• Sonuç bulunamadı

Işık ve Çetin (2014), “11. Sınıf Öğrencilerinin Yaşadıkları Çevreye İlişkin Görüşleri” başlıklı çalışma İstanbul ilinde Anadolu lisesinde 11. Sınıfına giden 27 öğrenci üzerinde yapılan nitel bir çalışmadır. Öğrencilerin çevreye ilişkin görüşlerinin belirlenmesini amaçlamıştır. Yaşadıkları çevreye ilişkin sorunlar gösterilmiş ve görüşlerini çizme ve

yaşadıkları çevreyi çok kirli bulmadıklarını, belediyelerin çöp toplama ve çöp kutularının arttırma gibi çalışmaları ile daha temiz bir çevre de yaşayabileceklerini ifade etmişlerdir. Kurt (2013), “Lise Öğrencilerinin Çevre Sorunları Konusundaki Bilişsel Yapılarının ve Alternatif Kavramların Belirlenmesi” konulu çalışmada, öğrencilerin çevre sorunları hakkında ki bilgi düzeylerini ölçmeye çalışırken, aynı zamanda kavram yanılgılarını da ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin bilişsel olarak çevre sorunları hakkında bilgiye sahip oldukları ve kavramları bildikleri görülmüştür. Öğrencilerin; hava kirliliği, toprak kirliliği su kirliliği, gürültü kirliliği, küresel ısınmaya dair daha fazla kelime yazdıkları, erozyon, iklim değişikliği, sera etkisi, asit yağmurları hakkında ise daha az kelime yazdıklarını ifade edilmiştir. Çevre sorunlarından az kelime yazanların hakkında, öğrencilerin bilgi düzeylerinin yetersiz olduğunu belirtilmiştir.

Avcı ve ark. (2013), “8. Sınıf Öğrencilerinin Çevre Sorunları Algısının Farklı Tekniklerle İncelenmesi” başlıklı araştırma da ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin çevre sorunları algısının, çizdikleri resimlerle, zihin haritası ve yazılı ifadeleri incelenerek ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Burdur il merkezine bağlı bir köy okulunda 18 öğrenci ile bu araştırma yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre; öğrencilerin çevre sorunlarından hava kirliliği, toprak kirliliği, su kirliliği, canlıların zarar görmesi, görüntü kirliliği, doğal afetler gibi konularda algı temalarının olduğu belirtilmiştir. Öğrencilerin zihin haritalarında çok fazla çevre sorunlarıyla ilgili temalar bulunurken, resimlerde ve yazılı ifadelerde işlenen temaların çeşitlilik göstermediğini söylemişlerdir. Öğrencilerin zihin haritalarının, resim ve yazılı ifadeye göre zihindeki kavramları ortaya çıkarmada daha etkili bir teknik olduğu belirtilmiştir.

Yalçınkaya (2013), “İlköğretim 8. Sınıf Öğrencilerine Göre Çevre Sorunları”, konulu araştırmasının çalışma grubunu resmi bir ortaokulun 8. Sınıfında öğrenim gören 23 öğrenciden oluşturmuştur. Öğrencilerin çevre sorunlarına ilişkin görüşleri ve çizdikleri karikatürler nitel analiz yapılarak tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilere göre en önemli çevre sorunları; su kirliliği, hava kirliliği, gürültü kirliliği, ormanların yok olması, çöp sorunu, doğal afetler, trafik kazaları, gecekondu sorunu ve görüntü kirliliği olduğu sonucuna varılmıştır. Çalışmaya katılan öğrencilere göre çevre sorunlarının kaynağı insandır. Öğrenciler çevre sorunlarının temel sebeplerini “duyarsızlık, bilinçsizlik, saygısız olma” gibi kavramlarla açıklamış oldukları belirtilmiştir. Öğrenciler çevre sorunlarına çok farklı çözüm önerileri de getirdikleri de çalışmada görülmektedir.

