• Sonuç bulunamadı

İlahiyat Lisans Programının Amaçlarının Ne Kadar Gerçekleştiğine

1. BÖLÜM

2.2. İlahiyat Lisans Programının Amaçlarına Dair Bulgular

2.2.2. İlahiyat Lisans Programının Amaçlarının Ne Kadar Gerçekleştiğine

Öğretim elemanı ve öğrencilerin İlahiyat Lisans programının amaçlarının neler olduğuna ilişkin görüşlerine yukarda yer vermiştik. Bu başlık altında ise öğretim elemanı ve öğrencilerin belirledikleri amaçların ne kadar gerçekleştiğine ilişkin görüşlerine yer verilmiştir. Araştırmamıza katılan öğretim elemanı ve öğrencilere “Belirlediğiniz amaçlar ne kadar gerçekleşmektedir?” sorusunu yönelttik. Bu sorunun karşısına belirttikleri amaçların gerçekleşme düzeyine ilişkin tablo halinde verilen şu seçenekleri işaretlemeleri istenmiştir: “Oldukça Yeterli, Yeterli, Biraz Yeterli, Yetersiz, Oldukça Yetersiz”. Aşağıdaki tablolarda öğretim elemanı ve öğrencilerin belirledikleri amaç maddelerinin ne kadar gerçekleştiğini gösteren oran ve sayılar verilmiş, yukardaki beş seçenek sadece frekansların verildiği genel tablolarda kullanılmıştır. Çapraz tablolarda “Oldukça Yeterli” seçeneği “Yeterli” seçeneğine, “Oldukça Yetersiz” seçeneği “Yetersiz” seçeneğine dahil edilip Kay-Kare analizi yapılmıştır. Öğretim

elemanı ve öğrencilerin daha yoğunluklu olarak birinci sıradaki amaç olarak gördükleri din görevlisi yetiştirme amacının ne kadar gerçekleştiğine dair veriler aşağıdadır.

Tablo 26. Öğrenci ve Öğretim Elemanlarına Göre Din Görevlisi Yetiştirme Amacının Gerçekleşme Durumu

Öğretim Elemanı Öğrenci

F % F % Oldukça Yetersiz 1 1,3 10 2,3 Yetersiz 10 12,8 61 14,0 Biraz Yeterli 43 55,1 157 35,9 Yeterli 18 23,1 137 31,4 Oldukça Yeterli - - 54 12,4 Cevapsız 6 7,7 18 4,1 Toplam 78 100,0 437 100,0

Araştırmaya katılan öğretim elemanlarının % 23,1’i, öğrencilerin % 43,8’i İlahiyat Lisans programının din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu görmektedirler. Ayrıca öğretim elemanlarının % 55,1’i, öğrencilerin % 35,9’u bu amacın gerçekleşme durumunun “biraz yeterli” olduğunu düşünmektedirler. Bununla birlikte öğretim elemanlarının % 15,1’i, öğrencilerin % 16,3’ü bu amacın gerçekleşme durumunun “yetersiz” olduğu görüşündedirler. Bu oranlardan anlaşılacağı üzere din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumu hakkında öğrencilerin öğretim elemanlarına göre daha olumlu görüş bildirdikleri ortaya çıkmaktadır. Öğretim elemanlarının öğrencilere göre bu konuda daha olumsuz görüşe sahip olmasını İlahiyat Fakültesi’nde tek bir lisans müfredatının olmasına, dolayısıyla din hizmetlerine yönelik ayrıca bir programın ve içeriğin (derslerin ve derslerdeki içeriğin) olmamasına bağlayabiliriz. Zira öğretim elemanları İlahiyat Fakültesi Lisans programından yeterli düzeyde din görevlisi yetişmediğini dolayısıyla din görevlisi yetiştiren başka bir lisans programının olması gerektiğini çeşitli bilimsel toplantılarda dile getirmişlerdir (Kılavuz, 2004, s. 384; Dam, 2004, s. 443). Öğrencilerin bu durumda daha olumlu düşüncelerinin olmasını, kendilerini din görevlisi olarak görev yapacak yeterlikte görmeleri ile açıklayabiliriz. Nitekim Korukçu’nun 2010 yılında yaptığı araştırmada İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin % 56,3’ü din görevliliği için kendilerini yeterli görmüşlerdir. Bunun yanı sıra Korukçu’nun yaptığı araştırmada öğrencilerin %

