• Sonuç bulunamadı

4. GENEL OLARAK İBÂDİYYE MEZHEBİ

1.2. HAYATI

Bu başlık altında Rebî’ b. Habîb’in ismi, nesebi, ailesi, doğum yeri, tarihi ve ne zaman vefat ettiğiyle ilgili tartışmalara değinilecektir.

1.2.1. İsmi ve Nesebi

Ulaşabildiğimiz kaynaklar çerçevesinde müellifimizin tam ismi, “er-Rebî’ b.

Habîb164 b. ‘Amr el-Ezdî el-Ferâhidî el-Basrî” 165 şeklindedir. Buna mukabil müellifin

dedelerinden üç kişinin daha ismini zikredip tam ismini, “Rebî’ b. Habîb b. ‘Amr b.

Rebî’ b. Râşid b. ‘Amr el-Ferâhidî el-’Umânî”166 şeklinde verenler de vardır.Ancak ilk kullanım daha yaygındır. Rebî’in soy şeceresini, Hûd Peygamber’e kadar götürenler de vardır. Soy şeceresi şu şekilde belirtilmiştir: “Ferâhid b. Mâlik b. Fehm

b. Ğânim b. Devs b. Adnân b. Abdullâh b. Zehrân b. Ka’b b. el-Hâris b. Abdullâh b. Mâlik b. Nadr b. el-Ezd b. el-Ğavs b. Nebt b. Mâlik b. Zeyd b. Kehlân b. Sebe’ b. Yeşceb b. Ye’reb b. Kahtân b. Hûd (a.s).”167 Rebî’ b. Habîb için “el-Basrî” ve “el-

’Umânî”168 nisbeleri kullanılmıştır. Doğduğu topraklara olan nispetinden dolayı “el-

’Umânî”, yine daha sonraki yıllarda yerleştiği, ilim tahsil ettiği ve meşhur olduğu

164 İbn Ma’în, Tarih, III, s. 353; İbn Hanbel, el-‘İlel, II, s. 56; Buhârî, Tarih, III, s. 277; İbn Şahin, Tarihu

Esmâi’s-Sikât, s. 86; İbn Hibbân, es-Sikât, VI, s. 299, no: 7807; Bağdadî, Tarihu Bağdat, XIV, s. 55;

Dercînî, Tabakât, II, s. 273; Şemmâhî, Siyer, s. 102; ed-Dulâbî, el-Kunâ, II, s. 515; Ziriklî, el-A’lâm, III, s. 14; Sâlimî, Tuhfetu’l-‘Ayân Bi Sireti Ehli ‘Umân, (Tsh. Ebû İshak İtfeyyiş), Matbaatu’ş-Şebâb, Kahire 1350, I, s. 7, 12, 71, 72; Sezgin, Tarih, I, s. 171-172; Buhârî’nin Kaynakları, s. 27.

165 İbn Selâm, Bed’u’l-İslâm, I, s. 14, 25; el-Kindî, Beyânu’ş-Şer’, XIV, s. 220; Vârcelânî, Kitâbu’l-

Esmâ, (el-Mektebetu’ş-Şâmile el-İbâdiyye), I, s. 1; Ebû Tahir İsmail el-Ciytâlî, Kavâidu’l-İslâm, (Thk.

Beşir b. Musa el-Hac), el-Matbaatu’l-Ğardâye, Cezayir 1998, I, s. 92, 261, 280, 344; eş-Şaksî,

Menhecu’t-Talibîn, I, s. 582; Sâlimî, Şerh, I, s. 2; el-Lum’atu’l-Mardiyye Min Eşi’ati’l-İbâdiyye,

Vizâretu’t-Turâsi’l-Kavmiyye, ‘Umân Sultanlığı 1981, I, s. 12-13; Sahârî, el-Ensâb, I, s. 784; Heyet,

Mu’cemu A’lâm, (Kısmu’l-Meşrik), I, s. 103, no: 368; Custers, Bibliyografya el-İbâdiyye, II, s. 400;

Humeyyid, “Aksâmu’l-Hadîs fi Müsnedi’r-Rebî’ b. Habîb el-İbâdî”, Mecelletu Kulliyeti Usûli’d-Dîn

ve’d-Da’ve, Asyut/Mısır 2009, sayı: 27, s. 1625; Erul, “Rebî’ b. Habîb”, DİA, XXXIV, s. 494-495;

“Rivâyet Üslubu (III)”, AÜİFD, XLIV, s. 27-68; Bakan, “İbâdîler ve Hadis”, EAK, s. 204, 236; Bağcı,

Hadis Tarihi, s. 190.

