• Sonuç bulunamadı

İlk Dönem İbâdî Kaynaklarda Müsned’in Kullanımı

4. GENEL OLARAK İBÂDİYYE MEZHEBİ

2.1.5. İlk Dönem İbâdî Kaynaklarda Müsned’in Kullanımı

Bu başlık altında Rebî’ b. Habîb’in Vârcelânî’den önce özellikle İbâdî fıkıh kaynaklarında ne şekilde geçtiğine biraz daha detaylı bakmak istiyoruz. Zira bu kaynaklarda Rebî’ ile ilgili bulacağımız bilgiler, bize Rebî’in Müsned’i hakkında daha aydınlatıcı bilgiler verebilir. Hicrî altıncı asırdan önce Rebî’den söz eden kaynaklarda onun eseri ile ilgili herhangi bir bilgiye rastlayabilir miyiz diye söz konusu eserlerde Rebî’den yapılan rivâyetlere daha yakından bakmak istiyoruz.

İbâdiyye mezhebinin erken dönem yazılmış fıkıh kitaplarından birisi İbnu Ğânim’in (ö. 205/820) Müdevvene adlı eseridir. İbnu Ğânim, Rebî’in talebelerinden birisi olup hicrî üçüncü asrın başlarında vefat etmiştir. Eser Câbir b. Zeyd ile İbnu Ğânim arasındaki İbâdî âlimlerin fıkıh bilgilerini cem etmiştir. İbâdî âlimlerin görüşleri nakledilirken genellikle semâ metodu takip edilmiştir. Semâ imkânı

87

olmayanlar için ise başka bir râvi vasıtasıyla görüşler nakledilmiştir.457 İbnu Ğânim

rivâyette bulunurken takip ettiği usûl hakkında şunları ifade etmişti: “Ben, salât,

tekbîr, rukû, sucûd bâblarını, Rebî’, Ebû’l-Muhâcir, Ebû’l-Müerrih,... Hatim b. Mansur’a sordum. Bazılarından şifahen (aracı olmadan) rivâyet ettim. Bazılarından da kendileri ile doğrudan görüşen kişilerden rivâyet ettim.”458 İbnu Ğânim,

Müdevvene’de Rebî’den o kadar çok rivâyette bulunmuştur ki neredeyse Rebî’ isminin

geçmediği sayfa yok gibidir. Genellikle “Ben Rebî’e sordum”459 veya “Bana, Rebî’e

soran kişi haber verdi”460 şeklinde rivâyette bulunmuştur. İbnu Ğânim, Rebî’den rivâyette bulunurken onun yanında bulunan her hangi bir eserden söz etmemektedir. Genellikle şifahen Rebî’e sorular sormuş veya başkasının aracılığı ile Rebî’den rivâyette bulunmuştur. İbnu Ğânim’in Müdevvene’sini incelediğimizde Rebî’den yapılan nakillerin birçoğunun, aslında Rebî’in bugün elimizde olan Müsned’indeki bir hadise dayandığı veyahut kendisinden yapılan rivâyetin bir hadis metni olduğunu görmek mümkündür. Örnek olarak bir kaç rivâyeti zikretmek istiyoruz:

1. İbnu Ğânim, Rebî’e elbisesinde ihtilam eseri-izi olup namaz kılan kişinin durumunu sordum dedi. Rebî’, “Namazı bozulur, elbisesini

yıkadıktan sonra namazı kılabilir”461 dedi. Rebî’n el-Câmi’indeki hadis şudur: “Meni, mezi, … necistir. Bulaştığı elbise ile namaz kılınmaz.”462

2. Rebî’e, abdest alan kişi eşine dokunur veya onu öperse durumu ne olur diye sordum. Rebî’ şöyle dedi: “Bunlar için abdest almak gerekmez”463 Rebî’in Müsned’indeki hadis şudur: Hz. Aişe: “Peygamber (sav), beni

öper sonra namaz kılardı, abdest de almazdı.”464

3. Rebî’e, köpeğe dokunan abdestli kişinin durumunu sordum. Rebî’, “Eğer köpek ıslak ise yeniden abdest alınır,”465 dedi. Rebî’in

457 İbnu Ğânim, Müdevvene, (Mukaddime), s. 7-17. 458 İbnu Ğânim, Müdevvene, (Mukaddime), s. 14.

