• Sonuç bulunamadı

İlkçağ Yunan Felsefesinde Su ve Ateş / Thales ve Herakleitos Felsefesi

II. ARKETİPSEL SEMBOLİZM İLE İLGİLİ GENEL BİLGİ

II.1. Sembol

II.1.1. Arketip

II.1.1.5. Persona

1.3. İlkçağ Yunan Felsefesinde Su ve Ateş / Thales ve Herakleitos Felsefesi

Yeryüzünün var oluşunda etkin rol oynayan maddelerinin neler olduğuna dair ilk düşünce bugün Türkiye sınırları içerisinde yer alan Milet’te ortaya çıkmıştır. İlk doğa filozoflarından biri olan ve M.Ö. 624 civarında dünyaya gelen Thales, evrenin ilk unsurunun (arche) su olduğunu belirtir. Deniz kenarında yaşayan ve ticaretle uğraştığı için denizlere açılan Thales’in bu düşünceyi benimsemesinde, dünyanın ¾’ünü kaplayan denizlerin büyük etkisi olduğunu söylememiz mümkündür. Bununla birlikte çeşitli dünya mitolojilerinde, başlangıçta dünyanın su üstünde yüzer vaziyette olduğuna dair düşünce Thales’in, archenin su olduğu fikrine ulaşmasını sağlamıştır.

Thales’in felsefi anlamda düşüncelerini günümüze kadar ulaştıran Aristoteles’tir. Thales’in görüşleri Aristo’nun aktarmalarına göre üç noktada toplanabilir:

1. Su, her şeyin arkhesi, ilkesi, doğası, nedeni veya tözüdür. 2. Dünya, suyun üzerinde yüzer.

3. Her şey tanrılarla doludur. (Arslan, 2013: 88).

Thales’i, bahsedilen önermelerden ilkine götüren neden Aristoteles’in açıklamalarına göre;

“Her şeyin sıvımsı bir varlıktan beslendiğine ve sıcağın kendisinin de ondan çıkıp onunla yaşadığına ilişkin gözlemi olmuştur. Bunun yanında, yine Aristoteles’e göre, Thales’i suyu ‘töz’ olarak kabul etmeye götüren diğer bir neden, her şeyin tohumunun nemli bir yapıda olduğuna ve suyun, nemli şeylerin doğasının kaynağı olduğuna ilişkin diğer bir gözlemi olmuş olmalıdır.” (Arslan, 2013: 89) şeklindedir.

Aristoteles Metafizik adlı eserinde, Thales’in evrenin ana maddesinin su olduğunun ve dünyanın suyun üzerinde yüzdüğü görüşünün, orijinal bir buluş olmadığını belirtir. Aristoteles’e göre eski kozmologlar da dünyayı aynı şekilde tasarlamışlardır. Thales de bu kozmologlardan etkilenmiştir. (Arslan, 2013: 89).

Ahmet Aslan, İlkçağ Felsefe Tarihi adlı eserinde; Thales’in suyun her şeyin ilk maddesi olduğuna dair varmış olduğu sonuca kendi gözlemleriyle ulaşmış olabileceğini belirtir. Thales, Nil’i ve onun Mısır’a nasıl hayat verdiğini görmüştür. Ayrıca su maddenin üç haline de girebilir. Bundan dolayı da suyun her şeyin kaynağı olduğuna dair çıkarsama yapılabilir. Su, tüm canlıların bedeninde oldukça önemli bir yer işgal etmektedir. Thales, “Suyun bir tanrı veya mitolojik bir varlık olarak her şeyin

bu kılığından çıkarıp, doğal halde etrafımızda gördüğümüz fiziksel suya indirgeyerek sözünü ettiğimiz görüşünü ortaya atmış olabilir.” (Aslan, 2013: 89-90). Thales’in her

şeyin nedenin su olduğuna dair yaptığı çıkarımlardan sonra, diğer unsurların da evrenin asli yapısını oluşturduğuna dair farklı fikirler, çeşitli filozoflarca ele alınmıştır.

1.3.2. Herakleitos: Ateş Her Şeyin Ana Maddesidir

Miletli doğa filozofları, varlığın ana unsurunun ne olduğu sorusunun cevabını aramışlar ve bu filozofların her biri, bu soruya farklı cevaplar bulmuşlardır. Thales suyun; Anaksimenes havanın evrenin ana unsuru olduğu fikrini savunurken, Herakleitos ise ateşin her şeyin sebebi ve tözü olduğu fikrini benimsemiştir.

Hayatı hakkında çok fazla bilgi olmayan Herakleitos M.Ö. 540 civarında Efes yakınlarında dünyaya gelmiştir. Günümüzü ulaşan bilgilerden anlaşıldığına göre aristokrasi yanlısı bir filozof olarak demokrasi karşıtıdır. Devleti seçkinlerin yönetmesi gerektiği fikrini savunmuştur.

Herakleitos’un konumuzu ilgilendiren tarafı, ilk maddenin ateş olduğuna dair düşüncesidir. Herakleitos bu düşüncesini şu şekilde ifade etmektedir: “Herkes için aynı

olan bu dünyayı tanrılar veya insanlardan hiç biri yapmamıştır. O her zaman ateş olmuştur, şimdi ateştir ve her zaman ateş olarak kalacaktır: Ölçüyle yanan ve ölçüyle sönen canlı bir ateş.” (Arslan, 2013: 187). Herakleitos’un bu görüşüne göre ateş,

yaratıcı bir unsurdur.

Miletli filozoflar evrenin ana unsurunun ne olduğunu ararken üzerinde durdukları şey, herhangi bir şeye dönüşebilecek ve herhangi bir şeyin kendisine dönüşebileceği bir varlık bulmaktır. Hilozoist4

İonyalı doğa filozoflarından olan Herakleitos, bu özelliklere en fazla sahip olan maddenin ateş olduğunu düşünmüştür (Arslan, 2013: 188).

“Yanan bir şeyde alev son derece hareketli, canlı görünür. Sonra alevin kendisinden geldiği şey, yani yanan şey sürekli olarak yandığı ve değiştiği halde alevin kendisi değişmez. Onun niteliği değişmediği gibi hatta yanma süreci boyunca niceliği, miktarı da değişmez. O hep aynı alevdir. Bir başka biçimde söyleyecek olursak, yanan şeyler başka başka oldukları halde hepsi yanarak alev olurlar. Herakleitos bunu çok çarpıcı bir benzetmeyle ortaya koyar: ‘Nasıl ki bütün mallar altınla, altın ise bütün

4 Ana unsurun kendi kendisini harekete geçirdiğine, dıştan herhangi bir varlığın kendisini harekete

mallarla değiş tokuş edilirse, her şey ateşle, ateş ise her şeyle değiş tokuştur.’” (Arslan,

2013: 188).

Herakleitos’un düşüncelerinde açıkladığı ateş de tıpkı Thales’in suyu gibi; sembolik ve mitolojik bir ateş olmayıp fiziksel, yani gözümüzle gördüğümüz ateştir. (Arslan, 2013: 189).

Yukarıda bahsettiğimiz Miletli ilk doğa filozoflarından önce de şüphesiz evrenin aslî unsurlarının ne olduğuna dair düşünceler var olmuştur. Yunan filozofları kendilerinden önce Sümer, Babil, Mısır, Hint, Çin gibi kültürlerden etkilenmiş, bu uygarlıkların kültürlerinden beslenen fikirlerini sistematik bir hale getirmişlerdir. İlkçağ filozoflarının evrenin asli unsurlarına dair bu düşünceleri modern bilimin gelişimine kadar canlılığını korumuştur.