Zengin ve Kunt (2013), “Ortaokul Öğrencilerinin Ağaç ve Çevreye Yönelik Tutumlarının İncelenmesi”, konulu araştırmada, ortaokul öğrencilerinin ağaç ve çevreye yönelik tutumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya Kütahya il merkezinde üç ve kırsal kesimde de üç olmak üzere toplam altı ortaokulundan, 5, 6, 7 ve 8. sınıfta öğrenim gören 723 öğrenci katılmıştır. Araştırmaya göre; geleceğin yetişkinleri olacak ortaokul öğrencilerinin ağaç ve çevreye yönelik oldukça yüksek olumlu tutuma sahip oldukları ve çevre sorunlarının önlenmesi ve oluşmaması için gerekli gayreti gösterdikleri ve de göstermeye hazır oldukları belirtilmiştir. Yapılan çalışmada öğrencilerin, cinsiyetleri ve yaşadıkları yer bakımından ağaç ve çevreye yönelik tutumlarında farklılık gösterirken, öğrenim gördükleri sınıfa göre ise tutumlarında anlamlı bir farklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğrenciler, çoğunlukla ormanların yararını insan yaşamı üzerine olduğunu söyledikleri belirtilmiştir. Araştırmacılar çevre eğitimi üzerinde önemle durarak, çevre problemlerinin kontrol altına alınabilmesi ve çevreye karşı duyarlı ve bilinçli bireyler yetiştirmek için eğitimin önemi üzerinde durmuşlardır.

Polat (2012), “Ortaöğretim 9. Sınıf öğrencilerinin öğretim öncesi ve sonrasında çevre sorunu ve ekolojik ayak izi anahtar kavramları ile ilgili bilişsel yapıların ortaya konması” başlıklı araştırmada İstanbul’da yaşayan 9.sınıfta okuyan, 44 öğrencinin çevre sorunu ve ekolojik ayak izi kavramları ile ilgili öğretim öncesi ve sonrasında bilişsel yapılarında ki değişim, çizim ve mülakat olmak üzere iki farklı teknik kullanılarak tespit edilmiştir. Araştırma bulgularına göre öğrencilerin çevre sorunu kavramı ile ilgili bilgilerinin, okullarda edindikleri bilgilerden çok, günlük yaşamda edindiği deneyimlerden olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca öğrencilerin ekolojik aya izi kavramı ile ilgili eğitim öncesinde hiçbir bilgiye sahip olmadıkları, eğitim sonrasında bu kavram ile ilgili bilişsel değişiklik olduğu ama yeterli olmadığı belirtilmiştir.

Gündüz ve Bilir (2012), “Kıbrıs’ın Kuzeyindeki Öğrencilerin Çevre Eğitimi ve Su Tasarrufu Konusundaki Tutum Düzeylerinin Araştırılması”, konulu çalışmada Kıbrıs’ın kuzeyindeki lise öğrencilere anket yoluyla çevre eğitimi ve su tasarrufu konusundaki tutum ve davranışları incelenmek istenerek, çevre eğitiminin önemi vurgulanmıştır. 470 öğrenci üzerinde uygulanan anketin bulguları ise, öğrencilerin çevre eğitimi ve su tasarrufu konusunda genel olarak bilgi düzeylerinin yüksek olmasına rağmen, bilgilerinin davranışlarına yansımadığı ve davranışsal olarak yeterli olmadıklarını belirtmişlerdir. Çevre eğitiminin kalıcı öğrenme ile davranışlara yansıması gerekliliğini vurgulamışlardır.