55,6’sı din görevlisi yetiştirme açısından İlahiyat Fakültelerindeki eğitimin yetersiz olduğunu düşünmelerini, bizim araştırmamamızdaki öğrencilerin bu amacın gerçekleşme durumunu % 35,9 oranında “biraz yeterli” görmeleri ile uyumlu olduğu şeklinde düşünülebilir (Korukçu, 2011, s. 89). Öğrencilerin din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumuna olumlu bakmalarını, olması gereken din görevliliği profiline/yeterliklerine göre değil de şu an din görevliliği yürütenlerin profillerini göz önüne alarak değerlendirmede bulundukları ile irtibatlandırabiliriz. Çünkü öğrenciler (% 74,2) öğretim elemanlarına (% 84,7) göre daha az kuvvette din görevlisi yetiştirmeyi amaç olarak görmektedirler (bkz. Tablo 14). Bütün bunlardan, din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunda öğretim elemanlarının büyük kısmının eksiklikler gördüğünü söyleyebiliriz. Öğrencilerin büyük bir bölümü bu amacın gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu düşünmektedirler.

Araştırmaya katılan öğretim elemanlarının, görev yaptıkları üniversite, bölümleri, unvanları, kıdemleri ve mezun oldukları yükseköğretim kurumu değişkenleri açısından din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun farklılık arz edip/etmediği aşağıdaki tabloda ortaya konmuştur. Bu tabloda Kay-Kare analizi yapılmıştır, ancak beklenen değerin 5’ten küçük olan hücre sayılarının toplam hücre sayısının % 20’sini aşmasından dolayı sadece frekanslar ve yüzdeler verilip yorum yapılmıştır (Büyüköztürk, 2005, s. 145-149).

Tablo 27. Öğretim Elemanlarının Çalıştıkları Üniversite, Görev Yaptıkları Bölüm, Unvan, Mesleki Kıdem, Mezun Oldukları Yükseköğretim Kurumu Değişkenlerine Göre

Din Görevlisi Yetiştirme Amacının Gerçekleşme Durumu

DE Ğ İŞK E N L E R Yet er siz B ira z Yet er li Yet er li Cev aps ız ÜNİV E RS İT E Erciyes Ünv. 4 15 11 4 %11,8 %44,1 %32,4 %11,8 Marmara Ünv. 2 18 5 1 %7,7 %69,2 %19,2 %3,8 R. Tayyip Erdoğan Ünv. 5 10 2 1 %27,8 %55,6 %11,1 %5,6 B Ö L Ü M TİB Bölümü 6 26 8 4 %13,6 %59,1 %18,2 %9,1 FDB Bölümü 5 11 7 1 %20,8 %45,8 %29,2 %4,2 İTS Bölümü %0,0 0 %55,6 5 %33,3 3 %11,1 1 İDKAB Bölümü 0 1 0 0 %0,0 %100,0 %0,0 %0,0 UNVAN Prof. Dr. 3 13 4 2 %13,6 %59,1 %18,2 %9,1 Doç. Dr. 3 13 8 3 %11,1 %48,1 %29,6 %11,1 Yrd. Doç. Dr. 3 10 4 1 %16,7 %55,6 %22,2 %5,6 Öğr. Görv. %22,2 2 %55,6 5 %22,2 2 %0,0 0 Dr. 0 2 0 0 %0,0 %100,0 %0,0 %0,0 K IDE M 0-10 Yıl 2 10 3 0 %13,3 %66,7 %20,0 %0,0 11-20 Yıl 6 10 6 4 %23,1 %38,5 %23,1 %15,4 21 yıl üstü 1 12 7 2 %4,5 %54,5 %31,8 %9,1 Cevapsız %13,3 2 %73,3 11 %13,3 2 %0,0 0 M E Z U N O L D U ĞU Y Ü KS E ĞR E T İM KU R U M U İlahiyat Fakültesi 11 32 17 5 %16,9 %49,2 %26,2 %7,7

