• Sonuç bulunamadı

Araştırmanın ikinci alt problemi, “Öğrencilerin Görsel Sanatlar Dersine karşı tutumlarında, Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Programında yer alan etkinlikler ve oyuna dayalı müze etkinliklerinin uygulandığı deney grubu öğrencileri ile sadece Görsel Sanatlar Dersi Öğretim Programında yer alan etkinliklerin uygulandığı kontrol grubu öğrencileri arasında bir farklılık var mıdır?” olarak belirlenmiştir. İkinci alt probleme ilişkin bulgular aşağıda verilmiştir.

Deney ve Kontrol grubundaki öğrencilerin ölçülen öntest, son test ve izleme testi tutum puanlarının ortalama istatistikleri tablo 4.11’de gösterilmiştir.

Tablo 4.11.

Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Ölçülen Tutum (Ön Test, Son Test ve İzleme) Testleri Puanlarının Betimsel İstatistikleri

Test Grup Ortalama

Öntest Deney 3,45 Kontrol 3,46 Sontest Deney 4,47 Kontrol 3,61 İzleme Deney 4,30 Kontrol 3,38

Sonuçlara göre; deney ve kontrol grubunda en yüksek ortalama son test tutum puanlarında elde edilmiştir. Oyuna dayalı müze etkinliklerinin uygulandığı deney grubu

 

öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine karşı tutumları kontrol grubu öğrencilerine göre daha olumludur. Programda yer alan etkinliklerin sınıf içinde işlendiği kontrol grubu öğrencilerinin izleme testi tutumlarına bakıldığında oldukça bir düşüş yaşandığı görülmektedir. Bu durum kontrol grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine karşı tutumları istenilen düzeyde olmadığı gibi sürece bakıldığında olumlu bir değişmenin yaşanmadığını da göstermektedir. Bu bulgular oyunla desteklenmiş etkinliklerin müzede uygulanmasının Görsel Sanatlar dersine karşı öğrenci tutumlarında etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Bireyin yaşantısını ve yaratıcılığını etkileyecek çok özel bir eğitim olan oyun, yöntemler arasında çocuğa en yakın olanıdır. Bu yöntemle çocuklar, yalnızca dinlemek ya da tartışmak yerine olayların nasıl oluştuğunu izlerler ve konunun ayrıntısına inerler. Çocuk bu yöntemle başka bir kimliğe bürünmekte ve sanatsal faaliyetlerin yapılışındaki duygu ve düşünceleri bizzat yaşamaktadırlar. Oyun yöntemi, sanat öğretimi için yöntem olmaktan çok bir güdüleme etkinliğidir.

Şekil 4.2.

Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Tutum (Ön Test, Son Test ve İzleme) Testleri Puan Ortalamaları

1,000 2,000 3,000 4,000 5,000 Tu tu m D üz ey i

Deney Kontrol Deney Kontrol Deney Kontrol

Öntest Sontest İzleme

Deney grubundaki öğrencilerin tüm testlerde tutum puanlarının ortalamasının kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu (şekil 4.2.) görülmektedir. Geleneksel eğitimin kalıpları dışına çıkarak, müzede görerek, yaşayarak, eğlenerek öğrenmenin

 

daha kalıcı olduğu, öğrencilerin görsel duyuşsal ve kinestetik gelişimlerini de besleyeceği aynı zamanda yaratıcı bir ortama zemin hazırlamaktadır.

Şahan’a (2005) göre; Müze içerisinde yapılacak olan eğitsel etkinlikler yine çocukların gelişim seviyeleri dikkate alınarak gerçekleştirilmelidir. Özellikle ilköğretim öğrencileri açısından, katılımlı tur etkinlikleri olumlu yaşantılar sunmaktadır. İlköğretim öğrencilerinin aktif hayal güçleri dikkate alınırsa, onları rol oynama, hikaye anlatımı, yaratıcı drama gibi duyusal anlatımlı etkinliklerle öğrenmeye motive etmek gerekmektedir.

