• Sonuç bulunamadı

İflas İçi Konkordatonun Feshinin İflasın Kaldırılmasına Etkisi

Belgede İflasın kaldırılması (sayfa 80-84)

D. KONKORDATONUN TASDİK EDİLMİŞ OLMASI

IV. İflas İçi Konkordatonun Feshinin İflasın Kaldırılmasına Etkisi

1. Genel Olarak

Daha öncede belirttiğimiz gibi, konkordato akdi ile birlikte imtiyazsız alacaklılar, borçluya karşı ya alacaklarının belli bir yüzdesinden feragat ederler ya da alacaklarının vadesini uzatırlar323. Borçlu da bu şartlar altında borcunu ödemekle borcundan tamamen kurtulur324. Böylece borçlu, borcunu dahi iyi şartlarda ödeme fırsatını yakalamış olur, alacaklılar da alacaklarını iflasa nazaran daha iyi şartlarda alma şansına sahip olurlar.

Görüldüğü üzere konkordato akdinden, hem borçlunun hem alacaklının hem de kamunun menfaatleri vardır. Ancak konkordato akdinde en çok fedakarlık yapmak zorunda kalan taraf alacaklılardır. Çünkü alacaklılar, alacaklarının belli bir yüzdesinden feragat etmek durumunda kalabilmektedirler. İşte böyle bir fedakarlık karşısında alacaklıları da borçlunun dürüst olmayan davranışları karşısında korumak gereklidir. Bu sebeple kanun koyucu da alacaklı tarafa, İcra İflas Kanunu’nun 307 ve 308. maddelerinde konkordato akdinin feshini325 sağlayabilme imkanını tanımıştır.

Kanun koyucu İcra ve İflas Kanununda iki çeşit konkordatonun feshi hali düzenlemiştir. Bunlardan ilki, m. 307’de düzenlenen alacaklılardan herhangi birinin konkordatoyu sadece kendisi bakımından feshini istemesi hali, diğeri ise m. 308’de düzenlenen konkordatonun bütün alacaklılar için feshi halidir.

Konumuz iflasın kaldırılması olduğu için, burada konkordatonun feshi sebeplerini incelemeyip, sadece konkordatonun feshinin iflasın kaldırılmasına olan etkisini, her iki fesih türüne göre ayrı ayrı incelemek uygun olacaktır.

323 Bkz.; §4, D, I.

324 Kuru, Konkordato, s. 405.

325 Her iki hükümde yer alan “fesih” kavramı, gerçek teknik anlamında kullanılmamaktadır. Çünkü fesih, sözleşmenin taraflarından birinin, tek taraflı yöneltilmesi gerekli bir irade beyanı ile sürekli borç ilişkisini ileriye etkili olarak sona erdirmesidir. Burada konkordatonun bütün alacaklılar veya bir alacaklı bakımından iptali söz konusudur. Ancak kanun ve öğretide fesih kavramı yerleştiği için biz de fesih kavramını kullanacağız. Geniş bilgi için bkz.; Ulukapı, s.107, 108, 109.

71

2. Bir Alacaklı İçin Konkordatonun Feshinin İflasın Kaldırılmasına Etkisi

Kendisine karşı konkordato şartları hiç veya gereği gibi ifa edilmeyen konkordato alacaklısı yalnız kendisi bakımından konkordatonun feshini isteyebilir (m. 307/I). Bu durumda mahkeme, yapacağı inceleme neticesinde şartların varlığı halinde yalnız fesih talebinde bulunan alacaklı bakımından fesih kararı verebilir (m.

307/I).

Konkordatonun feshi kararı sadece bu konuda karar alan alacaklı bakımından sonuç doğurur, diğer alacaklılara tesir etmez326. Bir alacaklı bakımından konkordatonun feshine karar verilmesi ile birlikte konkordato öncesi hale dönüleceğinden, kabul edilen konkordatonun çeşidine bağlı olarak oluşan sonuçlar da ortadan kalkacaktır327. Ancak konkordatonun sadece bir alacaklı bakımından feshine karar verilmesi, konkordato sebebiyle m. 182’ ye göre kaldırılan iflas halinin kendiliğinden geri dönmesi sonucunu doğurmaz328. Yalnızca müflisin, kendisi hakkında konkordato feshedilen alacaklıya karşı, konkordato öncesi miktarla ve şartlarla sorumlu olması esasına geri dönülür. Çünkü iflas, yenilik doğurucu (inşai) bir tasarruf ve yeni bir hukuki statü olarak ancak bir mahkeme kararı ile açılabilir ve yine ancak bir mahkeme kararı ile kaldırılabilir. İflasın kaldırılmasına karar verilmesinden ve bunun kesinleşmesinden sonra, iflas haline bir mahkeme hükmü olmadan kendiliğinden geri dönülmesi mümkün değildir. Bu durumda alacaklı, şayet borçlunun tekrar iflas etmesini istiyor ise, alacağının tamamını borçludan talep eder, borcun ödenmemesi halinde borçlu aleyhine alacağın tamamı için icra veya iflas takibi yapabilir329. Ancak bu takip neticesinde mahkeme borçlunun yeniden iflasına karar verebilir.

