• Sonuç bulunamadı

İklim Değişikliğinin Havza Tarım Sektörü Üzerindeki Diğer Etkileri

4. Kritik Tarımsal Ürünlerde İklim Risk Analizi

4.2. İklim Değişikliğinin Havza Tarım Sektörü Üzerindeki Diğer Etkileri

Olası iklim değişikliğinin sonuçlarının Havza’daki tarımsal üretim üzerine olabilecek diğer genel etkileri aşağıda değerlendirilmiş ve risk analizleri gerçekleştirilmiştir:

(i) İklim Değişiminin Yabani Ot Kontrolüne Etkisi

İklim değişikliği, yabani otların kontrolünü güçleştirebilmekte ve ilave kimyasal mücadele gerektirmektedir. İklim değişikliğinin KMH’de zeytin, domates, incir ve süs bitkileri üretiminde yabani otlar ile mücadelenin yangın vb.

risklere karşı daha etkin yapılması gerekliliğini doğuracağı söylenebilir. Ot ilaçlarının etkilerinin bir miktar azalması, mekanik mücadelenin önemini artırabilecek, bu durum daha fazla iş gücü ve maliyet olarak ürünlere yansıyabilecektir. Ancak, iklim değişikliği senaryosu sonuçlarına göre, 2050 yılına kadar KMH’de %3,1’e kadar beklenen yağış kaybı, yabani otlardan kaynaklı önemli düzeyde bir kırılganlık yaratmayacaktır.

(ii) İklim Değişikliğin Toprağın Yapısı Üzerindeki Etkisi

Toprak oluşumunda iklimin doğrudan etkisi vardır. Sıcaklık ve yağış koşulları, hem fiziksel ve kimyasal çözülmeyi hem de bitki örtüsü türünü belirleyerek toprak oluşumunu etkiler. Bu kadar geçirgen ve çok sayıda faktörün ortaya çıkarabileceği bir değişimin iklimsel değişimden kaynaklı payını saptamak ancak oldukça detaylı ve uzun döneme yayılmış bir araştırma ile mümkün olabilecektir. KAPRA dahilinde, söz konusu iklim değişikliği senaryosuna göre toprağın seçili ürünlerin üretimi açısından kritik iki parametresi incelenerek risk tahmini yapılmıştır.

a. İklim Değişikliğinin Toprak Tuzluluğuna Etkisi

Küresel iklim değişikliğinin etkisi ile toprak ve sulama suyunda tuzluluk sorunu daha da önem kazanmıştır. Özellikle yarı kurak alanlarda artan sıcaklık ve azalan yağışın etkisi sonucu tuz yıkanamayarak üst toprakta birikmekte, ayrıca kuyulardan temin edilen suyun çok daha derinlerden elde edilmesi tuzluluk riskini artırmaktadır. Bu durum bitki

17Türkiye’de dış mekan süs bitkileri üretimine yönelik veri yokluğu sebebiyle, bu bölümde daha detaylı ve nümerik bir tahmin yapılamamıştır.

köklerinin gelişmesini kısıtlamakta, bitkilerde abiyotik stres oluşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle tuz probleminin olduğu alanlarda yapılacak tarımsal faaliyetlerde tuzluluğa dayanıklı türler seçilmelidir (Dölarslan ve ark. 2017).

Havzanın toprak tuzluluk değerlerine bakıldığında, Selçuk İlçesinin denize yakın bölgesi ve Ödemiş İlçesinin güneybatı bölgeleri hariç tüm havzanın tuzsuz ya da çok hafif tuzlu toprağa sahip olduğu görülmektedir. Havza içindeki rakımı yüksek sulanabilir tarım arazileri daha az yağış alacağından tuzluluk değerleri artsa da, bunun haricindeki bölgelerde 2050 yılına kadar toprak tuzluluğunda iklim değişikliğinden kaynaklı yüksek bir kırılganlık beklenmemektedir.

b. İklim Değişikliğinin Toprak pH’sine ve Alkaliliğe Etkisi

Havza yağış miktarında çok yüksek oranda bir düşüşün öngörülmüyor olması nedeniyle, 2050 yıllarına kadar toprak pH’sinde kayda değer bir değişim beklenmemektedir. Sıcaklık artışının ise, toprakta kapiler borular vasıtasıyla toprak pH’sinde bir miktar değişiklik yaratması muhtemeldir.

(iv) İklim Değişikliğinin Hastalık, Zararlı ve Arı Popülasyonuna Etkisi

Havza için yapılan iklim değişikliği öngörüleri, mantari hastalık popülasyonunun bir miktar artarak verim ve kalite kayıpları yaratabileceğine işarettir. Havzada bitkisel üretimde hastalık ve zararlılarla toplu mücadelenin eksik kaldığı görülmektedir. Özellikle zeytin sineği ve zeytinde halkalı leke hastalığı, incirde kanlı basira, domateste tuta absoluta ve narenciyede Akdeniz meyve sineği hızla yaygınlaşmaktadır.

Sonbahar sıcaklığı ve neminde meydana gelecek artışlar, doğrudan bal arılarının gelişimini etkileyerek kışlamada sorunlar ve farklı stres noktaları yaratabilecektir. Havzada arıcılık çok yaygın bir tarımsal faaliyet olmasa da üretiminde arıya ihtiyaç duyan tarımsal ürünler için bu durum kritik olacaktır (Şahinler ve ark., 2008).