Müzeler, öğrencinin bilgiyi dolaysız elde etmesini, araştırma ve incelemeler yapabilmesini, yaparak yaşayarak kalıcı öğrenmesini sağlamasının yanında, öğrenciye özgür bir ortam vererek, öğrencinin kendisini daha güzel ifade etmesine teşvik etmektedir.

Deney ve Kontrol grubundaki öğrencilerin öğretim etkinliklerine başlamadan önce ölçülen ön test tutum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bağımsız örneklemler için t testi ile analiz edilmiş ve sonuçları tablo 4.12’de gösterilmiştir. Tablo 4.12.

Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencilere Öğretim Etkinliklerini Uygulamadan Önce Ölçülen Ön Test Tutum Puanlarının Karşılaştırılması

Grup N Ortalama Std. sapma t Sd p Deney 28 3,45 0,88 -0,045 54 0,964 Kontrol 28 3,46 0,75

Öğretim programında yer alan etkinliklerin sınıf içinde işlenen kontrol grubundaki öğrencilerin ölçülen ön test tutum puanları ( X=3.46), oyun dayalı müze etkinliklerinin uygulandığı deney grubundaki öğrencilerin ön test puanlarından (X=3.45) çok az bir farkla daha yüksek bulunmuştur. Ancak, istatistiksel olarak deney grubu ile kontrol grubundaki öğrencilerin öğretim etkinliklerine başlamadan önce

 

ölçülen ön test tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05). Bu sonuçlara göre deney ve kontrol grubu öğrencilerinin uygulama öncesi Görsel Sanatlar dersine karşı ön tutumları aynı düzeydedir diyebiliriz.

Deney ve Kontrol grubundaki öğrencilerin ölçülen son test tutum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bağımsız örneklemler için t testi ile analiz edilmiş ve sonuçları tablo 4.13’de gösterilmiştir.

Tablo 4.13.

Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Öğretim Etkinlikleri Sonrasında Ölçülen Son Test Tutum Puanlarının Karşılaştırılması

Grup N Ortalama Std. sapma t Sd p Deney 28 4,47 0,34 5,299 54 0,000* Kontrol 28 3,61 0,79 *p<0.05

Deney grubundaki öğrencilerin oyuna dayalı müze etkinlikleri sonunda ölçülen son test tutum puanları ( X=4.47), kontrol grubundaki öğrencilerin son test puanlarından ( X=3.61) daha yüksek bulunmuştur. İstatistiksel olarak da, deney grubu ile kontrol grubundaki öğrencilerin öğretim sonunda ölçülen son test tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur(p<0.05). Her ne kadar kontrol grubu öğrencilerinin ön tutum puanı (X=3.46) ile son tutum puanı ( X=3.61) arasında artış görülse de istenilen düzeyde değildir. Buna göre; oyuna dayalı müze etkinliklerinin uygulandığı deney grubu öğrencilerinin son tutum puanlarındaki ( X=4.47) artış Görsel Sanatlar dersine yönelik olumlu bir değişimin yaşandığını göstermektedir.

Deney grupları için oluşturulan öğrenme süreci karşısında öğrencilerin duyuşsal açıdan birçok kazanım sahibi olmalarına fırsat vermektedir. Kültür varlıkları ve müzeler gibi mekanların öğrenim içerisinde kullanılması, öğrencilere, bir taraftan insanlık tarihinin nesnelerini sunarken, diğer yandan onların yaratıcı düşünceye sahip insanlar olarak yetişmelerini sağlar (Buyurgan ve Mercin, 2005: 99).

 

Gökçe’nin (2004) “İlköğretimde Aktif Öğrenmenin Öğrenciler Üzerindeki Etkisi” konulu araştırmasında ise amaç, ilköğretimde aktif öğrenmenin öğrenciler üzerindeki etkisini saptamaktır. Bu araştırma aktif öğrenme tekniklerinden birisi olan oyunla öğretime yer vermiştir. Öğrencilere uygulanan anket sonuçlarına göre toplam 352 öğrenciden %27’si öğretmenlerin ders işlerken oyunla öğretmeye çalıştığını belirtmiş, 341 öğrenci oyunu en çok sevdikleri ve istekle katıldıkları etkinlikler arasında en başta gelen etkinlik olarak seçmişlerdir. Bu araştırmaya göre çocukların ilgi, ihtiyaç ve beklentileri göz önüne alındığında oyun en çok istenen etkinlik olarak belirlenmiştir.