İslami İlimler Fakültesi 0 1 0 0

%0,0 %100,0 %0,0 %0,0

Yüksek İslam Enstitüsü 0 7 1 1

%0,0 %77,8 %11,1 %11,1

Diğer (Eğitim Fakültesi) %0,0 0 %100,0 1 %0,0 0 %0,0 0

Cevapsız 0 2 0 0

Tablo 27’ye bakıldığında araştırmaya katılan öğretim elemanlarından Erciyes Üniversitesi’nde görev yapanların % 32,4’ü, Marmara Üniversitesi’nde görev yapanların % 19,2’si, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde görev yapanların % 11,1’i din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu düşünmektedir. Buna ilaveten Marmara Üniversitesi’nde görev yapanların % 69,2’si, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde görev yapanların % 55,6’sı, Erciyes Üniversitesi’nde görev yapanların % 44,1’i bu amacın gerçekleşme durumunun “biraz yeterli” olduğu görüşündedirler. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde görev yapanların % 27,8’i, Erciyes Üniversitesi’nde görev yapanların % 11,8’i, Marmara Üniversitesi’nde görev yapanların % 7,7’si söz konusu amacın gerçekleşme durumunun “yetersiz” olduğunu belirtmişlerdir. Bu durumda öğretim elemanlarının önemli bir kısmı görev yaptıkları üniversite değişkeni açısından din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunda eksikliklerin olduğunu düşündükleri ortaya çıkmaktadır. Bu ortak görüşe rağmen Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim elemanları diğer iki üniversitede çalışanlara göre daha yüksek oranda (% 32,4) bu amacın gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu düşünmektedir. Dolayısıyla Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim elemanlarının bu amacın gerçekleşme durumu hakkında daha olumlu düşündüklerini söyleyebiliriz. Ancak bu üniversitede görev yapanlar din görevlisi yetiştirmeyi diğer iki üniversitede görev yapanlara (MÜ % 96,2, RTEÜ % 88,9) göre daha düşük oranda (% 73,6) amaç olarak gördüklerini açıklamıştık (bkz. Tablo 15). Din görevlisi yetiştirmeyi amaç olarak daha düşük oranda görmeleri ama bu amacı gerçekleşme durumu hakkında daha olumlu kanaate sahip olmalarını, bu amacı gerçekleştirmek için yeterli düzeyde eğitim verdikleri ya da öğrencilerini din görevlisi olarak görev yapacak yeterlikte gördükleri şeklinde açıklayabiliriz. Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim elemanlarının din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunu daha olumlu görmelerini, din görevliliğinin olması gereken yeterliklerine göre değil de hali hazırdaki din görevlilerinin yeterliklerine göre değerlendirmede bulunmaları ile açıklayabiliriz.

Araştırmaya katılan öğretim elemanlarından İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü’nde çalışanların % 33,3’ü, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü’nde çalışanların % 29,2’si, Temel İslam Bilimleri Bölümü’nde çalışanların % 18,2’si din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu düşünmektedir. Temel İslam Bilimleri Bölümü’nde çalışanların % 59,1’i, İslam Tarihi ve Sanatları

Bölümü’nde çalışanların % 55,6’sı, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü’nde çalışanların % 45,8’si bu amacın gerçekleşme durumunun “biraz yeterli” olduğunu belirtmektedirler. Buna ilaveten Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü’nde çalışanların % 20,8’i, Temel İslam Bilimleri Bölümü’nde çalışanların % 13,6’sı söz konusu amacın gerçekleşme durumunun “yetersiz” olduğu görüşüne sahiptirler. Öğretim elemanlarının büyük bir kısmı görev yaptıkları bölüm değişkeni temelinde din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunda eksikliklerin olduğunu düşünmektedirler. Fakat bu benzer duruma rağmen İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü’nde çalışanların diğer iki bölümde çalışanlara göre söz konusu amacın gerçekleşme durumu hakkında daha olumlu görüşe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu bölümde çalışanların olumlu bakışa sahip olmalarını, İlahiyat Lisans müfredatının din görevlisi yetiştirmeyi gerçekleştirmek için yeterli görmeleri ile veya öğrencilerini din görevliliği yapabilecek yeterlikte görmeleri ile açıklayabiliriz. Diğer bölümdeki öğretim elemanlarının bu ilişkinin tersini söylediklerini ifade edebiliriz.

