini, bağlantılarını, luğat ve kavramsal boyutlarını derinlemesine incelemişlerdir.

İllet tespit etme yöntemleri hükümlerde bulunan vasıflardan illet olabilecekleri belirleyip tespit etmekten ibarettir.

Hangi vasıflarla ta’lil yapılabileceği de naklî ve aklî delillerle belirlenebilir. İlletler iddia ile tespit edilemez. Olabileceği kabul edilen şeyin gerçek illet olarak kabul edilebilmesi için bir delili bulunmalıdır.

İlletler kitap, sünnet veya icma yoluyla belirlendiği takdirde illetlerin naklî delillerle tespit edildiği anlaşılır. Diğer yöntemlerden herhangi biriyle tespit edildiğinde ise aklî delillerle tespit edildiği anlaşılır. Buna göre illet tespit yöntemleri de naklî ve aklî yöntemler olarak ikiye ayrılır. Naklî yöntemler üzerinde ittifak bulunmakla birlikte, aklî yöntemlerle tespit edilenler hususunda böyle bir ittifak söz konusu değildir. Çalışmamızda ilk etapta naklî yöntemleri inceleyip daha sonra da aklî yöntemleri ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.

Benzer Belgeler