Deney ve Kontrol grubundaki öğrencilerin ölçülen izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bağımsız örneklemler için t testi ile analiz edilmiş ve sonuçları tablo 4.14’de gösterilmiştir.

Tablo 4.14.

Deney ve Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Öğretim Etkinlikleri Sonrasında Ölçülen İzleme Testi Tutum Puanlarının Karşılaştırılması

Grup N Ortalama Std. sapma t Sd p Deney 28 4,30 0,44 4,608 54 0,000* Kontrol 28 3,38 0,96 *p<0.05

Deney grubundaki öğrencilerin öğretim etkinlikleri sonrasında ölçülen izleme testi tutum puanları (X=4.30), kontrol grubundaki öğrencilerin izleme testi tutum puanlarından ( X=3.38) daha yüksek bulunmuştur. İstatistiksel olarak da, deney grubu ile kontrol grubundaki öğrencilerin öğretim sonrasında ölçülen izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur(p<0.05).

Oyuna dayalı müze etkinliklerinin uygulandığı deney grubu öğrencilerinde ön tutum (X=3,45) ve son tutum ( X=4,47) puanları arasındaki artışa nazaran izleme tutum puanında ( X=4,30) az da olsa bir düşüş görülmektedir. Öğretim programında yer alan

 

etkinliklerin uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin ise, izleme testi puanı ( X=3,38) sontest ( X=3,61) ve ön test ( X= 3,46) puanına göre oldukça bir gerileme olduğu gözlenmektedir. Bu durum farklı yöntemlerin uygulanması öğrenci üzerinde olumlu yaşantılar sağladığını göstermektedir.

Yapılan gezi etkinliklerine katılma, eserler karşısında düşünme, analiz etme, nesneler ile bağ kurma, yaratıcı drama ve oyun etkinlikleri heyecan verirken aynı zamanda bilgilerin kazanılması ve öğrenmeye karşı bir istek oluşmaktadır. Ancak bu tür ziyaretler maddi olarak biraz zorlamaktadır. Ortaya çıkan bu maddi ihtiyaçların gerek öğrenci velileri gerekse okullar tarafından sağlanması zorunluluk arz etmektedir. Nitekim Topçu’nun (2008) “Görsel Sanatlar Eğitiminde Bir öğretim Yöntemi Olarak Yaratıcı Drama” ile ilgili yüksek lisans tezinde, müze ziyaretlerinin çoğu zaman müzeye kapıdan girilip hızla vitrinlere bakılıp çıkılmasından öteye gidemediği, öğretmenlerin müze eğitimi ile ilgili bilgilerinin arttırılması gerektiği, müzelerin eğitimde etkili ve bilinçli kullanılamadığı görüşü görülmüştür. Aynı zamanda öğrencilerin daha önce müzede yaratıcı drama etkinliklerinin uygulandığı bir çalışmaya katılmadıklarını ve öğrenciler okula kıyasla müzenin ortamının çok güzel olduğunu, müzede gerçek nesnelerle çalışmanın, oyunlar oynamanın, canlandırmalar yapmanın hayal gücü ve yaratıcılıklarını geliştirdiğini, görselliklerinin geliştiğini ve görsel tasarımlarını zevkle ve eğlenerek yaptıklarını belirtmişlerdir.

Deney grubundaki öğrencilerin ön test tutum puanları ile oyuna dayalı müze etkinlikleri sonrasında uygulanan son test tutum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bağımlı örneklemler için t testi ile analiz edilmiş ve sonuçları tablo 4.15’de gösterilmiştir.

Tablo 4.15.