459 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 20, 21, 22, 31, 37, 38, 41, 43, 44, 46, 52, 53, 54, 62, 77.

460 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 58, 68, 94, 103, 123, 124, 125, 129, 175, 177, 178, 179, 180, 185. 461 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 20.

462 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 41, h.no: 148. 463 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 21. 464 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 33, h.no: 108. 465 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 21.

88

Müsned’indeki hadis şudur: “Köpek birinizin tabağını yalarsa onu yedi defa yıkayınız.”466

4. Kulak başla beraber mi yıkanır, baştan mı sayılır, diye sordum. Rebî’,

“Kulakların hem içi hem de dışı baştan sayılır,”467 dedi. Müsned’de geçen hadis ise şudur: “İki kulak baştandır.”468

5. Mahbûb, Rebî’den o da Ebû ‘Ubeyde’den şöyle rivâyette bulunmuş:

“Eğer yolculukta oruç tutarsan güzeldir. Şayet yolcu iken orucunu açarsan o da güzeldir. Oruç, güç yetiren için daha iyidir.”469

Müsned’deki rivâyet ise şudur: “Enes b. Mâlik dedi ki biz Peygamber (sav) ile yolculuk yaptık. Bizden bazıları oruç tuttu bazıları da tutmadı. Kimse de kimseyi kınamadı.”470

6. Rebî’e, hilal görülmeden önce oruç tutmanın hükmü soruldu. Rebî’ bu

konuda Ebû ‘Ubeyde’den şunu nakletti: “Hz. Ömer, ay halleri

vakitlerdir. Ay’ı görünce oruç tutunuz. Ay’ı tekrar görünce iftar ediniz dedi.”471 Müsned’deki hadis ise şudur: “Hz. Peygamber: Hilali

görmeden oruca başlamayınız.”472

7. Rebî’, balık dışında denizden çıkan hayvanların yenmesinde bir beis olmadığını söyledi.473 Müsned’de geçen rivâyet: “Peygamber (sav),

onun (denizin) suyu temizdir. Ölüsü de helaldir dedi.”474

466 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 42, h.no: 153, 154, 155. 467 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 22.

468 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 36, h.no: 128. 469 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 73. 470 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 79, h.no: 307. 471 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 76.

472 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 83, h.no: 323. Müdevvene’de Rebî’in Ebû ‘Ubeyde - Hz. Ömer kanalı ile rivâyet

ettiği hadisi, Rebî’in Müsned’inde bulamadık. Ancak onun yerine yukarda zikrettiğimiz rivâyet vardır. Bunun sebebi de şu olsa gerekir. Hz. Ömer kanalı ile gelen rivâyet mürsel bir hadistir. Ancak Rebî’in

Müsned’inde rivâyet ettiğ hadis ise mürsel değil merfû’ bir hadistir. Hadisin senedi için bkz. (İbnu

Ğânim, Müdevvene, s. 76; Rebî’, el-Câmi’, I, s. 83, h.no: 323).

473 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 91. 474 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 43-44, h.no: 161.

89

8. Rebî’, velisiz nikâhın olmayacağını söyledi.475 Müsned’indeki hadis şudur: “… Mehir ve veli olmadan nikâh olmaz”.476

Görüldüğü gibi İbnu Ğânim, Rebî’den sık sık nakillerde bulunmaktadır. İbnu Ğânim’in doğrudan veya başka bir râvi vasıtasıyla Rebî’den naklettikleri fetva veya rivâyetler, mana açısından bugün elimizde olan Rebî’in Müsned’indeki rivâyetlerle örtüşmektedir. Ancak İbnu Ğânim, hocası Rebî’den nakilde bulunurken ona ait herhangi bir eserden açıkça söz etmemiştir.