Okuyan ve Gedikoğlu (2012), “Aytül Akal’ın çocuk kitaplarında çevre bilinci ve duyarlılığı” konulu çalışmada, Aytül Akal’ın ilköğretim dönemine yönelik çocuk kitaplarında, çevre eğitiminin önemli bir konusu olan çevre sorunlarına ne düzeyde yer verildiğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada, nitel araştırma yöntemi tercih edilmiş olup, Aytül Akal’ın 4 çocuk romanı ve 31 masal kitabında bulunan toplam 64 çocuk masalı içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Yazarın incelenen kitaplarında hava, su, toprak ve gürültü kirliliğine yönelik çevre sorunlarına yer verdiği belirlenmiştir. Kitaplarda çevre sorunları yalnızca betimlenmeyip bu sorunlara çözüm yolları da bulunmaktadır. Çevre bilinci için çocuklara yalnızca kitabın okutturulması yetmeyebilir. Anne babaların ve eğitimcilerin çocuklarla, kitabın konusu üzerinde konuşması, yorum yapması ve tartışmasının gerekliliği sonucuna varmıştır.

Kahyaoğlu ve Özgen (2012), “Öğretmen Adaylarının Çevre Sorunlarına Yönelik Tutumlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi” konulu çalışmada Kahyalıoğlu ve Özgen, gelecekteki nesilleri yetiştirecek olan öğretmen adaylarının, çevre sorunlarına yönelik tutumlarını ortaya koymaya çalışmışlardır. Bu araştırma 2007 – 2008 eğitim – öğretim yılında Türkiye’de farklı bölgelerde bulunan yedi üniversitede öğrenim gören, öğretmen adaylarının çevre sorunlarına yönelik tutumlarını incelemeyi amaçlamıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmen adaylarının çevre sorunlarına yönelik tutumlarının orta düzeyde olduğu, bayan öğretmen adaylarının, erkek öğretmen adaylarına göre tutumlarının daha olumlu olduğu tespit edildiğini belirtmiştir.

Nalçaçı ve Beldağ (2012), “İlköğretim 7. ve 8. Sınıf Öğrencilerinin Çevre Tutumlarının Belirlenmesi”, konulu araştırma ilköğretim 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin çevreye yönelik tutumlarını belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırmaya Erzurum ilinde bulunan 7 ilköğretim okulunun 7 ve 8. sınıflarında okuyan 412 öğrenci katılmıştır. Öğrencilere olumlu tutum kazandırılması için, çevreye olan duyarlılıkları ve bilincini geliştirmek gerektiği üzerinde durulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre; öğrencilerin cinsiyet, öğrenim gördükleri okul sınıf düzeyleri ve ailelerin aylık gelir düzeylerine göre çevreye yönelik tutumlarında farklılık olduğu saptanmıştır. Sosyal bilgiler dersine olan ilgi düzeylerine göre, çevreye yönelik tutumlarına ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmadığını söylemişlerdir. Günümüzde vazgeçilmez olan kitle iletişim araçlarının çevre korunması konusunda bireyleri bilinçlendirmesinin olumlu sonuçlar alınabileceği ayrıca belirtilmiştir. Aydın ve Çepni (2012), “İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Çevreye Yönelik Tutumlarının Bazı Değişkinler Açısından İncelenmesi”, konulu araştırma Karabük ilindeki

bulunan ilköğretim okullarında öğrenim gören 790 öğrencinin katılımıyla yapılmıştır. Araştırmada ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin çevreye yönelik tutumlarının bazı değişkenlere göre değerlendirilmiştir. Araştırma sonucuna göre; ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin çevreye karşı olumlu tutumlara sahip oldukları belirtilmiştir. Öğrencilerin çevreye yönelik tutumları; cinsiyet, sınıf düzeyi, baba meslek durumu, baba eğitim durumu, aile gelir düzeyi değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermiştir. Öğrencilerin çevreye karşı tutumlarında; anne meslek durumları ve anne eğitim düzeyi değişkenleri anlamlı bir farklılık göstermediği belirtilmiştir. Araştırmacılar öğrencilerin çevreye ilişkin tutumlarının iyi olması ve daha da çok çevreye karşı duyarlı ve bilinçli bireyler yetiştirmek için, çevre eğitiminin önemi üzerinde durmuşlardır.