166 el-Hey’etu’l-İlmî, Mevsu’atu A’lâmi’l-Ulemâi ve’l-Udebâi’l-‘Arabi ve’l-Müslimîn, Dâru’l-Cîl,

Beyrut 2004, I, s. 505; Kannûbî, er-Rebî’ b. Habîb, s. 15; el-Bus’îdî, Rivâyetu’l-Hadis, s. 34; Sultan b. Seyf b. Mehnâ el-Ye’rabî, Fikhu’l-İmâm Rebî’ b. Habîb min Hilâli Kutûbi’l-Asâr ilâ Karni’s-

Sâdis el-Hicrî, Vizâretu’l-Evkâf ve Şuûnu’d-Dîniyye, ‘Umân Sultanlığı 2005, I, s. 4.

167 Heyet, Mevsu’atu A’lâm, I, s. 505; Kannûbî, er-Rebî’ b. Habîb, s. 9.

168 Rebî’, el-Câmi’, Vizâretu’l-Evkâf ve Şuûnu’d-Dîniyye, ‘Umân Sultanlığı 2011, (Mukaddime Bölümü),

40

şehre nispetinden dolayı da kendisine “el-Basrî”169 denilmiştir. Ayrıca Ferâhid b.

Mâlik’e170 olan nispetinden dolayı kendisine “el-Ferâhidî” 171 de denilmiştir. Rebî’ b.

Habîb için “Ebû ‘Amr” 172 künyesi kullanılmıştır.

Rebî’ b. Habîb, ‘Umân Sultanlığının “el-Bâtın”173 denilen bölgesinde doğmuştur.174 ‘Umân’nın el-Bâtın bölgesine bağlı “Ğadafân” veya “Vedâm”175

şehirlerinde doğduğu da rivâyet edilmektedir. Ziriklî, Rebî’ hakkında bilgi verirken “Min ehli’l-Basra”176 ifadesiyle onun Basralı olduğunu belirtmiştir. Fuad Sezgin de kendisi hakkında “O aslan Basralı’dır”177 demiştir. Muhtemelen Rebî’in “el-Basrî” lakabından hareketle böyle bir sonuca varılmıştır. Ancak yaygın olan görüş, Rebî’in ‘Umân’da doğmuş olduğu yönündedir. Daha sonra ailesiyle beraber Basra’ya göç etmiş ve orada meşhur olduğu için kendisine el-Basrî denilmiştir.178

Rebî’ b. Habîb’in doğduğu tarih net olmamakla beraber farklı görüşler bir araya getirildiğinde ortaya çıkan genel kanaat onun hicrî ilk asrın son çeyreğinde doğmuş olduğu şeklindedir. Rebî’in en önemli şarihi olan Nureddîn es-Sâlimî’ye (ö. 1326/1908) göre, müellifin doğum tarihi, hicrî 80 veya ondan çok kısa bir süre öncedir.179 Bazı kaynaklar göre de Rebî’in doğum tarihi Sâlimî’nin dediği gibi hicrî

169 Bkz. es-Sahârî, el-Ensâb, I, s. 784; Sâlimî, Tuhfe, I, s. 13; el-Lum’a, I, s. 13.

170 “Beni Ferâhid” veya “Ferhûd” ‘Umân’ın Ezd mıntıkasına bağlı bir bölgenin adıdır. Daha sonraki yıllarda

Ezd kabilesinin ekseriyeti Basra şehrine göç etmiştir. Göç edenler içerisinde Rebî’in ailesi de vardır. Bkz. (Custers, Bibliyografya el-İbâdiyye, II, s. 400).