Hicrî dördüncü asrın önemli İbâdî âlimlerinden birisi de el-Câmi’ adlı eserin sahibi İbn Bereke (ö. 362/973)’dir. İbâdîlerin ilk fıkıh usulü yazarı olarak kabul edilen İbn Bereke’nin birçok eseri olduğu ifade edilse de zamanımıza kadar gelen en önemli eseri el-Câmi’ adlı eseridir.477 İbn Bereke’nin eserine baktığımızda Rebî’ b. Habîb’in

Müsned’inden söz eden herhangi bir ibareye rastlamadık. Ancak şaşırtıcı olan durum

şudur. Her iki eserdeki rivâyetlerde sened ve metin bakımından çok fazla benzerlik vardır. Örneğin; İbn Bereke’nin el-Câmi’inde yer alan 33 hadisin, aynı sened ve metinle Rebî’in eserinde de yer aldığını, yine İbn Bereke’nin eserindeki 116 hadisin, aynı metinle Rebî’in eserinde de var olduğunu tespit ettik. Benzerlik sadece bunlarla sınır değildir. Aynı manaya gelen ancak farklı ifadelerle rivâyet edilen birçok ortak hadis vardır. Konunun anlaşılması için örnek vererek vardığımız sonuçları izah edelim.

İbn Bereke’nin eserinde yer alıp aynı sened (sahâbî kısmı) ve metinle Rebî’in

Müsnedi’inde de bulunan rivâyetlere birkaç örnek vermek istiyoruz:

1. İbn Bereke’de geçen rivâyet: “Said b. Cübeyr dedi ki: Ben İbn Abbâs’a

Fatiha’yı sordum. O, Kur’ân’ın anasıdır dedi. Sonra besmeleyi okudu ve dedi

475 İbnu Ğânim, Müdevvene, s. 103. 476 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 138, h.no: 510.

477 İbn Bereke hakkında daha fazla bilgi için bkz. (Ebû Muhammed Abdullâh b. Muhammed İbn Bereke el-

Behlevî, Kitâbu’l-el-Câmi’, Vizâretu’t-Turâsi’l-Kavmî, ‘Umân Sultanlığı 1998, II, (Mukaddime), s. 3- 14; el-Ciytâlî, Kavâidu’l-İslâm, II, s. 296-298).

90

ki şüphesiz besmele Allah’ın kitabından bir ayettir.”478 Rebî’ aynı rivâyeti İbn Abbâs Said b. Cübeyr tariki ile rivâyet etmiştir.479

2. Bilâl (ö. 20/641) - Hz. Ebû Bekir - Hz. Peygamber tarikiyle gelen rivâyet şudur:

“Sizden hiç kimse Allah’ın helal kıldığı bir hayvanın etini yemekten dolayı abdest almasın.”480 Rebî’ aynı rivâyeti, İbn Abbâs - Bilal - Ebubekir - Hz. Peygamber tariki ile rivâyet etmiştir.481

3. Ebû Hüreyre (ö. 58/678) dedi ki: “Cünüp olarak sabahlayan kişi orucunu

bozmuştur.”482 Rebî’ aynı rivâyeti Ebû Hüreyre senediyle rivâyet etmiştir.483 4. Ebû Hüreyre dedi ki: “Köpek birinizin yemek kabını yaladığında yedi defa

suyla yıkayınız. İlki ve sonuncusunu toprakla yıkayınız.”484 Rebî’ aynı rivâyeti,

Ebû Hüreyre kanalıyla nakletmiştir.485

5. Ammâr b. Yasir (ö. 37/657): “Bir seferde Hz. Peygamberle (sav) beraber

teyemmüm aldık. Yüzümüzü bir defa, her iki elimizi de toprakla bir kere mesh ettik.”486 Rebî’ aynı hadisi, İbn Abbâs - Ammâr senediyle nakletmiştir.”487 6. Ammâr b. Yasir bir defasında cünüp olduğunu ve toprağı bedenine sürdüğünü,

ancak Hz. Peygamber’in kendisine şöyle dediğini nakletmiştir: “Şu şekil

yapman yeterlidir: İki eliyle yüzünü ve ellerini mesh etti.”488 Rebî’, aynı rivâyeti Câbir b. Zeyd - İbn Abbâs – Ammâr tarikiyle nakletmiştir.489

478 İbn Bereke, el-Câmi’, (el-Mektebetu’ş-Şâmile el-İbâdiyye), I, s. 53.