Sadık, Çakan ve Artut (2011), “Çocuk Resimlerine Yansıyan Çevre Sorunlarının Sosyo – Ekomik Farklılıklara Göre Analizi” konulu çalışmada 11 – 12 yaş grubundaki çocuklara çevre sorunları ile ilgili algılarının resimler aracılığıyla incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya üç farklı okuldaki sosyo – ekonomik düzeyleri aynı olmayan çocuklar katılmıştır. Yapılan çalışma da çocukların resimlerinde birden çok çevre sorunu çizmiş oldukları belirtilmiştir. Davranış kirliliği, ormanların yok olması daha çok alt seviyede ki çocukların, canlı türlerinin azalması, hava kirliği gibi çevre sorunlarının ise daha çok üst sosyo – ekonomik düzeyde ki çocuklar tarafından çizildiği belirtilmiştir. Çocukların farkındalık düzeylerinin düşük olduğu çevre sorunlarını; gürültü kirliliği, toprak kirliliği, ozon tabakasının incelmesi ve küresel ısınma olduğu belirtilmiştir.

Cömert (2011), “Çevre Sorunları ve Etkileri Konusundaki İşbirlikli Öğrenme Etkinliklerinin Öğrencilerin Bilgi, Tutum ve Davranışlarına Etkisi”, başlıklı araştırmada iki farklı grup çalışması yapılmıştır. Çevre bilgi düzeyi, çevreye yönelik tutum ve davranışları açısından denk olan bu iki gruptan biri olan kontrol gurubunda, mevcut var olan Fen ve Teknoloji dersi programındaki etkinlikler uygulanırken, deney gurubunda, araştırmacılar tarafından geliştirilen İşbirlikçi Öğrenme Etkinlikleri uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarından elde edilen verilere göre, işbirlikçi öğrenme etkinliklerinin kullanıldığı deney grubu, mevcut etkinliklerin kullanıldığı kontrol grubu öğrencilerine göre çevre bilgi düzeylerinin daha da arttığı belirtilmiştir. Kontrol grubunda ki öğrencilerin de çevre bilgi düzeyleri yükselmiştir fakat, deney grubundaki öğrencilerin bilgi düzeylerinin daha da yüksek olduğu saptanmıştır. Bu bulgular ışığında, öğrencilerin çevre bilgi düzeylerini arttırmada işbirlikçi öğrenme etkinliklerinin, mevcut programa göre daha etkili olduğu

Çolakoğlu (2010) “Haklar Söyleminde Çevre Eğitiminin Yeri ve Türkiye’de Çevre Eğitiminin Anayasal Dayanakları” başlıklı çalışmada, çevre eğitiminin, çevrenin iyileştirilmesinde ve korunmasında çok önemli olduğunu belirterek, insanı çevre sorunlarının ortaya çıkmasında temel sorumlu olarak görmektedir. İnsanları çevrenin korunması konusunda bilgili ve de bilinçli hale getirmenin yanı sıra, doğal kaynakların tüketim alışkanlıklarında, çevreyi düşünerek hareket etmelerinin temelinde de çevre eğitimi yattığı belirtilmektedir. Çevre eğitimi bireysel ve toplumsal bir gereksinim olduğu gibi aynı zamanda da bir haktır ve çevre hakkı kapsamında düşünülmesi gerektiğini söylemiştir. Bu hakkın anayasal düzeyde korunma ve güvence altına alınması eğitim sürecinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. 1970’li yıllardan itibaren tüm dünyada çevre eğitimine ilişkin politika ve stratejilerin geliştiğini, 1982 anayasasında çevre haklarının yer aldığı, yapılan çalışmada görülmektedir.