Deney Grubundaki Öğrencilerin Ölçülen Ön Test Tutum Puanları İle Son Test Tutum Puanlarının Karşılaştırılması N Ortalama Std. sapma t Sd p Öntest 28 3,45 0,88 -5,891 27 0,000* Sontest 28 4,47 0,34

 

Öğretim programı ve müzede oyuna dayalı etkinliklerin uygulandığı deney grubundaki öğrencilerin son test tutum puanları ( X=4.47), ön test tutum puanlarından ( X=3.45) daha yüksek bulunmuştur. İstatistiksel olarak da, deney grubundaki öğrencilerin ön test puanları ile son test tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur(p<0.05). Kazanımlar doğrultusunda farklı etkinlikler müze ziyaretleriyle gerçekleşen dersler sonrasında deney grubunun puanında yaşanan bu değişim uygulanan etkinliklerin etkili olduğunu göstermektedir.

Buyurgan (2007) tarafından 42 lise öğrencisi üzerinde gerçekleştirilen “Tarih Dersi Kapsamında Programlı Bir Müze Ziyareti” başlıklı çalışmasında öğrencilerin %20’si fizik dersinin, %20’si biyoloji dersinin, %14’ü kimya dersinin, %11’i matematik dersinin, %9’u coğrafya dersinin, %5.4’ü tarih dersinin ve %5’i resim ve edebiyat dersinin müzelerde işlenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Farklı mekan ve ortamların eğitimsel süreç içerisinde kullanılmasının önemini Özsoy (2002a) şu şekilde açıklamaktadır: Öğrencileri kapalı atmosferinden uzaklaştırılarak daha canlı, yaşayan ve deneyim edindiren bir ortamda derslerini gerçekleştirmek, öğretmenler kadar öğrencileri de mutlu edecektir. Kuşkusuz bu ihtiyacı karşılayabilecek, bu ortamı yaratabilecek kurumların başında kültür varlıkları, tarihi yapılar, müzeler, galeriler, sanatçı atölyeleri ve tasarımcı stüdyoları gelmektedir.

Deney grubundaki öğrencilerin ön test tutum puanları ile izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bağımlı örneklemler için t testi ile analiz edilmiş ve sonuçları tablo 4.16’de gösterilmiştir.

Tablo 4.16.

Deney Grubundaki Öğrencilerin Ölçülen Ön Test Tutum Puanları İle İzleme Testi Tutum Puanlarının Karşılaştırılması

N Ortalama Std. sapma t Sd p Öntest 28 3,45 0,88 -4,800 27 0,000* İzleme 28 4,30 0,44 *p<0.05

 

Oyuna dayalı müze etkinliklerinin uygulandığı deney grubundaki öğrencilerin izleme testi tutum puanları (X=4.30), ön test tutum puanlarından ( X=3.45) daha yüksek bulunmuştur. İstatistiksel olarak da, deney grubundaki öğrencilerin ön test puanları ile izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur(p<0.05).

Güler’in (2009) yapmış olduğu çalışmada konu ile ilgili olarak belirlenen ünitedeki etkinliklerin, geliştirilen müze eğitim paketi ve bu paket içerisinde bulunan müze rehberi ile gerçekleştirilmiş programlı ve etkili bir müze ziyareti sonucunda; öğrencilerin müzede yaşadıkları deneyimlerle müzelere karşı tutumlarının önemli derecede değiştiği ve arttığı görülmüştür.

Bulgular gösteriyor ki, öğrencinin aktif katılımı, merakını ön plana çıkaran, eğlendiren, heyecanlandıran farklı ortamlar ve onları sıkmadan keyifle öğrenmelerini sağlamak öğrenci davranışlarında istenilen olumlu değişmenin yaşanmasına neden olmaktadır. Çağdaş eğitim sistemi içinde bu tür farklı yöntemlerin kullanılması zorunludur ve öğretmenlerimize önemli görevler düşmektedir.