479 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 60, h.no: 223. Burada Rebî’ b. Habîb her iki rivâyetten de heberdardır. Ancak

kendisi Câbir b. Zeyd kanalı ile gelen rivâyeti tercih etmiştir.

480 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 210. 481 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 32-33, h.no: 104. 482 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 217, 218. 483 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 81, h.no: 315. 484 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 227, 280. 485 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 42, h.no: 153, 155. 486 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 236.

487 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 46, h.no: 171. 488 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 228. 489 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 46, h.no: 170.

91

7. Hz. Aişe şöyle dedi: “Peygamber (sav) üç kat elbise ile kefenlendi. İçerisinde

kamîs ve sarık yoktu.”490 Rebî’ rivâyeti, Câbir b. Zeyd - Hz. Aişe tarikiyle nakletmiştir.”491

8. Ebû Hüreyre dedi ki: “Biriniz sabahleyin uyanınca ellerini üç defa yıkamadan

kaba daldırmasın…”492 Rebî’ hadisi aynı senedle rivâyet etmiştir.493

9. Hz. Aişe şöyle dedi: “Kim Allah’a itaat etmeyi nezrediyorsa yerine getirsin.

Her kim de Allah’a isyan etmeyi adıyorsa, yerine getirmesin.”494 Rebî’ de aynı

rivâyeti, Hz. Aişe tariki ile rivâyet etmiştir.495

10. Ebû Hüreyre dedi ki: “Borçlu kişi iflas edince borçlunun yanında borç

sahiplerine ait malın aynısı varsa mal sahibi o malı almaya daha müstahaktır.”496 Rebî’, aynı rivâyeti Ebû Hüreyre kanalıyla rivâyet etmiştir.”497

Her iki eserde sened ve metin açısından ortak olan rivâyetler sadece bunlardan ibaret değildir. Konunun uzamaması için sadece bu örneklerle yetinmek istiyoruz.498

Şimdi de İbn Bereke’nin eserinde senedi olmadan rivâyet edilen ve aynı metinle Rebî’in Müsned’inde de bulunan rivâyetlere örnekler zikretmek istiyoruz:

1. “Ben, sizleri kabir ziyaretinden men etmiştim. Ancak şimdi….”499 Rebî’ aynı rivâyeti, İbn Abbâs kanalıyla rivâyet etmiştir.500

490 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 252. 491 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 129, h.no: 474. 492 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 174. 493 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 29, h.no: 87. 494 İbn Bereke, el-Câmi’, II, s. 103. 495 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 174, h.no: 658. 496 İbn Bereke, el-Câmi’, II, s. 384. 497 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 156, h.no: 586.

498 İbn Bereke’nin eserinde yer alıp aynı sened ve metinle Rebî’in Müsned’inde yer alan hadisler sadece

bunlardan ibaret değidir. Her iki eserin metnini karşılaştıran İbrahim b. Ali Bûlravâh, bu tür 33 hadisi tasbit etmiştir. Bkz. (Bûlravâh, Müsnedu’l-İmâm, s. 67-87).

499 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 4. 500 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 130, h.no: 481.

92

2. “Hz. Peygamber, bir satışta iki şart koşmayı nehyetti.”501 Rebî’deki rivâyet,

İbn Abbâs kanalıyla nakledilmiştir.502

3. “Hz. Peygamber, Câbir b. Abdillâh’tan bir deve satın aldı…”503 Rebî’, aynı rivâyeti İbn Abbâs vasıtasıyla nakletmiştir.504

4. “Temîm ed-Dârî, bir ev sattı ve evde kalmayı şart koştu. Peygamber (sav), şartı

ve satışı iptal etti.”505 Rebî’, aynı hadisi İbn Abbâs tariki ile rivâyet etmiştir.506 5. “Velâ’nın eti, nesebin eti gibidir.”507 Yani velâyet nesep gibidir başkasına

devredilemez. Rebî’, rivâyeti İbn Abbâs tariki ile nakletmiştir.508

6. “Peygamber (sav), ayakta su içmeyi nehyetti. Ayrıca Peygamber’in zemzemi

ayakta içtiği de rivâyet edildi.”509 Rebî’, rivâyeti İbn Abbâs tarikiyle nakletmiştir.510

