• Sonuç bulunamadı

Malatya ilinde ilçelerdeki olan sanayi tesislerinde genel olarak bir zayıflama il merkezine doğru bir toparlanma söz konusudur. İlçelerde var olan tesisler ya kapanmak yada il merkezine taşınmak zorunda kalmaktadırlar.

Malatya Yeşilyurt İlçesinde 1990 yılında ağırlıklı olarak tekstil işletmelerinden oluşan 100 civarındaki işletmede 550 civarında kişi çalışıyordu (İkiel, 1991: 322).1990 sonrasında ise ilçede tesislerin önemli bir kısmı kapanarak ilçedeki var olan tekstil sanayine dayanan sanayi kümelenmesi ortadan kalmıştır. Bu durumun benzer örneğini Arapkir ilçesindeki deri sanayine dayanan tesislerin zamanla ortadan kalkması veya Malatya il merkezine taşınmasında da görebiliriz (Karakaş, 1996:183;Aksın, Karakaş, 2002:96).

Daha önceki yüzyıllarda önemli ticaret merkezi olan Arapkir 1800’lü yıllarda sonra ticaret yollarının önemini kaybetmesi, asayiş zayıflaması, savaşlar, ulaşım ve pazar alanlarına uzak kalması nedenlerinden dolayı nüfus ve ekonomik yapı gerileyerek günümüze kadar gelmiştir (Karakaş, 1996:183)

Şehirsel etki sahasında olan sanayi tesisleri idari olarak ilçe sınırları içinde olmadıkları halde şehirsel alan içinde kabul edilmişlerdir. Özellikle Battalgazi, Yeşilyurt, Elazığ ve Ankara Güzergâhında olan tesislerde idari sınır değil şehirsel alanın etki sahası esas alınmıştır. Kayısı işleme tesisleri ile taş toprak sanayine dayanan tesislerin bu ilçe sınırları içinde veya ilçe Güzergâhları üzerinde yer almaları ilçelerde bir tesis fazlalığı izlenimini vermektedir.

İlçelerde sınırlı da olsa tesislere rastlamak mümkündür. İlçelerde kurulup büyümeye başlayan tesisler genel olarak Malatya Şehrinde toplanma temayülü göstermektedir. Sanayi tesislerindeki kümelenme ihtiyacı, organizelerin avantajları,

58

resmi kurumlarla olan süreçler, hammadde temin alanları ve sınırlı bir yerel pazar alanı, üretim aşamasında ihtiyaç duyulan teknik personel, çeşitli yan ürünler, teknik servis, yedek parçanın tedariki gibi unsurlar tesislerin ilçelerde kurulup gelişimi açısından olumsuz etkilemektedir. Genel olarak taş-toprak, gıda ve madenciliğe bağlı olarak faaliyet gösteren tesislerin dışında ilçelerde diğer sektörlere ait birkaç tesisle de karşılaşmak mümkündür.

Saha çalışmasının bittiği 2011 yılından sonraki süreçlerde il merkezine 1 saat mesafede olan ve nüfus olarak belli büyüklüğe ulaşan ilçelerde sınırlıda olsa bir kıpırdanma eğilimi dikkat çekicidir. İlçelerde en dikkat çekici gelişmelerden biri Malatya Hekimhan ilçesinde ilk etapta 500, ilerleyen zaman dilimlerinde ise çalışan sayısının 1500 kişiye çıkacak demir çelik üretim tesisinin kuruluş aşamasında olmasıdır. Bu tesisin faaliyete geçmesi ile Hekimhan ilçesinde hızlı bir kalkınma ve bu tesise bağlı olarak diğer yan tesislerinde ikameye gelmesi beklenmektedir. Kurulacak olan bu tesis Malatya ilindeki bir çok sektör ve özelliklede makine ve metal eşya sanayinin de gelişmesinde katkı sağlayacak, Malatya sanayisi için itici bir unsur olacağı düşünülmektedir. Ayrıca bu demir çelik tesisi Türkiye’nin cari açığının azalmasına önemli bir katkı sağlayacak, Türkiye’de 10 milyar $ civarında ithal edilen hurda demir çelik ithalatının 3 milyar $ azalacaktır (www.malatyaaktuel.com; Ekonomi Bakanlığı, 2012:6-7).

