• Sonuç bulunamadı

2.3. Rusya Federasyonu Yarı-Başkanlık Sistemi

3.1.4. İkinci Meşrutiyet’in İlanı

II. Abdülhamit’in 14 Şubat 1878’de meclisi fesh etmesi ile Osmanlıda yeniden mutlakıyet devrine dönülmüş ve bu dönem 23 Temmuz 1908 tarihine kadar sürmüştür.255 Bu mutlakıyet döneminde meşrutiyeti tekrar getirmek ve Tanzimat ve

Islahat fermanları ile elde edilen kazanımları tekrar elde etmek adına devlet sınırları içinde ve dışında gizli cemiyetler kurulmuştur. Bu cemiyetlerin en önemlisi İttihat ve Terakki Cemiyetinin kurulmasına zemin hazırlayan Jön Türklerdir.256

Avrupa ve balkanlarda çeşitli ülkelerde örgütlü bir şekilde faaliyet gösteren İttihat ve Terakki Cemiyeti, II. Abdülhamit muhalifi olan bütün kesimleri kendi etrafında toplamış bulunmaktaydı.257 1908 Temmuzunda Reval’de bir araya gelen

Rusya ve İngiltere yüzyıldan beri devam eden doğu sorununu Osmanlı topraklarını

251 Olgun, a.g.e., ss.13-15 252 Karpat, a.g.e., s.99 253 Gözler, a.g.e., 2007, ss.35-36 254 Olgun, a.g.e., ss.24-25 255 a.g.e., s.28 256 Karpat, a.g.e., ss.99-100 257 a.g.e., s.101

nüfuz alanlarına ayırarak bitirmiş bulunmaktaydı.258 Reval görüşmelerinden çıkan ve

Makedonya’yı ilgilendiren bir sonuca göre Makedonya’da yabancı denetimi olacak ve padişahın buradaki konumu görünüşte kalacak şeklindeydi. Ayrıca İngiltere ve Rusya’nın Osmanlı topraklarını parçalamayı kabul ettikleri söylentileri Selanik’e ulaşmıştı. İçeride ise 1906 ve 1908 yıllarında enflasyon ve maaş ödemelerinin gecikmesi gibi nedenlerle orduda küçük çaplı grevler ve isyanlar baş göstermekteydi. İçte ve dışta yaşanan bu gelişmeler İttihat ve Terakki Cemiyetinde harekete geçme kararının alınmasına sebep oldu. Böylece cemiyet üyelerinden 2. ve 3. ordudaki subayların eylemleri ve balkan halklarının da gösterileri mutlakıyet rejimine son veren ve Kanun-i Esasi’yi tekrardan yürürlüğe koyduran 23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyetin ilanını sağlamıştır. 259 Böylece padişah tarafından iç ve dış tehditler

bahane edilerek kesintiye uğrayan 1876 Kanun-i Esasi-i rejimi yine aynı padişah tarafından yürürlüğe konmuş ardından 11 Aralık’ta Mebusan seçimi yapılmış ve 17 Aralık 1908 tarihinde aynı padişahın huzurunda törenle Meclis-i Mebusan açılarak göreve başlamış oluyordu.260

3.1.4.1. Hükümet Sistemi Bağlamında 1876 Kanun-i Esasisi

Kanun-i Esasi’de; padişahın tahta çıkışını ve görevlerini düzenleyen ve 8-26. maddelerini içeren hususlar “Tebaa-i Devlet-i Osmaniye’nin Hukuk-ı Umumiyesi” başlığı altında; bakanların atanmasını, görevlerini ve meclisle ilişkilerini düzenleyen ve 27 – 38. maddelerini içeren hususlar “Vükela-yı Devlet” başlığı altında; meclislerin çalışma biçimini düzenleyen ve 42 – 59. maddelerini içeren hususlar “Meclis-i Umumi” başlığını altında ve parlamentoyu oluşturan meclislere ilişkin düzenlemeler ise “Heyet-i Ayan” ve “Heyet-i Mebusan” (60 – 80. maddeler) başlıkları altında yer almaktadır.261

258 Rıdvan Akın, Türk Siyasal Tarihi, Levha Yayınları, İstanbul, 2010, s.13 259 Zürcher, a.g.e., 2017, ss.141-145

260 Akın, a.g.e., 2010, ss.13-14 261 Olgun, a.g.e., s.16

Devlet başkanlığının irsî olarak babadan oğula geçtiğini anayasal olarak düzenleyen Kanun-i Esasi, yönetim şekli olarak monarşiyi benimsemekteydi. 262

Egemenlik yetkisinin padişaha ait olduğunu anayasanın 3. ve 4. maddeleri ile vurgulayan anayasa, günümüz anayasalarına göre geri bir anayasa olup anayasada padişahın yetki ve haklarını sınırlayan bir hüküm yer almamış, ayrıca güçlü yetkilerle donatılan padişaha bu yetkiler karşısında herhangi bir sorumluluk yüklenmemektedir. Yine anayasaya göre bakanlar kurulunu atama ve görevden alma yetkisine sahip olan padişah, yürütme erkinin başı konumundadır. Bakanlar kurulu padişaha karşı sorumlu olmakta, dolayısı ile hükümetin meclisin güvenoyu ile göreve başlaması ya da güvensizlik oyu ile görevden düşürülmesi söz konusu olmamaktadır.263

Yasama üzerinde de güçlü yetkileri mevcut olan Padişah, Anayasanın 35. maddesine göre meclisi feshedebilmektedir. Diğer yandan Anayasanın 53. maddesine göre bir mevzu hakkında kanun teklif etme yetkisi hükümete ait olmakta ancak 54. maddesine göre teklifin kanunlaşabilmesi padişahın onayına bağlı olmaktadır.264