Özdemir (2010), “Ortaöğretim 12. Sınıf Öğrencilerinin Çevre Sorunları Hakkındaki Görüşleri” başlıklı çalışma Ağrı İli’nde yüksek öğretime sınavla geçiş aşamasındaki ortaöğretim 12. sınıf öğrencilerinin çevre sorunları ve çevre eğitimi hakkında ki görüşlerinin tespit edilmesi ve çevre sorunlarına yönelik davranış, tutum ve düşünceleri arasında sosyo ekonomik durumlarına göre anlamlı bir farkın olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, 12.sınıf öğrencilerine göre dünyada birinci sırada çevre sorunu olarak, küresel ısınmanın geldiği belirtilmiştir. Öğrenciler kendilerini doğrudan ilgilendiren soruda ise, çöplerin toplanmamasını belirterek, bunun nedenini de çevreyi koruma işinin birinci derecede bireye düştüğünü, bireylerinde bu konuda çok bilinçli olmadıkları ifade edilmiştir. Çevre eğitiminin önce aile daha sonra eğitim kurumlarında devam edilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Farklı liselerde yapılan bu çalışmada, sınav başarısı yüksek olan okullarda çevresel tutumların da yüksek olduğu, sınav başarısı düşük olan okullarda ise çevresel tutumlarında düşük olduğu belirtilmiştir.

Edis (2010), “Ankara’nın Çevre Sorunları Hakkında Orta Öğretim Öğretmen ve Öğrenci Görüşleri”, adlı araştırmada dünya nüfusunun ve sanayileşmenin hızla arttığı günümüzde, sağlıksız kentleşme, tarım ilaçları, nükleer denemeler, yapay gübreler kullanımı giderek çevreyi kirletmeye başladığını ve bunun sonucunda çevresel sorunlarla karşı karşıya kaldığımız vurgulanmıştır. Çevresel sorunların çözümünü ise çevre eğitimi olduğunu, öğrencileri eğitecek olan öğretmenlerimizin de çevre eğitimi almalarının önemi üzerinde durulmuştur. Yapılan araştırma sonucunda öğrenci ve öğretmenler çevre ile ilgili genel

bilgilere sahip olmakla birlikte, çevre sorunları ve yapılan çalışmalardan haberdar olmadıkları belirtilmiştir.

Yardımcı ve Kılıcı (2010), “Çocukların Gözünden Çevre ve Çevre Sorunları”, başlıklı çalışma da 8. Sınıfta okuyan öğrencilerin çevre ve çevre sorunları konusunda sahip oldukları bilgileri ortaya çıkarmak amacıyla yapılmış bir araştırmadır. Araştırma Bolu merkezde bulunan üç ilköğretim okulundan 11 öğrenciye uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre öğrenciler, çevrenin canlı ve cansız varlıklardan oluştuğunu belirterek, çevre sorunlarının farkında olduklarını fakat, alınan tedbirlerin eksik olduğunu söylemişlerdir. Çocukların, yem yeşil bir çevrede, insanlarda çevre bilincinin oluştuğu ve sanayileşmenin az olduğu bir çevrede yaşamak istediklerini söylemiştir. Var olan sorunların giderilmesi ve çevreye duyarlı ve bilinci bireyler yetiştirmek için çevre eğitiminin gerekliliği üzerinde durmuşlardır.