4. MALATYA İLİNDE SANAYİNİN DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

4.1. Hammadde

Sanayi tesisleri, asıl fonksiyonları olan hammaddenin daha nitelikli ve kullanışlı bir ürüne dönüştürme süreci sanayi tesisleri ile hammadde arasındaki münasebetin temelini oluşturmaktadır. Bu süreç pazar, ulaşım ve işçi maliyetleri, sanayi kümelenmeleri, teşvikler(enerji, kredi ve vergi indirimleri arsa tahsisleri, ihracat ödemeleri, vs), devletlerin sanayi bakış açıları, tesislerin rekabet düzeyi gibi bir çok unsur hammadde ve sanayi tesisleri arasındaki dengeyi belirlemektedir. Günümüzde bu denge hammadde unsurlarının zayıflaması nedeniyle hammaddenin tesislere yönelmesi ve taşınması sonucunu ortaya çıkarmaktadır.

Hammadde ve sanayi tesisleri arasındaki dengenin sanayi tesislerine yönelme eğilimini Malatya ilindeki tesislerin kuruluş aşamasında etkili olan faktörlerde de görmek mümkündür. Özellikle çok miktarda hammaddenin taşınabilmesi hammadde ve sanayi tesisleri arasındaki sürecin değişmesinde önemli bir etken olmaktadır. Bu değişimin en güzel örneklerinden birini Malatya Hekimhan ilçesinde kurulacak olan ve 1500 civarında kişiye istihdam sağlaması beklenen demir çelik üretim tesisin kuruluş nedeninde görebiliriz. İlk etapta sanayi tesislerinin hammaddeye yönelmesi gibi bir sonuç göze çarpsa da durum Türkiye sanayisi, hammadde kaynakları, sektörel büyüme, Türkiye’nin ithalat ve ihracat yapısı, Türkiye’nin artan demir çelik ihtiyacı, 10 milyar $ civarında hurda demir ithalatı (Ekonomi Bakanlığı, 2013:4), Türkiye’nin dünya piyasalarında artan rekabet gücü, Türkiye’nin pazar alanlarındaki stratejik konumu ve üstünlüğü Malatya Hekimhan ilçesinde demir çelik üretim tesisinin açılmasında etken olmaktadır. Hekimhan ilçesindeki demir cevherinin uzun bir zaman diliminden beri bilinmesi, kullanılması ve taşınmasına rağmen bir sanayi tesisin kurulması söz konusu olmamıştır. İlçede sanayi tesisinin kurulabilmesi ancak sektörel büyüme, ithalat yapısındaki değişim, ülkenin artan rekabet ve pazar gücündeki değişimlerden sonra olması, hammadde ve sanayi tesisleri arasındaki değişimi göstermektedir5

.

5 Bu durumu Güney Kore kökenli Posco Çeliğin Türkiye’ye gelme nedeninde görebiliriz. Özellikle

dünyanın krizle boğuştuğu bir dönemde hammadde kaynaklarından ziyade önemli büyüme rakamlarının yakalanması, Asya kökenli firmaların Avrupa pazarına Türkiye üzerinden açılmak istemleri, büyüyen

60

Malatya’daki tesislerin yurtiçi temin alanları ülke geneline yayılmış durumdadır. Çevre illerin öne çıktığı hammadde temin alanlarında farklılaşan iller İstanbul ve Konya illeridir. Malatya’daki tesislerin hammadde temin alanlarının ülke geneline yayılmış olması sanayinin diğer illerle olan bağlantısının da güçlü olduğunu göstermektedir. Karadeniz bölgesi illerinin zayıf kalmasında hammaddenin çevre illerden temin edilebilmesi ve alternatif alan fazlalığı, buğday, pamuk gibi tarımsal ürünlerin sınırlı üretimi, ulaşım durumu vb faktörler etkendir. Hammadde temin alanlarında İstanbul ve Malatya ili aynı yoğunlukta görülmekle birlikte Malatya ili belirgin bir şekilde diğer tüm illerden farklılaşmaktadır. Hammadde temininde İstanbul ili toplamada 62 kez tercih edilirken Malatya ili 143 kez tercih edilmiştir. Tekstil ve kimya sektöründe hammadde temin alanlarında Malatya ili zayıflarken gıda, taş toprak gibi sektörlerde de güçlenmektedir (Şekil 4.1).