171 Custers, Bibliyografya el-İbâdiyye, II, s. 400.

172 Dercînî, Tabakât, II, s. 273; Şemmâhi, Siyer, I, s. 159; Heyet, Mevsu’atu A’lâm, I, s. 505.

173 ‘Umân Sultanlığı idari açıdan beş bölgeye ayrılmıştır. Bu bölgelerden bir tanesi de el-Bâtiniyye

mıntıkasıdır. Diğer bölgeler ise ed-Dâhiliyye, el-Vustâ, eş-Şarkiyye ve ez-Zâhire’dir. Bu dört bölge içinde dört muhafaza (Maskat, Zafar, Musendam, Büreymi) ve bunların altında da altmış civarı vilayet bulunmaktadır. Bkz. (Mustafa L. Bilge, “Umân”, DİA, TDVY, Ankara 2012, XXXXII, s. 140).

174 Heyet, Mevsu’atu A’lâm, I, s. 505; Heyet, Mu’cemu A’lâm, I, s. 103, no: 368; Custers, Bibliyografya

el-İbâdiyye, II, s. 400.

175 Sâlimî, Şerh, I, s. 3; Custers, Bibliyografya el-İbâdiyye, II, s. 400; Kannûbî, er-Rebî’ b. Habîb, s. 9. 176 Ziriklî, el-A’lâm, III, s. 14. Muhtemelen müellifimizin Basra’da meşhur olup tanınmış ve bir lakabının

da “el-Basrî” olması hasebiyle böyle bir ifade kullanılmıştır. Basra’da doğduğuna dair açık bir ifade yoktur.

177 Sezgin, Tarih, I, s. 171-172.

178 Müellifin el-Basrî lakabından hareketle bazıları onun Basra’da doğduğunu iddia etmişlerdir. İddiaya

göre Basra’da doğduktan sonra ‘Umân’a gitmiş ve daha sonra ilim tahsili için tekrar Basra’ya geri dönmüştür. Ancak Kannûbî, bu iddianın delilsiz olduğunu, bunu söyleyenin sadece müellifin el-Basrî olan lakabından hareketle böyle bir sonuca vardığını belirtmektedir. Hâlbuki birçok muhaddis doğdukları beldelere değil de yerleştikleri ve ilim tahsil ettikleri topraklara nispet edilmiş ve buna göre çeşitli lakaplar almışlardır. Bu lakaplar onların orada doğduğuna delil değildir. Aksine o topraklara yerleşip ve orada meşhur olduklarından o tür nispetlerle tanınmışlardır. Bkz. (Kannûbî, er-Rebî’ b.

Habîb, s. 9).

41

75-80 arasıdır.180 Çağdaş İbâdî âlimlerden Kannûbî, Rebî’in doğum tarihini tam olarak tespit edemediğini, ancak kendi kanaatinin de hicrî 75-80 yılları arası olduğunu, belirtmektedir.181

Rebî’ b. Habîb hakkında bilgi veren kaynaklarda ailesi ile ilgili detaylı bilgiye rastlayamadık. Soy şeceresini veren kaynaklardan Rebî’in babasının isminin Habîb b. ‘Amr182 olduğu anlaşılmaktadır. Hicrî 90-93 yılları arasında babası ve diğer aile

üyeleri ile beraber ‘Umân’dan Basra’ya göç etmiş ve orada “Harîbiyye” mıntıkasına, kendisinin de mensubu olduğu el-Ezd kabilesinin yanına yerleşmiştir.183 Ailesinden

diğer fertlerle ilgili herhangi bir bilgiye ulaşamadık. 1.2.2. Vefatı

Rebî’ b. Habîb, Basra’da uzun bir dönem yaşadıktan sonra ömrünün son yıllarında doğduğu ana vatanına geri dönmüş ve ömrünün geri kalanını ‘Umân’da geçirmiştir.184 İbâdî kaynakların belirttiğine göre Rebî’ b. Habîb ömrünün son

yıllarında Basra’dan asli vatanı ve doğduğu yer olan ‘Umân’ın Ğatafân beldesine geri dönmüş ve orada vefat etmiştir.185 Rebî’ b. Habîb’in ‘Umân’da vefat ettiği hususunda