7. “Kim Kur’ân’ı öğrenip sonra unutursa kesik kollu olarak mahşere gelir.”511 Rebî’, aynı hadisi İbn Abbâs kanalıyla nakletmiştir.512

8. “İkindi namazından sonra güneş batana kadar namaz yoktur.”513 Rebî’, aynı rivâyeti İbn Abbâs kanalıyla nakletmiştir.514

9. “Varise vasiyet yoktur.”515 Rebî’ rivâyeti İbn Abbâs tarikiyle nakletmiştir.516

501 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 4. 502 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 153, h.no: 569. 503 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 5. 504 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 153, h.no: 570. 505 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 6. 506 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 153, h.no: 570. 507 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 5. 508 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 176, h.no: 666. 509 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 6. 510 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 96, h.no: 381. 511 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 40. 512 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 7, h.no: 6. 513 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 69. 514 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 78, h.no: 295. 515 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 13, 17, 24. 516 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 176, h.no: 667.

93

10. “Sadaka veriniz. Çünkü gizli verilen sadaka kişiyi kötü duruma düşmekten

korur…”517 Rebî’ aynı rivâyeti İbn Abbâs tarikiyle nakletmiştir.518

Görüldüğü üzere İbn Bereke’nin eserinde yer alan birçok rivâyet, Rebî’in eserinde de mevcuttur. Rivâyetler metin açısından örtüştüğü gibi senetteki sahâbî açısından da uyum sağlamaktadır. İbn Bereke’nin senedini zikretmediği sadece metnini verdiği rivâyetlerin birçoğu Rebî’in eserinde ya aynı metinle veya yakın anlam ifade eden lafızlarla yer almıştır.519 İki eser arasındaki rivâyetlerin benzerliğini tablo

halinde göstermek mümkündür:

İbn Bereke’nin (ö. 362/973) el-Câmî’ adlı eserindeki rivâyetlerin, Rebî’in Müsned’indeki rivâyetler ile mukayese edilmesi

İki eserde de aynı sened (sahâbî kısmı) ve metinle rivâyet edilen hadis sayısı: 33 İki eserde de aynı metinle rivâyet edilen hadis sayısı: 116 Her iki eserde anlamları birbirlerine yakın olan hadis sayısı: 99

Toplam: 248

İbn Bereke’nin muasırlarından olup kendisine talebelikte bulunmuş ve İbâdiyye mezhebinin hicrî dördüncü asırda yaşamış önemli âlimlerinden birisi de Ebû’l-Hasan el-Besyevî’dir.520 O da el-Câmi’ adlı eserinde Rebî’den birçok kere

nakillerde bulunmuştur. Rivâyette bulunurken genellikle Rebî’in fıkhî görüşleri nakledilmekle beraber bazen de Rebî’den hadis rivâyet edilmiştir. Ancak rivâyetlerin kaynağından yeterince söz edilmemiştir. Besyevî, Rebî’e ait herhangi bir eserden söz etmemiş, naklettiği rivâyetlerde genellikle “Rivâyete göre Rebî’ dedi”, Rebî’den sika

kişiler nakleder”521 gibi genel ifadeler kullanmıştır.

Besyevî’nin Rebî’den naklettiği rivâyetlerin bir kısmının hüküm açısından Rebî’in Müsned’indeki hadislerle uyumlu olduğunu görmek mümkündür. Mesela;

“Rebî’den yapılan rivâyete göre, Ömer b. Abdülaziz, nebizi yasakladı. Habere göre

517 İbn Bereke, el-Câmi’, I, s. 17. 518 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 88, h.no: 346.

519 Her iki eserde de aynı metinle rivâyet edilen diğer hadisler için bkz. (Bûlravâh, Müsnedu’l-İmâm, s.

89-203).

520 Sâlimî, el-Lum’a, I, s. 225-26; Custers, Bibliyografya el-İbâdiyye, II, s. 152; Mustafa b. Muhammed

Şerifî, Muhâdarât fi Tarihi’t-Teşrîi’l-İslâmî, Ma’hedu’l-Hayat, yy, 2012, I, 93).