Şekil4.1. Malatya'daki Tesislerin Yurtiçi Hammadde Temin Alanları, 2010

Malatya ili hammadde temin alanları açısından belirgin bir şekilde öne çıkmakta ve önemli bir hammadde temin alanı olduğu izlenimini vermektedir. Sayısal olarak ildeki küçük işletmelerin fazla olması ve bu işletmelerin Malatya’daki çeşitli tesislerden hammadde temin ediyor olması Malatya ilinin olduğundan daha yoğun bir şekilde hammadde temin alanı olarak görünmesine neden olmaktadır.

Bu durumu hammadde kaynaklarının en fazla olduğu gıda sektörüne dayanan tesislerde de görmek mümkündür. Gıda sanayi içindeki un üretim tesislerinde buğdayın

sektörel yapı ve güçlü ihracat yapısı sanayi tesislerinin dünyadaki demir cevherinin daha fazla olduğu ülkelere değil Türkiye’ye yönelmesinde önemli bir etken olmuştur.

temin alanı Malatya’dan ziyade çevre iller oluşturmaktadır. Ağırlıklı olarak hammadde temin alanlarının Malatya olmamasına rağmen ilde önemli düzeyde un ve yem üretimi yapan tesislerle karşılaşmak mümkündür.

2012 TÜİK verilerine göre Sivas, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerinde buğday üretimi yıllık 500 bin tonun üzerinde iken Malatya’da bu rakam 100 bin tonun altındadır (http://tuikapp.tuik.gov.tr/bitkiselapp/bitkisel.zul). Malatya ilinde Çevre illere göre daha sınırlı miktarda hammadde bulunmasına rağmen un ve yem sanayinde çevre illere göre önemli bir başarı yakalanmıştır.

Hammadde temin alanlarında Adana ilinin çıkmasında gıda(özellikle un ve unlu mamuller) ve taş toprak, Ankara gıda ve taş toprak, Diyarbakır gıda, taş toprak ve tekstil, Elazığ özellikle taş toprak ve gıda, Gaziantep gıda ve tekstil, İstanbul makine ve tekstil, Hatay makine, İzmir Kimya, Konya gıda ve makine Malatya gıda, taş toprak, makine ve tekstil, Sivas gıda ve taş toprak, Şanlıurfa gıda ve tekstil sektörleri etkili olmaktadır (Şekil 4.1).

Belli illerin öne çıkmasında sektörel kümelenmeler ve hammadde açısından temel tedarik alanlarının olması etkili olmaktadır. Makine sanayinde Konya, taş toprak sanayinde(çimento fabrikaları) Sivas, Elazığ ve Adıyaman, pamuk temininde Diyarbakır ve Şanlıurfa, demir çelikte Hatay, kimya(plastik) sanayinde İzmir gibi iller öne çıkmaktadır. Sektörel kümelenmeler içinde İstanbul ilinin her açıdan ayrı tutulması gerekmektedir. Her alanda güçlü bir fonksiyonel etki sahası ile mesafe gözetmeksizin tüm iller üzerinde etkili olabilmektedir (Şekil 4.1).