Seçgin, Yalvaç ve Çetin (2010), “İlköğretim 8. Sınıf Öğrencilerinin Karikatürler Aracılığıyla Çevre Sorunlarına İlişkin Algıları” konulu araştırmada, eğitimde karikatürün önemini vurgulamayı amaçlamıştır. Araştırma Ankara ve Tokat illerinde 2009 – 2010 eğitim öğretim yılında 8. Sınıfta okuyan 100 öğrencinin katılımı ile gerçekleşmiştir. Resim öğretmeni tarafından çevre sorunları ile ilgili çizilmiş olan karikatürler, öğrencilere verilerek karikatürler inceleyip yorumlar yazmaları istenmiştir. Öğrencilerin karikatürlerde yer alan çevre sorunlarını zihinlerinde hangi kavramlarla ilişkilendirdiklerini ortaya çıkartmak ve bu sayede çevre ile ilgili kavram yanılgıları ya da eksik öğrenme nedenlerini tespit etmek amaçlanmıştır. Öğrencilerin zihinlerinde çevre sorunları konusunda birçok doğru kavram olmasına rağmen, göze çarpan en önemli eksikliğin çevre sorunlarını birbirinden bağımsız düşünmeleri ve birbiri ile ilişkilendirmedikleri sonucuna varılmıştır. Kayalı (2010), “Sosyal Bilgiler, Türkçe ve Sınıf Öğretmenliği Öğretmen Adaylarının Çevre Sorunlarına Yönelik Tutumları” konulu çalışmada sosyal bilgiler öğretmenliği, Türkçe öğretmenliği ve sınıf öğretmenliğinde okuyan 219 öğretmen adayına çevresel tutum testi uygulanmıştır. Yapılan araştırma da, öğretmen adaylarına uygulanan tutum testleri incelendiğinde, öğretmen adaylarının genellikle çevre sorunlarına yönelik olumlu tutum içinde oldukları sonucuna ulaşılmıştır.

Badem (2010) “4. Sınıf Öğrencilerinde Gezi Gözlem ile Desteklenmiş Öğretimin Çevre Kirliliği ile ilgili Farkındalıklarının Oluşumuna Etkisi” konulu çalışmasında öğrencilerin çevre kirliliği ile ilgili farkındalıklarını gezi gözlem yöntemi ile değişikliğe uğrayıp

merkez köylerinden, Kamçılı Köyü’ndeki Samlı Kamçılı İlköğretim Okulunda öğrenim gören dördüncü sınıfta okuyan 11 öğrenci ile yapılmıştır. Araştırma nitel bir araştırma olup, veriler resim çalışması, görüşme, anket ve gezi-gözlem yapılma yolu ile toplanmıştır. Çevre ve çevre kirliliği ile ilgili bir buçuk ay öğrencilere eğitim verilmiştir. Ön resim, ön test ve son resim son test verileri karşılaştırılmıştır. Son çalışmalarda ön çalışmalara göre öğrencilerin farkındalıkları ve bilgilerinin arttığı görülmüştür. Kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre çevreye karşı olumlu tutum ve davranışlarının daha fazla olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Demirbaş ve Pektaş (2009), “İlköğretim Öğrencilerinin Çevre Sorunu ile İlişkili Temel Kavramları Gerçekleştirme Düzeyleri” konulu araştırma da ilköğretim öğrencilerinin çevre sorunlarına yönelik temel kavramları tanıma düzeyleri araştırılmıştır. Araştırma Kırıkkale merkezinde bulunan ilköğretim okullarında öğrenim gören; 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerine yapılmıştır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin daha çok çevre kirliliği, atıklar ve hava kirliliğinden kaynaklanan sorunların farkında oldukları belirtilmiştir. Öğrencilerin günlük hayatta sık sık karşılaştıkları çevre sorunlarını bilmekte fakat, küresel ısınma, sera etkisi gibi güncel çevre sorunları hakkında bilgilerinin az olduğu ve kavramlarını da yanlış bildiklerini söylemişlerdir. Öğrencilerin çevreye karşı duyarlılık düzeylerinin de yüksek olduğu sonucuna ulaştıklarını belirtmişlerdir.

Ayvacı ve Çoruhlu (2009), “Öğrencilerin Küresel Çevre Sorunlarına Bakışları ve Kavram Yanılgılarının Belirlenmesine Yönelik Gelişimsel Bir Araştırma” başlıklı araştırma da, küresel ısına, sera etkisi, asit yağmurları ve ozon tabakasının incelmesi gibi küresel çevre sorunları hakkında öğrencilerin bilgi ve kavram yanılgılarını tespit etmeye çalışmışlardır. Araştırma Trabzon ili merkezinde bulunan bir ilköğretim ve ortaöğretim okulundan rastgele seçilmiş olan 280 öğrenci katılmıştır. Bu öğrenciler; 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11. Sınıflarda öğrenim görmektedirler. Açık uçlu sorularla anket hazırlanmış ve uygulanmıştır. Araştırmanın sonucuna göre özellikle ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin sera etkisi ve asit yağmurlarının oluşu konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları söylenmektedir. Orta okul ve lise öğrencilerinin ise, ozon tabasının delinmesiyle ilgili kavramları yanlış olduğu görüşünü belirtmektedirler. Araştırmacılar, ilkokul düzeyinden başlayarak çevre sorunları ile ilgili öğrencilere yeterli düzeyde eğitimin verilmesinin gerekliliği üzerinde durmuşlardır.