İbâdî kaynaklarda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.186

180 Heyet, Mevsu’atu A’lâm, I, s. 505; Heyet, Mu’cemu A’lâm, I, s. 103, h.no: 368.

181 el-Bus’îdî, Rivâyetu’l-Hadis, I, s. 34. Kannûbî’nin bu tarihi Rebî’in doğum tarihi olarak kabul etmesinin

sebebi şudur. Rebî’in en meşhur hocalarından Câbir b. Zeyd vefat ettiğinde Rebî’ henüz çok genç yaşlardadır. Câbir b. Zeyd’in vefat tarihi hicrî 93 tür. Dolayısıyla o yıllada Rebî’in 13-15 yaşlarda olması muhtemeldir. Bu tarih hicrî 75-80 yıllarına tekabül etmektedir. Bkz. (Kannûbî, er-Rebî’ b.

Habîb, s. 9).

182 Bkz. Dercînî, Tabakât, II, s. 273-277; ed-Dulâbî, el-Kunâ, II, s. 515; Vârcelânî, Kitabu’l-Esmâ, I, s.

1; Sâlimî, Şerh, I, s. 2; Tuhfe, I, s. 13; Heyet, Mevsu’atu A’lâm, I, s. 505; Bus’îdî, Rivâyetu’l-Hadis, s. 34.

183 Heyet, Mevsu’atu A’lâm, I, s. 505-506.

184 Heyet, Mu’cemu A’lâm, I, s. 104; Heyet, Mevsu’atu A’lâm, I, s. 506.

185 Heyet, Mu’cemu A’lâm, I, s. 104; Custers, Bibliyografya el-İbâdiyye, II, s. 401; el-Bus’îdî,

Rivâyetu’l-Hadis, I, s. 40.

186 Kaynak temini için ‘Umân Sultanlığının başkenti Maskat’a gittiğimizde Rebî’ b. Habib’in vefat ettiği

yerin veya mezarının belli olup olmadığını öğrenmek istedik. Bizlere, mezarının Maskat’a yaklaşık iki saat mesafede “Livâ” vilayetine bağlı “Ğadafân” beldesinde olduğunu söylediler. Bir sahil kenti olan Liva’nın Ğadafân beldesine gittik. Bugün Rebî’ b. Habîb’in mezarının olduğu iddia edilen yerde “Mescidu’r-Rebi’ b. Habîb” adında bir cami inşa edilmiş durumdadır. Rebî’ b. Habîb hakkında yüksek lisans yapmış olan cami imamı Abdullâh el-Henâ’nin rehberliğinde Rebî’in mezarını görmek istedik. Ancak mezarın olduğu bölgede büyük bir elektrik santrali kurulmuş olduğundan ve mezar da bu sanayi bölgesinin içerisinde kaldığından ziyaret etme imkânımız olmadı. (Livâ/Ğatafân, ‘Umân Sultanlığı, Ocak, 2017).

42

Rebî’in doğum tarihi hakkında ihtilaflar olduğu gibi vefat tarihi hakkında da araştırmacılar arasında ihtilaf vardır. Ancak farklı görüşler bir araya getirildiği zaman Rebî’in hicrî ikinci asrın son yarısında vefat ettiğini söylemek mümkündür. İbâdî tarihçilerinden Dercînî, Tabakât adlı eserinde Rebî’i dördüncü tabakada, yani hicrî 150-200 tarihleri arasında vefat edenler arasında saymıştır.187 Sâlimî, müellifin vefat tarihi hakkında daha muayyen bir tarih vermekte ve hicrî 175-180 civarında öldüğünü, tahmin etmektedir.188 İbâdî âlimlerinden Kannûbî ise Rebî’ b. Habîb’in vefat tarihini tam olarak tespit edemediğini, ancak genel kanatın hicrî (175-180) yılları arası189