Malatya ilinin ham ve yarımamul madde temin alanlarında ABD, Çin, Almanya, Endonezya, İran, Tayvan, Güney Kore ve Brezilya ülkeleri öne çıkmaktadır. Bu ülkelerin öne çıkmasında sektörel yapı, talep edilen ürünün niteliği ve maliyeti belirleyici olmaktadır. ABD’nin öne çıkmasında tekstil sektöründeki tesislerin pamuk ithal etmeleri belirleyici olmaktadır. ABD pamuğundaki fire ve maliyet oranlarının düşüklüğü temin alanlarının ABD çıkmasında etkili olmaktadır. Çin’in öne çıkmasından bir sektörden taş toprak, tekstil, makine gibi birbirinden farklı sektörler öne çıkmaktadır. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin öne çıkmasında makine, kimya gibi sektörler etkili olmaktadır. Tekstil ve diğer makinelerin İthalatında Almanya diğer ülkelere göre daha öne çıkmaktadır (Şekil 4.2).

62

Şekil 4.2. Malatya'daki Tesislerin Yurtdışı Ham ve Yarımamul Madde Temin Alanları, 2010

Genel olarak yurtdışından yapılan ithalatta tekstil, makine ve gıda sektörleri diğer sektörlere göre daha ağırlıktadır. Tekstil ve gıda sanayindeki kayısı işleme tesisleri doğrudan ithalat yaparken makine ve diğer sektörlerde yapılan ithalatlarda genelde İstanbul, Ankara, Adana gibi illerdeki ithalat firmalar aracılığı ile yapılmaktadır.

Önemli düzeyde hammaddenin işlendiği tesislerde hammaddenin kalitesi değişkenliği, bulunabilirliği tesisler açısından önem taşımaktadır. Sahada yapılan çalışmada cevap alınan 133 tesisten 99’unda mevsimsel olarak hammadde temininde herhangi bir problemle karşılaşılmazken 34 tesiste hammadde temininde mevsimsel olarak problemlerle karşılaşılmaktadır. Tesislerin; hiç yada sınırlı stokla çalışmalarından dolayı hammaddenin bir iki haftalık gecikmesi, hammadde miktarındaki azalmalar, firmaların ihracat yaptıkları dönemlerde iç piyasaya sınırlı miktarda ürün vermeleri, hammadde niteliğindeki değişmeler ve fiyat yükselmeleri mevsimsel olarak karşılaştıkları problemlerdir. Gıda sektöründeki hammaddenin bozulabilir olması ve miktarının diğer sektörlere göre daha fazla değişkenlik göstermesi hammadden kaynaklanan sorunlarla daha fazla karşılaşılmasına neden olmaktadır (Şekil 4.3).

Hemen hemen her sektörde bir veya iki tesiste dönemlik olarak hammadde temininden kaynaklanan problemlerle karşılaşılabilmektedir. Hiçbir sektörde hammadden kaynaklanan sorunlar tesisin veya sektörün genelini etkileyecek düzeyde bir problem teşkil etmemektedir.

Şekil4.3. Malatya'daki Tesislerin Hammadde Temininde Mevsimsel Olarak Karşılaştıkları Problemler, 2010

Hammadde temininde karşılaşılan problemlerin maliyete etkisi mermer ve gıda sektörü dışında diğer sektörlerde çok az, az veya orta düzeyde kalmaktadır. Mermer ocaklarından çıkarılan mermerin çatlak ve parçalı olması maliyeti arttırıcı bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Fire kayıplarının % 50’nin üzerinde çıktığı sektörde, sektörel özelliklerden dolayı hammadden kaynaklanan sorunlarla karşılaşılmaktadır. 165 tesisten maliyeti çok önemli düzeyde etkilediğini belirten tesis sayısı 4 iken maliyeti çok az düzeyde etkilediğini belirten tesis sayısı ise 76’dır. Üretimde yarı mamul ve işlenmiş ürün kullanan sektörlerde hammadden kaynaklanan sorunlar azalma eğilimindedir. Kimya sanayi ve alt sektörlerinde hammaddeden kaynaklanan sorunların azalması hammaddenin maliyetleri etkileme düzeyinin de minimum seviyede kalmasını sağlamaktadır (Tablo 4.1). 0 5 10 15 20 25 30 35 40

Gıda Kimya Makine Orman Taş-Top. Tekstil Diğerleri Problemle Karşılaşan Problemle Karşılaşmayan