Araştırmaya katılan doçentlerin % 29,2’si, öğretim görevlilerinin ve yardımcı doçentlerin % 22,2’si, profesörlerin % 18,2’si din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğu görüşündedirler. Bunun yanında profesörlerin % 59,1’i, öğretim görevlilerinin ve yardımcı doçentlerin % 55, 6’sı, doçentlerin % 48,1’i bu amacın gerçekleşme durumunun “biraz yeterli” olduğunu belirtmektedir. Öğretim görevlilerinin % 22,2’si, yardımcı doçentlerin % 16,7’si, profesörlerin % 13,6’sı, doçentlerin % 11,1’i söz konusu amacın gerçekleşme durumunu “yetersiz” olarak görmektedir. Öğretim elemanlarının büyük bir kısmı unvanları göz önüne alındığında din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşmesinde eksikliklerin olduğu kanaatindedirler. Ancak bu ortak kanaatin olmasına rağmen profesörlerin diğer unvandaki öğretim elemanlarına göre bu amacın gerçekleşme durumuna yönelik daha olumsuz görüşe sahip oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda profesörlerin din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunu daha olumsuz görmelerini müfredatı din görevlisi yetiştirme için yeterli görmemeleri ile ya da öğrencileri din görevlisi olacak yeterlikte görmemeleri ile açıklayabiliriz.

Araştırmaya katılan öğretim elemanlarının, kıdemleri 21 yıl üstü olanların % 31,5’i, 11-20 yıl olanların % 23,1’i, 0-10 yıl olanların % 20,0’ı din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu düşünmektedirler. Kıdemleri 0-10 yıl olanların % 66,7’si, 11-20 yıl olanların % 54,5’i, 21 yıl üstü olanların % 38,5’i söz

konusu amacın gerçekleşme durumunun “biraz yeterli” olduğu görüşüne sahiptirler. Kıdemleri 11-20 yıl olanların % 23,1’i, 0-10 yıl olanların % 13,3’ü, 21 yıl üstü olanların % 4,5’i bu amacın gerçekleşme durumunu “yetersiz” olarak görmektedir. Öğretim elemanlarının büyük kısmı, kıdem değişkeni bağlamında din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun eksikliklerinin olduğu kanaatindedirler. Araştırmaya katılan öğretim elemanlarından kıdemi 21 yıl üstü olanların bu amacın gerçekleşme durumuna diğer kıdemdekilere göre daha olumlu baktıkları görülmektedir. Kıdemi 21 yıl üstünde olan öğretim elemanlarının diğer kıdemdekilere göre daha düşük oranda (% 73,3) din görevlisi yetiştirmeyi amaç olarak gördüklerini ortaya koymuştuk (bkz. Tablo 15). Bu kıdemdeki öğretim elemanlarının kıdemleri fazla olmasına rağmen din görevlisi yetiştirmeyi amaç olarak görme hakkında kuvvetli bir kanaate sahip olmadıkları ve bu kanaatte oldukları halde bu amacın gerçekleşme durumu hakkında ise daha olumlu görüşe sahip oldukları ortaya çıkmaktadır. Bu iki farklı durumu kıdemi fazla olan öğretim elemanlarının din görevlisi yetiştirme amacını kendilerini diğer kıdemdekilere göre daha tecrübeli görüp, daha yeterli gerçekleştirdikleriyle açıklayabiliriz. Araştırmaya katılan öğretim elemanlarının din görevlisi yetiştirme amacının ne kadar gerçekleştiği durumuna ilişkin görüşlerinin, mesleki kıdemlerindeki artışa göre değişip/değişmediğini tespit etmek için Korelasyon analizi yapılmış ancak istatistiksel anlamda bir ilişki bulunmamıştır (r = 0,645, p> 0,05).

Araştırmaya katılan öğretim elemanlarından, İlahiyat Fakültesi’nden mezun olanların % 26,2’si, Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun olanların % 11,1’i din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu belirtmektedir. Bunun yanında Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun olanların % 77,8’i, İlahiyat Fakültesi’nden mezun olanların % 49,2’si bu amacın gerçekleşme durumunun “biraz yeterli” olduğunu ifade etmektedirler. Bu iki duruma ilaveten sadece İlahiyat Fakültesi’nden mezun olanların % 16,9’u bu amacın gerçekleşme durumunun “yetersiz” olduğu görüşündedir. Öğretim elemanlarının önemli kısmı mezun oldukları yükseköğretim kurumu açısından din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşmesinde eksikliklerin olduğu görüşündedirler. Bu benzer düşünceye rağmen Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun olan öğretim elemanlarının İlahiyat Fakültesi’nden mezun olanlara göre söz konusu amacın gerçekleşme durumuna dair daha olumlu bir bakış açısına sahip oldukları görülmektedir. İlahiyat Fakültesi’nden mezun olan öğretim elemanlarının ( % 84,6) Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun olanlara göre daha yüksek