Bir başka araştırmacı Özeskici (2009) yüksek lisans tezinde ise; müzede yapılacak bir çalışmanın, öğrencilerin görsel, duyuşsal ve kinestetik gelişimlerine ne yönde katkı sağladığı ve onların bireysel gelişimlerinde ne derece olumlu yansımalar gösterdiği belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmaya katılan İlköğretim Okulu 6.Sınıf (n=95) öğrencisine, müze ziyaretinden 2 gün önce 36 sorudan oluşan (görsel 12,duyuşsal 12, kinestetik 12) öğrenme özelliklerine yönelik ön test yaptırılmıştır. Ön testten sonra öğrencilere gezi ve Müze hakkında bilgi sahibi olmaları için müze broşürü dağıtılmıştır. Müze ziyareti ile öğrencilere rehber eşliğinde müze tanıtılmış, drama uygulaması gerçekleştirilmiştir. Ayrıca müze koleksiyonunda bulunan bir nesneyi olduğu gibi, kendi yaratıcılık ve hayal güçlerini de katarak yeniden ve farklı biçimde tasarlamaları önerilmiştir. Ardından Müze ile ilgili üç soru yöneltilip cevaplamaları istenmiştir. Rehber eşliğinde müze ziyareti yapılmış ve sonra etkinlik çalışmasına geçilmiştir. Öğrencilere, ön testte uygulanan aynı test, son test olarak verilmiştir. Ön ve son test arasındaki ortalamalar t testi ile karşılaştırılmıştır. İki ortalama arasında 0,05 olasılık düzeyinde anlamlı bir farkın olduğu görülmüştür.

 

Deney grubundaki öğrencilerin son test tutum puanları ile izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bağımlı örneklemler için t testi ile analiz edilmiş ve sonuçları tablo 4.17’de gösterilmiştir.

Tablo 4.17.

Deney Grubundaki Öğrencilerin Ölçülen Son Test Tutum Puanları İle İzleme Testi Tutum Puanlarının Karşılaştırılması

N Ortalama Std. sapma t Sd p Sontest 28 4,47 0,34 1,625 27 0,116 İzleme 28 4,30 0,44

Deney grubundaki öğrencilerin son test tutum puanları ( X=4.47), izleme testi tutum puanlarından (X=4.30) daha yüksek bulunmuştur. Ancak, deney grubundaki öğrencilerin son test puanları ile izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05).

Dersler içerisinde verilen öğrencileri aktif bir konuma getiren farklı etkinlikler, müze gezi ve incelemeleri ve sonrası ders etkinliklerinde kullanılan yöntem ve teknikler var olan tutum değişiminin nedenleri olarak değerlendirilmektedir. Her iki testteki tutum puanlarının izleme testinde de değerini koruması uygulanan yöntem ve tekniklerin öğrenci tutumlarının kalıcılığı açısından oldukça başarılı olduğunu göstermektedir.

Oyunun çocuk üzerindeki etkisini araştıran Paino (2001), “Öğrencilerin Oynadığı Oyunlar” isimli çalışmasında fen bilgisi derslerinde sınıf içinde dörderli gruplara ayrılarak televizyon yarışmalarında olduğu gibi deneyleri başarıyla diğerlerinden önce tamamlamaya ve sonrasında öğretmenin sorduğu sorulara önce ve doğru şekilde cevaplamaya çalışan rekabet halindeki öğrencilerin derse daha çok motive olduklarını belirtmiştir.

 

Kontrol grubundaki öğrencilerin ön test tutum puanları ile son test tutum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bağımlı örneklemler için t testi ile analiz edilmiş ve sonuçları tablo 4.18’de gösterilmiştir.

Tablo 4.18.

Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Ölçülen Ön Test Tutum Puanları ile Son Test Tutum Puanlarının Karşılaştırılması N Ortalama Std. sapma t Sd p Öntest 28 3,46 0,75 -0,799 27 0,431 Sontest 28 3,61 0,79 *p<0.05

Öğretim programında yer alan etkinliklerin sınıf içinde uygulandığı kontrol grubundaki öğrencilerin son test tutum puanları ( X=3.61), ön test tutum puanlarından ( X=3.46) daha yüksek bulunmuştur. Ancak, istatistiksel olarak, kontrol grubundaki öğrencilerin ön test puanları ile son test tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05). Buna göre; kontrol grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine karşı tutumlarında istenilen düzeyde olumlu bir değişmenin yaşanmadığı gözlenmektedir. Güler’in (2009) yaşmış olduğu tez çalışmasında da; yaptıkları müze ziyareti herhangi bir etkinlikle desteklenmeyen ve kazanımlar dikkate alınarak programlanmayan bir müze gezisi sonrasında, ünitenin başlangıcından sürecin bitimine kadar öğrencilerin tutumlarında duyuşsal anlamda bir değişiklik olmadığı görülmüştür.

İlköğretim 6. sınıf matematik dersi kesirler ünitesinin oyun destekli öğrenme yaklaşımı ile öğretiminin öğrenci başarısına ve tutumuna etkisini incelemek amacıyla yapılan çalışmada Aksoy (2010); deney grubunda dersi oyun destekli öğrenme yaklaşımı ile kontrol grubunda ise geleneksel öğretim yöntemi ile yürütmüştür. Araştırma sonucunda; oyun destekli öğrenmelerin öğrencilerin kazanımlara ilişkin başarılarını, öz-yeterlik algılarını ve matematik dersine yönelik tutumlarındaki

 

gelişimleri etkilediği görülmüştür. Bununla birlikte başarı gelişimleri ile tutum, öz- yeterlik gelişimleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu görülmüştür.

Kontrol grubundaki öğrencilerin ön test tutum puanları ile izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bağımlı örneklemler için t testi ile analiz edilmiş ve sonuçları tablo 4.19’de gösterilmiştir.

Tablo 4.19.

Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Ölçülen Ön Test Tutum Puanları İle İzleme Testi Tutum Puanlarının Karşılaştırılması

N Ortalama Std. sapma t Sd p Öntest 28 3,46 0,75 0,431 27 0,670 İzleme 28 3,38 0,96 *p<0.05

Kontrol grubundaki öğrencilerin ön test tutum puanları ( X=3.46), izleme testi tutum puanlarından ( X=3.38) daha yüksek bulunmuştur. Ancak, istatistiksel olarak, kontrol grubundaki öğrencilerin ön test puanları ile izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05). Sonuçlara göre, öğretim programının yer aldığı etkinliklerin sınıf içinde uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin Görsel Sanatlar dersine karşı ön test tutumlarına göre izleme testi tutumlarında bir gerileme olduğu görülmektedir. Oyuna dayalı müze etkinliklerinin uygulandığı deney grubu öğrencilerinin sürecin bitimine kadar olan süreçte Görsel Sanatlar dersine karşı tutumlarında anlamlı bir artışın görülmesi, uygulanan müzede oyun etkinliklerinin etkililiğini göstermektedir. Küçükahmet (1997: 60) öğrencinin öğrenme sürecinde aktif olmasının önemini şu şekilde açıklamaktadır: Bir öğretmen klasik yöntemi, çok sık kullanılan anlatım yöntemini örnek verecek olursak, sürekli bir biçimde uzun bir zaman diliminde kullanmamalıdır. On beş dakikanın sonunda etkinlik değişmelidir. Böylece öğrencilerde monotonluğun oluşmasını engelleyebilir ve öğrenciyi sürekli aktif kılabiliriz.

 

Oyun temelli etkinliklerin etkisini araştıran Özgenç (2010); hazırlık ve uygulama sürecinin zor ve zaman alıcı olduğu, ders içerisinde öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci etkileşiminin ve öğrencilerin derse katılımının yüksek olduğu, öğretmenin süreçte rehber olma rolünün ön plana çıktığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca grup çalışmalarına yer verilmesi ve oyun temelli etkinliklerle dersin renklendirilmesinin, öğrencilerin derse katılımı açısından etkili olduğu ortaya çıkmıştır.