64

Tablo 4.1. Malatya’daki Tesislerin Hammadde Teminindeki Sorunların Maliyete Etkisi, 2010

Sektörler Çok Az Az Orta Önemli Çok Önemli

Gıda 23 24 10 6 2 Kimya 11 1 Makine 16 8 1 2 Orman 2 5 1 Taş-Top. 6 3 3 1 2 Tekstil 15 11 4 2 Diğerleri 3 2 1 Toplam 76 54 18 13 4

Kaynak : Saha Anket Çalışması, 2010

Beyaz et sanayinde yeteri kadar tavuk çiftliğinin bulunmaması, aşırı sıcaklar nedeniyle tavuk hastalıklarında artış ve buna bağlı olarak ölümlerinin artması ve soya fasulyesinde ithalata bağlı bir yapının olması problem olmaktadır. Kuru kayısıda üretiminde çil ilacı kullanımının kayısıya zarar vermesi, naturel ve organik kayısılarda ilaç ve koruyucu madde kullanılmamasından dolayı bozulmanın hızlı olması, kimyasal madde kullanımının kayısının görünümüne zarar vermesi, ürünün kokması, şırasının akması, kurtlanması ve özelikle de kükürt, nem oranının yüksek olmasıdır. Yaş kayısı ihracatında, kayısının ezik ve çürük olması, kayısı ağaçlarına çok fazla miktarda azot gübresinin verilmesi ile karşılaşılmaktadır. Kayısı çekirdeği işleme tesislerinde, çekirdek kabuğunun kalın ve sakızlı olması, nem ve küf ve özellikle kaba aşı denilen çekirdeğin kabuğunun kalın çekirdeğinin ise küçük olması problemleri ile karşılaşılmaktadır. Süt işleme tesislerinde sütün kesilmesi ve yağının alınması, süte su konulması, hayvanlara antibiyotik verilmesi, kış aylarında hammaddenin azalması ile karşılaşılmaktadır. Pekmez üretim tesislerinde yeteri kadar hammadde bulunamaması; şeker üretiminde, şekerpancarının süngerimsi yapısı ve şeker oranının düşük olması; un sanayinde, TMO’nun kaliteli, kalitesiz ve süneli olan veya süneli olmayan farklı nitelikte buğdayları birbirine karıştırması, habbelerin düşük olması, buğdayda glüten oranının düşük olması, kullanılan kimyasal buğdayların un kalitesini düşürmesi ve özellikle buğday da süne sorunu; çerez ve baharat üretim tesislerinde sıcaklıklar nedeniyle hammadde ki bozulmalar ile karşılaşılmaktadır.

Hammaddeden kaynaklanan sorunlar aynı zamanda önemli ölçüde sektörel farklılaşmadan kaynaklanmaktadır. Gıda ve taş-toprak sanayinde hammaddeden

kaynaklanan sorunlar diğer sektörlere göre artarken gıda ve taş toprak sektörleri dışındaki diğer sektörlerde hammaddeden kaynaklanan problemler azalmaktadır. Kimya sanayinde hammaddenin azlığı, demir çelik sanayinde çeliğin mukavemetinin düşük olabilmesi ve hammadde fiyatlarındaki yükselişler, orman ürünlerinde tomruklardaki genişleme ve daralma; taş toprak sanayinde tuğla üretiminde toprağın taşlı ve kireçli olması, çimentoda mukavemetinin farklılık göstermesi, yapı kimyasalları üretiminde kumda toprak karışımının olması, taş ocaklarının yetersiz olması, mermer üretiminde çatlık ve yarıkların fazla olması; konfeksiyon sanayinde kumaşlarda defo ve üretimde herhangi bir ürünün eksik kalması; örme sanayinde ipliklerdeki sertlik, kalınlık ve kopma; iplik üretim tesislerinde pamukta kalite sorunu; tekstil sektöründeki entegre tesislerde pamukta renk farklılığı, iplikteki incelik ve kalınlık; deri sanayinde derinin yeterince bulunmaması, derideki kesim hataları; ayakkabı sanayinde deride leke ve deri kalitesinin düşük olması sorunları ile karşılaşılmaktadır. Firmalarda görülen bu sorunlar çoğu zaman tüm sektörün genelinde görülen bir sorun olmaktan uzaktır (Saha Anket Çalışması, 2010).