521 Ebû’l Hasan Ali b. Muhammed, el-Besyevî, Câmi’, Vizâretu’t-Turâsi’l-Kavmî, ‘Umân Sultanlığı 1984,

94

Hz. Peygamber nebizi nehyetti.”522 Rebî’in Müsned’inde şu hadis mevcuttur: “Peygamber (sav), dubba, müzeffet, nakîr ve hantem denilen kaplarda nebizin yapılmasını yasakladı.”523 Bununla beraber Besyevî’nin Rebî’den yapmış olduğu nakillerin bir kısmını bugün elimizdeki Müsned’de bulunmamaktadır. Mesela; “Rebî’

sika kimselerden şunu nakleder: sizleri sarhoş edicinin çoğu ve azından nehyederim.”524 Başka bir rivâyette Rebî’ şöyle dedi: “Liânda bulunan kadın için

iddet süresince mesken ve nafaka vardır.” 525 Bu rivâyetleri şuan elimizde mevcut olan

Müsned’de bulamadık.

Hicrî beşinci asır İbâdî fıkıh âlimlerden birisi de Ebû Abdullâh el-Kindî (ö. 508/1114)’dir.526 O da eserinde Rebî’den birçok defa atıfta bulunmuştur. Fıkhî

konularda bazen Rebî’in rivâyet ettiği bir hadisi, bazen de o konudaki fıkhî görüşüne müracaat edilmiştir. Kindî’nin Rebî’den yapmış olduğu nakillerin bir kısmını, bugün elimizdeki Rebî’in Müsned’inde bir hadis olarak görmek mümkündür. Misal: Rebî’den yapılan rivâyete göre; “Cünüp ve hayızlı olanlar, Kur’ân’ı taşıyamazlar.”527 Başka bir rivâyette de“Cünüp ve hayızlı olan kişiler Kur’ân’ı okuyamazlar”528 şeklindedir. Bugün elimizde olan Rebî’in Müsned’inde geçen rivâyet ise şudur:

“Onlar Kur’ân okuyamazlar, temizleninceye kadar Kur’ân’ı elleriyle taşıyamazlar.”529 Başka bir örnekte ise el-Kindî, Rebî’den şunları nakletmiştir:

“Müslüman kardeşine iftirada bulunan oruçlu kişinin, orucu ve abdesti bozulur.”530 Rebî’in Müsned’inde geçen rivâyet ise şudur: “Gıybet ve dedikodu oruçlunun orucunu

ve abdestini bozar.”531

522 el-Besyevî, el-Câmi’, IV, s. 95.

523 Rebî’, el-Câmi’, II, s. 167, h.no: 631. ed-Dubbâ’ el-Muzeffet ve el-Hantem, farklı malzemelerden

yapılan kaplar olup Nebiz denilen içki bu kaplarda yapılmaktaydı. Bkz. (Ebu’s-Seâdât Mecduddîn el- Mübârek İbn Esîr el-Cezerî (ö. 606/1210), en-Nihâye fi Ğarîbi’l-Hadis ve’l-Eser, (Thk. Tahir Ahmed ve Mahmud Muhammed) el-Mektebetu’l-İlmiyye, Beyrut 1979, 2/230, 5/218, 1/1059).

524 el-Besyevî, el-Câmi’, IV, s. 95. 525 el-Besyevî, el-Câmi’, IV, s. 95, 118.

526 Beyânu’ş-Şer’ adlı eser, bir ansiklopedi hüviyetine sahip fıkıh usulü ve furu’ meselelerden oluşmaktadır.

Eser on cilt halinde matbudur. Bkz. (el-Kindî, Beyânu’ş-Şer’, I, s. 6-8).

527 el-Kindî, Beyânu’ş-Şer’, I, s. 264. 528 el-Kindî, Beyânu’ş-Şer’, IX, s. 165. 529 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 9, h.no: 11. 530 el-Kindî, Beyânu’ş-Şer’, VIII, s. 191. 531 Rebî’, el-Câmi’, I, s. 33, h.no: 105.