1876 Anayasasına göre Heyet-i Ayan ve Heyet-i Mebusan’dan oluşan Meclis- i Umumi yasama ile yetkilendirilmektedir. Heyet-i Mebusan üyeleri 4 yıllığına halk tarafından gizli oyla seçilmektedir. Heyet-i Ayanın üyeleri ise Heyet-i Mebusan’ın üçte birini geçmeyecek şekilde üst düzey devlet memurları arasından ömür boyu görevle padişah tarafından atanmaktadır. Meclislerin ikisi aynı anda padişahın iradesi ile Kasım ayında açılmakta ve aynı şekilde Mart ayında kapanmaktadır. Padişah meclislerin çalışma süresini kısaltma ve uzatma yetkisine sahiptir. Meclis üyeleri göreve başlarken padişaha bağlılık yemini etmeleri gerekmektedir. Her iki meclisinde başkanını padişah atamaktadır. Mebuslar mecliste yapmış oldukları konuşmalardan ve kullandıkları oylardan dolayı sorumsuzdurlar.265

1876 Anayasası yasamaya ilişkin olarak bakanlar kuruluna kanun tasarısı sunma ve sınırlı da olsa mebuslara kanun teklifi verme yetkisi vermiş ancak bu kanun

262 Atar, a.g.e., s.42. 263 Olgun, a.g.e., s.17 264 a.g.e., s.18

tasarı ve tekliflerinin kanunlaşabilmesinin tek yolu padişahın bilgisi ve onayından geçmesi ile olmaktadır. Dolayısı ile padişahın iradesi hükümetin ve meclislerin iradesi üzerinde olmaktadır. Yine meclisler arasında kanun yapabilme yetkisi açısından üyelerinin padişah tarafından atandığı Meclis-i Ayan’ın, üyelerinin halk tarafından seçildiği Meclisi Mebusan’a üstünlüğü bulunmaktadır. Çünkü Meclisi Mebusan’da görüşülen kanun teklifleri sonra Meclis-i Ayan’a gönderilmekte ve Meclis-i Ayan ise kanun tekliflerini dine, hürriyete, padişahın hukukuna ve memleketin emniyetine gibi kriterlere göre değerlendirme yetkisi olmakta ve uygun bulmadığı teklifleri veto etme hakkı bulunmaktadır. Ayrıca anayasaya göre anayasanın yorumlanması Meclis-i Ayan’ın yetkilerinden sayılmış, Meclis-i Ayanın bu yetkisini kullanmasının sonucu olarak da 1912 yılındaki meclisin feshedildiği görülmektedir. 266

1876 Anayasasının yargı ile ilgili hükümleri ise Gözler’e göre dönemin Avrupa ülkelerinin anayasaları ile boy ölçüşecek biçimce düzenlenmiştir. Nitekim yargı faaliyetlerinin bağımsız mahkemelerce yerine getirileceği, “hâkimlerin azlolunamayacağı”, “yargılamanın aleniliği”, “hak arama özgürlüğü” ve “kanuni hâkim güvencesi” gibi modern anayasalarda var olan düzenlemeler anayasanın 81 ila 91. maddelerinde düzenlenmiştir.267

Yukarıda yer alan bilgilerden hareketle padişahın yetkilerini sınırlandırmak ve halkın devlet yönetiminde söz sahibi olabilmesini sağlamak için uzun çalışmalar neticesinde ilan ettirilen 1876 Anayasasının ilk halinden aslında yasama, yürütme ve yargıya ait yetkilerin açık ya da gizli bir şekilde padişaha tanındığı, padişahın yetkilerinin sınırlandırılmadığı ancak görünürde halkın temsilcilerinin ve sembolik yetkilerinin olduğu meclislerin oluşturulduğu “meşruti monarşi” sisteminin uygulandığı çıkarılabilir.

II. Meşrutiyetin ilanı ile birlikte 1909 yılında anayasada bazı değişiklikler yapılarak kuvvetler ayrılığı anlamında devlet fonksiyonlarının görevleri bakımından önemli değişikliklerle birlikte temel hak ve hürriyetler genişletilmiştir.Yapılan bu değişiklilerle bakanların ve bakanlar kurulunun (Heyet-i Vükela) padişaha karşı

266 Olgun, a.g.e., ss. 20-21 267 Gözler, a.g.e., 2007, ss. 30-36

sorumlulukları kaldırılarak Meclis-i Mebusan’a karşı sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Yürütme ile ilgili olarak padişah yetkilerini kullanırken parlamenter sistemin özelliği olan “karşı imza” kuralı getirilmiş bu değişiklikle yürütme organının aslı unsuru bakanlar kurulu olmuştur. Padişahın fesih yetkisi sınırlandırılmıştır. Yasama faaliyetleri çerçevesinde Mebusların kanun teklif edebilmesi için padişahtan izin almaları kaldırılmış ve padişahın mutlak veto yetkisi geri gönderme (geciktirici veto) şeklinde değiştirilerek yumuşatılmış, padişahın geri gönderdiği kanunların kabulü için tekrar görüşmede üçte iki kabul şartı getirilmiştir. 268

Ayrıca anayasanın 7. maddesinde yapılan padişahın uluslararası andlaşmaları “akdetme” yetkisi parlamentonun onayına tabi kılınmıştır. Yine 29. madde yeniden düzenlenerek bakanları, padişah tarafından atanan başbakan seçmesi kabul edilmiştir. Yine 35. maddeye göre hükümet hakkında Meclis-i Mebusan güven oylaması yapabilecektir.

3.1.5. Milli Mücadele Dönemi Siyasi Çalışmaları ve 1921 Teşkilat-ı Esasiye