Tesislerde hammaddeden kaynaklanan sorunların ortak özellikleri yanlış depolama, gıda sektöründeki firmalarda soğuk hava depolarının olmaması nedeniyle hammaddelerin bekleme sırasında bozulmaları ve hammadde miktarının yıldan yıla farklılık göstermesi, dönemlik fiyat yükselmeleri, ithalat yapılan ürünlerde hammadde satışı gerçekleştiren ülkelerin hammadde akışını fiyat artışlarını tetiklemek için geçici olarak durdurmaları, hammadde olarak kullanılacak ürünlerin üretimi esnasındaki hatalar ve hammaddenin niteliğinde dönem dönem dalgalanmalar gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır.

Sanayi bölgeleri ve sanayiyi etkileyen faktörlerin hızla değişmesinin etkisi ile tesislerin hammadde kaynaklarına bağlı olarak dağılış göstermesinin etkisi tüm sektörlerde olmamakla birlikte ortadan kalmakta veya etkisi azalmaktadır. Tekstil, gıda, orman, kimya ve makine sektörünün bir çok alt sektöründe hammadde kaynaklarından bağımsız bir dağılış ortaya çıkmaktadır. Günümüzde;

66

1-Hammaddenin çeşit, nitelik ve bulunabilirliğinin artması, 2-Kalitesindeki dalgalanmaların asgariye düşmesi,

3-Ülke içinde ve dışında tedarik edilen firma sayısının artması,

4-Yerli olmayan hammaddenin miktar ve hacim olarak büyümesi (iller arasında taşınan ürün miktarı ve ithalat miktarının her geçen yıl artması6

)

5-Ulaşım ağının ve sistemlerinin gelişmesi ve ulaşım maliyetlerinde düşüş gibi nedenlerinden dolayı hammadde-üretim tesisi (mekan) arasındaki bağlantı zayıflamaktadır. Bu sonuçlar tablo (Tablo:4.2)’deki sonuçlarla da paralellik göstermektedir.

Tesisler hammadden kaynaklanan sorunlardan belirli oranlarda etkilenmekle beraber, günümüzde hammadden kaynaklanan sorunların etkisi azalma eğilimdedir. Genel olarak hammaddeden kaynaklanan sorunlar gıda sektöründe daha fazla iken diğer sektörlerde azalma eğilimindedir.

Yarı mamul madde temin alanları hammadde temin alanları gibi bir saçılmadan ziyade sanayi bölgelerinde toplanma eğilimindedir. Yarımamul madde temininde İstanbul temel tedarik alanı olarak belirmektedir. İstanbul 87 kez tedarik alanı olarak tercih edilirken Malatya, 34 kez tercih edilmiştir. Malatya’nın yarı-mamul madde temininde öne çıkmasında küçük ölçekli firmaların Malatya’daki çeşitli bayilerden ürün tedarik etmeleri etkili olmaktadır. Diğer tedarik alanları Gaziantep, Konya, Adana, Ankara ve İzmir illerinden oluşmaktadır. Yarımamul madde temininde Gaziantep Malatya iline yakınlığına rağmen ve Konya ili eşit ağırlıkta görünmektedir. Adana, İzmir ve Ankara ise etki açısından birbirine yakın bir seyir izlemektedirler. Adana gıda, makine ve tekstil, Ankara gıda ve makine, Gaziantep gıda, makine ve tekstil, İstanbul sektörlerin geneli, İzmir gıda, kimya, makine ve tekstilde, Konya gıda ve makine sektörlerinde etki oranı daha fazladır (Şekil 4.4).