Özpınar (2009), “İlköğretim 4. ve 5. Sınıf Öğrencilerinin Çevre Sorunları Hakkındaki Görüşleri” adlı çalışma Afyon Karahisar’da 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin çevre sorunları

hakkındaki görüşlerini incelemiştir. Araştırma sonuçlarına göre; 5. sınıftaki öğrencilerin, 4. sınıftaki öğrencilerin çevre sorunlarına karşı daha olumlu düşüncelere sahip olduğunu belirtilmiştir. Ailelerin eğitim durumları yüksek olan öğrencilerin de olumlu düşüncelere sahip olduğunu ve eğitim düzeyi düşük olan öğrencilerin ise çevreye karşı olumlu tutumlarının daha düşük olduğunu söylemiştir. Yine öğrencilerin yaşam yerlerinin il merkezi veya mezra olma durumuna göre duyarlılıklarını etkilediğini belirterek, çevre eğitiminin önce ailede, daha sonra ise eğitim kurumlarında devam ederek, bilinçli ve duyarlı nesillerin yetişmesinin sağlanması gerekliliği üzerinde durmuştur. Ayrıca öğrencilere çevreyle ilgili sorumluluk verilmesi; çevre kirliliğini önlemede ve olumlu tüketim alışkanlıkları kazandırılarak, kalıcı öğrenmenin desteklenmesi üzerinde durmuştur.

Şimşekli (2004), “Çevre Bilincinin Geliştirilmesine Yönelik Çevre Eğitimi Etkinliklerine İlköğretim Okullarının Duyarlılığı”, başlıklı çalışmada Bursa il merkezinde 25 ilköğretim okulunda 2002 – 2003 eğitim öğretim yılında çevre eğitimi yapılmıştır. Araştırmaya katılan 8789 öğrenciye çevre ile ilgili etkinlikler yapılmıştır. Yapılan çalışma ile etkinliklere katılan ilköğretim öğrencilerinin çevre konularına dikkatleri çekilmiş, bu konuda düşünmeleri ve fikir üretmeleri sağlanmış olmasının yanında, okulların çevre eğitimi duyarlılığının istenilen düzeyde olmadığını belirtilmiştir.

Ünal ve Dımışkı (1999), “Unesco – Unep Himayesinde Çevre Eğitiminin Gelişim ve Türkiye’de Orta Öğretim Çevre Eğitimi”, başlıklı araştırma çevre eğitiminin çerçevesini oluşturmaya yönelik uluslararası düzeyde yürütülen olaylar ve gelişmelerin özetini kapsamaktadır. Bu çalışmaya ilave olarak ülkemizde yürütülen ortaöğretim çevre eğitiminin içerik, amaç ve esasları bakımından UNESCI-IEEP (Uluslararası Çevre Eğitim Programı) tarafından benimsenen program ile karşılaştırması yapılmıştır.

BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde; araştırmanın modeli, çalışma grubu, ölçüm araçları, verilerin toplanması ve verilerin analizine ilişkin bilgiler yer almaktadır.

3.1. Araştırmanın Modeli

Yapılan bu çalışmada nitel araştırma modeli kullanılmıştır. Nitel araştırma; “gözlem, görüşme ve döküman analizi gibi nitel veri toplama tekniklerinin kullanıldığı, algıların ve