• Sonuç bulunamadı

İdeallerin Birleştiği Nokta: Haim Nahum ve İttihat Terakki

1908 yılında İkinci Meşrutiyet dönemi resmen başladığında, Yahudi toplumunun sosyo-politik durumu bazı yönleriyle Müslüman Türklerinki ile benzer bir durumdaydı. Topluluk içerisinde etkin bir şekilde meşrutiyet hükümetini destekleyenler vardı, diğerleri sessiz Abdülhamid rejiminin sadık sempatizanları idiler. Bu ikilik toplumun en üst idari seviyesinde ve liderlerinde de açıktı. Bu ikililiği yansıtan en önemli ve iyi bilinen olay Genç Türkler ihtilalinden sonra vekâleten Baş haham olan Mosheh Levi’nin istifası olmuştur. Bu olay sanki eski liderliğin iktidarından Genç Türkleri

225 BOA, DH. İD., Belge No: 30-1 /7. 226 BOA, DH. İD., Belge No: 30-1 / 44. 227 Çolak; agm, s 234.

228 Haydar Kazgan;” İttihat ve Terakki Hareketi ve Avrupa Finans kapitali”, Finans Dünyası, Ocak 2004, s 88.

destekleyen parti için her hangi bir olaya meydan vermeden feragat etmesi gibi gözükmüştür229. Levi, nihayet 12 Ağustos 1908‘de istifa ederek Hahambaşılığın kontrolünü tamamen modernleşmecilere bırakmıştır. Fakat onun yerine kimin geçeceği konusunda anlaşmazlıklar vardı. Alliance’nin muhalefetine rağmen Haim Nahum kaymakam olarak seçilmiştir230. 1909 yılında ise Hahambaşı seçildi. Bu seçim Padişah tarafından onaylandı 231 . Genç Türk devrimini müteakiben, Genç Türk çevrelerine yakın olan Haham Haim Nahum vekâleten baş hahamlığa atanmıştır. 1909 yılında Osmanlı hükümeti ona yeni bir unvan vermiştir, Başkentteki ve Osmanlı İmparatorluğundaki mukim tüm Yahudilerinin baş hahamı ve onun bağlıları. Haim Nahum bu ünvanı taşıyan tek haham olmuş ve bu unvanla 1920 yılına kadar hizmet vermiştir232. Nahum’un amacı, İmparatorluk topraklarındaki tüm Yahudiler’in önderi olmak ve Yahudiler arasında birliği sağlayabilmekti. Dolayısıyla Siyonistlerle de aradaki soğukluğu yok etmek istiyordu. O’nun bu amaca ulaşmak için yaptığı işler Siyonizmin yükselişini sağlamaktan başka bir işe yaramıyordu. Nahum bütün çabalarına rağmen Siyonizmin yükselişini engelleyememiştir 233.

Yahudi grupların Hahambaşılık üzerinden yaptığı mücadele 1908-1909 kışında yeni Osmanlı Meclisi’ne vekil seçmek için yürütülen kampanyalar ile çakışmıştır. Böylece; Sefaradlar, Aşkenazlar ve Karaylar arasındaki geleneksel düşmanlığa bir de modernleşmeciler muhafazakârlar ve Siyonistler arasındaki bölünme eklenmiştir. Nahum’un önderliğinde modernleşmeciler İttihat ve Terakki’nin başarılı adaylarını desteklemişlerdir. Meclis-i Mebusan’a dört; Meclis-i Ayan’a da bir temsilci göndermişlerdir. Anayasal dönemde (1908-1912) Nahum’un liderliğinde Yahudi Cemaatin mensupları, İttihatçılar ile iş birliği yaparak önemli siyasi roller üstlenmişlerdir234. Kısa sürede sınıf düşkünlükleri ve yönetim tarzları sebebiyle o güne kadar Haham yardımcılığı yapmış tutucu laik kadrolara benzemeye başlamışlardır. Başka deyişle Alyans yanlısı laikler yerlerini aldıkları muhafazakâr Haham yardımcılarına benzemişlerdir235. Şubat 1909’da, Sadrazam Kamil Paşa İttihat ve Terakki’nin gözünden düşüp istifaya zorlandığında Karasu, Kamil’in yönetimi ile ilgili 229 Ortaylı; agm, s.9. 230 Shaw, age, s.350-351. 231 Olgun; age, s.88. 232 Ortaylı; agm, s.3. 233 Olgun; age, s.89. 234 Shaw; age, s.352-353.