olduğunu belirtmektedir.190

Yukarıdaki bilgilerden de açıkça anlaşıldığı üzere Rebî’in vefat tarihi hakkındaki genel kanaat, onun hicrî ikinci asrın son çeyreğinde vefat etmiş olması yönündedir. Burada şu hususları belirtmekte fayda mülahaza ediyoruz. Ulaşabildiğimiz Sünnî ve İbâdî kaynaklarda maalesef Rebî’ b. Habîb’in hayatı hakkında detaylı ve sistematik bilgi veren herhangi bir esere rastlayamadık. Kendisinden söz eden kaynaklar çok sınırlı bir takım bilgiler sunmaktadır. Diğer taraftan Sünnî kaynaklar arasındaki bazı cerh ve ta’dil kitaplarında ismi geçmektedir. Ancak bu eserlerde onun hakkında birkaç satırı geçmeyecek kadar az bilgi verilmektedir. Bu da Rebî’in adı, nesebi, sika olup olmadığı gibi bilgilerden

187 Bkz. Dercînî, Tabakât, II, s. 273.

188 Sâlimî, el-Lum’a, I, s. 13; Heyet, Mevsu’atu A’lâm, I, s. 505.

189 Rebî’in vefat tarihini gösteren bir delile ulaşamadığını ifade eden Kannûbî, kendisinde hâsıl olan kanaate

göre onun yaklaşık olarak hicrî 175-180 yıllarında öldüğünü, belirtmektedir. Kannûbî, bu konudaki görüşünü şu şekilde temellendirmektedir. Rustemî devleti zamanında İmam Abdulvehhâb b. Abdurrahman hicrî 171 yılında yönetimi devralmıştır. Bundan kısa bir zaman sonra Rebî’ b. Habîb’ten ülkedeki iç ayaklanmaları durdurma ile ilgili bir fetva istemiştir. Rebî’ de kendisine cevaben bir risale yazmıştır. Olaylar durulduktan sonra devlet reisi ile Rebî’ arasında tekrar bir yazışma daha olmuştur. Zamanın şartları ve iç karışıklar düşünüldüğünde bu olaylar en az 3-4 yıl sürmüştür. Ayrıca Rebî’ b. Habîb’in cenaze namazını Musa b. Ebî Câbir kıldırmıştır. Onun da vefatı hicrî 181 olduğuna göre Rebî’in vefat tarihinin 175-180 arası olması kuvvetle muhtemeldir. Bkz. (Kannûbî, er-Rebî’ b. Habîb, s. 12; Sâlimî, el-Lum’a, I, s. 13).

190 Önemli müsteşriklerden Brockelmann (ö. 1956) müellifimizin vefat tarihini hicrî 170, Fuad Sezgin

Rebî’in vefat tarihini yaklaşık olarak hicrî 170 civarı olduğunu, kaydetmiştir. Bus’îdî, müellifin vefat tarihini, yaklaşık hicrî 175 olarak vermektedir. Sultan b. Mubârek b. Hamed eş-Şeybânî ise vefat tarihini, hicrî 175-180 olarak kaydetmiştir. Vefat tarihi hicrî 180-190 yılları arası gösterenler de vardır. Bkz. (Carl Brockelmann, Tarihu’l-Edebi’l-‘Arab, (Trc. Abdulhalim en-Necâr), Dâru’l-Ma’ârif, 3. Baskı, Mısır 1974, I, s. 161; Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları, s. 27; Vârcelânî, Kitâbu’Tertib (Şeybânî’nin yazdığı mukaddime), I, s. 5; Bus’îdî, Rivâyetu’l-Hadis, I, s. 40; Custers, Bibliyografya

43

ibarettir.191 Doğal olarak bu konuda daha çok İbâdî kaynaklardan yararlandık.192 Ancak İbâdî kaynakların da özellikle erken döneme ait olanların Rebî’ hakkında yeterli bilgi sunduklarını ifade etmek pek mümkün değildir. Dolayısıyla müellifimiz hakkında verdiğimiz bilgiler ulaşabildiğimiz kaynaklarla sınırlı kalmıştır.

Benzer Belgeler