6 TÜİK verilerine göre Türkiye ithalatı 1990 yılında yaklaşık 22 milyar $ iken 2013 yılında yaklaşık 252

Şekil4.4. Malatya'daki Sanayi Tesislerinin Yurtiçi Yarımamul Maddelerin Temin Alanları, 2010

Üretiminin Malatya’da yapılamadığı veya maliyet nedeniyle diğer illerden temin edilen yarı mamul maddeler, üretim içinde küçük oranlarda bir miktar tutmalarına rağmen maliyet ve önem açından üretimdeki kilit parçaları teşkil etmektedirler. Saha çalışmasında görüşülen tesislerden cevap alınan 221 tesisten 191 tesis üretimin çeşitli aşamalarında yarı mamul madde kullanmaktadır. Üretim aşamalarında genelde herhangi bir yarımamul madde kullanmadığını belirten tesisler beyaz et, ev tipi geleneksel yoğurt, bulgur, tuğla, tekstil sanayi içindeki örme ve iplik sanayi gibi tesislerden oluşmaktadır. Bu tesisler belli ürünlerde veya üretimin belli aşamalarında yarımamul madde kullanmazken işlenmiş ürünlerde ve üretimin diğer aşamalarında zorunlu olarak yarımamul madde kullanmaktadırlar. Genel olarak sanayi tesisleri üretim süreçlerinde ortalama % 1- 25 arasında yarımamul madde kullanılmasına rağmen montaja dayalı üretimlerde kullanılan yarımamul madde oranı % 80’ne kadar çıkabilmektedir.

Gıda üretimine dayan tesislerde içecek sanayi hariç diğer sektörlerin tümünde % 1-5 arasında yarımamul madde kullanılmaktadır. Yarımamul madde kullanımının oldukça sınırlı olduğu gıda sektöründe tatlandırıcılar, gıda boyaları, çeşitli enzimler, vitamin gibi katkı maddeleri (yarı-mamul) üretim aşamalarında kullanılmaktadır. Kimya sektöründeki madeni yağ sektörünün geneli yarımamul maddeye dayanmaktadır. Temel ürünlerin dışında üretimde kullanılan incelticiler veya yarımamul maddeler % 25 civarındadır. Yarımamul madde oranlarındaki yükseklik kimya sektörünün genelinde görmek mümkündür. Genelde farklı nitelikte işlenmiş yarımamul ürünlerin

68

şekillendirilmesi veya karıştırılmasına dayanan sektör, hammadde ve yarımamul madde temin alanlarındaki farklılıklarla da kendini göstermektedir. Makine sektöründe de benzer eğilimler göstermekle birlikte işlenen, şekillendirilen ve değer kazandırılan ürün miktarının fazlalığı ile kimya sektöründen ayrılmaktadır. Orman ürünleri içindeki mobilya üretimine dayanan tesislerde ürünlerin işlenmiş olmasına rağmen makine sektöründeki gibi işlenme ve değer katma oranının yüksekliği yarımamul madde kullanım oranının düşük kalmasını sağlamaktadır. Taş toprak sanayinde kullanılan yarımamul madde oranı % 10’nun altındadır. Hazır beton, tuğla, mermer gibi sektörlerde kullanılan yarı mamul maddenin sınırlılığı gıda sektörü ile benzerlik göstermektedir.

Hammaddenin taşınmasında farklı taşıma sistemleri ve araçlar

kullanılabilmektedir. Taşıma şeklinin belirlenmesinde sektör, tesis büyüklüğü, maliyet, kamu kuruluşu olup olmaması, zaman ve temin alanları gibi değişkenler etkili olmaktadır. Hammaddenin Malatya’dan temini durumunda tesisler genelde kendi araçlarını kullanmakta, il dışından temini durumunda ise nakliye firmalarına veya farklı taşıma sistemlerine(araç kiralama, nakliye ve kendi araçları vs) yönelmektedirler. Hammadde temin alanlarının yanında, taşınan hammadde miktarı da kullanılan taşıma sistemleri üzerinde etkili olmaktadır. Tesisler miktarın artmasına bağlı olarak nakliye