oranda (% 77,8) din görevlisi yetiştirmeyi amaç olarak gördüklerini ifade etmiştik (bkz. Tablo 15). Bu iki durumda Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun olan öğretim elemanlarının İlahiyat Fakültesi’nden mezun olanlara göre öğrencilerin veya programın din görevlisi yetiştirmeyi gerçekleştirmek için yetersiz olduğunu düşündüklerini, dolayısıyla bu amacın gerçekleşme durumu hakkında daha olumsuz düşündüklerini söyleyebiliriz. Bu yoruma ek olarak Yüksek İslam Enstitüsü mezunu olan öğretim elemanlarının olması gereken din görevlisi profiline göre değil de mevcut durumdaki din görevlisi profiline göre bu amacın gerçekleşme durumunu değerlendirdiklerini ifade edebiliriz.

Araştırmaya katılan öğrencilerin öğrenim gördükleri üniversite, cinsiyetleri ve öğretim türü değişkenleri ile din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumu aşağıdaki çapraz tabloda verilmiştir.

Tablo 28. Öğrencilerin Öğrenim Gördükleri Üniversite, Cinsiyetleri ve Öğretim Türü Değişkenlerine Göre Din Görevlisi Yetiştirme Amacının Gerçekleşme Durumu

DE Ğ İŞK E N L E R Yet er siz B ira z Yet er li Yet er li Cev aps ız ÜNİV E RS İT E Erciyes Ünv. 21 57 65 7 X²=3,876 p>0,05 %14,0 %38,0 %43,3 %4,7 Marmara Ünv. 38 64 82 8 %19,8 %33,3 %42,7 %4,2 R. Tayyip Erdoğan Ünv. 12 36 44 3 %12,6 %37,9 %46,3 %3,2 CİNS İYE T Kadın 46 124 159 13 X²=10,798 p<0,05 %13,5 %36,3 %46,5 %3,8 Erkek 25 33 32 5 %26,3 %34,7 %33,7 %5,3 Ö Ğ RETİ M TÜR Ü Birinci Öğretim 45 99 124 8 X²=2,966 p>0,05 %16,3 %35,9 %44,9 %2,9 İkinci Öğretim 26 58 67 10 %16,1 %36,0 %41,6 %6,2

Araştırmaya katılan öğrencilerin din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumuna dair görüşleri ile öğrenim gördükleri üniversite değişkenine göre yapılan Kay-Kare analizi sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (p>0,05). Ancak araştırmaya katılan öğrencilerden Recep Tayyip Erdoğan

Üniversitesi’nde öğrenim görenlerin % 46,3’ü, Erciyes Üniversitesi’nde öğrenim görenlerin % 43,3’ü, Marmara Üniversitesi’nde öğrenim görenlerin % 42,7’si din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu düşünmektedir. Erciyes Üniversitesi’nde öğrenim görenlerin % 38,0’ı, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde öğrenim görenlerin % 37,9’u, Marmara Üniversitesi’nde öğrenim görenlerin % 33,3’ü din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “ biraz yeterli” olduğunu belirtmektedir. Marmara Üniversitesi’nde öğrenim görenlerin % 19,8’i, Erciyes Üniversitesi’nde öğrenim görenlerin % 14,0’ı, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde öğrenim görenlerin % 12,6’sı din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yetersiz” olduğu kanaatindedir. Öğrencilerin yarısına yakını üniversite değişkeni temelinde din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunu “yeterli”, yarısından fazlasının bu amacın gerçekleşme durumunda eksiklik ve yetersizlik gördükleri ortaya çıkmaktadır. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin bu amacın gerçekleşme durumunu diğer iki üniversitede öğrenim görenlere göre daha olumlu görmektedir. Korukçu’nun 2010 yılında yapılan araştırmada Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi öğrencileri kendilerini (% 90) din görevlisi olarak görev yapacak yeterlikte, ayrıca bunu diğer dokuz üniversitenin öğrencilerine göre en yüksek oranda görmüştür (Korukçu, 2011, s. 69,70). Bizim araştırmamızdaki veriler ile Korukçu’nun ortaya koyduğu veriler birbiriyle uyuşmaktadır diyebiliriz. Tablo 27’de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde görev yapan öğretim elemanlarının din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunu, % 11,1 oranında “yeterli”, % 55,6 oranında “biraz yeterli” ve % 27,8 oranında “yetersiz” olarak gördükleri belirtilmişti. Ancak Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin bu üniversitede görev yapan öğretim elemanlarına göre bu amacın gerçekleşme durumuna daha olumlu baktıkları açıkça ortaya çıkmıştır. Bu durumda Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ndeki öğretim elemanlarının öğrencileri ya da müfredatı din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşmesi için yeterli bulmamaktadır yorumunu yapabiliriz. Bu yoruma ek olarak bu üniversitedeki öğretim elemanlarının olması gereken din görevlisi profiline göre değil, şu an görev yapan din görevlisi profiline göre bu soruyu değerlendirdiklerini söyleyebiliriz.