326 Postacıoğlu, İlhan, E: Konkordato, İstanbul 1965, s. 134, Berkin, İflas, s. 586, Kuru, El kitabı, s.

1313, “Dava, İcra ve İflas Kanununu m.307’ye göre açılmış, bu esas çerçevesinde karar verilmiştir.

Bu durumda, konkordatonun yalnız davacı lehine feshi gerekirken, bütün alacaklılar yararına sonuç doğuracak uygulamalara sebebiyet verecek nitelikte (konkordatonun feshine) karar verilmesi kanuna aykırıdır.” (İİD. 11.11.1969. 10135/10657, Ulukapı, s. 262).

327 Ulukapı, s. 261.

328Brand, s. 5, Blumenstein, s. 928, Ulukapı, s. 262, Ansay, Sabri, Şakir: Hukuk İcra ve İflas Usulleri, Ankara 1960, s. 353.

329 Ulukapı, s. 262.

72

3. Bütün Alacaklılar İçin Konkordatonun Feshinin İflasın Kaldırılmasına Etkisi

Her alacaklı suiniyetle muallel bulunan bir konkordatonun feshini mahkemeden, m.308 hükmüne göre talep edebilir. “Suiniyetle muallel bulunan”

konkordatodan anlaşılması gereken şey borçlunun dürüst olmayan tutum ve davranışları ve hileli muameleleri ile alacaklıları zarara sokma kastıdır330.

Bu şekilde, bir alacaklının talebi üzerine konkordatonun tamamen feshi kararı, sadece bu konuda karar alan alacaklı bakımından değil, bütün alacaklılar için sonuç doğurur331. Böylece konkordatonun tamamen feshi bütün alacaklılara tesir ederek konkordatonun hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmaktadır.

Acaba iflastan sonra (iflas içi) konkordatoda, konkordatonun tamamen feshedilmesi 182. maddeye göre kaldırılmış olan iflasın geri dönmesi sonucunu doğurur mu; yoksa borçlunun iflas halinin geri dönmesi için alacaklılardan birinin, m.301’e göre borçlunun iflasını mı istemesi gerekir?

İflastan sonra konkordatonun tamamen feshi üzerine doğacak hukuki durum doktrinde tartışmalıdır. Bir görüşe göre;332 iflas içi konkordatonun feshedilmesi ile iflas hali kendiliğinden geri gelir ve borçlu hakkındaki iflas tasfiyesine kaldığı yerden devam edilir. Bunun için, iflasın kaldırılması kararının geri alınması hakkında bir karar verilmesine ve yeni bir iflas idaresi seçmek için alacaklıları toplantıya çağırmaya gerek yoktur. Eski iflas idaresi, kendiliğinden, tasfiyeye kaldığı yerden devam etmelidir333.

330 Mesela, konkordato şartları haricinde alacaklılardan birine menfaat temin etmiş olma, hileli davranışlara yahut borçlunun gerçeğe aykırı bilanço ibraz etmesi, borçlunun alacaklı çoğunluğunu sağlamak için hayali alacaklar üretmesi, borçlunun kendisine veya işletmesine ait malvarlığını gizlemesi gibi davranışlarda dürüst olmayan ve alacaklıları zarara sokma kastından davranışlara örnek verilebilir.