Kontrol grubundaki öğrencilerin son test tutum puanları ile izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığı bağımlı örneklemler için t testi ile analiz edilmiş ve sonuçları tablo 4.20’de gösterilmiştir.

Tablo 4.20.

Kontrol Grubundaki Öğrencilerin Ölçülen Son Test Tutum Puanları İle İzleme Testi Tutum Puanlarının Karşılaştırılması

N Ortalama Std. sapma t Sd p Sontest 28 3,61 0,79 0,937 27 0,357 İzleme 28 3,38 0,96

Kontrol grubundaki öğrencilerin son test tutum puanları ( X=3.61), izleme testi tutum puanlarından ( X=3.38) daha yüksek bulunmuştur. Ancak, istatistiksel olarak, kontrol grubundaki öğrencilerin son test puanları ile izleme testi tutum puanları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır(p>0.05). Sonuçlara baktığımızda öğretim programında yer alan etkinliklerin sınıf içinde uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin son test tutumlarında ve izleme testi puanlarında anlamlı bir fark bulunmamış olmasına rağmen; ön test tutumları ( X= 3,46) ile izleme testi ( X= 3,38) arasında anlamlı bir düşüş olduğu görülmektedir. Bu durum kontrol grubu öğrencilerinin uygulama sürecinin bitimine kadar olan süreçte, son test tutumlarında az da olsa bir artış olsa dahi ön test tutumlarına göre izleme testi tutum puanlarındaki düşme uygulanan etkinliklerin Görsel Sanatlar dersine yönelik tutumlarında olumsuz yönde etkisi olduğunu göstermektedir.

 

Utku’nun (2008) yapmış olduğu tez çalışmasında ilköğretim I. kademe 5.Sınıf öğrencilerinin Görsel Sanatlar Dersi kapsamındaki müze eğitimini almadan önce ve aldıktan sonra müze eğitimine ilişkin tutumları arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Öğrencilerin Sanat eğitimi dersi kapsamında aldıkları müze eğitimi öncesi tutum ölçeğinden elde ettikleri puanların ortalaması X=88,88 iken, Sanat eğitimi dersi kapsamında aldıkları müze eğitimi sonrası tutum ölçeğinden elde ettikleri puanların ortalaması X = 93,18’e yükselmiştir. Bu bulgu sanat eğitimi kapsamında verilen müze eğitiminin, ilköğretim I.kademe 5. Sınıf örgencilerinin müze eğitimine ilişkin tutumlarının olumlu yönde etkilendiğini göstermektedir. Oyunun öğrenme üzerindeki etkisini araştıran bir başka araştırmacı Güneş (2010) çalışmasında yer alan İlköğretim II. kademe Matematik dersini veren 43’ü bayan 42’si erkek olmak üzere 85 öğretmenin görüşlerine göre; öğretmenlerin ilköğretim ikinci kademe matematikte oyun ve etkinliklerin kullanımını uygun bulduklarına ancak bazı sorunlarla karşılaştıklarına işaret etmektedir. Bulgular aynı zamanda gösteriyor ki, öğretmenler, okul imkanlarının ve müfredatın, oyun ve etkinlik kullanımına uygun hale getirilmesi, hizmet içi eğitim alınması gibi düzenlemelerle bu yöntemin çok daha verimli hale geleceğini de düşünmektedirler.

 

BÖLÜM V

SONUÇ VE ÖNERİLER

Araştırmanın bu bölümünde, çalışma sonrasında elde edilen bulgular doğrultusunda oluşturulan sonuçlara yönelik önerilere yer verilmiştir.

5.1. Sonuçlar

Bu araştırmanın problem cümlesi “İlköğretim II. kademe 6.sınıf Görsel Sanatlar dersinde, “Müze Bilinci” öğrenme alanının uygulanmasında, geliştirilen oyuna dayalı müze etkinliklerinin öğrenci erişi ve Görsel Sanatlar dersine karşı tutumları üzerinde bir etkisi var mıdır?” olarak ifade edilmiştir.