Araştırmaya katılan öğrencilerin din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumuna ilişkin görüşleri ile cinsiyet değişkenine göre yapılan Kay-Kare analizi

sonucunda anlamlı bir ilişki bulunmuştur (p<0,05). Bu durumda istatistiksel anlamda bir farklılık olduğu anlaşılmaktadır. Kadınların % 46,5’i, erkeklerin % 33,7’si din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu düşünmektedirler. Ayrıca kadınların % 36,3’ü, erkeklerin % 34,7’si söz konusu amacın gerçekleşme durumunu “biraz yeterli” bulmaktadır. Erkeklerin % 26,3’ü, kadınların % 13,5’i bu amacın gerçekleşme durumunun “yetersiz” olduğunu belirtmektedir. Bu verilerden öğrencilerin yarısına yakını üniversite değişkeni temelinde din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunu “yeterli”, yarısından fazlası bu amacın gerçekleşme durumunda eksiklik ve yetersizlik gördükleri ortaya çıkmaktadır. Yukardaki istatistiksel anlamdaki farklılık erkek öğrencilerin kadın öğrencilere göre bu amacın gerçekleşme durumu hakkında daha olumsuz kanaate sahip oldukları ile açıklanabilir. Bu daha olumsuz düşünmeyi erkek öğrencilerin kendilerini bu mesleği ifa edecek yeterli düzeyde görmemelerine ya da İlahiyat Lisans müfredatının ve bunu uygulayıcı öğretim elemanlarının öğrencileri yeterli düzeyde bu mesleğe hazırlayamadığına bağlayabiliriz. Bir araştırmada ise erkek (% 61,5) öğrencilerin kadın (% 53,0) öğrencilere göre din görevlisi olarak görev yapacak yeterlikte kendilerini daha “yeterli” bulmuşlardır. Ayrıca erkeklerin % 56,0’ı kadınların % 55,4’ü İlahiyat Lisans müfredatının din görevlisi yetiştirmek için “yetersiz” buldukları ortaya konmuştur (Korukçu, 2011, s. 68). Bu araştırmadaki verileri ve bizim araştırmamızdaki verilerin arasında fark olduğu görülmektedir. Diğer araştırmada erkek öğrenciler kendilerini kadınlara göre daha yeterli görmekteyken, bizim araştırmamızda ise din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumu hakkında daha olumsuz düşünmektedirler. Bu farklılığı erkek öğrencilerin kadın öğrencilere göre müfredatı veya öğretim elemanlarını din görevlisi yetiştirme amacını gerçekleştirmek için daha yetersiz görmeleri ile açıklayabiliriz.