95

İbâdiyye mezhebine ait hicrî altıncı asırdan önce yukarıda incelediğimiz fıkıh mecmualarında Müsned’in izini sürdük. Söz konusu eserlerde daha hicrî ikinci asırdan itibaren Rebî’den birçok defa rivâyette bulunulmuştur. Bazı kaynaklar, Rebî’den çok daha yoğun bir şekilde rivâyette bulunmuş ancak söz konusu eserler, naklettikleri rivâyetlerin kaynakları hakkında yeterli bilgi vermemiştir. Sadece genel olarak kaynağa işarette bulunmakla yetinilmiştir. Yukarıda incelediğimiz İbâdî kaynaklar, Rebî’in Müsned’inden açıkça söz etmemiştir. Ancak tüm fıkıh kitapları, Rebî’den birçok defa rivâyette bulunmuştur. Özellikle hicrî dördüncü asırda telif edilen İbn Bereke’nin eserindeki rivâyetler ile Rebî’in bugün elimizde mevcut olan

Müsned’indeki rivâyetler hem metin hem sened (sahâbî kısmı) açısından önemli bir

benzerlik içerisindedir. Rebî’in Müsned’i ile İbn Bereke’nin eseri arasında yaklaşık olarak 250 ortak rivâyet vardır. Bu benzerlik, bizlere Rebî’ Müsned’inin hicrî altıncı asırdan önceki varlığına delalet eden bir karine olabilir. İbn Bereke, genel olarak eserinde naklettiği rivâyetlerin kaynağını belirtmemektedir. Dolayısıyla Rebî’in eserine şahit olmuş mudur, bilemiyoruz. Ancak iki eser arasındaki rivâyetlerin benzerliği son derece şaşırtıcıdır. Metin açısından her iki eseri mukayese eden İbrahim Bûlravâh şu neticeye varmaktadır: “Rebî’ b. Habîb Müsned’inin, hicrî dördüncü

asırda (İbn Bereke’nin zamanında) var olduğu gerçeği, inkâr edilemez. Ancak inatçı olanlar, Müsned’in söz konusu dönemde var olmadığını iddia eder. Geriye şu mesele kalır acaba Müsned söz konusu dönemde ne şekildeydi ve İbn Bereke’ye nasıl ulaştı.”532 Yani Rebî’in eserindeki rivayetler, Vârcenlânî’den yaklaşık olarak iki yüz yıl önce hicrî dördüncü asırda vefat eden İbn Bereke döneminde de mevcuttur. Ancak İbrahim Bûlravâh’ın da belirttiği gibi İbn Bereke, Rebî’den naklettiği rivâyetleri yazılı bir metinden mi rivâyet etti? Yoksa bu rivâyetler kendisine sözlü olarak mı ulaştığı hususu hakkında konuşmak güçtür.

Hicrî altıncı asırdan önceki kaynaklarda Rebî’den yapılan rivâyetlere bakılınca Rebî’in hiç tanınmadığını, meçhul bir kişi olduğunu veya sonraki İbâdîlerin bir uydurması olduğunu iddia etmek,533 ilmi gerçeklere uygun bir görüş değildir. Şayet

532 Bûlravâh, Müsnedu’l-İmâm, s. 420.

533 Rebî’ ve eserine yöneltilen bu tür eleştiriler için bkz. (Humeyyid, “Aksâmu’l-Hadîs”, MKUDD, s. 1231-

1289; “Müsnedu’r-Rebî’”, MCUK, s. 247; “Ebû ‘Ubeyde”, el-Mecelletu’l-İlmiyye, s. 4537-4606; Âl Selmân, Kutubun Huzzira, I, s. 295-297; Elbânî, Silsile, XIII, s. 105, 112, 729).

96

Rebî’ gerçekten bilinmeyen meçhul bir şahsiyet olsaydı farklı zaman dilimlerinde telif edilen söz konusu eserlerde kendisinden bu kadar rivâyet yapılmazdı. İbâdî fıkıh mecmualarında Rebî’den yapılan bunca nakillere bakıldığında onların, Rebî’den habersiz olduklarını iddia etmek mantıklı gözükmemektedir. Ancak Rebî’den yapılan nakiller, sözlü kültür geleneği ile mi yapılıyordu? Yoksa ellerinde Rebî’e ait bir metin var mıydı bilemiyoruz. Zira şu an elimizdeki verilere göre bu sorulara net cevap vermek zordur.

Benzer Belgeler