bir araştırma istemiştir. Ancak bu çoğunluğun onayını almayan bir hareketti236. Cemaat dışı siyasette elde ettiği başarılar kısa bir süre sonra Nahum’un Hahambaşı olarak atanmasını sağlamıştır. 12 Ocak 1909’da Nizamname maddeleri uyarınca aralarından bir tanesinin Hahambaşı seçileceği beş aday belirlemiştir. Hahambaşılık’da toplanan seksen İstanbul vekili ve kırk taşra temsilcisi oy çokluğu ile Nahum’u Hahambaşı seçmiştir237.

İkinci meşrutiyet dönemi boyunca, Osmanlı Yahudiliği yeni bir tür Osmanlılaşmış Yahudi entelektüelini canlandıran Baş haham Haim Nahum tarafından temsil edilmiş ve yönetilmiştir. Manisa’nın yerlisi olan Nahum çocukluğunda geleneksel dini eğitim almıştı. Daha sonra İzmir’de bir devlet lisesine devam etmiş ve eğitimini İstanbul’da hukuk fakültesinde sürdürmüştür. 1893 yılından 1897’ye kadar haham olarak atanma ve kutsanmasını aldığı Paris’te İlahiyat Fakültesi’nde ayrıca Fransa Koleji’nde Yahudi filolojisinde okumuştur. Paris iken ve sürgündeyken Genç Türklerin liderleri ile ilişki kurmuştu. Onu 1908 yılında vekil baş haham, 1909’da da baş haham yapan bu ilişki olmuştur.

Resmi ve yarı resmi belgelerde ve basında Haim Nahum’dan şu şekilde söz edilmiştir: İyi korunmuş Osmanlı bölgelerinin Yahudi milletinin ruhani lideri, hahambaşı, yüce Haim Nahum Efendi... Diğer bir deyişle, Osmanlı imparatorluğunun hahambaşı olarak görülmüştür. Bu İttihatçılar cephesinde iki önemli eğilimi yansıtır. İlki, Haim Nahum’a kişisel güvenlerini ortaya koyar. Ayrıca, Osmanlı Yahudiliği için diğer etnik gruplarla ilgili ittihatçı politikalara karşılık gelecek şekilde daha merkezi bir idari örgüt kurulması teşebbüsünü temsil eder. Bu yüzden, ittihatçıların bir bütün olarak Osmanlı Yahudiliğinin sadakatine olan güvenlerinin bir yansımasıdır. Haim Nahum en yüksek Mecidiye rütbesiyle ödüllendirildi ve imparatorluk içindeki diğer Müslüman olamayan grupların favori hedefi haline getirilecek şekilde etkili bir pozisyonda tutulmuştur238. Cemiyetin meclisteki üstünlüğü açıkça ortaya çıkmıştı ve artık anayasa çerçevesi içinde yenilgiye uğratılması söz konusu olamazdı. Cemiyetin ortadan kaldırılması için tek bir yol kalıyordu ki o da şiddete başvurmaktı. İşin garibi Padişaha saldıranların başında İttihatçı basın değil, Padişahın kardeşi Reşad Efendi’nin sahibi bulunduğu Serbestî adlı

236 Ortaylı; agm, s.4.

237 Shaw; age, s.352-353. 238 Ortaylı; agm , s.3-4.

cemiyet aleyhtarı gazete geliyordu239. Haim Nahum, 7 Mart 1909’da resmen göreve başlamış ve anayasal dönemin reformlarının bir parçası olarak Yahudi Cemaati’ni yepyeni bir yöne sürüklemiştir. Nahum’un ilk işi geçici Kaymakamlık mevkisini Hahambaşılığa çevirmek olmuştur. Meclis-i Cismani’ye modernleşmeciler egemen olsalar da Meclis’te çok sayıda muhafazakâr ve Ortodoks vardı ve Nahum’un yönetici olarak hiçbir mevkiye seçilmesini istemiyorlardı. Arkalarında Hilfsverein der Deutschen Juden240 ve İstanbul’daki Siyonist Teşkilatın desteği vardı. Bu iki örgüt de AIU’nun Nahum’u kullanarak ilerici fakat anti-Siyonist politika ile Yahudi Cemaati üzerinde egemenlik kuracağından korkuyordu241 .