Araştırmaya katılan öğrencilerin din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumuna ilişkin görüşleri ile öğretim türü değişkenine göre yapılan Kay-Kare analizi sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (p>0,05). Birinci öğretimde öğrenim gören öğrencilerin % 44,9’u, ikinci öğretimde öğrenim görenlerin % 41,6’sı din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğunu düşünmektedirler. İkinci öğretimde öğrenim gören öğrencilerin % 36,0’ı, birinci öğretimde öğrenim görenlerin % 35,9’u din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “biraz yeterli” olduğunu belirtmektedir. Birinci öğretimde öğrenim gören öğrencilerin % 16,3’ü, ikinci öğretimde öğrenim görenlerin % 16,1’i din görevlisi

yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yetersiz” olduğu görüşüne sahiptir. Öğretim türü değişkenine göre öğrencilerin bu amacın gerçekleşme durumu hakkında benzer kanaatte oldukları görülmektedir. Bu verilerden öğrencilerin yarısına yakının üniversite değişkeni temelinde din görevlisi yetiştirme amacının gerçekleş me durumunu “yeterli”, yarısından fazlasının bu amacın gerçekleşme durumunda eksiklik ve yetersizlik gördükleri anlaşılmaktadır.

Öğretim elemanı ve öğrencilerin belirledikleri diğer amaç, “İmam-Hatip Lisesi meslek dersi öğretmeni” yetiştirmedir. Bu amacın gerçekleşme durumuna ilişkin istatistiksel tablolar aşağıdadır.

Tablo 29. Öğrenci ve Öğretim Elemanlarına Göre İHL Meslek Dersi Öğretmeni Yetiştirme Amacının Gerçekleşme Durumu

Öğretim Elemanı Öğrenci

F % F % Oldukça Yetersiz 3 3,8 10 5,0 Yetersiz 10 12,8 64 14,6 Biraz Yeterli 42 53,8 172 39,6 Yeterli 16 20,5 132 30,2 Oldukça Yeterli 1 1,3 34 7,8 Cevapsız 6 7,7 13 3,0 Toplam 78 100,0 437 100,0

Araştırmaya katılan öğretim elemanlarının % 21,8’i, öğrencilerin % 38,0’ı İHL meslek dersi öğretmeni yetiştirme amacının gerçekleşme durumunun “yeterli” olduğu görüşündedirler. Öğretim elemanlarının % 53,8’i, öğrencilerin % 39,6’sı bu amacın gerçekleşme durumunu “biraz yeterli” olarak görmektedir. Ayrıca öğretim elemanlarının % 16,6’sı, öğrencilerin % 19,6’sı söz konusu amacın gerçekleşme durumunun “yetersiz” olduğunu belirtmişlerdir. Bu verilerden öğretim elemanlarının yaklaşık dörtte üçünün, öğrencilerin yarısından fazlasının İHL meslek dersi öğretmeni yetiştirme amacının gerçekleşme durumunda eksiklik ve yetersizlikler gördüğü anlaşılmaktadır. Öğretim elemanı ve öğrencilerin bu şekilde düşünmelerini İlahiyat Lisans müfredatında pedagojik formasyon derslerinin olmayışından ya da İHL meslek

dersi öğretmeni yetiştiren ayrı bir bölümün olmamasından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Öğrencilerin öğretim elemanlarına göre bu amacın gerçekleşme durumuna ilişkin daha olumlu bakışa sahip olduklarını söyleyebiliriz. Bu olumlu bakışı öğrencilerin kendilerini İHL meslek dersi öğretmeni olarak görev yapacak yeterlikte görmeleri neden olmuştur diyebiliriz. Nitekim Köylü’nün yaptığı araştırmada öğrencilerin % 78’i, Kaya’nın yaptığı araştırmada % 56,3’ü kendilerini öğretmenlik yapacak yeterlikte görmüşlerdir (Köylü, 1992, s. 179; Kaya, 2003, s. 102). Öğrencilerin (% 74,8) öğretim elemanlarına (% 85,9) göre daha düşük oranda İHL meslek dersi öğretmeni yetiştirmeyi amaç olarak gördüklerini Tablo 17’de açıklamıştık. Öğrencilerin öğretim elemanlarına göre bu mesleğe eleman yetiştirmeyi amaç olarak görmelerinin daha az oranda oluşu, aynı zamanda bu amacın gerçekleşme durumuna dair daha olumlu görüşe sahip olmaları dikkat çekici bir durumdur. Bu durumu, öğrencilerin bu mesleği olması gereken İHL meslek dersi öğretmenliği profiline göre değil de şu an bu öğretmenliği yürütenlere göre değerlendirmeleri ile açıklayabiliriz. Öğretim elemanlarının bunun tam tersi görüşte, yani bu amacı ve amacın gerçekleşme durumunu “olması gereken” İHL meslek dersi öğretmeni profiline göre değerlendirmede