BÖLÜM 4: DEĞERLENDİRME

KAPRA kapsamında, Havzaya yönelik kapsamlı bir iklim değişikliği çoklu afet risk analizi yürütülerek, beş ürünün üreme biyolojisi, fizyolojisi, beslenme özellikleri gibi faktörleri incelenip ürünlerin iklim değişikliğinden etkilenebilirliği ve uyum kapasitesi saptanmış, ilk üretiminden nihai tüketiciye ulaşana kadarki evreleri incelenmiştir. Olası iklim değişikliğinin çalışma kapsamında ele alınan ürünler üzerindeki etkileri farklılık göstermektedir. İklim değişikliğinin tek bir ürüne olacak etkilerinin doğru bir şekilde değerlendirilebilmesi için ürünü ve içinde bulunduğu tüm ekosistem hizmetlerini ayrı ayrı ele almak gereklidir.

Zeytin (yağlık)

Aşırı sıcak gün sayısı ve ortalama sıcaklıktaki artışlar, ortalama yağış miktarındaki düşüş ve soğuklama sürelerinin düşmesi, zeytin rekoltesi için kritik bir durum oluşturmaktadır. 2050 yılına kadar herhangi bir önlem alınmaz ise zeytin rekoltesinde %10 ile %20 arasında bir düşüş yaşanacağı düşünülebilir.

Zeytinde muhtemel rekolte düşüşü ve kalite kaybı sonucu, zeytinyağı işlemede atıl kapasite riski ve bu kapasiteye farklı bölgelerden ürün temini için ilave işletme giderleri oluşması söz konusudur. Ayrıca zeytinyağı kalitesinin düşüşü gelir kaybına yol açacaktır. Ayrıca üretimdeki düşüş, fiyatları artırarak uluslararası rekabet gücünü daha da azaltabilir.

Havza’da oluşabilecek fırtına ve dolu sonucu, işletmelerin fiziki altyapılarında hasarlar ve lojistik problemler de oluşabilir.

Domates (Sanayilik)

İklim değişikliği, altyapı sorunları ile Havza’daki sanayilik domates üretimini olumsuz etkileyebilir. Bölgenin göç alması ve sanayinin gelişmesi, tarımsal su üzerindeki baskıyı artırarak beklenenin üzerinde bir rekolte düşüşüne yol açabilir.

Sıcaklık artışı üretime bir miktar olumlu etki edebilir; ancak ekstrem sıcaklıkların verimliliğe ve kaliteye %4-7 oranında olumsuz yansımaları söz konusudur.

Üretim miktarında meydana gelen düşüşler zincirin diğer halkalarında da etkili olacaktır. Ürün arzının azalışı, sanayicilerin farklı bölgelerden hammadde temin etmesine yol açarak ilave maliyet yaratabilecektir. Ayrıca yüksek girdi fiyatıyla üretim maliyetleri artabilir ve firmaların rekabet gücü düşebilir.

Süt (inek)

Havza’da en çok üretilen ve süt hayvancılığına girdi olan yem bitkisi olan silajlık mısır, su ihtiyacının fazla olması sebebiyle artan kuraklıktan etkilenecek, bu durum süt üretiminde verim ve kalite düşüşü yaratacaktır.

Üretim zincirinde iklim değişikliği nedeniyle kırılganlıkların yaşanacağı en önemli faz çiğ süt üretimidir. Ortalama sıcaklık artışı ve yağış düşüşü; süt sığırı verimliliği üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı gibi, süt hayvancılığıyla ilgilenen insanların özellikle yaz aylarındaki performansını etkileyecektir.

2021-2050 yıllarında büyük ölçekli işletmelerde süt verimliliğindeki kayıpların %3-5 arasında olacağı öngörülmüştür.

Büyük ölçekli işletmelerde iklim akıllı ve hayvan refahını artırıcı tedbirler ile uyum kapasitesi nispeten yüksek olacaktır.

İncir (Kurutmalık)

İklim değişikliği, Havza’daki kuru incir üretimi üzerinde risk yaratmaktadır. Rüzgar rejimindeki değişiklikler, yetiştiriciliği imkansız hale getirebilir. Aşırı sıcaklıklar da verimlilik ve kaliteyi düşürecektir. Yağış miktarındaki kısmi azalma ise su stresinde yükselmeye işaret etmektedir.

İncir sineğinin yaşamsal faaliyetlerinin etkilenmediği ve meyve olgunlaşma döneminde rüzgar rejiminin değişmediği koşullarda, diğer iklim streslerinden kaynaklı 2021-2050 yılları arasında üründe yıllık %5-7 aralığında rekolte kaybı beklenmektedir. Bu durum, üretim zincirinin üst kademeleri olan toptan ticaret, ürün işleme, pazarlama ve satışta gelir kaybına neden olabilir. Öte yandan, arz düşüşü fiyatların artışı ile dengelenerek kayıpların etkisi hafifleyebilir.

Dış Mekân Süs Bitkileri

İklim değişikliği ile dış mekan süs bitkilerinin sulama ihtiyacının erken başlaması ve su kaynakları üzerinde baskı oluşması beklenmektedir. Sulama ihtiyacının artmasıyla kuraklığa toleransı yüksek, su stresi az çeşitlerin üretimi artarak uyuma katkı sağlayacaktır. İklim değişikliği, bitkilerin vejetatif büyümesine olumlu etki edeceğinden kaliteyi de artıracaktır.

Üretim maliyetinde ciddi artışlar beklenmektedir. Bazı suya hassas çeşitlerde insan faktörü veya su temini yetersizliğinden kaynaklı %2-5 oranında verim kaybı olabilir. Ancak verim kayıpları kalite ve ekonomik değer artışıyla karşılanabilir. İklim değişikliğiyle depolama imkanlarında sorunlar ve pazarlama süresinde de daralma olabilir.

5. Türkiye’de ve Küçük Menderes Havzası’nda İklim Değişikliğine Yönelik Tarımsal