331 Kuru, IV, s. 3848, Buroğlu/Reyna, s. 180, Eriş, Gönen: Uygulamalı İflas Ve Konkordato Hukuku, Ankara 1991, s. 915.

332 Brand, s. 5, Kuru, IV, s. 3873, Postacıoğlu, Konkordato, s. 157

333 Bu görüş kabul edilmeyerek mahkeme 301’ e göre iflasa karar vermeye mecbur dersek bile, hiç değilse, konkordatonun feshi ve borçlunun yeniden iflasına karar verilmesi taleplerinin birlikte yapılabileceğinin kabul etmek, alacaklıların menfaatlerine uygun olduğu gibi zaman ve emekten de tasarruf sağlar (Kuru, IV, s. 3873). Altay’ın görüşü de bu doğrultudadır. Ancak Altay, Kuru’dan farklı olarak, alacaklının fesih talebiyle birlikte, iflasın kaldırılmasına ilişkin kararın geri alınmasını istemesini, ihtiyatlı ve isabetli bulsa da, davacı böyle bir istemde bulunmasa bile, mahkeme, fesih kararıyla birlikte, iflasın kaldırılması hakkındaki kararı geri aldığını re’sen kararında belirtebilmelidir görüşündedir (Altay, Konkordato, s. 1216).

73

Diğer bir görüşe göre334; konkordatonun tamamen feshedilmesi halinde, konkordatonun tasdiki dolayısıyla kaldırılmış iflas hali kendiliğinden geri gelmemekte ve borçlunun iflas ettirilebilmesi için yeniden iflas talebinde bulunulması gerekmektedir.

Kanaatimizce, konkordatonun kesinleşmesinin zamana bağlı olması, yeni dava açılması karşısında yeni baştan harç ve diğer masrafların yapılması ve eski iflas tasfiyesi sırasında yapılan bir çok işlemin tekrarlanmasının gerekmesi, kısaca usul ekonomisi ilkesi açısından ilk görüşün kabulü uygun olabilirdi335. Ancak kanunun sistematiği açısından bu görüşün kabulü uygun değildir. Çünkü, kanun koyucu iflastan sonra konkordatoya ilişkin m. 309/II hükmünde açıkça m. 308 hükmünün uygulanacağını belirtmiştir. Söz konusu hükmün 2. fıkrasının m. 301’e yaptığı yollama gereğince, konkordatonun tamamen feshi halinde on gün içersinde alacaklılardan birinin talebi üzerine borçlunun yeni baştan iflasına, yani doğrudan doğruya iflasına karar verileceği hükme bağlanmaktadır336. Ayrıca konkordato tasdik edilip iflasın kaldırılmasından sonra, iflas haline yeni bir mahkeme kararı olmadan dönülmesi de mümkün değildir. Konkordatonun feshinde, mahkeme yalnızca konkordatonun feshi sebeplerini inceleyerek bu yönde karar vermektedir. Dolayısıyla sadece konkordatonun feshi kararı ile iflas haline geri dönülemez. Bunun için mutlaka mahkemenin iflas kararı vermesi gereklidir.

334 Jaeger/Walder/Kull/Kottman Art. 316 N. 5, Blumenstein, s.930, Solenthaler, s. 84, Berkin, İflas, s. 590, Gürdoğan, İflas, s. 214, Önen, Konkordato, s. 96, Ansay, 1960, s. 353, Arar, s. 338.

335 Önen, Konkordato, s. 96, 97.

336 Ulukapı, s. 277, Altay’a göre; 309. maddenin, m. 308’e yaptığı yollamayı abartmamak gerekir, zira, 309. maddenin yeniden iflas davası açılmasına ilişkin m. 301/I’e doğrudan yollaması yoktur. M.

309’un m. 308’e yaptığı yollama, iflas içi konkordatonun amacı ile sınırlı bir biçimde yorumlanarak, bunun m. 308’in, 301/I’e yönelik yollamasını içermediğini kabul etmek gerekir. gerçekten, 309.

maddenin, 308. maddeye yaptığı yollamaya kapsamlı ve müessesenin mantığına aykırı anlamlar izafe edilmeyerek m.301’e yönelik yollamanın, sadece iflas dışı konkordatoya ilişkin olarak yorumlanmasının gerektiği kabul edilmelidir (Altay, Konkordato, s. 1216). Kanımızca bu görüşün sonucu her ne kadar iflas içi konkordatonun amacıyla örtüşecek olsa da belirttiğimiz gibi kanunun sistematiği açısından çok doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü 309. madde açıkça 308. maddenin bir kısmına değil tamamına yollama yapmıştır.

74

§ 5. İFLASIN KALDIRILMASININ USULÜ

A. İFLASIN KALDIRILMASINI KİMLERİN TALEP EDEBİLECEĞİ

Belgede İflasın kaldırılması (sayfa 80-84)